İran Devrim Muhafızları komutanlarından Ali Hacızade, dün İran medyasının canlı yayınladığı bir basın toplantısı yaptı.
Hacızade, İran ve ABD arasında son dönemde tırmanan krizle ilgili açıklamalar yapsa da söylediklerinden çok verdiği “bayrak mesajı” dikkat çekti.
Hacızade'nin arkasındaki İran bayrağının hemen yanında İran Devrim Muhafızları’nın bayrağı duruyordu.
Yanında ise Ortadoğu’da faaliyet gösteren silahlı milis örgütlerin bayrakları yer aldı.
Söz konusu bayraklar şöyle sıralanmıştı:
Besiç Milisleri
Lübnan Hizbullahı
Yemen’de faaliyet gösteren Husiler
Irak’ta Şii milislerin çatı yapılanması Haşdi Şabi
Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas
Afgan milislerin örgütü Fatimiyyun
Pakistanlı milislerin örgütü Zeynebiyyun
İran'ın mesajları
“On binlerce silahlı milise sahip olan bu örgütlerin bayrakları İran Devrim Muhafızları’nın komutanının arkasında ne arıyor” sorusunu yönelttiğimiz İran Uzmanı Arif Keskin, İran’ın bu görüntüyle birkaç mesaj verdiğini söyledi.
“İran, bölgedeki nüfuz alanlarını vurgulayarak güç gösterisi yaptı” diyen Keskin, görüntünün bölge ülkelerine bir tehdit mesajı taşıdığını da belirtti.
Ortadoğu siyasetinde kararlılık vurgusu
İran’ın böyle yaparak Ortadoğu siyasetinden vazgeçmeyeceğini belirttiğini ifade eden Keskin, “Bir kararlılık vurgusu var” dedi.
Söz konusu bayrakların Kasım Süleymani’nin hem maddi hem askeri destek sağladığı örgütlerin bayrakları olması dikkat çekiyor. Keskin, bu görüntüyle o örgütlere moral ve motivasyon desteği verildiğini ve Süleymani’den sonra da desteğin devam edeceğinin belirtildiğini söyledi.
Kudüs Güçleri'nin sahası
Süleymani’nin, İran Devrim Muhafızları’nın dış operasyon birimi olan Kudüs Gücü komutanı olduğunu hatırlatan Keskin, Kudüs güçlerinin de bu örgütlerin etkin olduğu bölgelerde aktif olduğunu sözlerine ekledi.
İran’ın böylece Süleymani’nin yolunu daha güçlü biçimde devam ettireceğini ifade ettiğini anlatan Keskin şöyle konuştu:
Süleymani’nin öldürülmesinin en önemli nedeni İran’ın “direniş ekseni” dediği ekseni kırmaktı. Görüntüyle bu eksen yeniden vurgulanmış oldu. Ayrıca bölgedeki bütün ülkelere açık ve örtük anlamda tehdit içeriyor, İsrail’e ve Suudi Arabistan’a da mesaj verilmiş oluyor. İran sürekli ‘Bana bir şey olursa bölgeyi yakarım’ diyor. Bu bayraklar da bu söz konusu tehdidi simgelemek amacıyla dizildi
Askeri tehdidi güçlü şekilde vurguluyor
Daha önce, din adamları, küçük düzeyde diplomat veya milletvekillerinin olduğu toplantılarda benzer görüntülere tanıklık edildiğini söyleyen Keskin, “Askeri anlamda devrimin ilk yıllarında böyle mesajlara da rastlandı ama uzun bir süredir bu görüntüler azalmıştı. Bir komutanın bu bayraklarla mesaj vermesi askeri tehdidi daha güçlü biçimde vurguluyor” dedi.
İran’ın dünyaya verdiği mesajda yer alan örgütlerin on binlerce silahlı savaşçısı bulunuyor.
Besiç Milisleri
Bizzat, İran Devrimi’nin lideri Humeyni tarafından kurulan Besiç milisleri İran Devrim Muhafızları’na bağlı olarak hareket ediyor. Militanlarını İran’da çeşitli meslek gruplarından gönüllülerin oluşturduğu Besiç milislerinin kaç üyesi olduğu bilinmiyor.
Hizbullah
Lübnan Hizbullahı’nın siyasi kanadı sivil politikada etkin olsa da askeri gücü de bulunuyor. Washington Institute’den Nadav Pollak’a göre Hizbullah’ın toplam 45 bin savaşçısı bulunuyor.
Grubun lideri Hasan Nasrallah ise İsrail’in baş düşmanları arasında. 2013’ten bu yana Suriye’de rejim karşıtı silahlı muhaliflere karşı savaşan Hizbullah çok sayıda üyesini bu çatışmalarda kaybetti.
Husi Ensarullah Hareketi
Yemen ile Suudi Arabistan sınırında yaşayan Husiler, Hz. Muhammed'in torunları olan ilk 5 İmam'ı önder kabul Zeydi mezhebine mensup. Yemen’deki krizin başlarında bir açıklama yapan İran Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, Husi Ensarullah Hareketi’nin “İslam Devrimi’nin temel prensipleriyle hareket ettiğini” söylemişti.
Haşdi Şabi
IŞİD’in 2014’te Irak’ın birçok bölgesini ele geçirmesi üzerine ülkedeki Şii otoritesi Ali Sistani’nin fetvasıyla kuruldu. Bu yapı, ülkede var olan İran destekli milis örgütlerin bir çatı yapılanması oldu. Haşdi Şabi’nin İran adına hareket eden bir örgüt olduğu vurgulanıyor. Bu iddiaların en önemli dayanak noktası, Kasım Süleymani’nin hayattayken sıklıkla Irak’a yaptığı ziyaretler. Kendisi de Bağdat’ta öldürülen Süleymani, Haşdi Şabi’nin Tikrit operasyonu ile Musul harekatını bizzat yönetmişti. 70’ten fazla milis örgütün birleşerek kurduğu bir çatı yapılanma olan örgütün yöneticisi Hadi el-Amiri. Örgütün başkan yardımcısı Mehdi el Mühendis, Süleymani’nin öldürüldüğü operasyonda hayatını kaybetmişti.
HAMAS
1987’de Şeyh Ahmet Yasin, Abdulaziz Rantisi, ve Muhammet Taha’nın kurduğu örgütün İzzettin el Kassam Tugayları isminde silahlı kanadı bulunuyor. Sünni mezhebini takip eden Hamas’ın İran’la güçlü bağları var. En az 30 bin militanı olduğu söylenen Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye, Bağdat’ta öldürülen Kasım Süleymani’nin cenaze törenine de katıldı. Süleymani’nin evini de ziyaret eden Heniyye’ye göre Süleymani bir “Kudüs şehidi.”
Fatimiyyun Tugayı
İsmini Hz. Muhammed’in kızı ve Hz. Ali’nin eşi olan Hz. Fatma’dan alan örgüt Suriye’de rejim saflarında savaşan en kalabalık yabancı milis örgütü olarak dikkat çekiyor. Afganistan merkezli olan örgütün üyeleri Kudüs Gücü tarafından Suriye’ye getirilerek Halep, Lazkiye kırsalı ve Suriye güneyinde bölgelerde muhaliflere karşı savaştırıldı. İran’da yaşayan çok sayıda Şii Afgan da İran vatandaşlığı vaadi karşılığında Suriye’ye götürülerek bu çatıya dahil edildi. 20 bin mensubu olduğu değerlendirilen tugayın çok sayıda mensubu da Suriye’de öldü.
Zeynebiyyun Tugayı
Bu tugayın ismi ise Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma ile Hz. Ali’nin kızları olan Zeyneb’den geliyor. En önemli motivasyonu Şam’da bulunan Seyyide Zeyneb Türbesi’ni savunmak olan örgütün üyelerini Pakistanlı Şiiler oluşturuyor. Örgüt muhaliflere karşı çok sayıda çatışmaya da katıldı.
© The Independentturkish
