“Sağlık çalışanlarının kendilerini koruyamaması bize yük oluyor” diyen Zonguldak Valisi özür diledi

Sağlık çalışanlarının birbirileri ile ilişkilerinde kendilerini koruyamadığını ve bu durumun “faturayı” ağırlaştırdığını söyleyen Valisi Bektaş, “Sağlıkçılarımızın bize getirdiği yük olmasaydı belki de biz bugün geri dönüşü konuşuyor olacaktık” demişti

İçişleri Bakanlığı’nın hafta sonu için sokağa çıkma yasağı kararı aldığı 31 şehirden Zonguldak’ın valisi Erdoğan Bektaş, salgınla mücadeledeki son durumu paylaşmak üzere basın toplantısı düzenledi. 

Kentte toplam vaka sayısının 567, koronavirüs teşhisi konulan sağlıkçı sayısının ise 137 olduğunu açıklayan Bektaş’ın sağlıkçıların kendini koruyamadığını, “faturayı” ağırlaştıran bir durum olduğunu ve yük getirdiğini söylemesi sosyal medyada çok tepki aldı.

Türk Tabipler Birliği, Bektaş'ın sözleri ile ilgili olarak "İşler iyi giderse “başarıyı” sahiplenen  ve attıkları her adımın doğru olduğuna inanan yöneticilerin,  herhangi bir aksama ya da olumsuz sonuç ortaya çıktığında kendileri dışında suç ve suçlu arama alışkanlıkları bıkkınlık vermeye başladı. Zonguldak’ta zamanında;  hasta verilerini açıklamayan, nitelikli ekipmanı ve uzman hekim desteğini  sağlamayan, koordinasyonu iyi yapamayan, sağlıkçılara gerektiğinde yaygın test uygulamayanların hiçbir kabahati yok! Hastalanıp Covıd-19 tedavisi gören sağlık çalışanları suçlu, öyle mi?" açıklamasını yaptı. 

Bektaş’ın daha sonra bir özür metni yayınlamasına neden olan açıklamaları şu şekilde: 
 

Sağlıkçılarımızı kendilerini koruyamadılar. Başından beri herkesin üzerinde durması ve her türlü tedbirin alınmasına rağmen sağlıkçılarımız hastalarla diyaloglarında kendilerini korudular ama birbirleriyle diyaloglarında kendilerini korumadılar. 

Bu konuda en yüksek perdeden, tüm yetkili arkadaşlarımız olarak uyardık. Bu bizim faturamızı ağırlaştıran bir olay oldu. Sağlıkçılarımızın bize getirdiği yük olmasaydı belki de biz bugün geri dönüşü konuşuyor olacaktık. 

Sağlıkçılarımızı biz, misafirhanelerde misafir ettik. Devletimiz oturdu düşündü, onlardan ücret de almadı. Yemeklerinden de ücret almadı. Ama orada kendi aralarındaki ilişkilerinde yeteri kadar dikkatli olmadıkları için hem kendilerini hem bizi sıkıntıya soktular. Bundan sonra bunun durulacağını, azalacağını, artık herkesin bu işi öğrenmiş olmasını varsayıyoruz. 

Aslında sağlıkçılar bizim kahramanımız, ön cephede savaşanlarımız. Kendi hayatlarını ortaya koyan insanlar. Ama işte yeteri kadar dikkatli olmayınca sıkıntı yaşıyoruz. 

Bu, son dönemde bizi yoran konulardan birisi oldu. Marketler, bankalar ve sağlıkçılarımız kendi aralarındaki ilişkide görülen sıkıntı. Onları da inşallah gidereceğiz. 

İnşallah bütün bunlar yoluna girecek. Ben umutluyum. Biraz daha insanımızı yoracağız. Biraz daha sabır diyoruz. Ramazan ortamına girdikten sonra sosyal ortam biraz daha sakinleşir. İnşallah yoluna sokarız. 

Herkesin mutlu olmasını istiyorum ama kimsenin boşvermişlik duygusu yaşamasını istemiyoruz. 


"Sağlık çalışanlarımızın üzülmesine sebep olmuşsak kendilerinden açık yüreklilikle özür diliyorum"



Vali Bektaş, gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklamada amacının sağlık çalışanlarını üzmek olmadığını söyledi ve "Açık yüreklilikle özür diliyorum" dedi.

Vali Bektaş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

17 Nisan tarihinde valilikte düzenlenen basın toplantısında ilimizle ilgili Pandemi konuları konuşulmuş, olayın geldiği aşama, alınması gerekli önlemler, yapılan çalışmalar, aksayan hususlar, olayın kökenleri ve etkenler konuşulmuş, kamuoyundaki tereddütler giderilmeye çalışılmıştır. 

Bu çerçevede sağlık çalışanlarımızın kendilerini koruyamamalarından kaynaklı husus da gündeme gelmiş bu konunun çözümü için de yapılacaklar açıklanmıştır. 

Konuşmanın basına yansımasıyla konuşmada sağlık çalışanlarımızı, kastı aşsa da üzecek, yanlış anlamaya uygun ifadelerin telaffuz edildiği ortaya çıkmıştır. Tabii ki konunun asıl sahibi sağlık camiasını üzmek gibi bir kasıt asla söz konusu değildir. 

Her şeye rağmen bu sıkıntılı günlerde sağlık çalışanlarımızın üzülmesine sebep olmuşsak kendilerinden açık yüreklilikle özür diliyorum. 

Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz açıktır. İlimizin de bu tabloyu çok şiddetli yaşadığı ortadadır. 

Pandemide ülke geneli ölüm oranının, yoğun bakımdaki hasta sayısının üç katı rakamlarla ilimizde karşı karşıya kaldık. 

Buna rağmen bütün kamuyu seferber ederek, vatandaşımızı ciddi sınırlamalara zorlamışken, sayın Sağlık Bakanımızın açık beyanına da yansıdığı şekliyle izolasyonda yüzde 99’luk bir başarıyı yakalayarak tabloyu nerdeyse olumluya döndürmüşken, sağlık çalışanlarımızın özellikle son dönemde kendilerini koruyamamaları nedeniyle, tabloda istenen iyileşmenin sağlanamaması ile yaşanan hayal kırıklığı maalesef sözlerimize yansımıştır. 

Konunu bu çerçevede değerlendirilmesini ilgililerden bekliyor, bu mücadeleyi sırtlayan başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere bütün kamu görevlisi arkadaşlarıma ve STK temsilcilerimize, basın mensuplarımıza, yoksunluklara sabreden vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. 

Biraz gecikmeli de olsa bu işi başaracağımıza umudumuz tamdır


Türk Tabipler Birliği'nden tepki geldi

İnternet sitelerinden "Zonguldak ilinde hastalanıp Covıd-19 tedavisi gören sağlık çalışanları suçlu, öyle mi?" başlıklı bir yazı yayınlayan Türk Tabipler Birliği, Zonguldak'ın hasta verilerini zamanında açıklamadığını, nitelikli ekipman ve uzman hekim desteği sağlamadığını ifade ederek şunları söyledi: 

Zonguldak Valisi  567 Covıd-19 vakasının 137’sinin sağlık çalışanı olduğunu ve bu kişilerin kendilerini korumayarak salgınla mücadeleye zarar verdiklerini açıkladı!

Bu açıklamadan, ülkeyi yönetenlerin, Sağlık Bakanlığı’nın,  illerdeki Vali ve Sağlık Müdürlerinin her konuda olduğu gibi Covıd-19 salgınında da hiçbir sorumluluğu olmadığını kabullenmemizi beklediklerini anlıyoruz.  

İşler iyi giderse “başarıyı” sahiplenen  ve attıkları her adımın doğru olduğuna inanan yöneticilerin,  herhangi bir aksama ya da olumsuz sonuç ortaya çıktığında kendileri dışında suç ve suçlu arama alışkanlıkları bıkkınlık vermeye başladı. 

Zonguldak’ta ZAMANINDA;  hasta verilerini açıklamayan, nitelikli ekipmanı ve uzman hekim desteğini  sağlamayan, koordinasyonu iyi yapamayan, sağlıkçılara gerektiğinde yaygın test uygulamayanların hiçbir kabahati yok! Hastalanıp Covıd-19 tedavisi gören sağlık çalışanları suçlu, öyle mi?

Benzerine sıkça rastladığımız Zonguldak Valisi’nin bu açıklaması içeriğindeki aşağılayıcı “yurt verdik-yemek verdik”  söylemleri  bir yana, Covıd-19 salgınının ülkemizde nasıl yorumlanacağının da bir göstergesi niteliğinde. 

Anlaşılıyor ki,  ülkemizde hasta ve vefat sayısı artarsa bu kendini koruyamayan, sokağa çıkan yurttaşların suçu, sağlık hizmetinde aksama olur ve yüksek sayıda sağlık çalışanı hastalanırsa hekim ve sağlık çalışanlarının beceriksizliği olarak açıklanacak. Bu konuda da gerekirse hekimler ve sağlık çalışanları “günah keçileri” olarak gösterilebilecek.

Dünya çapında yaygın ölümlere neden olan ve nasıl bir seyir izleyeceği de tam olarak belirlenememiş olan Covıd-19 salgını sürecine dair ülkemizde sık sık kendini hissettiren bu anlayışı reddettiğimizi açık olarak ifade etmek istiyoruz.

Sağlık çalışanları en önde salgınla mücadele ederken onları koruma sorumluluğu olanlar bunu bir yük olarak göremez. 

Zonguldak Valisini salgın mücadelesinde kabahatli aramayı bırakıp sağlık çalışanlarından özür dilemeye, Sağlık Bakanı ve Cumhurbaşkanını üzerlerine düşeni yapmaya davet ediyoruz.


Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU