7 ay boyunca Suriye'de cezaevinde tutulan Majed Sharbajy: Beni tecavüz etmekle tehdit ettiler

45 ülkeden yüzlerce aktivist İstanbul’da buluşarak, Suriye’deki cezaevlerinde tutuklu bulunan 7 binin üzerindeki kadının serbest bırakılması çağrısı yaptı. Bu hapishanelerden birinde tutulan Majed de İstanbul’daydı: Beni tecavüz etmekle tehdit ettiler

“Bizimle birlikte birçok hamile kadın vardı hapishanede. Hiçbirine ilaç verilmiyordu ve hepsi bu talebi yinelemek için çığlık atarak seslerini duyurmaya çalışıyorlardı. Sadece kadınlara değil erkeklere de işkence ediliyordu. 4 yaşında bir erkek çocuk sürekli ağlıyordu ve onun taleplerini asla yerine getirmiyorlardı. Orada yaşadıklarımızı özetlemem mümkün değil.”

7 ay boyunca, Suriye devlet güçlerinin kontrolündeki bir hapishanede tutulan Majed Sharbajy bunları Suriye’deki tutuklu kadınların serbest kalması için başlatılan Vicdan Hareketi’nin İstanbul buluşmasında söyledi. 45 ülkeden yüzlerce aktivistin katıldığı toplantıya 110 ülkeden sivil toplum örgütü de destek veriyor. Suriye’de 2011’den bu yana devam eden iç savaşta 13 bin 500’ün üzerinde kadının hapsedildiği, hala 7 binden fazla kadının cezaevlerinde tutulduğu tahmin ediliyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tutuklu kadınlar adına konuşan Majed Sharbajy şöyle devam etti:

“Birçok defa eşimin gözleri önünde başörtümü çıkarttılar. Hapishanede beni tecavüz etmekle tehdit ettiler. 3 ay boyunca banyo yaptırmadılar. Artık bitlenmeler yaşanmaya başlamıştı. İnsanlar yanımızda işkenceden ölmeye başlamışlardı. Ölenleri toplu mezarlara gömüyorlardı. Ama rejimin her türlü işkenceyi yaptığını söylemek ve tutsak kadınların seslerini dünyaya duyurmak istiyorum. Ben Birleşmiş Milletler’e de başvuruda bulundum. Bir şeyleri değiştiremem belki ama tarih karşısında üzerime düşeni yaptığımı düşünüyorum.” 

Bu Vicdan Hareketi’nin ilk çalışması değil. Geçtiğimiz yıl Suriye’deki savaşta kadınların yaşadığı drama dikkat çekmek amacıyla İstanbul’dan Suriye sınırına ulaşan bir "Vicdan Konvoyu" düzenlenmişti. Bu yıl da “Çünkü İnsanız” sloganıyla harekete geçen aktivistler Suriye’deki tutuklu kadınlar sorununa dikkat çekmeyi amaçlıyor.

Dünya genelinden çok sayıda aktivist destekliyor

İstanbul’da yapılan basın açıklamasına Azerbaycanlı Sanatçı Azerin, Mandela’nın Torunu ve Milletvekili Chief Mandela, Srebrenitsa Anneleri, İngiltere Parlamentosu’nun İlk Müslüman Milletvekili Hon Baroness Pola Manzila Uddin, Ekvador Milletvekili Ana Belen Marin Aguirre ve Ukraynalı Milletvekili Olga Bogomolets gibi çok sayıda isim katıldı. 

 

Vicdan Hareketi Genel Koordinatörü Yavuz Dede, kendilerine Türkiye ve dünyadan 2 bin sivil toplum kuruluşunun destek verdiğini ifade ediyor. 

Basın bildirisi Türkçe, İngilizce ve Arapça olmak üzere 3 dilde okundu. Türkçe basın bildirisini Vicdan Hareketi Sözcüsü Avukat Gülden Sönmez okudu. Sönmez, “Suriye’deki kadın ve çocuk mahpuslar pazarlıksız, koşulsuz derhal serbest bırakılsın” çağrısında bulundu. Suriye’deki hapishanelerde mahpus kadın ve çocukların yaşadığı acı drama dikkat çeken Sönmez şunları söyledi: 

“Tüm insanlığı savaşlarda kadın ve çocukların korunması için etkili tedbirler almaya davet ediyoruz. Başta Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere tüm uluslararası mekanizmaları, Türkiye, Rusya ve İran başta olmak üzere gücü ve inisiyatifi olan tüm devlet liderlerini bu konuda çaba sarf etmeye davet ediyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki tüm vicdanları bugünden itibaren ses yükseltmeye ve son Suriyeli kadın ve çocuk özgür oluncaya dek çaba sarf etmeye davet ediyoruz.” 

 

Srebrenitsa Annesi Lakota: Suriyeli kadınlar cesur olmalı

1995 yılında, Boşnak-Sırp savaşı devam ederken gerçekleştirilen Srebrenitsa Katliamı’nda yakınlarını kaybeden Boşnakların kurduğu Srebrenitsa Anneleri de girişime destek veriyor. “Srebrenitsa Annesi” Nermina Lakota basın toplantısında konuşma yapanlar arasındaydı. Lakota, “Suriye’de yaşananlara şaşırmıyorum çünkü çok kısa bir zaman önce bu soykırım Srebrenitsa’da gerçekleştirildi. Biz bugün hala Srebrenitsa’da öldürülen kardeşlerimizin cenazelerini bulmaya çalışıyoruz. Suriyeli kadınlara tek önerebileceğim şey cesur olmaları ve savaş suçlularını günün birinde mahkeme önüne çıkartmak için bu işin peşini bırakmamaları. Suriyeli kadınların önlerinde Srebrenitsa Anneleri gibi bir örneğin bulunuyor olması onlar için bir umut kaynağı” dedi.


 

DAHA FAZLA HABER OKU