ABD ve İsrail saldırılarının ardından İran'da yeni bir milliyetçilik doğuyor.
New York Times'ın (NYT) haberinde Tahran yönetiminin, ABD-İsrail saldırılarına duyulan öfkeyi, antik dönemden kalma sembolleri kullanarak yeni bir milliyetçiliğe dönüştürmeyi hedeflediğini yazıyor.
"Korkunç ekonomik ve siyasi zorluklarla karşı karşıya" kalan yönetimin, İran'daki laik milliyetçilerinin bir zamanlar kendi alanları olarak gördükleri eski sembolleri kullanarak ayakta durmaya çalıştığı belirtiliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Haberde, Şiraz kentindeki bir reklam panosunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Sasani Şahı I. Şapur'un önünde diz çökerken resmedildiği aktarılıyor.
Tahran'daki Vanak Meydanı'nda, Pers mitolojisinde ülkenin sınırlarını oklarıyla belirlediği rivayet edilen mitolojik figür Okçu Areş, İran ordusuna ait füzelerle birlikte resmediliyor.
İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail'le savaşın ardından ilk kez 5 Temmuz'da kamuoyu önüne çıkarak Aşure törenine katılmıştı.
Ancak törende Pehlevi Hanedanı'yla ilişkilendirilen ve II. Dünya Savaşı sırasında yazılan "Ey İran" marşının çalınmasına müsaade edildiğine dikkat çekiliyor.
Tahran Üniversitesi'nden Muhsin Burhani, İran'ın antik mirasıyla Şii kimliğinin yan yana kullanılmasını şöyle yorumluyor:
Şii kimliğiyle İran milliyetçiliğinin birleşimine tanık oluyoruz. Bu birleşimin ortaya çıkışı İran'a düzenlenen saldırıların doğrudan sonucu.
Akademisyen, Tahran yönetiminin, dini anlatıların özellikle gençlerin dikkatini çekmediğini gördüğünü ve o yüzden böyle bir yönteme başvurduğunu belirtiyor.
Üniversite öğrencisi Şehrazad da bunu "milliyetçilik mühendisliği" diye niteleyerek, "Gerçek milliyetçilik sokaklardan, protestolardan, paylaşılan acılardan gelir, hükümetin podyumlarından değil" diyor.
Bazı analistler, İran yönetiminin savaşla birlikte kötüleşen koşulları görünmez kılmak amacıyla gündem değiştirmek için böyle bir strateji izlediğini söylüyor. St. Andrews Üniversitesi'ndeki İran Çalışmaları Enstitüsü'nün kurucusu Ali Ansari, şu değerlendirmeleri paylaşıyor:
Savaşı, uzun yıllardır sahip olmadıkları ulusal dayanışmayı teşvik etmenin bir yolu olarak kullanmak istiyorlar. Ancak ortalık yatıştığında ve insanlar sorgulamaya başladığında hâlâ su, gaz veya elektrik olmadığını görecekler. Her şey ülkenin ekonomik bir yeniden diriliş yaşamasına bağlı ve bunu gerçekleştiremiyorlar.
İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.
İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.
Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.
Independent Türkçe, New York Times, AA
Derleyen: Yasin Sofuoğlu