Mısır ve Birleşik Krallık, ‘kalıcı bir ateşkese ulaşmak amacıyla Gazze Şeridi’nde sükunetin oluşturulması ve tutuklu-esir takasının sağlanması için çabaların yoğunlaştırılarak sürdürülmesinin gerekliliğini’ vurguladı. Aynı zamanda Mısır, Filistin’in Refah kentine herhangi bir kara operasyonu yapılmaması için uyarıda bulundu. Dün Birleşik Krallık'ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lord Tarık Ahmed ile telefonda görüşen Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Refah’a yapılacak herhangi bir kara operasyonunun beraberinde getireceği ‘ciddi tehlikelere’, bunların Gazze Şeridi sakinlerinin üzerindeki feci insani yansımalarına ve bölgenin istikrarı üzerindeki güvenlik etkilerine dikkati çekti.

Geçen hafta Mısır Dışişleri Bakanı, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentindeki G20 dışişleri bakanları toplantısı sırasında ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile bir araya geldiğinde, İsrail’in Refah’a yönelik herhangi bir kapsamlı saldırısının yol açabileceği ‘tehlikelere’ karşı uyarıda bulunmuştu.

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd tarafından yapılan açıklamaya göre, Bakan Şukri ve Birleşik Krallık Devlet Bakanı Ahmed dün yaptıkları telefon görüşmesinde Gazze Şeridi’nde kötüleşen insani koşulları ve Filistinlilerin her gün yaşadığı insani felaketin boyutlarını ayrıntılı bir şekilde ele aldılar. Şukri, uluslararası hukuk hükümleri doğrultusunda bu insani krizin sona erdirilmesi ve İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik ihlal ve saldırılarının kesin olarak durdurulması konusunda uluslararası tarafların taşıdığı hukuki, insani ve ahlaki sorumluluğa dikkati çekti.

Şukri’ye göre İngiltere Devlet Bakanı, üst düzey İnsan Hakları Konseyi toplantılarında bazı uluslararası tarafların Filistinlilerin yaşadığı acıları ele almayı görmezden geldiğine tanık olmaktan üzüntü duyduğunu dile getirdi. Gazze Şeridi’nde kötüleşen insan hakları koşullarını ele alırken yapılan çifte standart ve seçicilik kınanırken, bunun bu tarafların tarihine utanç verici bir leke olarak çalındığına dikkat çekildi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Şukri ve Birleşik Krallık Devlet Bakanı’nın Gazze’deki olayları sakinleştirme noktasında yeni bir anlaşmaya varma çabalarına ilişkin görüş alışverişinde bulunduğunu belirtti. İki yetkili, önümüzdeki dönemde Gazze’deki krizin sona ermesi, etkilerinin kontrol altına alınması ve Filistinlilerin acil ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde insani yardımların tam olarak ulaştırılması yönünde istişarelere devam etme konusunda mutabakata vardı.

Öte yandan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu el-Gayt, halihazırda devam eden acımasız savaşı durdurmanın Arap Birliği ve ülkeleri için temel bir öncelik teşkil etmeye devam ettiğini vurguladı. Genel Sekreter “Tehcir planı Filistinliler, Araplar ve dünya tarafından reddedilmektedir. İsrail saldırganlığının neden olduğu insani felaketle mücadele, Batı Şeria ve Gazze’de bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik siyasi ufuk taşıyan bir çözümden ayrı olarak düşünülemez” dedi. Genel Sekreter ‘Filistinlilerin kendi kendilerini yönetebilecek durumda olduklarını, işgalin artık devam etmesinin mümkün olmadığını ve iki devletli çözümün bölgede ve dünyada Filistinliler ile İsrailliler arasında güvenlik, barış ve istikrarı sağlayabilecek tek formül olmaya devam ettiğini’ vurguladı. Genel Sekreter’in açıklamaları, Filistin’in Arap Birliği Daimi Temsilcisi Büyükelçi Muhenned el-Akluk ile dün Kahire’de yaptığı toplantı sırasında geldi. Genel Sekreter, Akluk’tan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın (Ebu Mazen) bir mektubunu teslim aldı. Genel Sekreter Sözcüsü Cemal Rüşdi’ye göre söz konusu mektupta, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun savaşın ‘ertesi gününe’ ilişkin açıkladığı ilkelerin Filistinliler tarafından kati suretle reddedildiği ifade edildi. Bu ilkelerin, özellikle de Filistin halkının varlığının reddedilmesinin, Akdeniz’den Ürdün Nehri’ne kadar uzanan tüm topraklarda İsrail egemenliğinin dayatılmasındaki ısrarın, İsrail hükümetinin Gazze Şeridi’ni tekrar işgal etme niyetinin ve binlerce yerleşim birimi inşa etme planları aracılığıyla Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki işgalin güçlendirilmesinin tehlikelerine karşı uyarıldı.

Sözcüye göre Ebu Mazen’in mesajında Gazze Şeridi’nin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğuna, Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki idari sorumlulukları üstlenmek için gerekeni yapmaya hazır olduğuna ve kapsamlı bir barış planı çerçevesinde bölgenin güvenliği, barışı ve istikrarını tesis etmeye hazır olduğuna işaret edildi.

Öte yandan Ebu el-Gayt görüşme sırasında ‘derhal ateşkes için çalışmaya devam edilmesi, acil ve sürdürülebilir yardım sağlamak için çalışılması ve yerinden edilme planı karşısında tam güçle durulması’ gerektiğini vurguladı.

Aynı şekilde Akluk, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararıyla Filistin’in BM’ye tam üyeliğinin yapılmasına yönelik garantileri ve henüz Filistin devletini tanımayan ülkelerin Filistin devletini tanıması yönündeki çalışmaları kapsayan uluslararası bir barış konferansı aracılığıyla, 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan Filistin devletinin bağımsızlığının elde edilmesi noktasında Arap ve uluslararası düzeyde derin siyasi çalışmalar ve istişareler yapıldığına işaret etti. Mısır Ortadoğu Haber Ajansı’nın aktardığına göre Akluk, Ebu el-Gayt ile yaptığı görüşmenin akabindeki açıklamasında, Arap sivil toplumuna ve Arap baro birliklerine, ‘yargı makamları küresel sorumluluk taşıyan ülkelerde uluslararası ve ulusal adaletin karşısında İsrail işgal mekanizmalarının soykırım ve savaş suçlarıyla ilgili olarak İsrailli yetkililere derhal dava açılması’ çağrısında bulundu.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın