Kartalkaya yangını davasında üçüncü duruşma: “Bakanlıklar, Cumhurbaşkanının arkasına sığınıyorlar”

“Yangın sırasında kapıları çaldılar mı da hafifletici neden oldu”

Duruşmanın görüldüğü Bolu Sosyal Bilimler Lisesi spor salonunun duvarlarına yangında hayatlarını kaybedenlerin fotoğrafları asıldı / Fotoğraf: AA

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak’ta 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin, 20’si tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Taraf ve izleyicilerin fazla olması nedeniyle duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi spor salonunda hazırlanan duruşma salonunda görülüyor.

Duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yakınlarını kaybedenler ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmaya tutuklu sanıklar getirildiği sırada yakınlarını kaybeden aileler, “Çocuklarımızın katilleri geliyor” diye tepki gösterdi. Duruşma esas hakkındaki savunmaların alınmasıyla başladı.

"Adalet Bakanlığı ve pek çok üst düzey görevli yargının önüne bariyer koymuştur"

İlk olarak söz alan yangında oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Danıştay 9. Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, şunları söyledi:

Burada bir daha böyle olaylar yaşanmaması için örnek bir karar çıkacak, vicdanımız huzur bulacak. Ancak bu dava eksik başlamıştır. Pek çok şüpheli kamu görevlisi bu yargılamaya dahil edilmedi. Adalet Bakanlığı ve pek çok üst düzey görevli yargının önüne bariyer koymuştur. Başsağlığı dilemesi gereken Turizm ve Kültür Bakanı, televizyon televizyon gezip kendilerinin suçsuz olduğuna insanları inandırmaya çalışmıştır. Kamu görevlilerin yargı önüne çıkmasını engelledi. Çalışma Bakanı da kendi payına düşen bariyeri yargı önüne koyup kendi açısından sorumlu olan kamu görevlilerine soruşturma izni vermedi. Aynı şeyi İçişleri Bakanlığı da valiler açısından yaptı. Bakan yardımcısına ilişkin süreci takip ediyoruz, onun da yargı önüne çıkacağına inancımız tam. Yargı önüne konulan bariyerlerin kaldırılacağına inanıyoruz. Biz 78 canımızla birlikte yandık.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Otel sahibi ailenin tamamı burnu bile kanamadan otelden çıktı"

Danıştay kararı ile soruşturma izni verilen Turizm ve Kültür Bakanlığı personellerinin derhal tutuklanarak görevlerinden uzaklaştırılması gerekmektedir. Ancak Sayın Bakandan bu yönde hukuka uygun bir tavır beklemek gerçekçi değildir. Tüm yönetim kurulu üyeleri açısından olası kast unsuru vardır. Çünkü otel yönetiminin sorumluluklarını hiç yerine getirmemesi ölüm sayısını artıran önemli bir etken olmuştur. Otel sahibi ailenin tamamı burnu bile kanamadan otelden çıktı. Ancak otelde kalan misafirler uyandırılmadı. İl Özel İdaresi gerekli denetim yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Görevli her bir idare, belediye, bakanlıklar vs. biri diğerinden denetim beklemiş. Sorumlu bu idarelerin biri dahi görevini yerine getirmiş olsaydı bu durum ortaya çıkmayabilirdi. Görevlerini yerine getirmeyen idareler nedeniyle hayatını kaybeden sayısı artmıştır. Burada yargılanan ve henüz buraya getirilmeyen kamu görevlilerinin eylemlerinin cezai sorumluluk getirdiği ortadadır.

"Otelden kaçmaları da olası kast unsuru olarak değerlendirilmeli"

Sanıkların yangın sırasındaki davranışları da olası kastın unsurunu oluşturmuştur. Yangın alarmlarının çalıştırılmamasını istemek de olası kasttan değerlendirilmelidir. Emir Aras ve eşi Elif Aras’ın kendileri ile aynı katta bulunanların kapısını bile çalmadan, hatta dışarıda karşılaştıkları misafirlere haber vermeden otelden kaçmaları da olası kast unsuru olarak değerlendirilmelidir. Sanıklar yangın öncesinde olduğu gibi yangın sırasında da ihmalli davranışlarda bulunmuşlardır. Elif Aras, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Emine Murtezaoğlu yönetim kurulu üyeleridir. Ve bu üyelerin yönetim ve denetim görevleri vardır. Yangına ilişkin tüm tedbirleri almaları gerek. Bu sanıklar yangından sonra tutuklanana kadar sahibi oldukları diğer otelde ve bu otelde görev yapmışlardır. Bu yüzden bu sanıklar olası kastla cezalandırılmalıdır. Bu sanıklar kendilerine ait araçların otelin garajından çekilmesi için emir vermişlerdir. Benim oğlum yangından zarar görmeden çıktıktan sonra geri dönüp kendine emanet edilen canı teslim edene kadar insanları kurtarırken, bunlar diğer otelde afiyetle muzlarını yemişlerdir.

"Burada intikam için değil, adalet ve adil bir yargılama için bulunuyoruz"

Zeki Yılmaz, Yiğithan Burak Çetin’in de ihmali, kusuru vardır. Bu yüzden onlar da olası kasttan yargılanmalıdır. Bu davada verilecek karar ne olursa olsun bizim yitirdiğimiz canları geri getirmeyecektir. Biz bu dünyadaki sürgün hayatımızı bitirip canlarımıza kavuşuncaya kadar içimiz soğumayacak. Biz burada intikam için değil, adalet ve adil bir yargılama için bulunuyoruz. Bir daha bu tür organize kötülüklerin başka insanlara yaşatılmaması için burada bulunuyoruz. Bu davada verilecek karar, kamu görevlileri mevzuata uygun davranmadıkları takdirde cezalandırılacaklarını bilmelerine neden olacaktır. Bu davada verilecek olan karar, ‘artık bu toplumda hiçbir suç cezasız kalmıyor, kötülük yapanın yanına kar kalmıyor’ şeklindeki cezasızlık algısının toplum gündeminden sökülüp atıldığı, özgürlükçü, adaletli güzel günlerin başlangıcı olacaktır. Artık hiç bir anne öbür dünyada adaletin tecelli etmesinin eklemeyecek bu dünyada da adaletin tecelli edeceğini görecektir.

"Suç vasfının düşürülmesini bırakın ağırlaştırılması gerekiyor"

Gençbay’ın ardından duruşmada söz alan müşteki avukatı Mehmet Eren Turan, iddianamede 13 sanık hakkında olası kasttan ceza istendiğini hatırlattı ve “Yargılama aşamasında aksi yönde deliller dosyaya kazandırılmamıştır. Ancak yargılama sonucunda olası kast olan suç vasfı bazı sanıklar açısından bilinçli taksire çevrilmiştir. Sanıkların yangın sırasındaki eylemleri değerlendirmeye alınmamıştır. Oysa sanıkların eylemleri neticenin ağırlaştırılmasına neden olmuştur. Huzurdaki dava ile tüm kamu görevlilerinin dosyası birleştirilmeden karara çıkılmasını uygun bulmuyoruz” dedi.

Yangında oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Ankara 11. İdare Mahkemesi Hakimi Serpil Gençbay da “Yangın sırasında kapıları çaldılar mı da hafifletici neden oldu ve suç vasfı değişti, Emine Murtezaoğlu, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras için. Burada herhangi bir yargılama sürecine yardımları da olmadı, bırakın yardımı üstüne her şeyi gizliyorlar. Adaletin yerine getirilmesini engelliyorlar. Olay günü başka bir otelde beklerken Emine Hanım'ın torunu için birisine, 'Tableti ve giysileri yanmış çok üzülüyor' dediğini duyduk. Bunu söyleyenin cezası düşürülemez. Olası kasttan çıkarılması yüreğimizi yakacaktır. Masum değiller. Suç vasfının düşürülmesini bırakın ağırlaştırılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

 “Cumhurbaşkanının arkasına sığınıyorlar”

Duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı söz alan yangında çocuklarını ve torunlarını kaybeden hem müşteki hem de müşteki avukatı Yüksel Gültekin, "Liyakatsiz personelin, adam kayırmacılığın, siyasetle, torpille işe girilmesinin ortaya çıktığı davadır. Karardan sonra artık bu şekilde canların yitip gitmemesi davasıdır. Bu dava Soma’da 300 şehidin verildiği, sokakta elektrik çarpmasıyla meydana gelen ölümlerin son halkasıdır” dedi.

"Bu ülkede artık liyakatsizliğe geçit vermeyelim"

Gültekin, şunları kaydetti:

Liyakatsizliğin artık bitmesi gerek bu ülkede. Otobüs kahyasını Belediye Başkan Yardımcısı yapan Tanju Özcan'a bakın. Milletvekillerinin, bakanların torpilleriyle buralara gelen ormancı Sırrı Köstereli’ye bakın. 2009 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanan Danıştay 1. Daire Başkanı Turizm Bakanlığı personellerine soruşturma izni vermemiştir. Bir temizlik hareketi yapalım. Bu ülkede artık liyakatsizliğe geçit vermeyelim.

"AK Parti Milletvekili Yüksel Coşkun. Buraya gelemedi, duruşmaya gelemedi"

Ne cezası alırsanız alın 78 canın kanı sanıkların elinde olacak. Türkiye’de bu olaydan sonra alelacele siyasetçiler komisyon kurdular. Ama izleyiciler arasında komisyondan kimse yok. Komisyonun bir üyesi de benim kaç yıllık dostum AK Parti Milletvekili Yüksel Coşkun. Buraya gelemedi, duruşmaya gelemedi. Komisyona beni çağırmadı, 8 canını kaybeden beni çağırmadı. Telefonumu bulamamış. Ya bırak. Bu parazitlerden siyaset bir an önce temizlenmeli. Hayatımızın sonuna kadar bu davanın takipçisi olacağız.

Bakanlıkların hepsi Cumhurbaşkanının arkasına sığınıyorlar. Cumhurbaşkanı da, Adalet Bakanı da bu davadaki tüm sorumlulukların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor. Bunu ben biliyorum. Turizm Bakanlığı’ndan bazı yetkililere soruşturma izni verildi. Başsavcılık neden harekete geçmiyor?

Buradaki sanıklar çocuklarımızı göz göre yakmışlardır. Buradaki sanıkların tamamının olası kastla hareket ettiği ortadadır. Sanıklar, ‘yangın olursa olur ama bize bir şey olmaz’ düşüncesiyle hareket etmiştir. Emine Murtezaoğlu, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras hakkında nasıl bilinçli taksirden ceza istenebilir? Öyle bir karar versin ki bu mahkeme seçilmişler, vatandaşlardan oy alanlar teyzesinin, halasının oğlunu kızını göreve getiremesin

Duruşmaya saat 14.00'a kadar ara verildi.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU