ABD’nin Minneapolis kentinde, polis memuru Derek Chauvin tarafından dakikalarca nefessiz bırakılarak öldürülen 46 yaşındaki George Floyd'un son sözleri "Nefes alamıyorum" olmuştu. Bu sözlere ABD'de daha önce de tanık olunmuştu. 17 Temmuz 2014'te de polisler, kaçak sigara sattığı iddiasıyla gözaltına almak istedikleri Eric Garner'ı ‘nefes alamıyorum’ sözlerine rağmen öldürmüştü.
ABD genelinde öfkenin 30 eyalete yayılırken, Amerika Birleşik Devletleri Komünist Partisi ve Sosyalist Eşitlik Partisi'nden de açıklamalar geldi.
Tükenmez Haber'den Özlem Temena'nın haberine göre Komünist Parti açıklamasında ‘ırkçı polis şiddetinin meşrulaştırıldığı’ vurgulanırken, Sosyalist Eşitlik Partisi de, "Polis vahşetine karşı mücadele, işçi sınıfının tehlikeli çalışma koşullarına, kitlesel işsizliğe, toplumsal eşitsizliğe ve yaygın yoksulluğa karşı büyüyen hareketi ile birleştirilmelidir. Bu, kapitalist sisteme karşı sosyalizm uğruna mücadele demektir" dedi.
ABD Komünist Partisi: Faşist örgütlenmelerr polis teşkilatından gönderilmeli
ABD Komünist Partisi, George Floyd'un ölümünün ardından başlatılan soruşturmanın şeffaf olarak yürütülmesini talep ediyor:
"George Floyd'un ölümü halka açık bir biçimde işlenen infaza dönüşmüştür. Floyd'u öldüren polisin hemen tutuklanmaması ise Minneapolis'te öfke patlamasına neden oldu. Bir kez daha, 'nefes alamıyorum' sözleri milyonlarca insanın savaş çığlığı haline geldi.
Minneapolis’in isyanı, protestocuların değil, bu zulme neden olan kurumlarım ve bu kurumlara yerleşmiş ırkçılığın hatasıdır.
Donald Trump’ın ‘haydutlar’ açıklamaları, ‘ABD'ye Meksika sınırını geçen göçmenlere ateş etme emri verme tehdidini’ anımsatıyor. Bu açıklamlara tehlikeli polis manevralarına olanak tanıyor. Gerçek eşkıya Donald Trump'tır. Trump’ın ırkçılığı merkezi bir örgütleme aracı olarak kullanması, Kasım seçimlerinin ardından sona erecek.
Artık polisin bu öfkeli toplulukları kontrol etme zamanı çoktan geçti. İlk adım olarak, neo-Nazi ve diğer neo-faşist unsurlar ülke genelindeki polis departmanlarından sürülmelidir. Ülkemizde ilk elden radikal bir polis reformu yapılmalıdır.
Sosyalist Eşitlik Partisi: Bu gösteriler yeni bir sınıf mücadelesini işaret etmektedir
"Sosyalist Eşitlik Partisi ve Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler, George Floyd’un Minneapolis, Minnesota’da polis tarafından öldürülmesine karşı ülkeyi saran gösterileri memnuniyetle karşılar ve destekler.
George Floyd’un vahşice öldürülmesi eliyle tetiklenen ve giderek genişleyen bu hareket, toplumsal eşitsizliğe, yoksulluğa, kitlesel işsizliğe, sosyal güvenlik ağının yok edilmesine ve sonu gelmeyen savaşlara artan öfkeyi dışa vurmaktadır.
George Floyd cinayeti ve diğer sayısız vahşet, biz Amerikalı emekçiler tarafından değil, bir devlet aracı olan polis tarafından gerçekleştirilmiştir. Polis, Amerikan yaşamının profili değildir. Polisler, alt orta sınıfın ve siyasi olarak geri işçilerin en gerici kesimlerden toplanırlar ve yoksullardan ve ezilenlerden nefret edip onları hor görmek üzere eğitilirler. Polis, ülkenin her işçi sınıfı mahallesinde düşman bir işgal gücüdür.
Her yıl 100 milyar dolar kaynak ayrılan polis kurumu, giderek artan oranda orduyla bütünleştirilmiş, en gelişmiş silahlarla donatılmış ve yarı askeri bir örgüt haline gelmiştir. ABD’de her yıl bin kişi polis tarafından öldürülmektedir. Öldürülenlerin orantısız bir kısmı Afrika kökenli Amerikalıdır. Ancak polis şiddeti, her ırktan ve etnik kökenden işçileri ve yoksulları hedef almakta ve öldürülenlerin çoğunluğunu beyazlar oluşturmaktadır.
Floyd’un vahşice öldürülmesinin tetiklediği, her ırktan işçi ve gençlerin kitlesel gösterilerinin patlak vermesi, bu ırksal anlatıya ters düşen muazzam bir toplumsal dayanışmayı göstermektedir. Söz konusu öfke, beyazlara karşı siyahlar değil, zenginlere karşı işçi sınıfı öfkesdir. Bu, ileriye doğru atılan çok büyük bir adımdır. Bu gösteriler, sınıf mücadelesinin gelişiminde yeni bir aşamaya işaret etmektedir."
