Kamuoyunda “Af yasası” olarak bilinen infaz düzenlemesindeki süreç koronavirüs salgınıyla birlikte hızlandı.
AK Parti ve MHP tarafından TBMM gündemine getirilen tasarının kimleri kapsayacağına dair tartışmalar sürüyor.
İktidar kanadı düzenlemenin kadına şiddet uygulayanları kapsamayacağını iddia etse bile kadın hakları savunucuları tersini düşünüyor.
Independent Türkçe’ye daha önce 6 Nisan'da bir açıklama yapan Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, tasarıya eklenen ek madde ile siyasi mahkumlar dışında hangi suçu işlemiş olursa olsun diğer mahkumlara da geçici süreyle izne çıkarılma hakkı sağlandığını söylemişti. Güllü, bunun kadın katillerini ve çocuk istismarcılarını da kapsayacağını vurgulamıştı.
Güllü, söz konusu düzenleme ile siyasi tweet atanların dışarı çıkamazken, eşinin yüzüne kezzap atan erkeklerin, çocukları ensest ilişkiye zorlayanların çıkabileceğini de iddia etmişti.
Tam da bu tartışmaların odağında Hatay’da eski sevgilisi tarafından yüzüne kezzap atılan Berfin Özek’in, yüzünü tanınmaz hale getiren kişiyi sevdiğini ve afettiğini söylemesi yeni bir tartışma başlattı.
“Büyük korku ve endişe içindeler”
Konuyla ilgili ikinci kez görüştüğümüz Güllü, Özek’in durumunu af tartışmalarından bağımsız görmüyor.
Güllü, af tartışmalarının özellikle şiddet mağduru kadınlar ile istismar mağduru çocukların psikolojisi üzerinde çok büyük olumsuz etki yarattığını, paniğe sürüklediğini belirterek şöyle konuştu:
Hakkını araması için teşvik ettiğimiz, hukuksal mücadelesinde yanında olduğumuz bu mağdurlar bizi arayıp ‘Ne olacak şimdi? Çıkıp gelirse ben ne yapacağım?’ diyor. Büyük korku ve endişe içindeler. Bu tasarıda bu korkuları daha da büyüttü. Bunu yaşamayan anlayamaz.
Çocuğunu istismar eden bir baba kalkıp evine dönecek. Bu insanın yeniden aynı şeyleri yaşamayacağını iddia edebilir miyiz? Kuzuyu kurda teslim ediyorlar.
Güllü, Berfin’in kararında zamanlaya dikkat çekti
Berfin Özek’in durumunun da bu korkulardan bağımsız olmadığını söyleyen Güllü, "Berfin’in aldığı bireysel kararını kimse sorgulamamalı. Bu karara saygı duymalıyız hepimiz" dedi.
"Biz çok iyi biliyoruz ki kadın dayanışması yaşatır" ifadelerini kullanan Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı, "Dün olduğu gibi bugün ve yarın da yanında olmaya devam edeceğiz. Ama burada yaşadığımız süreç içinde neden dün değil de infaz infaz yasasının Meclis’e geldiği zaman bu karar alınmıştır. Sayın vekillerin dikkat etmesi gerekir" diye konuştu.
“Şimdi mavi boncuk dağıtmanın zamanı mıydı?”
İnfaz yasasının Meclis’e gelmesinin kadına karşı şiddetle ve çocuk istismarlarıyla mücadele eden insanları derinden yaraladığını kaydeden Güllü sözlerini şöyle tamamladı:
Komisyondan geçen tasarıdaki geçici dokuzuncu madde bizdeki tedirginliği arttırdı.
Neredeyse birebir ilgilendiğimiz bütün mağdurların bize dönmesine neden oldu. Bunu onlara yaşatmaya kimsenin hakkı yok.
Şimdi kalkıp birilerine mavi boncuk dağıtmanın zamanı mıydı?
Bu bizim sinirlerimizi altüst ediyor asıl bağışıklığımızı bu düşürüyor. Dünyada kıyamet pandemisi ile mücadele yaşanırken bize siyaset fırsatçılığı ile mücadele düşüyor
Independent Türkçe
© The Independentturkish
