Yolsuzluk ve yoksulluk Afrika kıtasını vuran bir sendrom

Birleşmiş Milletler: 2020'de yaklaşık 90 milyar doları bulan fon kaçakçılığının etkisiyle kıta nüfusu içindeki ihtiyaç sahibi insan oranı yüzde 40'a ulaştı

Afrika, yüksek orandaki yolsuzluk ve yoksulluğun ağırlığı altında eziliyor / Fotoğraf: Reuters

Afrika, yolsuzluktan en çok etkilenen kıta olmaya devam ediyor.

Yoksulluk belirtileri, silahlı çatışmalar, birbirini takip eden darbeler ve salgın hastalıklar bu olgunun köklülüğünü artırmakta ve mücadeleyi zorlaştırıyor.

Çoğu Afrika ülkesi, Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün yayımladığı yıllık yolsuzluk algı raporları listesinin en alt sıralarında yer alıyor.

Yalnızca 2020 yılı, kıtadan yaklaşık 90 milyar dolarlık sermaye kaçakçılığına tanık oldu ve Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre Afrika kıtasındaki yoksulluğun boyutu, nüfusun yüzde 40'ına ulaştı.

Bunların üçte biri ise açlıkla karşı karşıya. Afrika birçok yolsuzlukla mücadele programını benimsemiş olsa da bu olgunun boyutunu azaltmayı başaramadılar.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kronik bozukluk

Yolsuzluk, Afrika kıtasında yoksulluğu azaltacak kalkınma projelerine yatırılabilecek büyük sermayenin kaybına neden oluyor.

Kıtadaki bazı siyasi sistemler iktidara tutunmak için yolsuzluk halinden faydalanırken, bu durum özgürlüklerin daralmasına ve insanların yoksullaşmasının artmasına, dolayısıyla kıtadaki kalkınma fırsatlarının kaybolmasına neden oluyor.

Bu bağlamda Fas hükümetinin Ulusal Dürüstlük, Rüşvetin Önlenmesi ve Rüşvetle Mücadele Komisyonu Başkanı Beşir el-Raşidi, çeşitli bölgesel ve uluslararası raporların sürekli olarak, yolsuzluğun etki ve yansımalarına işaret ettiğini açıklıyor.

Raşidi ayrıca Uluslararası Para Fonu'na göre yolsuzluk işlemlerinin sayısının bin 500 ila 2 bin milyar dolar arasında değiştiğini, bunun da küresel gayri safi hasılanın yüzde 3 ila 4'üne denk geldiğine dikkat çekiyor.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın Afrika'daki ekonomik kalkınmaya ilişkin 2020 yılı raporu, kıta dışına her yıl kaçırılan toplam sermaye miktarının 88 milyar dolardan fazla olduğunu ortaya koydu.

Bu, kıtanın aldığı kamu kalkınma yardımlarının ve doğrudan yabancı yatırımların miktarını aşan bir seviye.

Raşidi, Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu'nun da birkaç yıl önce yolsuzluğun kıtaya, kıtanın gayri safi hasılasının yüzde altısından fazlasına mal olduğunu tahmin ettiğini de belirtiyor.

Bu göstergeler, yolsuzluğu, kara para aklamayı ve mali suç uygulamalarını karmaşıklaştırmak ve geliştirmek için kullanılan finansal ağların, kuruluşların ve teknolojinin gelişimine tanık olunan bir ortamda sürekli olarak artıyor.

Senegal Ulusal Dolandırıcılık ve Yolsuzlukla Mücadele Bürosu başkanı Serene Basserou Guille ise çoğu Afrika ülkesinin son yıllarda yoksullukla mücadele programlarından kademeli olarak vazgeçtiğine dikkat çekiyor.

Bu vazgeçmenin nedeni, nihai hedefi oldukça uzak bir ufukta özgürleşmeyi sağlamak olan büyük yapısal reformları hayata geçirmek istemeleri.

Örneğin ülkesinin, tüm bu değişikliklerin büyük yatırımlar gerektirdiğini göz önünde bulundurarak, 2035 yılına kadar Senegal'in dayanışmacı bir toplumla bir hukuk devleti haline geleceğini varsayan sözde "yükselen plan"ı 2012 yılında benimsediğini belirtiyor.

Söz konusu değişiklikler aynı zamanda, doğrudan yatırımlar veya kamu-özel ortaklık projeleri şeklinde özel sektörden büyük sermaye de gerektirir.

Serene, açıklamalarına şöyle devam ediyor:

Afrika kıtasında trend aynı: Büyük altyapı finansmanına ihtiyaç var ve Afrika Kalkınma Bankası'nın 2018'de yayınladığı bir rapora göre kıtadaki altyapının geliştirilmesi için yıllık 130 ila 170 milyar dolar gerekecek. İklim finansmanı ve büyümeyle ilgili olarak Banka, 2023 raporunda Afrika ekonomisinin, Afrika'nın iklim taahhütlerini uygulamak ve daha fazla yatırım çekmek için 2030 yılına kadar 2,6 ve 2,8 milyar dolara ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor.


Çoklu programlar

Son yıllarda Afrika kıtası, kapsamlı ve birleşik projelerin uygulanması yoluyla yolsuzluğun boyutunu azaltmayı amaçlayan çeşitli programları benimsemiş durumda.

Afrika Birliği'ne üye ülkeler, 2006 yılında yürürlüğe giren Yolsuzluğun Önlenmesi ve Yolsuzlukla Mücadele Anlaşması'nı 2003 yılında kabul etti.

Bununla, kamu ve özel sektörde yolsuzluğun önlenmesi ve tespit edilmesi, ardından yolsuzlukla mücadele edilmesi için gerekli mekanizmaların sıkılaştırılması ve şeffaflığın artırılması için uygun koşulların yaratılması amaçlanıyor.

Ayrıca kıtadaki yolsuzluğun ortadan kaldırılması amacıyla taraf ülkelerin politika ve mevzuatlarının koordine edilmesi ve uyarlanması da amaçları arasında.

Anlaşmayı imzalayan ülkeler, ekonomik ve sosyal açıdan dengeli bir ortam sağlamak amacıyla demokratik ilkelere ve kurumlara, halk katılımına, hukukun üstünlüğüne ve iyi yönetime saygı göstermeyi, insan ve halkların haklarına saygı göstermeyi, şeffaflığı benimsemeyi, ekonomik gelişmeyi ve sosyal adaleti teşvik etmeyi taahhüt ettiler.

Afrika Birliği, 2015 yılında, vatandaşları kamu işlerine dahil ederek ve kapsamlı ekonomik ve sosyal kalkınmaya öncelik vererek kıtayı 50 yıl içinde kapsamlı kalkınmaya ulaşma yönünde birleştirmeyi amaçlayan "Afrika Gündemi 2063"ü kabul etti.

Bununla, kıtasal entegrasyona ulaşma çabasının yanı sıra demokrasiyi, cinsiyet eşitliğini, insan haklarına saygıyı ve güvenliği pekiştirmek de amaçlanıyor.

Gündemde ayrıca kıtanın sosyal ve ekonomik dönüşümü yoluyla kapsamlı büyüme, sürdürülebilir kalkınma, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve paylaşılan refah yoluyla müreffeh bir kıta yaratılması umut ediliyor.

Barışı sağlamaya, her düzeydeki çatışmaları çözmeye ve barış ve hoşgörü kültürünü aşılamaya yönelik mekanizmalar kullanarak kıtayı güvenli hale getirmeye çalışmak da amaçlar arasında.

Bu bağlamda Fas, 2011 yılında Birleşmiş Milletler Yolsuzluğa Karşı Sözleşmeye Taraf Devletler Konferansı'nın dördüncü oturumuna ev sahipliği yaptı.

Çalışmaları, çeşitli tavsiyeleri içeren "Marakeş Deklarasyonu" ile sonuçlandı.

Bu tavsiyeler arasında şunlar var: Dünyadaki tüm ülkelerin sözleşmeye katılımını teşvik etmeleri için taraf devletleri cesaretlendirmek, yolsuzlukla mücadele politikalarını suçun önlenmesi ve ceza adaleti reform stratejileri ve kamu sektörü reform planlarının daha geniş çerçevesine entegre etmeye teşvik etmek, yolsuzluğun önlenmesinde iş çevrelerinin katılımının teşvik edilmesi.

Aynı şekilde kamu ihale sisteminde yolsuzlukla mücadele tedbirlerinin uygun olduğu hallerde teşvik edilmesi ve uygulanmasına yönelik girişimlerin geliştirilmesi de dahil olmak üzere, iş dünyasının yolsuzluğun önlenmesine katılımının teşvik edilmesi de bu tavsiyeler arasında.

Özel sektördeki yolsuzluğun cazibesine karşı bağışıklığı zayıflayan uygulamaları ele almak için iş çevreleriyle birlikte çalışılması da tavsiye edildi.

Beşir el Raşidi açıklamalarına şöyle devam etti:

Yolsuzluk olgusunun karmaşıklığı, biçimlerinin ve tezahürlerinin çokluğu, kapsamlı yaklaşımlar ve çok boyutlu stratejiler yoluyla politikalarımızda radikal değişiklikler gerektiriyor. Bu değişiklikler, çeşitli kurum ve kuruluşların faaliyetleri arasında güçlü yakınlaşma ve koordinasyonu sağlayan, ayrıca özel sektör ve sivil toplum aktörleri ve temsilcilerinin katılımını sağlayan kapsamlı yaklaşımlar ve çok boyutlu stratejiler aracılığıyla yapılabilir.


Raşidi, "Afrika, yolsuzlukla mücadeleye yönelik küresel düşünme, uygulama ve çalışmalara ayak uydurma çabalarına katılmak amacıyla kıta düzeyinde dinamizmi daha kapsamlı bir şekilde geliştirmek için bugün harekete geçiyor. Afrika, eldeki riskleri belirlemek, ölçmek ve ülkelerimizi güçlendirecek araçlardan bireysel veya kolektif olarak yararlanmak amacıyla hareket ediyor. Bunun yanında Afrika yolsuzluğu ortadan kaldırmak ve hem mevcut hem de gelecek nesillerin vatandaşlarımızın meşru umutlarına ve isteklerine cevap verebilecek güçlü, entegre ve sürdürülebilir kalkınmaya giden yolu açmak istiyor" dedi.
 


Sınırlı etki

Afrika kıtası bir dizi yolsuzlukla mücadele programını benimsemiş olsa da bunların etkinliği kıtanın kendine has özellikleri nedeniyle sınırlı kaldı.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün Afrika Bölge Danışmanı Paul Panuba daha önce "taahhütlerin acilen eyleme dönüştürülmesi gerektiğini" belirtmiş ve şöyle demişti:

Afrika, Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde bir kez daha en kötü performans gösteren bölge oldu. Kovid-19 salgını, yolsuzluğun kıtada, özellikle de savunmasız topluluklarda yıkıcı etkisini ortaya çıkardı.


Panuba açıklamalarına şöyle devam etti:

Yolsuzluk belası Afrika'da ortadan kaldırılacaksa, siyasi liderlerin yolsuzlukla mücadele önlemlerine öncelik vermesi gerekiyor. Afrika Birliği Yürütme Konseyi ve Genel Kurulunun toplantıları da bağlılığı iki katına çıkarmak ve vaatleri kararlı eyleme dönüştürmek için bir fırsat olarak değerlendirilmeli.


Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Afrika Birliği Yolsuzluğun Önlenmesi ve Yolsuzlukla Mücadele Anlaşmasını imzalamamış ülkelere bu anlaşmayı acilen onaylamaları çağrısında bulundu.

Anlaşmayı onaylayan ülkelere, ilerleme raporlarını en kısa sürede tamamlayarak Afrika Birliği Yolsuzlukla Mücadele Danışma Konseyi'ne sunmaları çağrısında bulunuldu.

Vatandaşların hükümetlerinin uluslararası düzeyde kabul görmüş yolsuzlukla mücadele taahhütlerini izleyebilmeleri için Afrika Birliği'nden tüm ilerleme raporlarını kamuya açık hale getirmesi talep edildi.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU