Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Başkanı Hatimoğulları ve İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, Edirne Cezaevi'nde Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Görüşmenin ardından Hatimoğulları, cezaevi önünde açıklama yaptı. Hatimoğulları, konuşmasında şunları söyledi:
Bugün Edirne Cezaevi’nin önünden sesleniyoruz. 4 Kasım, yani dün, Kobani Kumpas Davası’yla birlikte arkadaşlarımızın gözaltına alınıp tutuklanmasının onuncu yılına girdik. Arkadaşlarımızın bir kısmı — sevgili Selahattin Demirtaş burada, Edirne’de; sevgili Figen Yüksekdağ Kandıra’da ve Sincan’da olan değerli arkadaşlarımız — bugün üç hapishanenin önünde de DEM Parti olarak basın açıklamalarımızı gerçekleştiriyoruz. Az önce İstanbul Milletvekilimiz Cengiz Çiçek’le birlikte sevgili Selahattin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı’yı ziyaret ettik. Soranlara, sevenlerine, bütün Türkiye halklarına ve siz değerli basın emekçilerine selamlarını ve sevgilerini ilettiler. Kobani Kumpas Davası, Türkiye tarihinde hem hukuksal hem de siyasal açıdan kapkara bir leke olarak varlığını sürdürüyor. Arkadaşlarımız haksız ve hukuksuz bir şekilde, çoğu yaklaşık 10 yıldır hapishanede. Ve bununla ilgili, bütün Türkiye kamuoyu ve dünya kamuoyunun bildiği üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) çok önemli kararları var. Hatta bir değil, üç tane kararı var: Birinci karar 20 Kasım 2018, ikinci karar 22 Aralık 2020, üçüncü karar 8 Temmuz 2025.
Bu son karara, yani 8 Temmuz’daki karara, Türkiye itiraz süresinin son gününde bir itiraz gerçekleştirdi. Ancak bu itiraz AİHM tarafından reddedildi. Böylece 8 Temmuz’da alınmış olan AİHM kararı artık kesinleşmiştir. Bununla ilgili olarak parti avukatlarımız, sevgili Selahattin Demirtaş’ın ve diğer arkadaşlarımızın avukatları gerekli girişimlerde bulunmuşlardır. Şimdi bizler bir sonuç beklemekteyiz. Beklediğimiz sonuç şudur: Türkiye, tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca, kesinleşmiş olan AİHM kararını derhal hayata geçirmeli; bir saat, bir dakika dahi beklemeden sevgili Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bütün Kobani Davası tutukluları serbest bırakılmalıdır.
Kobani Kumpas Davası ve 4 Kasım darbesi birer siyasi darbedir. 4 Kasım darbesi, seçilmişlere ve seçenlere, yani seçme ve seçilme hakkına bir darbedir. Demokratik siyasete bir darbedir.
Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bugün Sayın Abdullah Öcalan’ın başlatmış olduğu, 27 Şubat’ta gerçekleştirdiği barış ve demokratik toplum çağrısıyla Türkiye artık yepyeni bir sürecin içinde. Silahların susacağı, demokratik siyasetin konuşacağı bu günlerde, toplumun böyle bir beklenti içinde olduğu bu süreçte, AİHM kararının bir an önce hayata geçmesi acildir, elzemdir, önemlidir, hayatidir ve topluma güven sağlayacaktır. Bu sürecin gelişebilmesi, barışın toplumsallaşabilmesi için son derece önemli bir güven zemini oluşturacaktır. Bakın, demokratik siyaset bu ülkede susturulmamalıdır. Bizler 4 Kasım darbesini, demokratik siyasetin susturulma aracı olarak görüyoruz.Arkadaşlarımızın serbest kalmasıyla, bu darbeden ve kumpastan vazgeçilmesiyle birlikte, Türkiye’de barış sürecinin ve demokratik siyasetin önünü ardına kadar açacak mühim adımlar atılacaktır. Yargı siyasetin sopası olamaz. Uzun zamandan beri, ne yazık ki Türkiye’de yargı siyasetin sopası olarak, özellikle iktidarın sopası olarak muhalefete karşı en sert şekilde kullanılmaktadır. Buradan, Edirne Hapishanesi’nin önünden bir kez daha sesleniyoruz: Yargıyı siyasetin sopası olmaktan vazgeçin! Yargıya sesleniyoruz: Siyasetin sopası olmaktan sizler vazgeçin! Siyasete kelepçe vurulamaz. Demokratik siyaset özgür ve demokratik bir zeminde büyür, gelişir ve toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlar. Siyasetçiler özgür olursa, hapishanede değil, halkının, seçmeninin, yurttaşının yanında olursa; işte o zaman gerçek bir demokratik siyaset zemininin oluşmaya başladığına inancımız artar. Bu nedenle buradan bir kez daha sesleniyoruz: Kobani Kumpas Davası’nda tutuklu bulunan sevgili Figen Yüksekdağ, sevgili Selahattin Demirtaş ve burada ismini sayamadığımız bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.
Demirtaş: Bugüne kadar denenmeyen denenmelidir
Hatimoğulları, Demirtaş'ın mesajını da okudu:
Öncelikle bütün değerli halklarımıza ve basın emekçilerine selamlarımı ve sevgilerimi iletiyorum. Meclis çözüm komisyonunun cesur bir karar alarak en kısa zamanda Sayın Abdullah Öcalan'la görüşmeye gitmesini umuyor bekliyor ve diliyoruz Çünkü 50 yıllık çatışma köklü ve kalıcı olarak bitiyor. 50 yıldır bu meselede güvenlik politikaları öncelendi ve bunun sonucunda ne yazık ki bu ülke on binlerce gencini canını kaybetti. Şimdi de bugüne kadar denenmeyen denenmelidir ve milletvekilleri gerekirse siyasi riskler göze alarak barış için yeni bir sayfayı açmak için İmralı'ya gitmelidir.
Independent Türkçe