Dışişleri Bakanlığı, "ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan 2024 İnsan Hakları Raporu'nda ülkemizle ilgili tekrarlanan temelsiz iddiaları reddediyoruz. Ülkemiz, terörün her türü ve tezahürüne karşı hukukun üstünlüğü ilkesi ile temel hak ve özgürlükler çerçevesinde başarıyla mücadele etmektedir. Raporda bu bağlamda yer alan iddialar gerçeklikten uzaktır" açıklamasını yaptı.
Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl yayınlanan İnsan Hakları Raporu'ndaki Türkiye ile ilgili iddialara tepki gösterdi. Bakanlık'tan yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:
"ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan 2024 İnsan Hakları Raporu'nda ülkemizle ilgili tekrarlanan temelsiz iddiaları reddediyoruz. Ülkemiz, terörün her türü ve tezahürüne karşı hukukun üstünlüğü ilkesi ile temel hak ve özgürlükler çerçevesinde başarıyla mücadele etmektedir. Raporda bu bağlamda yer alan iddialar gerçeklikten uzaktır.
Ayrıca, FETÖ terör örgütünün manipülatif söylemler yoluyla ortaya attığı asılsız ve temelsiz iddiaların rapora yansıtılmış olmasını esefle karşılıyoruz. Türkiye'nin Suriye'de yürüttüğü terörle mücadele operasyonları, meşru müdafaa hakkı temelinde ve sivil halk ile altyapıya azami özen gösterilerek gerçekleştirilmektedir. Söz konusu operasyonların bu haklı ve meşru çerçevenin dışında yansıtılması da son derece yanlıştır. Ayrıca, milyonlarca sığınmacıya yıllardır kucak açan ve temel ihtiyaçlarını karşılayan Türkiye, insan onurunu esas alan kapsamlı ve sürdürülebilir küresel göç yönetimi politikasıyla örnek bir ülke konumundadır."
Raporda neler vardı?
ABD Dışişleri Bakanlığı, “2024 İnsan Hakları Uygulamaları Ülke Raporları” kapsamında Türkiye’ye ilişkin yıllık değerlendirmesini yayımladı. 12 Ağustos tarihli rapor, takvim yılı boyunca Türkiye’deki insan hakları durumuna odaklanıyor.
Raporun Öne Çıkan Başlıkları
1. Yaygın insan hakları ihlalleri
Rapor, insan yaşamına yönelik ciddi ihlallerin altını çiziyor. Suriye sınırında görev yapan güvenlik birimlerinin kötü muamelesi bu kapsamda en çarpıcı örneklerden biri olarak yer aldı. Belgelerde, Mart 2023’te sınır muhafızlarının sekiz Suriyeliye şiddet uyguladığı, bir çocuk ve bir erkeğin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Ekim 2023 itibarıyla bu olayla ilgili soruşturmada ilerleme olmadığı da raporda vurgulandı.
Ayrıca gazeteciler, muhalifler, mülteciler ve Gülen yapılanması üyelerine yönelik keyfi gözaltılar, işkence, basın sansürü ve “ulusötesi baskı” (transnational repression) vakalarının tespit edildiği kaydedildi.
2. Basın özgürlüğünde gerileme
2024 yılı basın özgürlüğü açısından “kaybedilmiş bir yıl” olarak tanımlandı. Rapora göre, gazetecilere yönelik baskılar ve sansür uygulamaları ciddi şekilde arttı. Türkiye, hâlâ dünyada en fazla gazeteciyi cezaevinde tutan ülkeler arasında bulunuyor.
3. Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü zayıf
Yargının, yürütmenin etkisi altında olduğu ve bu durumun demokratik işleyişi zedelediği belirtildi. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanmaması insan hakları örgütlerinin temel eleştirileri arasında gösterildi.
4. Sığınmacı ve göçmen hakları ihlalleri
Rapor, sığınmacılara kötü muamele, aşırı kalabalık gözaltı merkezleri ve gönüllü rıza olmadan yapılan zorla geri göndermeler gibi ihlallere dikkat çekiyor.
5. Sivil toplum ve hak savunucularına baskı
Aktivistler, akademisyenler ve insan hakları savunucularının hukuki takibat, soruşturmalar ve haksız cezalarla karşı karşıya kaldığı kaydedildi. Örneğin, Gezi Parkı davalarında yeniden yargılanan ve yardım etme suçlamasıyla cezalandırılan isimler raporda anılıyor.
6. Etnik ve dini azınlıklara yönelik ayrımcılık
Suriyelilere yönelik toplumsal nefret ve 2024’te Kayseri’de başlayan isyanlar, etnik ve dini gruplara dönük ayrımcılık başlığı altında örnek gösterildi.
Genel Değerlendirme: İnsan haklarında zayıf görünüm
Raporun sonuç bölümünde, Türkiye’nin 2024 yılı insan hakları sicili zayıf olarak değerlendirildi. Özellikle güvenlik politikaları, demokratik kurumların gerilemesi, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve sivil toplumun baskı altına alınması konularında ciddi uyarılar yer aldı. Göçmenlere ve azınlıklara yönelik ayrımcı uygulamalar da bu tablonun parçası olarak öne çıkıyor.
Politik öncelikler açısından vurgular
ABD Dışişleri’nin raporu, Türkiye’de demokratik standartların ve temel özgürlüklerin sistematik biçimde erozyona uğradığını belirtiyor. Raporda öne çıkan sorun başlıkları şöyle:
İfade ve basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, muhaliflere sistematik baskı,
Yargı bağımsızlığının zayıflaması ve uzun tutukluluklar,
Mülteci politikalarında sertleşme ve hak ihlalleri,
Ulusötesi baskı yöntemlerinin kullanılması,
Güvenlik operasyonlarında hesap vermezlik ve sivil ölümlerinde cezasızlık.
ANKA, Independent Türkçe