Jeo-mühendislik: Bilim kurgu yöntemleri iklim felaketini önleyebilir mi?

Stratosfere kükürt dioksiti nasıl salacağımıza dair fikirler arasında casus uçak filosu, devasa bahçe hortumları, roketler veya hidrojen balonlarına bağlı püskürtücüler kullanmak var

12 Haziran 1991'de patlayan Pinatubo Dağı (AFP / Getty)

İklim değişikliği insanlığın şimdiye kadar karşılaştığı en büyük sınav ve şu ana kadarki işaretler, fena halde çuvalladığımızı gösteriyor.

Görünüşe göre her yeni hafta, artan sellerden giderek şiddetlenen kuraklıklara kadar çeşitli biçimlerde, acilen bir değişim yaşanmazsa dünya ısınırken bizim de çevresel felakete bodoslama dalacağımıza dair yeni uyarılar getiriyor.

Bazı bilim insanları bu ısının bir kısmını saptırmak için radikal jeo-mühendislik teknikleri araştırıyor. Okyanusun içine ayna yerleştirme veya kozmik güneş şemsiyeleri yaratma gibi fikirler çatlak bir profesörün saçma fikirleri gibi görünebilir ama bu planların uçuk doğası, durumun ümitsizliğinin göstergesi.

Bu bilim kurgu tarzı teknolojilerin hiçbiri mevcut değil (prototipleri hariç) ve bazı kişiler iklimi kasten değiştirmenin taşıdığı risklerin, iklim değişikliğinin etkisinden daha kötü olabileceğini düşünüyor.

Öte yandan 2018 tarihli BM iklim raporunun yazarları jeo-mühendisliğin "iyileştici bir önlem" olarak kullanılmasının gerekli olabileceğini belirtmişti. Rapor stratosferik aerosol enjeksiyonu adında, bir volkanın etkisini taklit eden bir tekniğe odaklanmıştı.

Ancak bu alana bakan araştırmacılar, iklim biliminin "istenmeyen" üyeleri.

Bristol Üniversitesi'nden yanardağ uzmanı ve jeo-mühendislik araştırmacısı Matthew Watson "Jeo-mühendislikle uğraşmak biraz acınası bir deneyim çünkü dünya görüşlerini paylaştığınız iklim bilimciler genellikle, düşündüğünüz her şeye patolojik olarak karşı" dedi.

İklim değişikliğinin gerçekten ciddi olduğunu düşünen ancak jeo-mühendisliği potansiyel bir seçenek olarak görmeyen insanlarla ilişki kurmakta zorlanıyorum. Böyle hisseden çok sayıda derin-yeşil çevreci (deep-green environmentalism, çevreciler içinde radikal bir grup olup çevre tahribatının önlenmesi için sistem değişikliğini savunuyor -çn) var.

Cambridge Üniversitesi'nin mühendislik fakültesinden mühendis Dr. Hugh Hunt da “Bir Katolik okulunda doğum kontrolünden bahsetmek gibi bir şey. Bu gelişigüzel cinsel ilişkileri savunduğunuz anlamına gelmez."

Dr. Watson ve Dr. Hunt, hükümetin finanse ettiği, 2015'te sona eren İklim Mühendisliği için Stratosferik Parçacık Enjeksiyonu işbirliğinin bir parçası olarak güneş radyasyonu yönetimini (SRM) araştırdı.

SRM bilim insanlarının güneş ışığını engelleme ve gezegeni serinletme yöntemlerini tanımlamak için kullandığı geniş bir terim. Ayrıca iklim değişikliğinin etkilerini azaltmanın en tartışmalı yollarından biri.

Bir fikir, stratosfere binlerce ton kükürt dioksit enjekte ederek volkanik bir patlamayı taklit etmek -ki bu da (teoride) güneş radyasyonunu tekrar uzaya yansıtacak.

Tarih büyük patlamaların ardından gelen volkanik kış örnekleriyle dolu. 1883'te Krakatoa'nın patlaması olağan dışı soğuklukta 4 yıla sebep olmuştu, Tambora Dağı'nın 1915'teki patlamasıysa "yazsız bir yıl" getirmişti. Daha yakına gelirsek, Pinatubo Dağı'nın 1991'de patlaması küresel sıcaklık değerlerinde ani bir düşüşe neden olmuştu.

Stratosferde kükürt dioksitin nasıl elde edileceğine dair fikirler kulağa bir J.G. Ballard romanından fırlamış gibi geliyor: Bunların arasında casus uçakları filosu, devasa bahçe hortumları, roketler veya hidrojen balonlarına bağlı püskürtücüler kullanmak var.

 

spice-srm-overview.jpg

 Yukarıda resmedilen fikir, stratosferde kükürt dioksit püskürtebilecek ve güneş ışınlarının Dünya'ya ulaşmasını engelleyebilecek büyük bir bahçe hortumun yapılması (Hugh Hunt / SPICE)

 

Stratosferin içine uçup kükürt boşaltan bir uçak genelde en iyi seçenek olarak lanse ediliyor. Özel olarak tasarlanmış bu uçakların, ticari uçakların iki kat yükseğinden uçması gerekiyor.

Teknolojik açıdan bu mümkün olabilir ama Dr. Hunt'a göre yeterli miktarda materyal bırakabilmek için her gün binlerce uçağın havalanması gerek. Tek başına bu bile atmosfere büyük miktarda karbondioksit yayar.

Dr. Hunt bir şeye bağlanmış balonların çok daha iyi bir fikir olabileceğini düşünüyor:

Hidrojen balonuna bağlanmış, 20 km yükseğe çıkan büyük bir hortum bu. İşin iyi yanı, bu tarzda yalnızca 10, 20, bilemediniz 100 balona ihtiyaç duyarsınız; orada tıpkı bir bahçe hortumu gibi dururlar.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin hazırladığı bir raporda teoride SRM'nin teknik açıdan uygulanabilir olduğu ama sorunun küresel saha deneylerinin yapılmamasından ve bu nedenle var olan bilginin teorik iklim simülasyonlarına dayanmasından ileri geldiği dile getiriliyor.

Nelerin işe yarayabileceği konusunda fikir birliği yok ve muhtemel seçeneklerin gerçek dünyada sınanması için çok az maddi destek (veya siyasi irade) var.

UCL'den Emeritus Profesör Julian Evans konuyla ilgili, “Bir kişiden Marmite sosu üzerine tarafsız bir görüş almanın, kükürt sürecine dair görüş almaktan daha kolay olduğundan şüpheleniyorum" dedi.

Çoğu değerlendirmeye göre, kükürtü stratosfere ulaştırmak, en büyük zorluk değil.

Dr. Watson, “Önemsiz bir konu değil ama yeteneklerimizin ötesinde de değil. Asıl zorluk ne olacağı, bunu yapmanın etkileri ve sosyo-politik zorlukları" diye konuştu.

Pek çok kişi asit yağmurları, ozon tabakasının incelmesi ve Hindistan'la Çin'deki muson yağmurlarında ciddi değişimler gibi muhtemel yan etkilerin bulunduğu endişe verici bir liste yüzünden SRM'yi dikkate bile almamamız gerektiğini söylüyor.

Bazılarıysa sadece, işe yaramayacağını düşünüyor.

Leeds Üniversitesi'nden Profesör Piers Forster, CO2 kaynaklı küresel ısınmanın çok hızlı olduğunu (şu anda her on yılda 0,2°C) ve her yıl milyonlarca ton kükürt enjekte edilse bile bu hızdaki bir ısınmanın stratosfere kükürt enjekte etmenin faydasını da yok edeceğini söylüyor.

Eğer dışarıda bir yerde, bir milyarder SRM'yi dikkate alıyorsa lütfen gelip önce benimle konuşsun. Ona para harcamanın daha iyi binlerce yolunu söylerim.

SRM'ye yapılan bir diğer yaygın itirazsa "son bulma şoku". Bu da toplumun yola devam etme iradesini kaybettiği durumda ne olacağına atıfta bulunuyor.

SRM atmosferdeki sera gazı yoğunluğunu azaltmaktansa, Güneş'ten gelen ışığı örterek küresel ısınmayı maskeliyor. Dolayısıyla durdurulması, mevcut ısınma seviyelerinden çok daha tehlikeli olabilecek ani ve yıkıcı bir ısınmaya sebep olabilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yani o, jeopolitik bir mayın tarlası. Böyle bir durumda kim elini termostata koyabilir? ABD ordusu belki de? Ya da çok uluslu büyük bir şirket? Yoksa Boris Johnson mı?

Watson, gidip SRM'yi kullanırsak bunun "tür olarak feci derecede çuvalladığımızın kesinlikle en açık göstergesi" olacağını söylüyor.

Birçok kişi, SRM'yi muhtemel bir seçenek olarak görmenin bile hükümetlere kritik emisyon azaltma görevinden yırtmak için bir kaçış yolu sağlayacağını düşünüyor.

“Şu anda kamu algısı iklim değişikliğinin gerçekten önemli olduğu yönünde. Ama insanlar hadi atmosfere aerosol basalım diyecek mi? Sanmıyorum çünkü temelde bu fosil yakıt şirketlerini sorumluluktan kurtarmak demek" diyen Dr. Hunt, sözlerini şöyle sürdürdü:

İklim bilimciler, jeo-mühendislikten yana görülemez ama biz mühendislerin durumu böyle değil. İklim bilimcilerin söyleyemediklerini biz söyleyebiliriz. Kulağa iklim mühendisliğinden yanaymışız gibi geliyor olabilir ama durum hiç de böyle değil.

Dr. Hunt ayrıca, kullanılması gerekirse mümkün olduğunca güvenli kullanılabilsin diye tekniğin araştırılmasının zorunlu olduğunu söyledi.

Bu çok karmaşık bir resim ve ben hiçbir şekilde jeo-mühendislik taraftarı değilim. Fazlasıyla araştırma taraftarıyım. (...) Bu biraz da kemoterapi gibi. Kemoterapi görecekseniz araştırmanın yapılmış olduğunu ve dolayısıyla kemoterapinin güvenli olduğunu düşünmek istersiniz.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kaldırarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/environment

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU