HÜDA PAR'dan Anayasa çalıştayı: Darbe anayasasının gölgesinden çıkılmalı, adil bir anayasa yapılmalı

HÜDA PAR'ın "Toplumsal Mutabakat Arayışı ve Yeni Anayasa" çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı

Fotoğraf: HÜDA PAR X Hesabı

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığınca İstanbul'da düzenlenen "Toplumsal Mutabakat Arayışı ve Yeni Anayasa" konulu çalıştayın sonuç bildirgesi kamuoyuna duyuruldu.

Partinin İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından açıklanan bildirgede anayasanın, millet iradesini somutlaştıran, siyasal iktidarı hukukla sınırlandıran ve gücün keyfiliğinin önüne geçerek toplumsal düzenin meşruiyetini sağlayan en yüksek hukuk belgesi olduğu, hak ile özgürlüklerin garantörü olarak devlete karşı insanı öncelediği belirtildi.

Anayasal düzenin amacının devletin sınırlarını çizerek onu hak ve özgürlüklerin hizmetinde konumlandırmak olduğu aktarılan bildirgede, "Mevcut anayasa, oluşturulma şartları, felsefesi, yaslandığı ideolojik zemin ve beslediği vesayet sistemleriyle aziz milletimizin kimliğini yansıtmamakta, devletin iskeletini de sarsmaktadır. Bu nedenle yapıldığı günden bu yana tartışma konusudur. Bu bağlamda, bugün yani 13 Eylül 2025 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz 'Toplumsal Mutabakat Arayışı ve Yeni Anayasa' başlıklı çalıştayımız toplumun farklı kesim ve anlayışlarını temsil eden değerli akademisyenlerin, uzman hukukçuların, siyasetçilerin, sivil toplumun ve kanaat önderlerinin katkılarıyla tamamlanmıştır." ifadeleri kullanıldı.

Bildirgede, çalıştayın gayesinin milletin beklentilerini dile getirmek, anayasadan kaynaklanan sorunlara çözüm yolları aramak, geleceğe ışık tutacak öneriler geliştirmek olduğu vurgulanarak, şöyle devam edildi:

Çalıştayımızda açıkça ortaya çıkmıştır ki, 1982 Anayasası, meşruiyetini toplumun iradesinden almayan, olağanüstü şartlarda hazırlanan ve askeri vesayet altında şekillenen, topluma dayatılmış bir metindir. Bu nedenle milletimizin talebi, tamamen yeni bir anayasanın inşasıdır. Yeni anayasa sürecinde küresel hukuk tecrübelerine kayıtsız kalmaksızın, fikri temelleri, kurumsal örgüsü, felsefi arka planı, kültürel ve dini kodlarıyla özgün bir toplumsal sözleşme ortaya koymak zorunludur. Bu süreç katılımcı, eşitlikçi ve adil bir yöntemle yürütülmelidir. Bunun için öncelikle, Türkiye toplumunun ortak kültür, inanç ve yerleşik örfi değerlerine karşı geliştirilen önyargılardan ve ideolojik dayatmalardan arınmak gerekmektedir.

Yeni anayasanın herkesin kendisini eşit hissedebileceği kapsayıcı vatandaşlık anlayışı üzerine inşa edilmesi gerektiğinin altı çizilen bildirgede, toplumsal yapının temel kurumu ailenin anayasal düzeyde korunması ve ifsat edici tehditlere karşı açık bir güvenceye kavuşturulması gerektiğine işaret edildi.

Bildirgede, yeni bir anayasa yapmanın 15 partinin temsil edildiği, toplumun oylarının yüzde 95'inin iradesinin yansıdığı Türkiye Büyük Millet Meclisinin hem görevinin hem de yetkisi dahilinde olduğuna dikkati çekilerek, "Meclis Başkanı'nın başkanlığında, tüm siyasi parti temsilcilerinin yer aldığı bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmalı, en geniş toplumsal katılım sağlanarak talepler alınmalı, hazırlanan taslak, anayasa değişikliği usulleri çerçevesinde teklif haline getirilip prosedürler işletilmeli ve nihayetinde halkoyuna sunularak anayasal nitelik kazanmalıdır. Artık vakit, darbe anayasasının gölgesinden çıkıp sivil, katılımcı ve adil bir anayasa yapma vaktidir." ifadelerine yer verildi.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU