DEM Parti’den Yeniden Refah Partisi'ne bayram ziyareti

DEM Parti Van Milletvekili Uçar, TBMM'de kurulacak komisyon için destek istedi

Fotoğraf: ANKA

Kurban Bayramı'nın ikinci gününde, siyasi parti temsilcilerinin karşılıklı bayramlaşmaları Ankara'da devam ediyor. Yeniden Refah Partisi'nde bayramlaşma amacıyla gelen heyetleri, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Osman Osmanağaoğlu, MKYK üyeleri Ferhat Uysal ve Tolga Aydın, Kadın Kolları Genel Sekreteri Nilgün Ekinci ile Kadın Kolları Ekonomik İşler Başkanı Aynur Yangaz'dan oluşan heyet karşıladı.

Yeniden Refah Partisi'ni ziyaret eden partiler arasında Zafer Partisi, Anavatan Partisi, Vatan Partisi, Doğru Yol Partisi, Anahtar Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi, Hür Dava Partisi, Milli Yol Partisi ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yer aldı.

DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar, MYK üyesi Cemile Turhallı Balsak ve Parti Meclisi üyesi Fatma Koçyiğit Öner'den oluşan heyet, Yeniden Refah Partisi heyetiyle bayramlaştı. Uçar, Osmanağaoğlu'nun uzun yıllardır siyasetin içerisinde olduğunu belirterek, 1994'ten bu yana aktif bir şekilde mücadelenin içinde olduğunu, uzun yıllar yerel yönetimlerde önemli emekler verdiğini ve siyasetin birçok yönüne tanıklık etmiş biri olarak bu sürecin içinde yer aldığını ifade etti.

"Bu, bir 'al-ver' sürecinin çok ötesindedir"

Uçar şu ifadeleri kullandı:

Bu bayramın, barışın, demokrasinin, adaletin ve kucaklaşmanın bayramı olmasını istiyoruz. Bu mücadeleyi yıllardır sürdürüyoruz. Özellikle 27 Şubat'ta ortaya çıkan irade sonrası, demokratik bir toplumun inşasında toplumun güçlü bir sahiplenmesiyle karşı karşıyayız ve bu süreci hep birlikte sahiplenmemiz gereken bir süreçteyiz. 

Toplumun bu sürece güçlü bir şekilde sahip çıktığını görüyoruz. Elbette karşı çıkan yaklaşımlar da var. Ancak mesele; ülkenin tüm halklarının, bin yıllık kardeşlik zeminini güçlendirecek bir yaklaşımla birlikte yaşamasıdır. Bu, bir 'al-ver' sürecinin çok ötesindedir. Tüm halkların birlikte yaşayabileceği bir zeminden söz ediyoruz. Bu nedenle süreci en güçlü şekilde sahiplenmeyi kendimize öncelikli bir mesele, bir program haline getirdik. Bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Sayın Bahçeli'nin Meclis'te yaptığı açıklama ve ardından Sayın Öcalan'ın ortaya koyduğu 'demokratik toplum' çağrısıyla birlikte, bu topraklarda yeniden kucaklaşmanın, kardeşlik zeminini güçlendirmenin, hep birlikte güzel bir gelecek inşa etmenin mümkün olduğuna taahhüt ediyoruz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

DEM Partili Uçar, TBMM'de kurulacak komisyon için destek istedi

Milli Görüş'ün kurucusu ve eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın Kürt sorununa dair çözüm önerilerini hatırlatan Uçar, "Rahmetli Erbakan Hocanın da geçmişten günümüze Kürt sorunu çözümü konusunda ortaya koyduğu inisiyatifi biliyoruz. Onun mirasına şu an Fatih Erbakan'ın sahip çıkması çok önemlidir" dedi. Uçar, Meclis'te komisyon kurulmasına yönelik iradeye güçlü şekilde sahip çıkılması gerektiğini belirterek, Yeniden Refah Partisi'nin süreci sahiplendiğini ve destek vereceğine inandıklarını söyledi.

Uçar, Meclis'te kurulacak komisyonun demokrasi, barış ve hukuk açısından önemli bir işlev göreceğini belirterek, bu yapıya mutlaka destek verilmesi gerektiğini söyledi. Komisyonun, sürecin toplumsallaşmasına katkı sunabileceğini vurgulayan Uçar, aynı zamanda gerekli hukuki altyapının oluşturulması açısından da bu adımın büyük önem taşıdığını ifade etti.

Habur süreci ve açılım dönemini hatırlattı 

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Osman Osmanağaoğlu, Habur süreci ve açılım dönemini hatırlatarak, bu süreçlerin büyük kayıplarla sonuçlandığını, hatta "Keşke o adımlar hiç atılmasaydı" diyenlerden biri olduğunu ifade etti. Canların yandığını, ocaklara ateş düştüğünü vurgulayan Osmanağaoğlu, zamanla bu acıların unutulduğunu ancak ateşin düştüğü yeri yaktığını söyledi.
 
Yeni süreci de hazırlıksız bulduğunu belirten Osmanağaoğlu, çok hızlı hareket edildiğini, altyapı, AR-GE, sosyolojik ve psikolojik hazırlıklar yapılmadan bir çalışma yürütüldüğünü dile getirdi. Osmanağaoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de belirttiği gibi, bu meseleler konuşulurken devletin mutlaka Meclis'teki ve gerekirse dışarıdaki partilerden bir komisyon oluşturması gerektiğini vurguladı. Ancak bu komisyonun çok kalabalık olmaması gerektiğini, çünkü sayı arttıkça istişarelerin uzayabileceğini ve bunun da süreci geciktirebileceğini ifade etti.
 
Osmanağaoğlu, Yeniden Refah Partisi olarak terörsüz bir Türkiye sürecini desteklediklerini vurguladı. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde belediye başkanlığı yaptıklarını ve milletvekili çıkardıklarını hatırlatan Osmanağaoğlu, "Biz o bölgeleri DEM'e bırakacak bir parti değiliz. Biz orada varız" diyerek espriyle yaklaşımını  aktardı.

"Orayı bir oy deposu gibi görmek doğru değil"

Osmanağaoğlu, bu topraklarda artık terörün hakim olduğu, terörün yön verdiği bir yapı değil, milletin söz sahibi olduğu bir düzen istediklerini belirtti. "Söz milletin" diyen Osmanağaoğlu, DEM Parti ile ilgili sorulara ise 'Ben diyorum ki DEM'den çok, oradaki Kürt kesimi AK Parti’ye oy veriyor' diye yanıt verdiğini hatırlattı ve "Orayı bir oy deposu gibi görmek doğru değil. Oradaki insanların seçme ve seçilme hakkına kimse hükmedemez" dedi.

Osmanağaoğlu, ülkenin güzelliğine ve birlikte yaşamanın önemine vurgu yaparak şunları söyledi:

Ülkemiz, vatanımız güzel. Bu topraklarda birlik ve beraberlik içinde yaşamak, vatanımızı hak ettiği yere taşımak en çok bizlerin görevi. Yeniden Refah Partisi olarak terörsüz bir Türkiye hedefi doğrultusunda atılabilecek tüm adımları destekliyoruz. Ancak bu desteğimiz, birlik ve beraberliğimize zarar vermeyecek her adım için geçerlidir. Bayramda da bu kadar konuşmuş olalım.

DEM Parti'den ziyaret

DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, PM Üyeleri Zeyno Bayramoğlu ve İhsan Seylan'dan oluşan heyet, Kurban Bayramı’nın ikinci gününde bayramlaşmaya gelen siyasi parti heyetlerini ağırladı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Selçuk Gevyeli, MKYK üyesi Abdülhamit Adak, Sosyal İşler Başkan Yardımcısı Ali Karataş, Gençlik Kolları ve MKYK üyesi Ferdun Demirci'den oluşan heyet, DEM Parti'yi ziyaret etti. 

Geyveli ziyarette yaptığı konuşmada, ülkenin zor günlerden geçtiğini belirterek "Bu noktada siyasetin dilinin birleştirici bir üst nokta. Herkesi kucaklayan bu noktada farklı düşünebiliriz, farklı konuşabiliriz ama bunlar bir araya gelmemizi, birbirimizi dinlememize engel olan onlar değiller" dedi.  Bayramın bayram olarak kutlayamadıklarını söyleyen Geyveli, şunları söyledi:

Terörsüz bir Türkiye noktasında ne oluyor ne bitiyor açıkçası bizler de bilmiyoruz. Dolayısıyla tam anlamıyla bir bilgilendirme yapıldığı da yetkililer tarafından söylenemez. Sizler tabii ziyaretlerinizde Sayın Genel Başkanımıza da bazı şeyler ifade ettiniz ama bu noktada biz tabii iktidarı oluşturan Cumhur İttifakı ve birleşenlerinden herhangi bir şekilde bir bilgilenme almadık. Dolayısıyla Meclis de bunları almadı. Biz de kapalı kapılar ardında bu olayın çözülmesini değil, şeffaf bir şekilde kamuoyunda bunların konuşulmasını ve çözüme ulaşmasını çok daha doğru buluyoruz. İnşallah bundan sonraki Türkiye'nin geleceğinde beklenen o iklim gerçekleşir. Silahı eline almayan tüm gruplarla bu noktada bizim tabii ki oturup konuşmamız, görüşmemiz lazım. Burada herhangi bir sıkıntı, problem de yok. Ben inanıyorum ki Türkiye'nin geleceği noktasında inşallah bu gibi karşılıklı olan diyaloglar sorunun çözümüne biraz daha hız verecektir diye umut ediyorum.

Tiryaki: "Parti olarak bu süreçte olabildiğince bu ülkede siyaset yürüten bütün siyasi partilerin bu sürecin tarafı olmasını istiyoruz"

DEM Partili Tiryaki ise Geyveli'nin eleştirilerine yönelik "Bazı konularda çok haklısınız. Gerçekten bu bilgilendirme konusunda size katılıyoruz. Ama gerçekten biz Parti olarak bu süreçte olabildiğince bu ülkede siyaset yürüten bütün siyasi partilerin bu sürecin tarafı olmasını istiyoruz, parçası olmasını istiyoruz" karşılığını verdi.

Sadece iktidar ve DEM Parti arasında yürüyen bir süreç olmasını istemediklerini söyleyen Tiryaki, şöyle konuştu:

Sizin de söylediğiniz gibi birkaç kez Meclis'te grubu olsun olmasın, hatta parlamento dışındaki siyasi partilere de ziyaret ettik ve bu konuda yürüyen çalışmaları, ne yapılması gerektiğini, bütün siyasi partilerin bu sürece nasıl katılacağını paylaşmaya çalıştık. Bütün samimiyetimizle bunu istiyoruz. Çözüm adresi olsun istiyoruz parlamento. Çünkü bu parlamento bu yapısıyla gerçekten toplumun yüzde 95'inden belki fazlasını temsil eden bir Meclis konumunda. Dolayısıyla parlamentoda yürüyecek çalışma da toplumun çok büyük bir bölümün destek vermesini sağlayacaktır. Bu açıdan çok önemli. Komisyon çalışması da çok önemli. İlk günden itibaren biz de parlamentoda bir komisyon kurulsun, bütün siyasi partiler bu komisyonda temsil edilsin istedik. Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanı da bir komisyon öneresinde bulundu. Onlar da bu iş için ciddi kafa yormuşlar. Bu komisyonda siyasi partilerin nasıl temsil edileceklerini, nasıl karar alınacağını, sadece parlamenterlerden mi uzmanlardan mı oluşacağını buna dair veya bir karar aldığında bunlar nasıl hayata geçecek diye bir dizi projelerini sundular. Bu çok değerli bir şey. Ayrıca toplumsal zemin çok daha fazla, toplumsal destek çok daha fazla. Bizce en azından potansiyel olarak öyle. Bir ilk çözüm sürecinde anımsarsanız Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi bu sürece karşı iken şimdi Milliyetçi Hareket Partisi neredeyse bu süreci yürüten parti konumunda. Ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi de ilkesel olarak destekleyeceğini, karşısında olmayacağını söyledi. Bu da çok kıymetli bir şey. Sizin partiniz de bizim ziyaretlerimizde bunu açıkça dile getirdi. Bu sorun artık çözülmesi gerekir. Bu, sırtımızdan kaldırmamız gereken bir yük. Fakat şu meseleyi de dikkatimizi çekmek isterim.

"Türkiye'de belki de en son yapılacak şeyin en başta yapılması aslında hepimizin elini güçlendiren bir şey"

Silahsız olanlarla görüşme meselesi elbette parlamento böyle bir zeminde yürüyecek ama bu benzer süreci yaşayan tek ülke biz değiliz. Dünyanın değişik yerlerinde bizden önce de ve hala benzer sorunlar yaşayan ülkeler var. İngiltere'de bu sorun yaşandı, İrlanda'da, İspanya'da yaşandı, Filipinler'de yaşandı, Güney Afrika'da yaşandı ve bütün buralarda yaşanan süreçler sona erdirildiğinde o çatışmalı sürecin sonlandırılması için sürecin en sonunda silahların bırakılması sağlandı. En sonunda örgütler kendini feshettiler ve asıl ulaşılması gereken hedef gibi gözüküyordu bu. Ama Türkiye'de belki de en son yapılacak şeyin en başta yapılması aslında hepimizin elini güçlendiren bir şey.

Geyveli: "Siz iyi biliyorsunuz ama biz bilmiyoruz"

Komisyon önemli olduğunu, ancak şu an siyasi partilerin bu komisyonu kendi içerisinde rahatlıkla oluşturabileceklerini söyleyen Yeniden Refah Partili Geyveli de şöyle konuştu:

Şimdi 41 yılda iki trilyon doların üzerinde teröre bir harcama var. Dolayısıyla bunda da pay sahibi olanlar bugün taraf değiştirdilerse biraz da bunun sebeplerinin ne olduğunu biz de merak ediyoruz. Daha düne kadar ne oldu da farklı bir duruş sergileyenler bugün farklı bir duruş sergiliyorlar. Bu konuda şu an için liderlik yapan siyasi parti bugün baraj sorunu olan ve barajın altında kaldığı kamuoyu anketlerinde belli oluyorsa buradaki temsili kabiliyet ve temsil açısından acaba sorumlu değil mi? Burada o partinin 'Bu işi biz sürüklüyoruz' diyerek götürmesi mümkün mü? Bir de tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki 'biz MHP'yle diyor ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz.' İyi siz biliyorsunuz ama biz bilmiyoruz. 86 milyon vatandaşımız da bilmiyor. Dolayısıyla burada ne olduğunu da bilmek herhalde bizlerin de milletimizin de hakkıdır. Burada kimse silahların susmasına, kardeşlik ikliminin oluşmasına karşı bir tane insan olduğunu zannetmiyorum. Ama 24 milyon kilometrekarede bölünme tehlikesi yaşamadık da 780 bin kilometrekarede biz bölünme tehlikesi yaşıyorsak o zaman biraz daha demek ki hep beraber bir yüzleşmeye, bir aynaya bakmaya ihtiyacımız var. Dolayısıyla burada nerede hata yaptık? Nerelerde bir yanlışlık var? Ama bizim için bir kardeşlik noktasında bir problemimiz yok. Biz zaten kardeşiz. Ama bu kardeşlik noktasında problemli olanlar kendi sorunlarını çözsünler. Bunlar da gerçek anlamda toplumumuzun bütününü temsil etmiyorlar diye düşünüyorum. Bu noktada çok az bir azınlığın gerçek anlamda kardeşlik noktasında bir problemleri olduğunu düşünüyorum.

 

ANKA 

DAHA FAZLA HABER OKU