Süleymaniye’de ‘namus cinayeti’ kurbanı kadınların isimsiz mezarlığı

Süleymaniye’de “namus” gerekçesiyle öldürülen kadınlar, kimsesiz olarak gömülüyor, mezar taşlarında isimleri yer almıyor

Fotoğraf: Rojnews

Mezar taşlarına kimliklerinin işlenmesine, ağaç ya da çiçek dikilmesine izin verilmiyor. Kadın hakları savunucuları, bu uygulamayı kadınların suçlu gibi gösterilmesi ve toplumsal hafızadan silinmek istenmesi olarak değerlendiriyor.

Aileler cenazeleri kabul etmiyor

Kentin en bilinen mezarlıklarından Seywan Mezarlığı’nın bir bölümünde yer alan bu alan, uzun süre söylentilerle gündeme gelmişti. Kadın hakları aktivisti Jîno Reşîd, Rojnews’e yaptığı açıklamada, kadın aktivistlerin çabalarıyla gizlenen bu “sahipsiz kadın mezarlığının” teşhir edildiğini anlattı.

Irak Kürdistan Bölgesi’nde kadınlar çoğu kez “aile onuru” ve “namus” kavramlarıyla özdeşleştiriliyor. Erkek aile bireyleri (baba, kardeş, eş), “namus” gerekçesiyle işledikleri cinayetlerin ardından kadınların isimlerini silerek onların varlığını yok sayıyor. Aileler cenazeleri kabul etmediği için katledilen kadınlar sahipsiz mezarlığa defnediliyor.
 


Jîno Reşîd, bu uygulamanın kadınları suçlu gibi gösterdiğini ve toplumdaki konumlarına dair utanç verici bir işaret olduğunu vurguladı. “Bazı kadın aktivistler zaman zaman mezara fidan dikmeye çalıştı, fakat bu ağaçlar sürekli yakıldı. Kadınların mezarlığının yeşermesine izin verilmedi” dedi.

Eski mezarlık bekçisi Newroz Fazil ise üç yıl önce Süleymaniye Belediyesi’ne başvurarak Seywan Mezarlığı’na verilen hizmetin sahipsiz mezarlığa da sunulmasını talep ettiğini ancak engellerle karşılaştığını anlattı. Fazil, “Her yıl yağmurlardan sonra mezarlığa gidip hizmet etmeye çalıştık. Erkek egemen zihniyet burada dikilen fideleri yakarak mezarlığın çorak kalmasına neden oldu. Süleymaniye Belediyesi bu alana hizmet götürmekle yükümlüdür” dedi.

Verilen sözler tutulmadı

25 Kasım 2020’de, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde dönemin Irak Kürdistan Bölgesi Başbakan Yardımcısı Qubad Talabanî sahipsiz mezarlıkları ziyaret etmiş, bu alanların yenileneceğini ve kadınların kimliklerinin yazılacağını açıklamıştı. Ancak bu sözler uygulanmadı; kararlar söylemde kaldı.

Avukat ve eski Irak milletvekili Rêzan Şêx Dilêr de, sahipsiz mezarlığın kadınların onuruna destek amacıyla yenilenmesi gerektiğini belirtti. Dilêr, nüfus dairesi üzerinden katledilen kadınların kimliklerinin tespiti için adımlar atıldığını ancak uygulamaların yarım bırakıldığını söyledi.

“Kadınların isimsiz bırakılması en büyük onursuzluk”

Dilêr, “İlgili kurumlar bu mesele üzerinde ciddi şekilde çalışmalı, savcı inceleme yapmalı ve mahkeme kararları uygulanmalıdır. Kadınların ‘namus’ adına öldürülmesi, ardından bedenlerinin isimsiz bırakılması en büyük onursuzluktur” dedi.

Süleymaniye’de avukat Eşwaq Necîb ise kadın cinayetleri davalarının çoğunlukla örtbas edildiğini vurguladı. “Eğer fail mağdurun ailesine yakınsa ceza almıyor. Polis de erkek failleri kayırıyor. Oysa mevcut yasa kadın katillerini affetmiyor” dedi. Necîb, ciddi baskılara rağmen kadınların yanında durmayı sürdürdüğünü, daha fazla avukatın bu davalara sahip çıkması gerektiğini söyledi.

 

Rojnews

DAHA FAZLA HABER OKU