Tunus 8 yılın ardından Arap Baharı'nı değerlendiriyor: "Devrimin hiçbir idealine ulaşılmadı"

IMF tarafından dayatılan ekonomik koşullar, birçok Tunuslu’nun yaşam standardını kötü etkiliyor

The Independent İngilizce

Arap Baharı'nın fitilini ateşleyen devrimden sekiz yıl sonra, Tunus nadir bir başarı öyküsü olarak çokça takdir edilse de, ülke hâlâ iç savaş, insani krizler ve yerinden etmenin yaşandığı bir bölgenin ortasında.

Fakat birçok Tunuslu’ya göre, Zine el-Abidine Ben Ali yönetimini düşüren ilk protestoların idealleri henüz gerçekleştirilemedi.

Perşembe günü, ülke protestolarla yine felç oldu. Ülkenin güçlü sendikası Union Générale Tunisienne du Travail (UGTT), 677.000 üyesini hükümetin tartışmalı mali reformlarına karşı greve ve protesto etmeye çağırdı.

UGTT’nin Genel Sekreteri Nourredine Taboubi, Tunus'un merkezindeki UGTT binasının dışında küçük meydanda toplanan kalabalığa hitap ederek, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) dayattığı dış prangaları kırma ve sendika üyelerinin ekonomik haklarıyla ilgili kampanyayı hızlandırma sözü verdi. Hükümetin sendikayı etkisiz hale getirmeye çalıştığını, fakat kendilerinin de hükümeti devre dışı bıraktığını söyledi.

Perşembe günü gerçekleşen bu genel grev, kamu sektörü maaşlarıyla ilgili müzakerelerdeki aksaklıklara yanıt olarak ikinci kez düzenlenen ve 2013 yılında önde gelen solcu milletvekili Chokri Belaid’i suikastından bu yana ülkenin yaşadığı en büyük grev.

Protestolar sebebiyle Tunus genelinde devlet daireleri ve ulaşım sistemleri kapatıldı. Devlete ait işletmeler ve grevcilerin taleplerine sempati duyan birçok işletme de kapılarını kapattı.

Bir emekli Lassad Hamdi, “Tunus halkının devrimi temel olarak ulusal istihdam, özgürlük ve haysiyet haklarını hedefledi. Fakat bu ideallerin hiçbiri mevcut ve önceki hükümetler tarafından gerçekleştirilemedi, çünkü “simsarlara” ve yabancı sermayeye bağlılar, hepsi IMF'nin talimatlarını izliyor.” diye konuştu.

Ülkenin 2011 devrimini büyük ölçüde hızlandıran Tunus’un ekonomik çöküşü bugüne kadar devam etti ve toplumsal kargaşayı azaltmak ya da ülkenin değişken ekonomisini desteklemek amaçlı kamu sektöründeki kitlesel işe alımlar pek işe yaramadı.

Geçtiğimiz sekiz yılda, kamu sektörü ücret giderleri 2010 yılında iki katına çıkarak yaklaşık 7.6 milyar dinardan (1.9 milyar sterlin) 2018'de 16 milyar dinar'a (4.3 milyar sterlin) yükseldi. Ancak, Devlet Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'ne göre satın alma gücü 2014 yılından bu yana yüzde 40 oranında düştü.

Başkentteki birçok bakanlık binasının bulunduğu Kasbah Meydanı'na eylem için gelen devlet memuru Lobna Mabrouk “Çocuklarım için buradayım” diyor. Mabrouk “Küçük çocuğum işsiz, fakir ailelerin [günde] yalnızca bir öğüne gücü yetiyor. Fiyat artışları sebebiyle işçi sınıfı aileleri temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor, sadece makarna ve salça ile yetiniyorlar. Ne yiyeceğimizi zannediyorlar, taş mı?” diye konuşuyor.

Ülkenin başbakanı Youssef Chahed, grev öncesinde halk protestosunun önüne geçme amacıyla eylemlerin bir gün öncesinde televizyonda konuşma yaptı. Ülkenin ekonomik koşullarının ellerini bağladığını ve yaşanan mevcut zorlukların geçmiş maaş zamlarından kaynaklandığını belirtti. Chahed “Devrim sonrasında, ekonomideki gerçek büyümenin yokluğunda ortaya çıkan ücret artışları enflasyona, borca ​​ve alım gücünün düşmesine neden oldu” dedi.

Fırtınalı 2011 devrimlerinin ardından bölgenin tek demokratik başarısı olarak övülen Tunus, uzun bir süre uluslararası çapta adından söz ettirmişti. Fakat 2016 IMF kredisine eşlik eden şartlar bir ayak bağı gibi görülmeye başlandı.

Kararlaştırılmış bir reform programı karşılığında dört yıl içinde ödenecek olan 2,4 milyar Avro (2.1 milyar sterlin) tutarındaki IMF kredisinin tartışmalı olduğu kanıtlandı. Kredi koşulları uyarınca, ülkenin dinarının 2016 sonunda 2,3 dinardan dolara, bugün neredeyse 3 dinar'a düşmesine izin verildi. Tarihsel olarak işlenmiş ürünlerin net ithalatçısı olan Tunus’ta, bu durum günlük yaşama somut etki etti.  

Chahed, geçen yıl ülkenin bütçe açığını 2017 GSYİH’sinin yüzde 6.2’sini yüzde 4.9’a indirerek ülkenin sorunlarını daha da çıkmaza soktu.

Aynı dönemde, GSYİH büyümesi yüzde 3'ün üzerine çıkmaya çalışırken, 2011 devriminin fitillenmesinde bir başka önemli katalizör olan işsizlik yaklaşık yüzde 15 civarında kaldı, ülkenin marjinalleşmiş kırsal bölgelerinde ise işsizlik yüzde 30’a kadar yükseldi.

Sonuç olarak, şiddet ve protestolar ülkenin iç kesimlerinin büyük kısmı için bir kaide haline geldi ve zaman zaman yenilenen muhtemel devrimle ilgili sohbetleri körükledi. Bu sürekli karışıklık ve Kasım ayındaki yasama ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gölgesinde, tüm taraflar IMF kredileriyle ilgili eleştirileri ve ülkeyi içine düşürdükleri zor duruma yönelik halk tepkisini kontrol etmeye çalışıyor.

Önceki geleneklerin aksine UGTT, bu yılki oylamada ya kendi adayını öne sürerek ya da diğer parti adaylarını destekleyerek farklı bir yol izleyeceğini açıkladı. 

Floransa'daki Avrupa Üniversitesi Enstitüsü’nde Tunus işleri konusunda uzman bir araştırma görevlisi Dr. Hamza Meddeb “UGTT'nin politik oyun üzerindeki etkisini korumanın bir yolunu bulmaya çalıştığını düşünüyorum. Bu genel greve, yalnızca sosyo-ekonomik iddialar sebep olmadı, daha ziyade protestolar Tunus siyasetinde bir söz sahibi olarak UGTT'nin kendisini konumlandırmaya çalışmasıyla ilgili.” dedi.

UGTT'nin çevresinde, hükümetin ekonomik reformlarına direnmek için liberal cumhurbaşkanı Beji Caid Essebsi ve onun Nidaa Tounes partisinden kalanlar ile solcu Halk Cephesi’nin (Front Populaire) umulmadık şekilde müttefik bir kadro oluşturduğu görünüyor. Ilımlı İslamcı Ennahda partisi olan Nidaa Tounes’un eski bir üyesi, başbakanla ittifak kurdu. Her ikisi de geniş bir uluslararası izleyici önünde cesaretlerini ortaya koymakta istekli görünüyor.

Bu süreci yorumlayan akademisyen Meddeb, “Essebsi, UGTT ile seçim koalisyonu kurma konusundaki ilgisini dile getirdi. Chahed hükümeti ekonomik şartlar sebebiyle zayıfladı ve UGTT'yi tatmin edebilecek herhangi bir somut çözüm sunamıyor. Ennahda kırılgandır.” diye konuştu. Medded, “UGTT, baskı gücünü ülkenin siyasi şemasına ağırlık vermek ve seçimlerden önce üyeleri için bir tür sosyal ve ekonomik fayda sağlamak için kullanıyor” diye ekledi.

Bununla birlikte, dün Tunus başkenti sokaklarında toplananlar için, ülkenin siyasi sınıfının entrikaları muhtemelen pek bir anlam ifade etmiyor.  Hükümetin mevcut durumla ilgili açıkça yalan söylediğini belirten devlet memuru Lobna Mabrouk “Kime yalan söylediklerini sanıyorlar?” diye soruyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Kırkpınar

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU