8 yıllık kalkınma karnesi açıklandı: Yoksulluk ve ölüm oranı düştü ancak çocuk işçiler ve “korkuyorum” diyen kadınlar arttı

2010-2018 Sürdürülebilir Kalkınma verilerine göre 2010’da yüzde 6,9 olan kişi başına düşen reel gayrisafi yurt içi hasıla yıllık büyüme hızı 2018’de yüzde 1,4’ü gördü

Fotoğraf: Pixabay/Engin_Akyurt

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2015’te Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nde kabul edilen, sürdürülebilir kalkınma amaç ve hedeflerine erişim düzeyini izleyebilmek amacıyla oluşturulan 232 küresel göstergeden 100 tanesinin son durumunu açıkladı. 

Buna göre 2010-2018 yılları arasını gösteren maddelerden bazıları şu şekilde: 

- 2010 yılındaki yüzde 16,9’luk yoksulluk oranı, 2018’de yüzde 13,9 oldu. Genç nüfusu temsil eden 15-24 yaş grubunda ise, 2010 yılında yüzde 18,5 olan yoksulluk oranı 2018'de yüzde 16,1’e geriledi. 

- 2010’da yüzde 6,9 olan kişi başına düşen reel gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) yıllık büyüme hızı 2018’de yüzde 1,4’ü gördü. 

- “Yoksulluğun tüm biçimlerini her yerde sona erdirmek” başlığı altında sağlık merkezi, zorunlu eğitim ve toplu taşıma hizmetlerine kolay erişimde inceleniyor.

Buna göre sağlık merkezlerine kolay erişim sağlayabilen nüfusun oranı 2014’te yüzde 77,7 iken dört yıl sonra yüzde 82,3 oldu. 

Zorunlu eğitim için bu oran yüzde 78,6’dan yüzde 86,2’ye çıktı. Aynı dönemde toplu taşımaya kolay şekilde ulaşanların oranı yüzde 77,7’den yüzde 82,9’a yükseldi. 

-  2010’da yüzde 11,9 seviyesinde ölçülen işsizlik 2018’de ancak yüzde 11’e kadar gerileyebildi. Kadın işsizlerin oranı ise sekiz yılda yüzde 13’ten yüzde 13,9’e çıktı.

- Ne eğitimde ne istihdamda olan 15-24 yaş arası gençlerin oranı yüzde 32,3’ten yüzde 24,5’e düştü. Bu oran erkeklerde yüzde 15,6 iken kadınlarda yüzde 33,6.  

- 15-17 yaş arası gençlerde çalışma oranı sekiz yılda yüzde 17,1’den yüzde 18,2’ye yükseldi. 

- İlk defa 2012’de yüzde 14,4 oranında belirlenen kadın yönetici oranı 2018’de yüzde 16,3 oldu. Bu oran, 2017’de yüzde 17’nin üzerindeydi. 

- “Sağlıklı ve kaliteli yaşamı her yaşta güvence altına almak” başlığı altında ölçülen anne ölüm oranı, her 100 bin canlı doğumda 16,7’den 13,6’ya geriledi. 

- Benzer şekilde beş yaş altı ölüm hızı da her bin canlı doğum başına 15,5’ten 11,4’e geriledi. 

- Türkiye’de ölümlerin en yüksek olduğu kalp damar hastalıkları, kanser, diyabet ve kronik solunum hastalığına bağlı ölümlerin oranı 2014’te yüzde 73,6’ydı. Bu oran, 2018’de yüzde 68,6’ya kadar geriledi. 

- İntihar vakalarında ölümlerde ise her 100 bin kişilik nüfusta 3,9 olarak ölçüldü. Bu sayı, 2010’da 4’tü. 

- Güvenilir olmayan su, güvenilir olmayan sağlık hizmetleri ve hijyen eksikliğine bağlı ölüm oranı 2010’da her 100 bin kişilik nüfusta 0,39 iken 2018’de 1,08’e çıktı. 

- Her 100 bin kişi başına düşen hekim sayısı 2010’da 167 iken sekiz yılda yüzde 12 arttı ve 187 oldu. 

- Kültürel ve doğal miras için devlet harcamalarının genel devlet harcamaları içindeki payı 2014-2018 arasında yüzde 0,36’dan yüzde 0,35’e geriledi. 

- Mineral atıklar hariç, kişi başına üretilen tehlikeli atık miktarı kişi başına 36 kilogram oldu. Bu sayı, 2010’da üçte bir daha az yani 12 kilogramdı. 

- Yaşadıkları alanın çevresinde gece yalnız yürürken kendini güvende hisseden nüfusun oranı toplamda yüzde 57,8’den yüzde 59,1’e yükselmiş olsa da bu veri kadınlarda yüzde 47,2’den yüzde 46,4’e geriledi. 
 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU