Ev karantinasındaki "iletişimsizlik" alzheimer ve parkinson hastalarını olumsuz etkileyebilir

Koronavirüs nedeniyle evde geçirilen sürecin, alzheimer ve parkinson hastalarını kötü yönde etkilememesi için uzmanlar, onlarla görüntülü telefon görüşmelerinin yapılması ve ev içi aktivitelerin hazırlanması gerektiğini belirtti

Fotoğraf: Unsplash

Türkiye’deki yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında insanlar salgından korunmak için evlere kapanırken, özellikle bu süreçten alzheimer ve parkinson hastaları olumsuz etkileniyor.

Ev karantinası sürecinde iletişimsizliğin oluşturabileceği zararlara karşı Alzheimer ve Parkinson hastası yakını bulunanların, bu konuda daha hassas olması gerekiyor.

Independent Türkçe’ye konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Nöroloji Uzmanı Dr. Oğuzhan Onultan, iletişimsizliğin, sosyal izolasyon döneminde alzheimer ve parkinson hastalarını kötü etkilediğini belirterek “Bu hastaların çoğunluğunun evden çıkması zaten yasak ve koronavirüs bulaşmasını kolaylaştıracak bir hastalıkları yok. Ancak iletişimsizlik, hastalıklarının kötüye gitmesine neden olabilir” dedi.

Onultan şunları kaydetti:

Alzheimer hastalarında ev izolasyonunda iletişimsizlik bu hastalıkların kendi süreçlerinin hızlanmasına sebep olabilir. İletişim, bu hastaların arkadaşları ve aileleri tarafından yalnız bırakılma hislerini azaltan bir etkendir. Parkinson hastalarının depresyona girmesi ve Alzheimer hastalarının anksiyete ve öfke yaşamaları iletişim eksikliğinde artmaktadır.

“Hastalarla görüntülü telefon görüşmeleri motivasyonu yükseltecektir”

Ev karantinası sürecinde hastalara iletişimin arttırılmasına yönelik tavsiyesinde bulunan Dr. Onultan, “Hijyen kurallarına harfiyen uyulması, ilaçlarının düzenli verilmesi, mümkünse görüntülü konuşma ile telefon bağlantısının sıkça sağlanması gerekmektedir” dedi.

Özellikle görüntülü görüşme yapılmasının hastaların motivasyonunu arttıracağını ifade eden Onultan şunları kaydetti:

Bu görüşmeler aranıp sorulmama, terk edilmişlik hislerini önleyecektir. Görüşmeler sırasında, izolasyon dönemi makul ve mantıklı bir şekilde açıklanmalı, onların sağlığının düşünüldüğü için ziyarete gelinemediği açıklanmaya çalışılmalıdır. Eğer hastalarımızla aynı evde yaşıyorsak, “sosyal mesafe” kurallarına uyarak kendilerine meşgaleler yaratmalıyız. Bunlar eşya düzenleme, aile fotoğraflarını düzenleme, aile ağacı oluşturma, beğendiği kitaplara bakma, gazete okuma, resim ya da el işleri yapma, müzik çalma, şarkı söyleme, saksıları düzenleme, bulmaca ya da puzzle çözme şeklinde olabilir.

“Aktiviteye katılmaları sağlanmalı”

Karantina sürecinde fiziksel aktivitenin azalacağını, bu nedenle hasta yakınlarının ev içinde kısa yürüyüşler ve denge duyusunu arttıracak desteksiz oturma gibi yöntemleri kullanabileceğini belirten Dr. Onultan, “Tüm bu aktivitelerde en önemli konu ısrarcı olmamak ve hastanın katılımını sağlamaktır. Eğer hasta aktiviteden sıkılıyorsa, başka bir aktiviteye yönlendirmek faydalı gereklidir” dedi.
 

Dr Oğuzhan Onultan.jpg
Nöroloji Uzmanı Dr. Oğuzhan Onultan / Fotoğraf: Instagram / @dronultan


Onultan, anksiyete ve depresyonun görülebilme ihtimaline karşı hastaları oyalayacak aktivitelerin planlanmasının ve kısa süreli de olsa onların buna katılmasının gerekliliğine vurgu yaptı.

Hastaların ilaç kullanımıyla ilgili ise Oğuzhan Onultan “Parkinson hastalarının kullandıkları ilaçlar gereğince içinde dextrometorfan içeren öksürük şurupları, alzheimer hastaları da içinde difenhidramin içeren öksürük ilaçlarını alırken dikkat etmeliler. Ayrıca Parkinson ilaçlarının tansiyonu düşürme yan etkisi olacağı düşünülerek bu dönemde sıvı alımlarını arttırmalarında fayda var” ifadelerini kullandı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU