Uzmanların iddiası: Serbest kalan mahkumların yüzde 60’ından fazlası yine suç işleyip cezaevine dönebilir

2001'de çıkartılan aftan adli mahkumların yüzde 60’ından fazlasının yeniden cezaevine döndüğü söyleyen uzmanlar, cezaevlerinin ıslah edici olmaması ve gerekli koşulların hazırlanmamasından dolayı benzer sonucun yine yaşanabileceğini ileri sürdü

İnfaz düzenlemesi kapsamında cezaevlerinden tahliyeler başladı / Fotoğraf: AA

AK Parti ve MHP oylarıyla kabul edilen infaz düzenlemesi kapsamında kapalı cezaevlerinde 45 bine yakın mahkumun tahliye edilmesi bekleniyor.

Açık cezaevlerindeki 45 bin kişinin de izne ayrılmasıyla birlikte bu düzenlemeden faydalanacak kişilerin sayısının 90 bini bulacağı tahlin ediliyor.

Düzenlemenin siyasi suçlardan mahkum olan kişileri kapsamaması nedeniyle muhalefet tarafından eleştirildi.

Türkiye geçmiş yıllarda da başka af deneyimlerine de tanıklık etmişti.

Bunlar içinde en hatırlananı ise 1999’da gündeme gelip 2001’de yasalaşan ve ilk talep edenin dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit olması nedeniyle “Rahşan Affı” olarak tarihe geçen düzenlemeydi.

Bu düzenlemeye görevleri başında tanık olan uzmanlara o günkü affın sonuçlarını ve bugün yapılan düzenlemeye dair tahminlerini sorduk.

celal.jpg
Celal Ülgen / Fotoğraf: İHA

 

“Ceza sistemimizin ıslah edici yönü yok”

Uzun yıllardır ceza avukatlığı yapan Celal Ülgen, Rahşan Affı döneminde cezaevinden çıkanların birçoğunun kısa bir süre sonra aynı suçu işlediği ya da başka suç işlediklerinin görüldüğünü söyleyerek sözlerine başlayarak şöyle devam etti:

Cezaevi kurumlarının sadece hükümlüleri barındırmaktan öteye gitmemesi, mahkumların ıslahı konusunda herhangi bir çalışma yapmaması ve cezaevinden çıkan insanların hayatlarını idame edebilecekleri bir iş beceri sahibi yapılmamasından dolayı çıkan bu insanların çoğu yeniden suç işlemek zorunda kaldılar.  Bugün de benzer sonuçlar çıkacağını TBMM’de bu düzenlemeyi yapan arkadaşlar biliyorlar çünkü tersi bir sonuç çıkaracak herhangi bir önlem almadıkları görülüyor. Bizim ceza sistemimizin ıslah edici yönü olmaması ve iş bulma potansiyeli yaratılmaması nedeniyle yine böyle bir sonuç beklenebilir.

“Örgütlü suçlarda artış olabiliyor”

Ülgen bir uyarıda daha bulunarak ekonominin kötü olduğu dönemlerde üstüne bir de yargının ağır işlemesi halinde haklarını almakta zorlanan insanların alternatif yollara mafyavari gruplara başvurabildiğini belirterek bundan dolayı örgütlü suçlarda bir artış olabildiğine dikkat çekti.

mustafabağarkası.jpg
Mustafa Bağarkası / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Yüzde 60-70’i geri döner”

Emekli ceza mahkemesi hakimi, avukat Mustafa Bağarkası, mevcut düzenlemenin mutlaka teröre, güvenlik güçlerine bulaşmamış düşünce suçlularını, gazetecileri de kapsaması gerektiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’nin bu yönde bir karar vermesini beklediğini belirtti.

2001 yılında Anayasa Mahkemesi’nin o yönde bir düzenleme yaptığını hatırlatan Bağarkası, bu dönemdeki Anayasa Mahkemesi ile o dönemdeki Anayasa Mahkemesi arasında farklar olmakla birlikte hukukun gereği eşitlik ilkesine aykırı bazı hükümlerin iptalini kesin gözüyle gördüğünü söyledi.

Bağarkası, 2011 yılındaki Rahşan affından sonra da adli suçlardan çıkanların çoğunun belli süreler içerisinde yeni suç işleyip geri döndüklerini söyleyerek, şöyle konuştu:

Yine yüzde 60-70’i geri döner. Özellikle hırsızlık, yağma vb. gibi suçlardan hükümlü olanlar da. Çoğu vazgeçmez. Çünkü cezaevlerinde bir ıslahtan geçmiyor ki. Islahtan geçmediği için farklı bir sonuç da beklemek mümkün değil.

tahliyeler.jpg
Emekli Başsavcı Yargı, 2001 affında çıkanların yüzde 64'ünün cezaevine geri döndüğünü söyledi / Fotoğraf: AA

 

“Rahşan Affı'ndan çıkanların yüzde 64’ü geri dönmüştü”

Emekli Başsavcı ve avukat Durmuş Yargı da 2001 affından çıkanların yüzde 64 veya 66 oranında bir sayının cezaevine geri döndüğünü belirterek, bugüne dair şunları söyledi:

“Bu düzenleme bir ihtiyaçtan çıktı. Bazı siyasi partilerin bazı kişilere yakınlığından dolayı bir ihtiyaç duyuldu. Birde cezaevleri çok dolu.  Cezaevlerinin mevcut kapasitesi 240 bin iken şu an 321 bin kişi vardı.Özellikle bazı yerlerde 10 kişi kalması gereken yerde 25-30 kişi kalıyor”

Yargı, cezaevlerinde ıslah kurumununn işlemediği için mahkumların ıslah olmadan cezaevlerinden çıktığını öne süren Yargı, sözleirni şöyle sürdürdü:

Tabii ki mahkumlara karşı şefkatli davranmalıyız. Cezaevleri çok kalabalık ama  af, ceza indirim yasaları çıkarmaktansa suçu önleyici önlemlere ağırlık vermemiz gerekiyor. Bugüne kadar bu aflardan hiçbir fayda görmedik. Şimdi de yüzde 60’ının bir süre sonra cezaevlerine döndüğünü göreceğiz. Neden? Çünkü hırsızı saldık ama ona iş sağlayabiliyor muyuz? Sağlayabiliyorsak suçu önleriz yoksa önleyemeyiz. Yoksa kimse doğuştan suçlu doğmuyor. İçinde bulunduğu sosyal-ekonomik-kültürel koşullar onu suça yönlendiriyor.

mustafabayram.jpg
Mustafa Bayram / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Cinayet patlaması yaşanmıştı”

 Uzun yıllar Asayiş Şube Müdürlüğü’nde görev yaptıktan sonra emekli olan Mustafa Bayram ise 2001 yılında asayiş suçlarından dolayı tahliye olanların en az yüzde 60’ının geri döndüğünü belirterek, şöyle konuştu:

Şimdilerde İstanbul’da yıllık 300-400 arası cinayet oluyordur. O dönemde 2005’te biz bir yılı 594 cinayetle kapadık. 2004 ise 480’di. Yine 2003’lerde 400-450’lerdeydi. Bu artışlar 2001 yılındaki affın yansımalarıydı.

Son düzenleme ile dolandırıcılık, hırsızlık vb. gibi asayiş suçlarından hükümlü olan çok sayıda insanın dışarı çıkacağını söyleyen Bayram, “Tamam çıkıyorlar da bu insanların işi, kalacak yeri var mı? Bu koşulları hazırlamadan bu kadar insanı çıkarırsan bir süre sonra masum insanlarını canını yakarak tekrar geri dönecekler. Çünkü çıkan affın alt yapısı yok. Geçmişte de böyle oldu. Bu şartlarda yüzde 60’ından fazlası geri döner” diye konuştu.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU