Yeşil sömürgeci influencer çağı

Mine Ataman, Independent Türkçe için yazdı

Görsel: boell.org

Sürdürülebilirlik söylemi, iklim kriziyle mücadele adına güçlü bir araç olarak öne çıkarılırken içi boşaltılıp bir marketing aracına, yanıltıcı bir yeşil yıkamaya dönüştürüldü. Şirketler, gerçek altyapı yatırımları yerine sosyal medya fenomenleriyle sürdürülebilirlik imajı yaratıyor. İklim krizinin ciddiyetine rağmen, gerçek çözümler ve onarıcı yaklaşımlar yerine yeni bir ekonomi yaratılıyor.

Bilim Kongrelerine Sponsor Yok, Influserlara Var 

Dünyanın en saygın bilimsel kongreleri, 7 tane Nobel ödüllü bilim insanının katılacağı biyoteknoloji kongreleri, dünyanın beslenme kültürüne yön verecek akademik buluşmalar sponsor bulmak için zorlanırken sürdürülebilirlik zirveleri için STK’lar, global şirketler sıraya giriyor. Göstermelik raporlar açıklayan memleketin önde gelen STK’ları bilimin olduğu yerlere gitmeyi zül görürken şaşalı yeni yıl kutlamalarında boy gösteriyor. Şirketler iklim krizini çözmüyor, krizi influencer iş birlikleriyle yönetilebilir bir algıya, ekonomiye dönüştürüyor. 

Yeşil Yıkama Çağında Estetik Aldatmaca

Uzmanlara göre, “doğal, temiz, bilinçli, gezegen dostu söylemleri doğa fonlarının üstünde toprak tonlarıyla bezeli ambalajlar. Sakin müzikler, sararmış yapraklar görsel doğal bir dil yeşil yıkama diline dönüşüyor. Ambalaj fetişizmiyle ürünü kendisi değil ambalaj üzerinden sürdürülebilir doğal örüntüsü sağlanıyor. Hepsi birleştiğinde gezegeni oyalayan gerçek bir sürdürülebilirlik faşizmi yaratılıyor.”

Türkiye’nin Sürdürülemez Popüler Kültür Zehirlenmesi

Türkiye’de sürdürülebilirlik, Instagram, X ve TikTok’ta ağırlıklı olarak, güzel evlerde yaşayan, elektrikli arabalara binen, güzel kıyafetler giyen, çoğunlukla beyaz yakalı ve varlıklı bir azınlığın tüketim estetiği üzerinden pazarlanıyor. "Bir ayda on kıyafetle nasıl idare ettim, sessiz lüks, annemin kıyafetlerini yeniden giyiniyorum, yerel pazardan alışveriş yapıyorum, kapsül gardırop” gibi içerikler sürdürülebilirliğin yalnızca estetik bir aksesuar, orta-üst sınıfa ait bir “iyi hissetme pratiği” olarak pazarlanmasına hizmet ediyor. Gerçek uzmanlar, fabrikalarda, madenlerde, etkili uygulama alanlarında çevre projeleri yaparken sürdürülebilirlik uzmanı genç kızlar gün sonunda ben de kendi markamı yarattım benim markam en sürdürülebilir olanı diyerek modern dünyanın sürdürülebilirlik hikâyelerindeki ikiyüzlülüğü ortaya koyuyor. 

Sürdürülebilir Cemiyet

İklim uzmanı bilim insanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu üniversitede ders veriyor, endüstrilerin iklim dostu dönüşümlerini planlayan gerçek mühendisler sahada, sosyal medya fenomenleri yüklü paralara sürdürülebilirlik Showlarında imza dağıtıyor. Cemiyetin yeni modası sürdürülebilirlik zirvelerine katılmak, anneannem de yere düşen ekmeği alıp başına koyardı algılı dindar sürdürülebilir mesajlar vermek.

Zirveler, Konferanslar ve Yeşil Sosyalleşme Endüstrisi

Türkiye’de sürdürülebilirlik anlatısı artık bilim insanlarının, çiftçilerin, mühendislerin değil, Instagram filtresinden geçen bir yaşam tarzının elinde. Sürdürülebilirlik zirveleri, geri dönüştürülmüş şişelerde içecek servis edilen, vintage Hermes çantaların dolaştığı, toprak, su, maden, enerji zincirlerine dokunmayan birer yeşil sosyalleşme alanına dönüşmüş durumda. Uzmanlar, bilim insanları bile çoğu zaman düzenin parçası olarak 100 kişinin toplaşıp yiyip içtiği, kartvizit değiştirdiği, sosyalleştiği, sponsor markaların görünürlük aldığı yüksek karbonlu etkinliklere, malzeme.  Sürdürülebilirlik popüler kültür tarafından kolonize ediliyor. Yılın en sürdürülebilir zirvelerinden birinde “çağırdılar geldik, biz lüks ürünleri anlatıyoruz ama israf etmeyiz” diyen fenomenler sürdürülebilirliğe teğet geçip aklanıyor. 

Şirketlerin Sürdürülebilirlik Kandırmacası

Küresel sürdürülebilirlik pazarının 2030’a kadar 41,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor.  Sürdürülebilir ürünler pazarı da hızlı yükselenlerden 2025’te 382,6 milyar USD değerinde olacak.  Moda endüstrisinde “sürdürülebilir koleksiyon” pazarı 2024 itibarıyla yaklaşık 6 milyar USD’lik bir segment oluşturuyor. Rakamlar sürdürülebilirliğin, iklim krizine çözüm olmaktan öte, krizin üzerine kurulan yeni bir kârlı sektörü gösteriyor. 

Zenginler İçin Sürdürülebilirlik Marketingi 

Afrika küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 4’ünden sorumlu olsa da karbon kredilerinin yüzde 11’i Afrika projelerinden kesiliyor. Gönüllü karbon piyasalarının sadece yüzde 2’si Afrika’ya dönüyor. İklim finansmanı giderek daha güçlü aktörler tarafından istismar edilen bir ticaret ve finans mühendisliği alanına dönüşüyor. Adı konmamış bir yeşil sömürgecilik şirketlerin sözde sürdürülebilirlik projeleriyle birlikte analiz edildiğinde yeşil yıkama artık yeşil hegemonyaya dönüşüyor. Milyonda bir, araya halktan birileri eklenerek gerçekmiş gibi sunulsa da sürdürülebilirlik marketingi kendi aktörlerini yaratıp modern dünyaya yeni bir ekonomi yaratıyor. 

Etki Yatırımları Yeşil Sömürgecilik 

Toplumsal fayda üretmek amacıyla yaratılan etki fonları çoktan bir grup imtiyazlının elindeki beyaz yakalı dostu projelere gidiyor. Etki fonları pek çoğu henüz kanıt aşamasında olan ekonomide toplumda gerçek bir karşılığı olmayan projelere milyarlar harcarken yoksul dünyanın “eğitim, sağlık, istihdam” gibi sorunları çığ gibi büyümeye devam ediyor. Sosyal fayda adı altındaki cemiyet hanımlarının yürüttüğü projelerden yerele, yoksula düşen “birkaç su bidonu, birkaç okul sırası, birkaç güneş paneli.” 

Modanın Yeşil Yıkamacıları

Changing Markets Foundation’ın yeni bir raporuna göre, “moda endüstrisinin sürdürülebilirlik anlatısının merkezine koyduğu geri dönüştürülmüş polyester, mikroplastik kirliliğini azaltmak bir yana artırıyor.” Çalışmada 51 ürün test edildi. Nike, hem virgin hem geri dönüştürülmüş polyesterde en yüksek lif salınımına sahip marka çıktı. Shein’den yaklaşık 3 kat, H&M’den 7 kata kadar daha yüksek.

Markaların ürün etiketleri ile online pazarlama iddiaları arasında tutarsızlıklar tespit edildi. Özellikle Shein, Haziran 2025’te “geri dönüştürülmüş polyester” olarak sattığı ürünleri aylar sonra sadece “polyester” olarak listeledi. Benzer etiket uyumsuzlukları H&M ve Nike ürünlerinde de görüldü.

Türkiye’nin Yeşil Yıkamacıları

Türkiye’de yeşil yıkama artık sektörleşmiş durumda. Giyim markaları, “eko koleksiyon” etiketiyle polyester ağırlıklı ürünleri geri dönüştürülmüş gibi sunuyor. Enerji şirketleri, “yeşil enerji” reklamları yaparken kömür ve doğalgaz yatırımlarını genişletiyor. 

İngiltere Yeşil Yıkamacıların Reklamlarını Yasakladı

İngiltere Reklam Standartları Kurumu, Nike, Lacoste ve Superdry’nin ürünlerini çevre dostu gibi gösteren reklamlarının yeterli kanıt sunmadığı gerekçesiyle Google’daki ücretli reklamlarını yasakladı. Karar, küresel emisyonların yüzde 8–10’undan sorumlu olduğu belirtilen moda sektöründe, yeşil yıkamaya karşı yürütülen daha geniş bir düzenleyici mücadelenin parçası olarak değerlendiriliyor.

Velhasıl, dünya akıl almaz bir sürdürülebilirlik oyununun içinde. Bir politika meselesi olan sürdürülebilirlik estetik bir varoluşa ve sınıfsal bir performansa dönüşmek üzere. Küresel güney ve yoksullar yeşil ekonominin hammaddesi. Influser çağında sürdürülebilirlik sömürünün tam merkezinde. Konuşanlar, sesi duyulmayanlar birbirinden çok ırakta, para gezegenin iyiliğinden bambaşka yerlerde. Sorun ınfluencer’larda değil onları yaratan sistemde. Yeşil yıkama artık münferit bir olgu değil, kurumsal ve kültürel bir sistem sorunu, yozlaşma.

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU