DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile birlikte açıklamalarda bulunan Özel, iktidara asgari ücret ve enflasyon politikaları üzerinden sert eleştiriler yöneltti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
DİSK’e teşekkür ederek sözlerine başlayan Özel, “Bugün burada Haziran ayı boyunca sürdüreceğimiz bir mücadelenin, yükselteceğimiz sesin ilk adımını atmak üzere DİSK’i ziyaret ederek güne başladık,” dedi.
“Asgari ücret sefalet ücretine dönüştü”
İktidarın seçim döneminde verdiği sözleri hatırlatan Özel, asgari ücrette güncelleme yapılmamasını sert ifadelerle eleştirdi:
Temel talebimiz şudur: Türkiye’de asgari ücret, geçen sene 17 bin 2 liralık asgari ücret, açlık sınırının altındaki asgari ücret, geçinmenin mümkün olmadığı bir sefalet ücreti noktasındaki asgari ücret, bir yıl boyunca bir kuruş zam görmedi. Oysa bu ülkeyi yöneten iktidar, emekçilerden oy isterken 2023 yılı seçimlerinde; hem 14 Mayıs’ta, hem 28 Mayıs’ta şunu söylüyordu. ‘Enflasyonist ortamda asgari ücrete yılda dört güncelleme düşünülebilir, düşünülmelidir, yapılmalıdır.’ O sene biliyorsunuz 2021 ve 2022’de Temmuz zammı yapıldı ama 2023’te dört kez zam yapmayı taahhüt eden ve bunu söyleyerek oy isteyen bir iktidar yönetiyor bugün.
“Enflasyon canavarı zammı yedi"
Özel, TÜİK verilerini de hedef alarak şunları söyledi:
Ama oyu aldıktan sonra sırtını döndü emekçilere ve 2024 yılında bir kez verdiği, o da TÜİK’in yalandan ilan ettiği, kendince ilan ettiği, rakamların ne olduğunu kimseye izah etmediği enflasyon oranına göre zam aldı emekliler, emekçiler ve bu hale gelindi. Bugün geldiğimiz noktada Temmuz ayı geliyor ve asgari ücret 22 bin liraydı verildiği gün. TÜİK’in rakamlarına göre ilk dört ayda %14’lük enflasyonla… TÜİK’in yani Tayyip Bey’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’nun dediği doğru bile olsa 3 bin lira eridi bile. İki ay da böyle geçecek. Bu erime TÜİK’e göre bile 4 bin 500 lirayı geçecek. Yani asgari ücretin aldığı zammı enflasyon canavarı altı ayda yemiş olacak. Öbür altı ayda geçen seneden de berbat günler başlayacak. Enflasyon canavarı bu sefer emekçinin zammını değil, geçinemediği 17 bin lirasını da yemeye başlayacak. Bu rakamlar TÜİK’e göre.
“TÜİK, Tayyip Bey’i üzmeyen enflasyon açıklıyor”
TÜİK’e karşı açılan ve kazanılan davalara rağmen şeffaflık sağlanmadığını belirten Özel, şöyle konuştu:
TÜİK, 20 yıldır ilan ettiği, ‘Ben bu enflasyonu nasıl hesapladım, sepetimde neler var ve bu fiyatı nereden aldım, şimdi ne oldu?’ verisini gizliyor. Gizleyince de gerçek enflasyonu değil, Tayyip Bey’i üzmeyecek bir enflasyonu ama emeği sömürecek bir enflasyon açıklıyor. Gerçek olmayan bir enflasyon açıklıyor. Buna dava açtılar, davayı kazandılar. Bütün aşamaları geçti ama uygulanmıyor. DİSK’in atmış olduğu bu adam çok önemli bir adımdır. Karşısındaki duyarsızlık ise hukuk devleti olmadığımızı, artık buradaki kanunların, hukukun, mahkemenin hiçbir anlamının kalmadığının açıkça itirafıdır. Kazanılan mahkemeye göre açıklamalar yapılıp enflasyon tartışılsa belki bugün ilan edilen enflasyonun 10 puan üzerinde bir enflasyon ortaya çıkacak ve o aradaki fark herkesin cebine, sofrasına yansıyacak. O açıklanmayan rakamlar, düşük ve yanlış açıklanan enflasyon; sofradan zeytin çalıyor, tencereden iki kepçe çorba çalıyor, çocuğun okula giderken beslenme çantasından muz çalıyor, peynir çalıyor, mandalina çalıyor. Bu böyle bir mücadele. Kimse kendisi için bir şey istemiyor ve emekçiler için isteniyor.
“Sendikalı olun, emek sömürülmesin”
İşçilere doğrudan seslenen Özel, “Bütün işçileri, sözümüze değer veren bütün işçileri; kendisine, emeğine, alın terine değer veren bütün işçileri sendikalarda örgütlenmeye, sendikalı olmaya davet ediyoruz. Sendikalı olmayan emek sömürülür,” dedi.
Haziran ayının mücadele ayı olacağını vurgulayan Özel, şöyle devam etti:
Haziran ayı boyunca iktidarın asgari ücreti yeniden belirlenmesi için, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu çalışmaya çağıracak bir mücadele, herkesin ekmek mücadelesidir. Bugün AK Partili işçi de MHP’li işçi de başka görüşlerden olan işçiler de aynı açlıkla, aynı yoklukla, aynı yoksullukla karşı karşıyadır. Siyaseti bir kenara bırakalım. Elbette bu da bütün siyasetin ana konusudur ama siyaseti bir kenara bırakalım. Ekmek için mücadele edelim. Ekmek için talepte bulunalım. Birazdan da işverenlere ziyarette bulunacağız. Bunu da işverenlerle ilgili de koruyucu tedbirleri alarak; bilhassa küçük esnafı, KOBİ’leri kollayarak, kaydırarak yapalım. Ama mutlaka ve mutlaka asgari ücrete bir düzenleme, bir enflasyon ara zammı yapılması için bir büyük mücadeleyi hep birlikte yapmak zorundayız.
İzmir’deki grev: “Bir noktada buluşacaklarına inanıyoruz”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki grev hakkında da açıklamalarda bulunan Özel, grevin sendikanın yasal hakkı olduğunu vurguladı:
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bütün işçiler, isteyen her işçi sendikalı olacak ve bu mücadele demokratik zeminde sürdürülecek. İşçinin hakları, haklı talepleri vardır. İşverenin bu konuda yaşadığı zorluklar vardır. Gerçek ne o kadar beyaz, ne o kadar siyahtır; ortada bir noktadadır. Bunun içinde işçi ile işverenin bir masada bir araya gelmesi gerekmektedir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önceki dönemlerden gelen ağır borç yükleri, özellikle hükümetin belediyeleri silkeleme noktasında Sosyal Güvenlik Kurumu, vergi borçları ve diğer meselelerde birden, hemen, şimdi, bütün faiziyle birlikte saldırmaları belediyemizi ciddi bir sıkıntıya sokmuştur.
Ancak az önce anlattığımız gibi ülkenin şartları da emekçilerin haklı taleplerini ortaya çıkarmaktadır. Bu konuda önemli olan olabilecek makul bir yerde anlaşmaktır. Sendikanın, belediyenin zorluklarını ancak belediye yöneticilerinin de ülkenin şartlarını görerek bir zeminde buluşacaklarına inanıyoruz. Bu grev kararı, sendikanın yasal hakkıdır, buna karşı bir şey söylemek hiçbirimizin haddi değildir. Ancak dün akşam bir masanın yeniden kurulduğunun, bir uzlaşma çabasının olduğunu görüyoruz. Ben de örgütlenme özgürlüğünün ve emek mücadelesinin arkasında olan bir genel başkanı olarak arkadaşlarıma olumlu telkinlerde bulundum. Bir noktada buluşmalarını ve toplu iş sözleşmesini en iyi şekilde bağlamalarını ümit ediyorum.
“Hükümet bu hesabı iyi yapsın”
“Asgari ücrette ara zam için farklı bir yol denenecek mi?” sorusuna yanıt veren Özel, muhalefetin örgütlü bir mücadele için sendikalarla hareket ettiğini ifade ederek şöyle konuştu:
Geçtiğimiz dönemlerde bütün siyasi partiler, elbette tüm çalışmaları da göz önünde bulundurarak, söylenen tüm sözleri, ülke şartlarını göz önünde bulundurarak bir asgari ücret talebi dile getiriyorlardı. Şimdi biz bu dönemde bunu yapmadan önce sendikalarla ve konunun bütün tarafları ile bir araya gelmeyi düşündük. Daha sonrasında bir somutlama mı yapacağız, yoksa bir şey mi tarif edeceğiz? Ona hep birlikte karar vereceğiz. Geçtiğimiz dönemde iktidar, şunu hatırlayın, asgari ücretle ilgili yükselen anlamlı, tutarlı ve gerçekçi talepleri görmezden geldiğinde Temmuz 2024’teki anketlerde belki de kendi siyasi tarihlerinin en büyük düşüşünü yaşadılar.
Halen daha da oradaki düşüşü telafi edebilmiş değiller. Üstünden ne çalkantılar geçti. İşte Suriye meselesinin köpürtmelerinden tutun da ‘Terörsüz Türkiye’ meselelerinden beklentileri bir yana gelen her anket Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ikinci parti olduğunu tescilliyor ve bugün seçim olsa Cumhur İttifakı’nın seçim kaybettiğini tescilliyor. O yüzden bu mücadelenin kendisinde bizim ne isteyeceğimiz, ne söyleyeceğimiz önemli. Ama iktidarın ne yapacağı önemli. Bu masaya oturmamanın, söz verdiği bu düzenlemeyi yapmamanın ağır bedelini emekçiler onlara ödetecektir. Bunu iyi hesap kitap etsinler. Temmuz’da bir ara zam verilmemesi durumunda bunun hükümetin intiharı olacağını ve bizim de bu konuda mücadeleyi en sert şekilde sürdüreceğimizi ifade etmek isterim.
Özel'den TİSK'e ziyaret
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, asgari ücrete ara zam talebiyle gerçekleştirdiği görüşmeler kapsamında DİSK'in ardından Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nu (TİSK) ziyaret etti. TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol yaptığı açıklamada, "İşverenlerin sıkıntıları ile ilgili küresel rekabet ile ilgili, küresel gelişmeler ile ilgili bütün resmi kendilerine anlatmaya gayret ettik. Bunu yaparken her zaman çalışanın da yanında olan, ülkemizi kucaklayan yaklaşımımızdan bahsettik. Kendileri dinlediler, notlarını aldılar" dedi. Özel ise yaptığı açıklamada, "Sayın Başkan ve kıymetli Yönetim Kurulu üyeleriyle çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik" dedi. Özel, şunları kaydetti:
"Tüm paydaşlarla bir araya gelmeye devam edeceğiz"
Kendileri bize yaptıkları sunumla, üyeleriyle ilgili rakamları, verileri, yaşadıkları zorlukları, güçlükleri anlattılar. Ayrıca iş arkadaşlarına, emekçilere, başta iş kazalarının önlenmesi, işçi sağlığı konusuna ve diğer konulara verdikleri önemden ve çeşitli projelerinden bahsettiler. Biz ziyaretimizin sebebi olan asgari ücret ve asgari ücrete Temmuz ayında ara zam noktasındaki beklentimizi, yürüttüğümüz çalışmayı ifade ettik. Şunu ifade etmek isteriz ki sadece DİSK’i, Hak-İş’i, Türk- İş’i dinleyip, TİSK’i dinlemeyen bir süreci yürütmek yerine işin olmazsa olmaz diğer tarafı işverenleri dinlemek ve bu sohbeti onlarla gerçekleştirmek bizim açımızdan kıymetliydi. Bundan sonra sorunların çözümü için tüm paydaşlarla bir araya gelmeye, tartışmaya, çözüm önerilerimizi onlarla paylaşmaya, görüşlerini almaya devam edeceğiz. Bundan sonraki süreçte de hem kurumsal olarak, hem de üyeleriyle yakın ilişki ve iletişim halinde olacağımızı bir kez daha buradan tekrar etmek isterim.
Özel, gazetecilerin TİSK’in asgari ücret konusundaki pozisyonunu sorması üzerine, "Biz bir görüşme yaptık. Bu birinci tur ve buradan sonra biz birtakım öneriler, işverenler için de onları güvence altına alacak bir model geliştirip, onu daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız. Bu sorunun doğrudan cevabı, Başkan için de yanıtlanması zor, kamuoyunun da duyması açısından erken olabilir ve yapıcı olmayabilir. O yüzden bu tip bir soruyu cevaplamayalım ikimizde. Daha vakit var bunları konuşmak için” diye konuştu.
"Bu bir demokratik olgunluk meselesi"
Özel, Diyarbakır’da CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun pankartını asanların gözaltına alınması hakkındaki soruya, “Bu bir demokratik olgunluk meselesi. Gözaltında olan ya da tutuklu olan birisine özgürlük talep etmek bütün dünyanın en meşru talebidir. Suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur. Kaldı ki suçu ispatlanmış kişilere dahi özgürlük talepleri ve bunun hiç beklenmedik siyasetçilerce kampanyalaştırıldığı bir süreçteyiz. O yüzden yapılan iş son derece antidemokratiktir ve üzücüdür. Hızlı bir şekilde orayı takip ediyoruz, serbest kalmalarını bekliyoruz” yanıtını verdi.
Independent Türkçe