CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Adana’dan Silivri’ye “Özgürlük Yürüyüşü” gerçekleştiren CHP’li gençlerle buluştuğu Silivri cezaevi önünde “Akın Gürlek adaleti Adana'dan Silivri'ye sürükledi. Genç arkadaşlarımız adaleti Silivri'den alıp Adana'ya götürmek için bin 500 yüz kilometre yol yürüdüler. Gücünü Cumhurbaşkanı'ndan, gücünü hukuksuzca atandığı bir kararnameden, gücünü hasbelkader emrinde olan adli kolluktan, polisten, jandarmadan alan birinin karşısına; gücünü milletten, halktan, Adana'dan alanlar kazanır. Çünkü bunların alnında ter var. Oysa senin atamanda Cumhurbaşkanı’nın dolma kaleminden çıkan mürekkepsin sen. Hukuksuzca, siyasi bir görevden sonra başsavcılığa atandığın için de hükümsüzsün sen. O mürekkepten ibaret adamlar, bu gençlerin alın terine ve annelerin gözyaşlarına yenilecekler” dedi.
Silivri önünde Özel’; Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu ve Zeydan Karalar’ın kardeşleri eşlik etti. Cezaevi önünde gençlerle buluşan Özel, CHP Seyhan İlçe Gençlik Kolları Başkanı Serhat Toprakaltı ile ortak açıklama yaptı. Toprakaltı, şunları söyledi:
Adana'dan Silivri'ye 40 gün önce başlattığımız bin 200 kilometrelik özgürlük yürüyüşümüz bugün sona erdi. Bu yürüyüş, yalnızca yol kat etmek değil; irademizi, kararlılığımızı ve halkımızın umudunu ortaya koymak içindir. Başta Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar, Seyhan Belediye Başkanımız Oya Tekin, Ceyhan Belediye Başkanımız Kadir Haydar ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere, hukuksuzca tutuklanan ve görevlerinden uzaklaştırılan belediye başkanlarımız için adalet ve özgürlük talebimizi dile getirdik. Zorlu bir yolculuktu. Güneşin ve yağmurun altında, bazen aç, bazen yorgun, ama bir an bile yılmadık. Çünkü haklıydık, çünkü yanımızda halkımızın desteği vardı. Bu destek bize güç verdi, umudumuzu diri tuttu. Bugün burada bizleri yalnız bırakmayan, yolumuzun her adımında bize güç katan Genel Başkanımız Özgür Özel’e, Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın’a ve destekleriyle omuz omuza duran herkese sonsuz teşekkür ediyoruz.
"Zeydan Karalar’ın Silivri zindanlarında tutulması kabul edilemez"
Bizim başkanlarımız yargılanamaz değildir ama halkın iradesi yok sayılarak içi boş iddialarla hiçbir somut delil olmadan özgürlüklerinden mahrum bırakılmaları, hukuk devleti normlarına ağır bir darbedir. Bu davaların siyasetin kurguladığı, belediye başkanlarımızın halktan gördüğü büyük desteğin iktidarı korkuttuğu açıktır. Adana'nın her sokağında yükselen bir sesi, tekrar sizlere iletmek istiyoruz: Zeydan Karalar, Adana'nın Adana Zeydan Karalarındır. Zeydan Karalar’ın Silivri zindanlarında tutulması kabul edilemez. Biz istiyoruz ki Zeydan Karalar halkına hizmet etmeye devam etsin, özgürlüğü bir an önce sağlansın ve yargılama tutuksuz devam etsin. Yargılama Adana’da yapılsın.
"Başkanlarımız özgürleşene, adalet yerini bulana kadar susmayacağız"
Tutuklanan tüm belediye başkanlarımız bu ülke için çalışan, üreten, halkına hizmet eden başarılı insanlardır. Bizim tek talebimiz nettir: Başkanlarımız derhal özgürlüklerine kavuşmalı ve halkın iradesi bir an önce yeniden tecelli etmelidir. Sayın Genel Başkanım, 'Ankara'da yürüyüş rekorunu Adanalı gençler kırdı.' Bu cümle bizleri çok gururlandırdı. Biz yürüyüş rekorunu kırdık, sizin öncülüğünüzle oy rekoru da kıracağız. Biz yürüyüşümüzü tamamladık ama hak, hukuk, adalet ve özgürlük mücadelesini bitirmedik ve bitirmeyeceğiz. Başkanlarımız özgürleşene, adalet yerini bulana kadar susmayacağız. Her koşulda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz çünkü biz biliyoruz ki bir gün mutlaka adalet bu topraklara geri dönecek.
Özgür Özel: ''Dünya siyaset tarihine geçecek bir yürüyüşün son adımlarına hep birlikte eşlik ettik''
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de şöyle konuştu:
Silivri’deyiz. Dünya siyaset tarihine geçecek bir yürüyüşün son adımlarına hep birlikte eşlik ettik, onları burada karşıladık. Gençlik Kolları’ndan dokuz arkadaşımız kendi seçmiş oldukları belediye başkanlarına sahip çıkmak için, Adana'nın iradesine sahip çıkmak için dünya siyasi tarihinin, dünya tarihinin en büyük protesto yürüyüşünü gerçekleştirdiler. Ve biraz önce burada, bu yürüyüş sonlandı. Elimdeki açıklama kendileri tarafından içerideki belediye başkanlarımıza destek için burada yapılan açıklamadır. Üzerilerindeki tişörtlerden bir tanesiyle birlikte bu açıklamayı da partimizin müzesine koyacağız. Partinin tarihinde bu kıymetli adımlar ve bu kıymetli sözler yerini alacak. Günü geldiğinde, şu ana kadar yazılmayan iddianame yazıldığında orada nasıl bir siyasi cambazlık yapıldığı, nasıl hukukun eğilip büküldüğü, nasıl büyük haksızlıklar yapıldığı ortaya çıkacak ve tarihin çöp sepetine gidecekse; bu tişörtler, bu ayakkabılar, burada okunan bu basın bildirisi CHP’nin şanlı demokrasi tarihinde ve Türkiye'nin demokrasi tarihinde yerini alacak.
"Ama yazılmayan iddianameyle aylardır bu zulüm yapılıyor”
Bugün Adana'dan burada tutuklu bulunan üç belediye başkanımız; Kadir Aydar, Oya Tekin ve Zeydan Karalar tamamen hukuksuz bir şekilde ve zorbaca burada tutuluyorlar. Örneğin bahsedilen müteahhit ki -Zeydan Karalar'dan önceki AK Parti döneminde hem de o müteahhit değil-, müteahhidin ortağı olduğu söyleniyor ama resmiyette ortak da değil bir kişi o zaman bir ihale almış. O ihale daha sonra devam etmiş, yenilenmemiş, yani önceki Belediye Başkanı'nın zamanında yapılan sözleşme devam etmiş. Her ay aynı parayı almış, bitince de bir daha sözleşme yenilenmemiş. 11 yıl önceki bu meseleden Zeydan Başkan’ı getirip Silivri'de hapse tıkıyorlar. Zeydan Başkan’ı hapse tıkarken güya o kişi demiş ki ‘Paramızı ödemiyorlardı, rüşvet verdik, aldık.’ Her ay aynı miktar para aldığı, hatta ‘rüşvet verdik’ dediği tarihten sonra aldığı paranın öncekinden daha yüksek değil, az olduğu evraklarla sabit. Bir mahkeme görülse, bir hakime ulaşılsa bu iş bitecek. Ama yazılmayan iddianameyle aylardır bu zulüm yapılıyor. Kime? Adana'ya yapılıyor. Adana'da bir ortak mutabakat var. Ağırlarına giden de o. MHP'liler de ‘Zeydan Karalar’ diyor. (...) Bunu hazmedemeyenler, onu orada yenemeyenler böyle yeneceklerini sanıyor. Durum Oya Tekin için de Kadir Aydar için de farklı değil.
"Adana'da bu hiyerarşi içinde olan hakimleri, savcıları bulamayacakları için arkadaşlarımızı getirip burada yargılıyorlar''
Ama işin en hukuksuz tarafı da şu, açıkça söyleyelim: Bu kişi, Aziz İhsan Aktaş, dünya kadar belediyeyle, 380 kurumla çalışıyor. 70 küsuru CHP’li belediye, 300’den fazlası AK Parti’nin yönetiminde. Diğerlerine tek bir soru sorulmazken buraya soruluyor. Hatta daha da çarpıcısı en çok bununla çalışan belediyelerden birisi önceki dönem MHP’li Kütahya Belediyesi. Onun dosyasını ayırıp Kütahya'ya yolladılar, Kütahyalı hakimler baksın diye. Alim Işık Belediye Başkanı, eski milletvekili, eski belediye başkanı. Bu dönem biz kazandık. Alim Işık'tan kalan Aziz İhsan Aktaş meselesi gidiyor, Kütahya'da görülüyor. Çünkü o belediye MHP'li. Ama bizim arkadaşlarımızı Adana'dan getirip burada tutukluyorlar. Çünkü Adana'da yargılandıklarında buradaki kumpası kuracak hakim, savcı bulamayacaklar. Burada bir hiyerarşi var. Tayyip Erdoğan onu buraya 'akın akın’ demokrasiyi katletmeye, ‘akın akın’ CHP’ye saldırmaya, ‘akın akın’ itibar suikastları yapmaya yolladı. Birinci hedef Ekrem İmamoğlu, onun cumhurbaşkanlığı adaylığına engel olmak ve nihai hedef Erdoğan'ın cumhurbaşkanı kalabilmesi için karşısındaki tüm yapıları tasfiye etmek. Adana'da bu hiyerarşi içinde olan hakimleri, savcıları bulamayacakları için Adana'daki arkadaşlarımızı getirip burada yargılıyorlar. Oysaki hukukun en temel prensibi... Bakın, ağzımdan yel alsın ama bir suç işlendiyse işlendiği yerde yargılanır. Mahkemeler o yüzden var orada.
''Cumhurbaşkanı’nın dolma kaleminden çıkan mürekkepsin sen''
Ama buradakiler Adana'daki hakimin, savcının bunların kurduğu kumpasa uymayacaklarını bildiği için 11 yıl önce eski ihale, oraya para ödenmiş, bir yalancı şahit, o da kendini kurtarmak için zorla imza atan bir yalancı şahit, şirketine çökmüşler, geri vermek için imza attırdığı, bakıyorlar geçmişte, hangi belediyelerle çalışmış. ‘Yaz buraya Zeydan Karalar’ı. Çık dışarı.’ Böyle bir kumpas Adana'da işlemeyeceği için arkadaşlarımız burada. Akın Gürlek adaleti Adana'dan Silivri'ye sürükledi. Genç arkadaşlarımız adaleti Silivri'den alıp Adana'ya götürmek için bin 500 yüz kilometre yol yürüdüler. Şu kadarını söyleyeyim: Gücünü Cumhurbaşkanı'ndan, gücünü hukuksuzca atandığı bir kararnameden, gücünü hasbelkader emrinde olan adli kolluktan, polisten, jandarmadan alan birinin karşısına; gücünü milletten, halktan, Adana'dan alanlar kazanır. Çünkü bunların alnında ter var. Oysa senin atamanda Cumhurbaşkanı’nın dolma kaleminden çıkan mürekkepsin sen. Hukuksuzca, siyasi bir görevden sonra başsavcılığa atandığın için de hükümsüzsün sen. O mürekkepten ibaret adamlar, bu gençlerin alın terine ve annelerin gözyaşlarına yenilecekler. Bunu böyle bilsin.
"Silivri'ye ağlamaya, sızlamaya değil, tarihe geçmeye geldiler”
Zeydan Karalar, 10 kardeşler, biri içeride, yedisi burada. Bir kardeşi burada, ikisi rahatsız. Adana'da hasta yattıkları için yaşlarından, sağlıklarından dolayı gelemediler. Zeydan Başkan'ın yedi kardeşi burada, Adana İl Başkanımız burada kadın kolları, gençlik kollarıyla, Adana'nın ilçe örgütleri burada. Onlar buraya Silivri'ye ağlamaya, sızlamaya değil tarihe geçmeye geldiler. Ne Zeydan Karalar'ın bileği bükülebilir ne Kadir Aydar'ın ne Oya Tekin'in. Ama herkes şunu bilsin ki Adanalılar kendilerine iyilik yapanı hiç unutmazlar ama kötülük yapanı da affetmezler. Adana bunun hesabını bunlardan soracak. O günleri hep beraber göreceğiz. Ben genç arkadaşlarımın ayrı ayrı alınlarından öpüyorum. Şimdi Ekrem Başkanımıza, Adana Belediye Başkanlarımıza ve diğer arkadaşlarımıza hepinizin selamlarınızı iletmek üzere içeriye giriyorum.
ANKA