Kafkasya'da harita değiştirme ve yeni bölgesel roller yaratma süreci

Dünya düzeninin gevşekliği ve Rusya'nın uzaklaşması, yeni bölgesel güçlerin Karabağ'a hâkim olmak için akın etmesine izin verdi

Azeri güçleri Dağlık Karabağ'da hamlelerini sürdürüyor / Fotoğraf: AFP

Ukrayna'da olduğu gibi Kafkasya'da da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "20'inci yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi" olarak nitelendirdiği Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra ortaya çıkan karışıklıklar bulunuyor.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonraki ilk aşama; Lenin, Stalin ve müttefikleri tarafından çizilen iç sınırlar dahilinde Sovyet devletinin her üyesinin bağımsızlığını elde etmesiydi.

İkinci aşamada ise değişen haritalar, jeopolitik oyunlar ve tehlikeli bir insanlık trajedisi yer aldı.

Babası Haydar Aliyev'in yerine geçen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de Putin'in izinden gitti ve Rusya Devlet Başkanı'nın Ukrayna'ya girmesinin ardından Dağlık Karabağ'a girerek İsrail gibi bir davranış sergiledi.

İsrail nasıl toprağın asıl sahibi olan Filistinlileri yerinden ettiyse yüzyıllar önce Ermeni nüfusunu da Putin yerinden etmişti.

Ancak Putin, üzerinde yaşayan Rusları korumak için toprağı özgürleştirdiğini söyleyerek çoklu hedeflerini gizlemişti. Aliyev ise açıkça toprakları mevcut nüfusundan arındırmak istiyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yönlendirme

Karabağ'dan Ermenistan'a 'transfer' süreci imparatorluklar döneminde gerçekleşmedi. Azerbaycan'daki rejim; dini, etnik ve siyasi çeşitliliği dikkate alan demokratik bir yönetim olsaydı şimdi de gerçekleşmezdi.

Bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerindeki Ermeni trajedisinin bir başka bölümüdür.

Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, müttefiki Aliyev'i destekleyerek Ankara yönetimini kazananlar arasına kaydettirdiği, en büyük kaybedenlerin ise Karabağ halkı, Ermenistan Cumhuriyeti, Rusya, İran ve Batı olduğu bir başka süreçtir.

Rusya, Sovyetler Birliği ayaktayken yahut yıkıldıktan sonra yapmış olduğu ittifaklarında sağlam bir duruş sergilediği ve yükümlülüklerini yerine getirebildiği için her zaman övünmüştür.

Ancak 2020 savaşından sonra Dağlık Karabağ'da Rus barış gücü bulunmasına ve Erivan yönetimi, Moskova yönetimi liderliğindeki Ortak Savunma Örgütü'nün bir üyesi olmasına rağmen Ermenistan hayal kırıklığına uğramıştır.

Neden mi?

Çünkü Moskova yönetimi, bölgede ABD'yi ve ABD – Ermenistan ortak askeri tatbikatlarını gördü.

Ermenistan hem ABD ile flört etti hem de NATO'ya katılmayı planladı.

Aynı zamanda "Ermenistan'ın dahil olduğu dış güvenlik sistemlerinin Ermenistan'ın güvenliğini ve çıkarlarını koruyamayacağını" açıkça beyan eden Batı yanlısı Başbakan Nikol Paşinyan'a güvendi.

Ancak Rusya'nın kendisini koruyacak askeri rolüne güvenmesi tam bir yanılsamaydı. Rusya'nın Kafkasya'daki etkisi, Moskova yönetiminin Ukrayna ile savaşa girerek kendisini zor bir uluslararası pozisyona sokmasının ardından güçlü olmasa da bir darbe aldı.


Büyüklerin dengesi

Türkiye ve İsrail tarafından desteklenen Aliyev, Azeri Nahçıvan'ını Ermenistan'dan ayıracaktır.

Bunun için İran yerine Ermenistan üzerinden Azerbaycan'a bağlayan Zengezur Koridoru projesini tamamlamayı başarması gerekmektedir.

Böylece Tahran'ı devre dışı bırakarak Türkiye'ye, Bakü ve Kafkasya'nın geri kalanına, ardından Avrasya'ya doğrudan bir koridor sağlayabilecektir.

Karabağ'daki Ermeniler için ata topraklarının ve tarihlerinin kaybı dışında, kâr ve zarar noktasında hiçbir şey sabit değildir.

Ukrayna'da olduğu gibi Kafkasya'da da haritaların değiştirilmesi bedelsiz ve ertelenmiş hesapları olmayan bir oyunun sonudur.

Buradaki değişim oyunu ise bölgesel güçlerin kendi sınırları dışında etki ve rol sahibi olma hırsı denen bir lanetin başlangıcından başka bir şey değildir.

Ayrıca bölgesel güçlerin rol ve nüfuz sahibi olmaya adanmışlığı da bu etkenler arasındadır.

Dünyanın tepesindeki güç denkleminde bir dengesizlik var. Budenklemdeki bu dengesizlik yüzünden büyükler arasındaki jeopolitik çatışma, birçok noktanın yanı sıra iki önemli şeye yol açtı.

Bunlardan ilki, bölgesel güçlerin uluslararası düzeydeki gevşeklikten faydalanarak Balkanlaşmanın ötesine geçtikten sonra, küreselleşmenin önüne geçen bölgeselleşme içinde nüfuz alanları aramasıydı.

İkincisi de her büyük gücün kendi çıkarlarına hizmet eden ve diğer güçlere karşı avantaj sağlayacak bölgesel bir bloğu destekleme yoluna gitmesiydi.
 


Bölgesel düzenlemeler

ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass'ın "küresel düzenin çöküşü ve jeopolitik çatışmaların ve emperyal hırsların en kötü tezahürlerinin yeniden canlanması" olarak adlandırdığı durum, bölgesel güçlerin, yaşadıkları bölgede emperyal bir hegemonya özlemi içine girmelerine neden oldu.

Ayrıca Profesör Michael Buckley'in 'her sistemin temel taşı' olarak tanımladığı düşman korkusu, karşılıklı korkuya dayalı bölgesel düzenlemelere yol açtı.

Oyun açık bir şekilde ortada duruyor. Bir noktada bu duruma, büyükler arasında 19'uncu yüzyıla dönüş gibi bir şey denilebilir.

Bir noktada da bölgesel güçlerin bölgede rol arayışında kendileri için icat ettikleri bir şey denilebilir.

Ortadoğu'da Arapların aleyhine üç bölgesel güç arasındaki çatışma ve anlaşmalar yoluyla gördüğümüz şey budur. Ermeniler tarih boyunca teyit ettikleri gibi bunu da unutmazlar.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Muhammet Furkan Yeşil

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU