Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Vahap Seçer ve Engin Özkoç, Mansur Yavaş’ın Kelam Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmenin perde arkasını köşesine taşıdı. Öztürk, “İmamoğlu’nun en duygusal anları” başlıklı yazısının ilgili bölümünde şunları yazdı:
Saat 15.00’da Kılıçdaroğlu’nun ofisinde buluştular. Çalışma odasının arkasında kütüphaneli oda var. Oradaki yuvarlak masa etrafında toplandılar. Kılıçdaroğlu, geliş amaçlarını dinledikten sonra görüşlerini söyleyeceğini belirtti. Konuşma sırasında hem Türkiye’de hem dünyada çok ciddi gelişmeler, sıkıntılardan söz edildi, şu görüşler dile getirildi:
Bu sıkıntılardan dolayı ülkede de yaşanan huzursuzluklar var. Bir de bunun üzerine Tayyip Erdoğan, partimizin kurultayıyla ilgili bir ‘mutlak butlan’ kararı aldırılmak üzere bir yola sokmuş. Mahkemeler artık iktidarın mahkemeleri haline dönüşmüş. Eğer ‘mutlak butlan’ kararı çıkarsa, bu Tayyip Erdoğan’ın partimize dayattığı bir karar olacak.
Böyle bir kararla iktidar, partimizin parçalanacağı, birbirimize düşeceğimiz bir atmosfer oluşturmaya çalışıyor. Bunun önüne geçebilmek için eğer uygun görürseniz Sayın Özgür Özel ile birlikte bu akşam bir araya gelelim. İsterseniz siz bir araya gelin, isterseniz biz de katılabiliriz. Birlikte, Tayyip Erdoğan’ın dayattığı bir yoldan değil, CHP’nin iki genel başkanının açtığı bir yoldan yürüyelim, biz de arkanızda olalım.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Özgür Bey’le görüşeceğim bir şey yok
Vahap Seçer ve Engin Özkoç, Ekrem İmamoğlu ile Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 24 Haziran’da görüştü. Bu konuşmalar üzerine CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, görüşlerini şu sözlerle ortaya koydu:
Mutlak butlan kararı hukuki olarak çıkarsa, bunu reddedemem. Çünkü eğer ben reddedersem partiyi kayyuma teslim etmiş bir genel başkan olurum. Onun için bunu ben kabul edemem. O yüzden, benim şu anda sayın genel başkan Özgür Özel’le görüşeceğim herhangi bir şey yok. Biz bunu mahkeme kararından sonra oturur konuşuruz. Ben o zaman önceki genel başkan olarak, kendisinin fikirlerini elbette alacağım.
O zaman bir anlamı kalmıyor
Ancak, orada bulunan üç isim de, “Mahkeme kararı çıktıktan sonra zaten bir anlamı kalmıyor, geç kalmış oluyoruz. Bu konuda bizim sizin genel başkanla oturup konuşmanızın çok büyük önemi var” dediler. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, “Yani şu anda oturup konuşuruz ama şu anda konuşulacak bir şey görmediğini” söyledi. Bunun üzerine Vahap Seçer söz aldı ve şu açıklamada bulundu:
Sayın Genel Başkan, başımızın üstünde yeriniz var. Siz bizim genel başkanımızsınız. Ama bu ‘mutlak butlan’ kararını siz kabul ederseniz, toplumun büyük bir kesiminin, örgütün tepkisiyle karşı karşıya kalırsınız ve yıpranırsınız. Bizim amacımız partimizi ayakta tutmak. Siz de, Özgür Bey de iki genel başkanımızsınız. Bir araya bu akşam gelin, bizi istiyorsanız beraber olalım. Siz bu dayatılan mutlak butlan kararında değil, sizin açtığınız bir yolda yürüyelim.
Beni genel merkeze sokmayacaklarmış!
Bu açıklama üzerine Kılıçdaroğlu, “Arkadaşlar bu konuda telaşlanacak bir şey yok. Örgütün tepkisi ne olacak? 2-3 gün tepki gösterir. Neymiş, beni genel merkeze sokmayacaklarmış. Evet sokmasınlar. Genel başkan neredeyse genel merkez orasıdır. Bunların hepsi yoluna girer. Telaşa gerek yok. Bu karara karşı çıkılırsa hem kararlarını nasıl alacaklar? Maaşları nasıl ödeyecekler? Milletvekillerini nasıl seçecekler? Bu karara karşı çıkarlarsa belediye başkanını nasıl seçecekler?” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun bu açıklaması üzerine, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş söz aldı ve şunları söyledi:
Sayın Genel Başkan, öyle şey olur mu? Bu sizin dediğiniz şekilde olursa, bu sefer parti bölünür, parçalanır. Toplumda birbirini destekleyen, bizi destekleyen kesim de ayrışıyor. O zaman benim siyaset yapma gerekçem kalmaz. O zaman ben siyaset yapmam.
Nasıl bir yol yürüyeceksiniz?
Bu sözleri sessizce dinleyen Kıllıçdaroğlu, “Anlıyorum” demekle yetindi. Hemen ardından sözü Engin Özkoç aldı, şunları söyledi:
Sayın Genel Başkanım, yani diyorsunuz ki mahkeme kararından sonra, tam anlamak için soruyorum, mahkeme kararından sonra böyle bir şeyi görüşeceksek siz o karardan sonra nasıl bir yol yürümeyi düşünüyorsunuz? Biz bunu Genel Başkanla da konuşacağız, diğerleriyle de konuşacağız, Ekrem Bey’le de konuşacağız.
Kılıçdaroğlu, kongreleri yapıp sonra kurultaya gidileceğini söyledi. Bunun üzerine Engin Özkoç, sürenin 1,5-2 yılı bulabileceğini belirtti.
Mitinglerin yapılması yanlış
Kılıçdaroğlu, CHP’nin düzenlediği ilçe, il mitinglerine konuyu getirdi ve görüşlerini şöyle açıkladı:
Arkadaşlar bakın Ekrem Başkan’la ilgili mitingler yapılmasını yanlış buluyorum. Bu mitinglere gerek yok. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Aziz Kocaoğlu 400 yıl hapis istemiyle yargılandı. Gittik, bir kez miting yaptık. Kendisine de, ‘Bu seninle hukuk arasında bir meseledir’ dedim. Burada da diyorum, bu konu Ekrem Bey’le hukuk arasında bir meseledir. Onun için böyle mitinglere falan gerek yok. Eğer bir diplomasi yürütülecekse bu diplomasi grup başkanvekilleri aracılığıyla yürütülür.
Bu sözler, odada bulunanları rahatsız etti. Mansur Yavaş yeniden söz aldı. Yavaş, “Efendim böyle bir süreçte parti tamamen parçalanır. Kamuoyu yoklamalarına göre CHP birinci parti ama böyle olursa bir anlamı kalmaz” dedi.
Yazısının devamında Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ile yapılan görüşmelerin de detaylarını köşesine taşıyan Öztürk, Kılıçdaroğlu’nun kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağını söylediğini de aktardı.
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz
Sözcü