Kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Ekinci, üzerine atılı 'örgüt propagandası' suçlamasını reddetti ve "Yazmış olduğum bir roman, kurmaca bir metin sebebiyle bu şekilde suçlanmaktan dolayı da bir yazar olarak hukuk devleti adına son derece üzüntü duyuyorum" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yavuz Ekinci şunları söyledi:
Rüyası Bölünenler benim evimin ve evimdeki insanların geniş anlamıyla, köyümün, memleketimin, ülkemin hikâyesidir. Rüyası Bölünenler, bitmeyen bir bekleyişin hikâyesidir. İster buna Cumartesi Anneleri, ister buna Diyarbakır Aileleri deyin. Rüyası Bölünenler, öyle veya böyle bu coğrafyanın hikâyesidir.
Bu davada beni en çok üzen ve ilk duyduğumdan beri anlamaya çalıştığım, büyük şubat depreminin ikinci gününün gecesinde ‘Rüyası Bölünenler’ romanımı CİMER’ e şikâyet eden insanın ruh dünyasıdır. O gün binlerce insan Hatay’da, Maraş’ta, Antep’te, Malatya’da enkaz altındaydı. Utanarak evimizde, ekran başında bekliyorduk. Oysa bütün bu korkunç olaylar yaşanırken 7 Şubat gecesi birisi hiç üşenmeyip ‘terör propagandası yapıyor’ diyerek ‘Rüyası Bölünenler’ romanımla ve benimle ilgili CİMER’e ihbarda bulunabiliyordu.
Bir ‘vatansever’ vatandaşın CİMER’e ihbarı üzerine 7. Sulh Ceza Hakimliği, 2014 yılında yayımlanan kitabıma toplatma ve yasaklama kararı getirdi. Mahkeme, Rüyası Bölünenler’e toplatma kararı çıkararak roman kahramanlarını tutuklayıp onları hapse mi atacak?
Roman bir kurgudur. Kurguladığım evrenin mahkemeye gerçek gelmesi benim edebiyatımın gücünü, mahkemenin de edebiyata yaklaşımını gösterir. Kurgulanmış bir yapıtın evrenine açılan dava soyuttur. Onu bugünün mahkemelerinde yargılayıp yasaklayıp toplatmak ise politiktir. Karakterler ve onların sözleri üzerinden sanatçıyı yargılamak ise sanata hakarettir. Kitap içerisindeki tüm olay ve şahıslar benim hayal ürünümdür. Bu olayları yazılı ve görsel basından edindiğim bilgilerle kurguladım. Kurgulanmış karakterlerin gözünden yapılan anlatımların suç teşkil etmeyeceğini düşünüyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Mahkemenin 10 yıl önce yayımlanan Rüyası Bölünenler romanımı düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesini ve beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.
Davanın düşmesi talep edildi
Ekinci'den sonra söz alan avukatı Can Ekinci ise kitabın 2014 yılında yayımlandığını hatırlatarak şunları söyledi:
Ancak iddianamede suç tarihi CİMER’e yapılan ihbar tarihi (8 Şubat 2023) olarak belirlenmiştir. Hukuki olarak ihbar tarihi suç tarihi olarak kabul edilemez. Suç tarihi kitabın ilk yayımlandığı tarih olan 2014’tür. Basılı romanlar da Basın Kanunu’na tabiidir. Kitabın yayımlandığı ilk tarihten bu yana 10 sene geçtiği için Basın Kanunu uyarınca zamanaşımı söz konusudur. Bu nedenle mahkemeden ilk olarak davanın düşürülmesini talep ediyoruz.
Av. Can Ekinci, "Roman bir kurmaca metindir. Kurmaca metinde geçen kahramanlar hayal ürünüdür. Edebi ve kurmaca bir metinin ceza hukukuna konu edilmesi kabul edilemez. Kitap ifade ve basın özgürlüğü çerçevesinde yazılmıştır. ‘Örgüt propagandası’ suçunun unsurları oluşmamıştır" diyerek müvekkilinin beraatını talep etti.
Yavuz Ekinci’nin avukatlarından Çiğdem Koç da müvekkiline atılı suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek, derhal beraat kararı verilmesini talep etti.
Dava aralık ayına ertelendi
Mahkeme, Ekinci’nin Rüyası Bölünenler kitabının hangi tarihte basılıp yayımlandığının araştırılması için emniyete yazı yazılmasına ve dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine karar verdi. Dava 9 Aralık saat 10.30’a ertelendi.
Independent Türkçe