İdlib'de kapana sıkışan on binlerce savaşçı vaz mı geçecek yoksa bölgenin kıyamet savaşı mı yaklaşıyor?

80 bine yakın savaşçının hızlıca mobilize olabileceği İdlib’de diplomasi çabaları fayda etmezse bölgeyi ateş çemberine alacak büyük bir savaş yaşanabilir

Fotoğraf: AP

Şam yönetimine bağlı askeri güçlerin Rusya hava kuvvetleri ve İran destekli milis örgütlerin yardımıyla gerçekleştirdiği İdlib harekatı sürerken rejim ile TSK karşı karşıya geldi.

TSK’nın İdlib’de kurduğu askeri bir noktaya rejim topçuları tarafından yapılan saldırıda 5 asker şehit olmuş, TSK bu saldırıya bölgede bulunan rejim mevzilerini ağır ateş altına tutarak cevap vermişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti öncesi yaptığı açıklamada, TSK’nın karşılık vermesiyle 30-35 rejim unsurunun öldürüldüğünü söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kitlesel göçler son süreçte hiç olmadığı kadar arttı

Rejim ve Rusya’nın İdlib harekatı, Türkiye sınırına doğru kitlesel göç hareketlerinin yaşanmasına neden oluyor.

Son süreçte yüzbinlerce sivil daha bombaların hedefi olmamak için evlerini terk ederek zorlu koşulların hakim olduğu kamplara yerleşti.

Rejimin muhaliflerden aldığı Maaretunnuman’dan sonra hedefte Serakib, Ariha gibi nüfus yoğunluğunun güçlü olduğu ilçeler bulunuyor.

İdlib’in en büyük ilçesi olan Maaretunnuman’ın 30 kilometre kuzeyinde ise İdlib şehir merkezi var.

2015'te muhalif örgütlerin oluşturduğu koalisyonla muhaliflerin kontrolüne giren kent merkezi Suriye silahlı muhalefetinin elde kalan son büyük kalesi.

 

4 milyon İdlib sakini endişe içinde

Şehrin nüfusu durmadan artan iç göçlerle birlikte 4 milyonu aştı. Buraya yönelik gerçekleştirilecek olan geniş kapsamlı bir askeri harekat ve hava bombardımanları büyük sivil kayıplara ve daha çok mülteciye neden olacak.

Rusya ve rejim kentin teröristlerin kontrolünde olduğunu savunuyor ve yapılan askeri harekatın meşru olduğunu vurguluyor.

Erdoğan’ın “direnişçi” olarak nitelendirdiği bu muhalif gruplar çok çeşitli profillere sahip olan örgütlerin üyeleri.

En etkili örgüt HTŞ

Kentin büyük kısmı, Türkiye’nin de dahil olduğu birçok ülkenin terörist saydığı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) kontrolünde olsa da kentin tümü için bunu söylemek zor.

HTŞ, 2016’nın sonunda Halep’in muhaliflerden geri alınmasının ardından hem ılımlı hem de radikal olarak nitelendirilen muhalif yapıların ortaklaşa kurduğu bir koalisyondu.

İlk dönemde savaşçılarının büyük kısmını, El-Kaide’den koptuktan sonra Nusra Cephesi olan adını Şam’ın Fethi Cephesi olarak değiştiren örgütün üyeleri oluşturan HTŞ, zamanla muhalifler arasındaki ihtilafın derinleşmesiyle tamamen eski Nusra Cephesi savaşçılarının kontrolüne girdi. Şam’ın Fethi Cephesi de kendi kendisini lağvetti.

Ülke genelinde savaşçı sayısı 40 bin civarı olan örgüt diğer muhalif örgütlerle büyük çatışmalara girişti. Bir dönem Türkiye destekli önemli muhalif örgütlerden biri olan Ahrar’uş Şam ile Halep merkezinde faaliyet gösterirken İdlib’e taşınan Nureddin Zengi Tugayları’nın çok büyük zararlar almasının temel nedeni HTŞ ile girdiği bu çatışmalar oldu.

 

Başka radikal yabancılar da kentte

Aslında HTŞ’den de önce muhalifler arası çatışmaların merkezinde Ensar el Tevhid isimli örgüt bulunuyor. Eski adı Cundu’l Aksa olan bu örgütün savaşçıları genelde yabancı ve IŞİD’e benzer ideolojik eğilimleri var. Cundu’l Aksa ile diğer muhalif örgütler arasında yaşanan çatışmalar, muhalifler açısından “Yabancı ve yerli savaşçılar arasında büyük bir savaş çıkarır mı” korkusunun yaşanmasına bile neden olmuştu. 2 bine yakın savaşçısı bulunan örgüt İdlib’de faaliyet gösteriyor.

Suriye’de her ne kadar El-Kaide ile özdeşleşen örgüt HTŞ de olsa kendisini El-Kaide’nin Suriye kolu olarak tanıtan örgütün adı Huras’ed Din. Savaşçılarının tamamına yakını yabancı olan bu örgütün El-Kaide liderliğiyle organik bağlantısı bulunuyor. ABD’nin de hedefinde olan bu örgüte Suriye içinde ABD hava kuvvetleri tarafından saldırılar da gerçekleştirildi. Geçtiğimiz eylül ayında Huras’ed Din ile Ensar el Tevhid örgütleri arasında gerçekleşen bir toplantı savaş uçakları tarafından vurulmuş, saldırıda 40’tan fazla savaşçı ölmüştü. Huras’ed Din’in savaşçı sayısı tam olarak bilinmiyor.

Özbek ve Kırgızlı Türkistan İslam Partisi

Rusya'nın sürekli gündeme getirdiği diğer yabancılar ise Türkistan İslam Partisi isimli örgütün mensupları.

Bu örgütte her ne kadar Doğu Türkistan kökenlilerin ağırlığı olduğu düşünülse de örgüt içinde Özbek ve Kırgızların da hatrı sayılır etkinliği var.

Suriye’deki diğer örgütler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Tel Abyad ve Rasulayn’a yönelik Barış Pınarı Harekatı’nı gerçekleştirmeden önce kurulan Suriye Milli Ordusu (SMO) çatısı altında.

Şam'dan gelenler de İdlib'de askeri faaliyetlere devam ediyor

Adı Müslüman Kardeşler’in Suriye kolu ile birlikte anılan Feylak’uş Şam, İdlib Özgür Ordusu, Sukur el Şam, Ceyş’ül İzze gibi örgütler SMO ile birleşen Ulusal Kurtuluş Cephesi ile faaliyet gösteriyor. Daha önceki saldırıların andından Şam kırsalı ve Deyr ez Zor’dan gelen askeri grupların da İdlib’de askeri faaliyetleri var.

SMO’nun diğer bileşenleri Fırat Kalkanı, Zeytindalı ve Barış Pınarı Harekatları'nın gerçekleştiği bölgelerde konuşlu. Ama herhangi bir ihtiyaç durumunda hızla mobilize olup bölgeye intikal etme potansiyeline sahip olan bu gruplarla birlikte SMO’nun 30 bin üyesi bulunuyor.

Bölgeden bilgi aktaran birçok kaynağa göre bu savaşçıların çok büyük kısmı, Rusya ve Esad rejimi şehre yaklaşsa bile silahlarını atıp bir yere gitmeyecek veya gidemeyecek. 9 yıla yaklaşan Suriye iç savaşı boyunca ellerinden silah bir gün bile eksik olmayan on binlerce Suriyeli ve yabancı savaşçı Ortadoğu’nun en büyük çatışmasına sahne olacak İdlib’de son hazırlıklarını yapıyor. 


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU