Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, TBMM Genel Kurulu'nda 2026 bütçesi görüşmelerinde; “Bütçe, bir iktidarın hedef belgesidir. İktisadi bağımsızlığa verdiği önemin göstergesidir. Millî imkânları nasıl kullandığının ispatı, ne olup ne olmadığının beyanıdır. Kalkınmaya mı yoksa faize mi, betona mı yoksa üretime mi öncelik verdiğinin ilanıdır. Dünyanın en büyük imkânlarına sahip bir ülkenin bütçesi, nasıl olur da 23 yıl boyunca her sene açık verir? Bir kere bile mi denk bütçe akıllara gelmez? Bir kere bile mi şu faiz mikrobundan kurtulmak istenmez? 1 değil, 2 değil, 3 değil; tam 23 yıl boyunca bütçesi açık veren bir anlayışa bırakın ülke yönetimini, bakkal dükkânı bile teslim edilmez” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, "Bütçe, bir iktidarın hedef belgesidir" diyerek, şunları söyledi:
Bütçe, iktisadi bağımsızlığa verdiği önemin göstergesidir. Millî imkânları nasıl kullandığının ispatı, ne olup ne olmadığının beyanıdır. Kalkınmaya mı yoksa faize mi, betona mı yoksa üretime mi öncelik verdiğinin ilanıdır. Dünyanın en büyük imkânlarına sahip bir ülkenin bütçesi, nasıl olur da 23 yıl boyunca her sene açık verir? Bir kere bile mi denk bütçe akıllara gelmez? Bir kere bile mi şu faiz mikrobundan kurtulmak istenmez? 1 değil 2 değil 3 değil; tam 23 yıl boyunca bütçesi açık veren bir anlayışa bırakın ülke yönetimini, bakkal dükkânı bile teslim edilmez.
"Bütçe açıkla başlıyor ve bu açık 20 yıldır sürekli artıyor"
Bütçe açıklarına dikkati çeken Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bütçeyi önümüze alıp incelediğimizde görüyoruz ki iktidar daha en başta ilk düğmeyi yanlış iliklemiş. Bütçe açıkla başlıyor ve bu açık 20 yıldır sürekli artıyor. AK Parti bütçe açıklarını normalleştirmiş. Artık bundan rahatsız bile olmuyorlar. Ve bunu değiştirmek için tek çabaları var: Vergileri artırmak. Milletimizden önümüzdeki yıl tam 15,6 trilyon lira vergi toplanacak. Ama hepimiz biliyoruz ki bu vergi size yine yetmeyecek. Sayın Mehmet Şimşek’e göre ‘vergi yükümüz yüksek bile değil’. Sayın Bakan diyor ki: ‘Az kazanan az, çok kazanan çok vergi verecek.’ Kusura bakmayın; siz bunu yapamazsınız. Çünkü siz zenginlerin hükümetisiniz. Siz, KDV’lerle, ÖTV’lerle, market kasasında, benzin istasyonunda vatandaşın canını acıta acıta para topluyorsunuz. Rakamlarınız bunu gösteriyor: Gelir Vergisi: 3,6 trilyon, ÖTV: 2,5 trilyon, KDV: 5,6 trilyon, Kurumlar Vergisi: 1,7 trilyon.
"Bütçenin yükünü, bugün ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen emeklilerimiz çekiyor"
Bütçenizde dolaylı vergilerin payı yüzde 65’e dayanmış. Asgari ücretli ekmek alırken ne kadar vergi ödüyorsa, bu ülkenin en zengini de aynı vergiyi ödüyor. Peki o zenginler için ne var? Bütçede 3,5 trilyon liralık ‘vergi harcaması’ diye bir kalem var. Bu ne demek? Sermayeden, yandaştan alınmayacak vergi demektir. Bu bütçeyi kim yapıyor? Saraydaki danışmanlar, bakanlıktaki bürokratlar. Bu bütçenin yükünü kim çekiyor? Tarlasında ürünü para etmeyen, borcunu kapatmak için kredi çekip tarlasını satan çiftçi. Bütçenin yükünü, bugün ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen emeklilerimiz çekiyor. Bu bütçede emeklilerimiz de yok. Bütçenin yükünü, maaşı kirasına yetmeyen asgari ücretli çekiyor. Bütçenin yükünü, siftah yapamayan esnaf, konkordato ilan eden sanayici çekiyor. Ama onlar da bütçede yoklar. Bu bütçede umut yok, bu bütçede gelecek yok.
"Bir dakikanızı ayırıp bir kere de bu ülkenin esnafını, memurunu, işçisini dinleyin"
Şöyle kabine sıralarına bakıyorum, gözlerimiz elbette Sayın Şimşek’i arıyor. Bilindiği üzere Sayın Şimşek; 4 Haziran 2023 tarihinde göreve geldi… Bu iki yılda; Londra’ya gitti, Berlin’e gitti, Paris’e gitti, Brüksel’e gitti, Washington’a gitti, New York’a gitti. Hatta, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ‘one minute’ dediği, ‘daha da gelmem dediği’ Davos’a bile gitti. Tamam, gitmesin demiyoruz! Ama sık sık Londra’da finans çevreleriyle görüşen Sayın Şimşek’i bir kere de asgari ücretlilerle bir araya gelmesini bekliyoruz. Washington’a IMF’ye derdini anlatırken gördüğümüz Sayın Bakanı, Ankara’da esnaf ve sanatkarların, emeklilerin derdini dinlerken görmek istiyoruz. Biz de buradan Sayın Şimşek’e ‘one minute’ diyoruz. Sayın Şimşek, ‘one minute’! Finans çevrelerini dinlediğiniz kadar lütfen bir dakikanızı ayırıp bu ülkenin emeklisini, asgari ücretlisini de dinleyin. Yeterince küresel lobileri dinlediniz. Bir dakikanızı ayırıp bir kere de bu ülkenin esnafını, memurunu, işçisini dinleyin.
ANKA