Davutoğlu: Sabah ezanını Ankara'dan dinlemek kolay da Gazze'den duymak zor

Davutoğlu “Ankara'yı, dizilerin hayal dünyasından uyanıp Gazze'nin gerçeğine dönmeye çağırıyorum” dedi

Fotoğraf: AA

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet ve Gelecek partilerinin ortak grup toplantısında konuştu.

“Gurur ile hüznün bir arada yaşandığı günlerden birindeyiz. Gururluyuz çünkü Büyük Fetih'in 571. yıl dönümü” diyerek İstanbul’un fethine değinen Davutoğlu şunları söyledi:  

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bugün dünya üzerinde tarihin en derinliğine gitmek aynı zamanda küresel bütün özellikleri yaşamak isterseniz gidebileceğiniz nadir şehirlerden biri İstanbul'dur. Yeni bir seçim geçirdik. Merkezi yönetimin İstanbul'la ilgili farklı düşünceleri vardı Kanal İstanbul dahil olmak üzere. Hepimizin İstanbul'u Türkiye'nin ve milletimizin en büyük hazinesi olarak koruma sorumluluğumuz var. Bütün yerel ve merkezi yöneticileri uyarmak istiyorum; İstanbul'un bir taşına dahi saygısızlık gösterenleri mutlaka acı bir azap bekler. Herkesin İstanbul ile ilgili bu hassasiyeti koruması fetih nutuklarından çok daha önemlidir. İstanbul eğer bir büyük baş şehir ise eğer insanlık vicdanının tecelli ettiği tek bir şehir olsaydı o şehir Kudüs olurdu. Kudüs bir ırka ait değildir. Üstünde nice savaşlar yaşansa da adı barışla anılmıştır. İstanbul’un fetih gününden Gazzelileri selamlıyoruz

“İstanbul’da 29 Mayıs sabahı sabah ezanını dinleyenlere sesleniyorum. Bir de Gazze’den dinleyin sabah ezanını” diyen Davutoğlu Gazze’de okunan sabah ezanını dinletti. Davutoğlu özetle şöyle konuştu:

Aciz kalmak ne kadar acı. Vicdanı kurumuş batı merkezleri bu sadayı duymuyorlar, ezanı bilmezler ama ya İslam dünyası... Ne yaptılar dokuz ay içinde? Ya her gün Gazze’yle oturup kalkan ve onun adına hamaset döken Türkiye’deki siyasiler ne yaptı? Sultan Abdülhamit Han'ın emanetini savunmak dizilerle olmaz. Kudüs'ü anlatmak Selahaddin Eyyübi hakkında dizi çekmekle olmaz. Ankara'yı, dizilerin hayal dünyasından uyanıp Gazze'nin gerçeğine dönmeye çağırıyorum. Devlet adamlığı Gazze yanarken Türkiye'de sefa sürmek, tatil yapmak, değişik yerlerden lüks ve şatafat resimleri vermek değildir. Sabah ezanını Ankara'dan dinlemek kolay da Gazze'den duymak zor.

“İsrail'le bütün diplomatik ilişkiler askıya alınsın”

On iki madde söyleyeceğim, yine yapmazlarsa şu ezanlar şahit olsun, Gazzeli şehitlerin hepsinin elleri bunların yakasında olacak. İsrail'le bütün diplomatik ilişkiler askıya alınsın. İsrail tarafınca Ankara'ya geri döndüğü iddia edilen diplomatlar derhal sınır dışı edilsin. Hava sahamız İsrail'e giden uçaklara kapatılsın. BM Genel Kurulu derhal liderler düzeyinde toplantıya çağrılsın. Bu toplantıda Gazze'ye gidecek görev gücü kararı alınsın ve ilgili BM kuruluşları bu çerçevede görevlendirilsin. İslam ülkesinin 57 lideri New York'a giderse dünyada kimse yerinde duramaz. Beyefendiler New York'a sadece sefa yapmaya gider eylül ayında. Güney Afrika, İspanya, Norveç, Malezya gibi farklı kıtaları ve kültürleri temsil eden ülkelerden oluşan bir Filistin dostları grubuna öncülük edilsin. Bu grup BM daimi konseyi üyeleri nezdinde ortak girişimde bulunsun. Bölgedeki tek NATO üyesi olarak İsrail'in soykırımının bölge barışını tehdit ederek Türkiye için de güvenlik riski oluşturduğu gerekçesiyle Norveç ve İspanya'yla birlikte özel gündemli toplantı çağrısında bulunulsun. AB adayı ülke olarak İspanya ve İrlanda'yla birlikte AB liderler düzeyinde bir toplantı yapılması için girişimde bulunulsun. Ankara'dan Batı’ya seslenmek kolay, New York'tan Brüksel'den seslenin. Filistin ile Gazze üzerinde Doğu Akdeniz'de kıyısı olan bir ülke olarak Doğu Akdeniz iş birliği antlaşması imzalansın. D8 toplantısı İstanbul'da yapılacak, burada çok kuvvetli bir karar alınsın.

“Sinan Ateş'in eşiyle annesiyle helalleşeceksin Sayın Bahçeli”

Şimdi Sayın Bahçeli, "hesaplaşacağız kesinlikle helalleşmeyeceğiz" diye bir ifade kullandı. Artık yaşı kemale ermiş bir siyasetçinin kullanmaması gereken bir ifade. Düşmanla hesaplaşabilirsin ama vatandaşınla helalleşeceksin ama en önemlisi o ülkücü şehitlerin son halkası olan Sinan Ateş'in eşiyle annesiyle helalleşeceksin Sayın Bahçeli.

Bu resme bakın rahmetli Sinan Ateş, 5 yıl önceki Ülkücü Şehitler Günü'nde Sayın Bahçeli'nin hemen arkasında, şimdi de yeni Ülkü Ocakları Genel Başkanı hemen arkasında. Şimdi Ülkü Ocakları Genel Başkanı genç kardeşim şu resme bakıp kendi geleceğiyle ilgili ne tahayyül eder veya bu işlerin içinde bir rolü varsa ne düşünür Sinan Ateş'in ailesi onlar hakkında.

Sayın Bahçeli siyasete girdiğinde en çok takdir edilen yönü gençleri sokaktan çekmesi olmuştu. O zamanki ifadelerini hatırlatırım Sayın Bahçeli, "Gençleri sokaklardan çekeceğiz, bize okumuş genç lazım." O zaman 40 yaşlarındaydı Sayın Bahçeli, şimdi 70'li yaşlarda. 70'li yaşlarda gençleri hesaplaşacağız diye sokağa davet etmeyin Sayın Bahçeli. Biz o günleri çok acı yaşadık, nice yiğit insanlar evlerinde şehit edildiler.

“Provokasyonlara gelmeyiniz”

Gençler idealisttir, olumlu yönde bir idealizm verirseniz dünyayı ihya ederler, olumsuz bir şekilde onları şiddete sevk ederseniz kendileri için de ülkeleri için de felaket sebebi olurlar. Hangi ideolojiye mensup olursa olsun bütün gençlere sesleniyorum, bu kritik günlerde asla provokasyonlara gelmeyiniz ve bütün hukukçulara sesleniyorum hiçbir yerden talimat almayın. Sinan Ateş'in katilleri cezalandırılmadıkça hiçbir gencimiz emniyette, hiçbir sokağımız huzurda olmayacak.

“En zengin yüzde 1, servetin yüzde 40'ına sahip”

Davutoğlu, Kurban Bayramı'na yaklaşıldığını ve bir taraftan Gazze için diğer taraftan vatandaşlar için yüreğinin yandığını dile getirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesimin, toplam küresel servetin yarısına sahip olduğunu" söylediğini aktardı. Türkiye'ye de bakılmasını isteyen Davutoğlu, şöyle konuştu:

Türkiye'de şu anda en zengin yüzde 1, servetin yüzde 40'ına sahip, neredeyse yarısı. Küresel eşitsizliğin yansıması. Yani 600 bin kişi takriben servetin yarısına sahip, geri kalanda diğer yarısına. En zengin yüzde 10, servetin yüzde yetmişine sahip. Gelir bazında bakarsanız da gelirin yüzde 47'sini en tepedeki yüzde 20, en fakir yüzde 20'si de en alttaki yüzde 6'sını alıyor. Tepedeki 17 milyon kişi Portekiz, İspanya gibi, tabandaki 17 milyon kişi de Bangladeş, Venezuella gibi yaşıyor. Yani dünyadaki küresel eşitsizliği alın, hemen hemen yarısı Türkiye'de.

 “Konuşmaktan öte bir şey yapmıyorsunuz”

Grup toplantısında Saadet Partisi’nden de Genel Başkan Vekili Sabri Tekir kürsüye çıktı.  

“Gazze'de büyük katliamlar işleniyor. Artık insanlığın vicdanında Gazze ve Filistin için dökülecek gözyaşı da kalmadı. Hatta insanlık dışı bunca vahşeti gerçekleştiren İsrail'e lanet okuyacak dermanı da kalmadı insanlığın” diyen Sabri Tekir şunları söyledi:

7 Ekim'den beri sayısız defa kınadığınız bu insanlık dışı vahşet ve zulmü daha ne kadar kınamaya devam edeceksiniz? 7 Ekim'den bu yana bombalanacak hastane, okul, cami kalmadı. İsrail şimdi de çadırlarda barınmaya çalışan insanları çoluk çocuk demeden bombalıyor ve yakıyor. Siz hala konuşmaktan öte bir şey yapmıyorsunuz. Bize düşen sadece bir söz var, yazıklar olsun. Tüm İslam dünyasına da yazıklar olsun. Kendini dünya lideri görenlerin bir kısmı bu insanlık dışı vahşet ve zulme seyirci kalmaya devam ediyor. Sizde İsrail askerlerine karşı direnen Gazzeli bir çocuk kadar bile cesaret yok mudur diye sorma hakkımız yok mu? Sözde dünya liderisiniz.

"Tarih sizi altın harflerle yazacaktır"

Filistin'in verdiği bu bağımsızlık mücadelesi bir gün mutlaka zaferle sonuçlanacaktır. Biz buna bütün yüreğimizle inanıyoruz. Asıl soru şu; Türkiye başta olmak üzere İslam ülkeleri bu zaferin neresinde yer alacaklardır? Kuvayı Milliye ne ise, Gazzelilerin mücadelesi de odur diyebiliriz. İyi de biz bu bağımsızlık mücadelesinin neresinde yer alacağız? Büyük Orta Doğu Projesi aslında Büyük İsrail Projesi'dir diyebiliriz. Coğrafyamızdaki bütün ülkeler için tehdittir. Kudüs mutlaka özgür olacaktır diyoruz. İyi de biz bu özgürlüğün neresindeyiz? Mescid'i Aksa mutlaka kurtulacaktır diyoruz, iyi de biz bu kurtuluşun neresindeyiz? İşte bütün bu soruları düşününüz ve yapılacak D8 toplantısını bu sorulara cevap alabilmek için fırsat olarak kullanınız. Bu ümmete ve insanlık alemine 7 Ekim'den bu yana yaşatılan acıları dindirmenin yollarını arayınız. Türkiye'den beklediğimiz budur. Şunu iyi biliniz ki alacağınız olumlu kararlar nedeniyle sadece milletimiz değil, bütün bir insanlık size selam duracaktır. Bu misyonu gerçekleştirirseniz tarih sizi altın harflerle yazacaktır.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU