SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Şam yönetimiyle yürütülen temaslar, yeni anayasa hazırlıkları, güvenlik düzenlemeleri, mültecilerin dönüşü ve ABD’nin önerileriyle ilgili Ronahi TV'de katıldığı programda kapsamlı açıklamalarda bulundu. Abdi, Barrack ve Cooper’ın bölgeye yaptığı ziyaretin önemine vurgu yaparak, “Barrack ve Cooper'ın ziyareti, iş birliğimizin bir teyididir” dedi.
Haseke’de yapılan toplantıya da değinen Abdi, “Haseke toplantısında ‘Sezar Yasası'nın kaldırılmasını destekledik. Şam'ın Haseke'deki terörle mücadeleye katılımını görüştük” ifadelerini kullandı.
Şam’da gerçekleştirilen görüşmelerin detaylarını paylaşan Abdi, “Şam'da bir dizi görüşme gerçekleştirdik. Birçok konuda ilk anlaşmaya vardık. Özellikle Savunma Bakanı ve İstihbarat Başkanı ile görüştük. Genel bir ateşkes konusunda ve diyaloğun üst düzeyde sürdürülmesi konusunda anlaştık” dedi.
Yeni yönetim modeli ve anayasa sürecine dair değerlendirmelerde bulunan Abdi, “Adem-i merkeziyetçiliğin içeriği konusunda bir anlayış var, ancak kavramlarda bir anlaşmazlık var. Mart Anlaşması'nın anayasaya eklenmesi konusunda ortak bir anlayış var. ‘Anayasa’yı değiştirmek için toplantı yapılacak” ifadelerini kullandı.
Suriye’de çözümün anayasal değişikliklerle mümkün olacağını belirten Abdi, bu konuların esasına dair henüz Şam yönetimiyle bir görüşme yapılmadığını kaydetti:
Okullarda Kürtçenin resmi dil olması gerek. Henüz bu konuların esasına dair görüşmeler olmadı. Kürtlerin haklarının güvenceye alınması gerek. Kürtçe ile ilgili bir heyetin Şam’a giderek bu konularda görüşmeler yapması gerek. Bu konuda bir heyetin gitmesi için çalışmalar var. Sadece askeri, idari alanlarda değil bu konularda da gelişmelerin yaşanması gerek. Dêrazor ve Reqqa’nın geleceğine dair düşüncelerimizi herkes ile paylaştık. Kuzey ve Doğu Suriye nasıl idare edilecekse bu kentler de öyle idare edilecek. Bu kentlerden binlerce genç güçlerimizle birlikte savaştı ve yaşamlarını yitirdiler. Onlar nasıl yönetilmek istiyorsa öyle yönetilecek. Oralarda yaşayan halklar buna karar verecek. Daha önce bizim çekilmemiz yönünde kimi şeyler söylendi ancak biz bunu hiç gündemimize almadık. İki kentte yaşayanlar da 10 yıldır kendi kendini yönetiyor. Merkezi olmayan bir Suriye’de kendilerini yönetmeye devam etmek istiyorlar.
SDG’nin yeni Suriye ordusuna entegrasyonu hakkında konuşan Abdi, “SDG'nin orduya katılım şekli konusunda sözlü bir anlaşmaya vardık. Suriye devleti SDG'nin uzmanlığından yararlanmak istiyor. Askeri heyetimiz birkaç gün içinde Şam'a gidecek. SDG gibi Asayiş de Suriye İçişleri Bakanlığı'nın bir parçası olacak. İç Güvenlik Temsilcileri de Askeri Heyet ile birlikte Şam'a gidecek. Askeri ve güvenlik konularında genel bir mutabakat var, ancak detaylar henüz belli değil” açıklamasında bulundu.
IŞİD’e karşı mücadelede Şam’ın da sürece dahil olabileceğini belirten Abdi, “Şam yakında IŞID'e karşı mücadelemize katılabilir. Yaptırımların kaldırılmasının şartlarından biri Şam'ın IŞİD'e karşı mücadeleye katılması. ABD, Şam ile IŞİD'e karşı ortak bir güç kurmamızı önerdi. ABD'nin önerilerini kabul ettik. IŞİD'e karşı mücadelenin Suriye düzeyinde yürütülmesini istiyoruz” dedi.
Abdi, mültecilerin dönüşüyle ilgili de önemli mesajlar verdi ve "Görüşmede mültecilerin evlerine dönmesi gerektiği teyit edildi. Afrin halkı organize bir dönüşe hazırlansın. Serê Kaniyê ve Girê Spî halkının da dönüşü için çalışıyoruz. Deyr ez-Zor halkı ve Afrin'deki şeyhler evlerine dönebilir” ifadelerini kullandı.
"Kürtlerin hakları anayasaya dahil edilmeli"
Halep’teki durum ve Kürt halkının anayasal temsiline de değinen Abdi, “Şeyh Maksud ve Eşrefiye meselesi ilkelerimizden biridir. ABD ve uluslararası güçler Şeyh Maksud'un durumundan da endişeli. 1 Nisan Halep Anlaşması uygulanmalı. Şeyh Maksud ve Eşrefiye halkının ve güçlerinin direnişini selamlıyorum. Heyet aracılığıyla Kürtlerin haklarının anayasaya dahil edilmesini istedik. Kürt heyetinin en kısa sürede Şam'a gitmesini sağlamak için çalışıyoruz” dedi.
Bölgesel dengelere ilişkin olarak Abdi, “Deyrizor, Rakka ve Haseke, Suriye'nin yönetim biçimiyle bağlantılıdır. Deyrizor ve Rakka'dan çekilmeyi tartışmadık ve tartışmayacağız. Rakka ve Deyrizor'dan temsilciler de toplantılara katılacak. Şam'da Suriye-Suriye çözümünün sağlanması gerektiğini söyledik” şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin kaygıları göz önünde bulundurulmalı"
Son olarak Türkiye ile süren temaslara değinen Abdi, “Suriyeliler olarak kendi sorunlarımızı kendimiz çözmek istiyoruz. Garantör güçler var, doğru, ancak kimse dışarıdan doğrudan müdahale etmemeli. Türkiye bu konuda olumlu bir rol oynayabilir. Türkiye olmadan Suriye’de bir çözüm çok mümkün değil. Türkiye’nin kaygıları göz önünde bulundurulmalı. Suriye sorunlarını Suriyeliler olarak çözmemiz gerek. Bizim Türkiye ile görüşmelerimiz oluyor. Açık kanallar var. Bazı kaygıları olduğundan bizimle paylaşıyorlar. Bu görüşmelerin devam etmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Mazlum Abdi gün içinde de açıklama yapmıştı
Geçici Şam yönetimiyle 10 Mart’ta imzalanan mutabakata işaret eden Abdi, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) başarısındaki en önemli unsurun tüm bileşenlerin desteğini almak olduğunu vurguladı.
Abdi şunları söyledi:
Suriye’de yeni bir durum yaşanıyor. Baas rejiminin yıkılışı sonrası yeni bir Suriye inşa ediliyor. Suriye’de yeni bir ordu kuruluyor. Biz de temel bir güç olarak Suriye’nin savunmasında, terör karşıtı savaşta, halkımızın savunmasında çok önemli bir yer edindik ve büyük bir rol oynadık. Biz de Suriye ordusunun inşa edilmesinde yer alacağız. Suriye Demokratik Güçleri de yeni inşa edilen Suriye ordusunun güçlü bir parçası olacak.
Entegrasyon sürecine ilişkin planlardan da bahseden Abdi, ilerleyen günlerde uygulamaya geçilmesi beklenen 10 Mart Mutabakatı çerçevesinde SDG komutanlığının bir heyeti Şam’a göndereceğini aktardı:
Önümüzdeki günlerde 10 Mart Mutabakatı hayata geçsin diye DSG Komutanlığı olarak heyetimizi Şam’a göndereceğiz. Suriye Savunma Bakanlığı’yla, SDG’nin katılım süreci başlayacak. İnanıyoruz ki IŞİD karşıtı savaşta SDG’nin kazandığı tecrübe, bu on yıllık süreçte aldığı eğitim, terör karşıtı savaşta uluslararası güçlerle yürütülen çalışmalar, halktan aldığımız destek, bütün bu özellikleriyle SDG’nin yeni Suriye ordusuna katılımı çok büyük bir role sahip olacak. Suriye ordusu için de büyük bir güç olacak ve onu güçlendirecektir.
Abdi, SDG bünyesindeki Anti Terör Birlikleri (YAT) için öngörülen yeni görev alanına da değindi ve açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
Yeni Suriye’de SDG’nin yeni Suriye ordusuna katılımında anti terör gücümüzle YAT da yeni bir rol oynayacak. Artık sadece Kuzey ve Doğu Suriye’de değil, bütün Suriye’de ulusal ve vatani düzeyde Suriye ordusundaki diğer birliklerle ortak bir çalışma ve eğitim yürütecek. İnanıyoruz ki YAT, son on bir yılda elde ettiği tecrübeyle yeni süreçte de öncü bir rol oynayacak. YAT, terör ve IŞİD karşıtı mücadelenin zaferine vesile olacak.
Independent Türkçe