Nijer'de arabuluculuk yarışı: İpi kim göğüsleyecek?

Cezayir'in Çin'i etki alanından uzak tutma rolünden Fransa memnun... ECOWAS'ın ise kafası karışık

Askeri yönetim destekçileri Niamey'deki Fransız hava üssünün önünde protesto gösterisi düzenledi / Fotoğraf: AFP

Nijer'deki kriz, bu ülkede karada güçleri bulunan Fransa'dan veya ECOWAS grubu üye ülkelerinden gelebilecek askeri müdahale tehdidine ve özellikle uluslararası ve bölgesel baskılara rağmen, iktidardaki askeri konseyin herhangi bir taviz vermemesi nedeniyle hala yerinde sayıyor.

ECOWAS "darbecilere" askeri müdahaleden kaçınmak için geri adım atmak üzere süre tanımıştı.

Peki ECOWAS, Nijer’in devrik başkanı Muhammed Bazoum'un Niamey'de yeniden iktidara gelmesi için askeri müdahale seçeneğini hâlâ düşünüyor mu?

Özellikle Çin hükümetinin bu krize siyasi çözüm bulmak amacıyla arabuluculuk girişimi başlatma niyetini açıklamasının ardından savaşı önlemeye yönelik çözüm üretebilecek başka girişimler var mı?

Nijer Geçiş Dönemi Başbakanı Ali Mahamane Lamine Zeine, "Savunma ve güvenlik güçlerimiz her türlü olasılığa hazır. Her an askeri operasyonun gerçekleşmesini bekliyoruz. Üç veya dört ülke Nijer'e askeri müdahale çağrısında bulunuyor ve ordu her zaman ülkeyi korumayı ve kollamayı başardı ve bunu yapmaya devam edecek" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çözüm senaryoları

Siyaset bilimi araştırmacısı Muhammed Ag İsmail, özellikle Niamey-Paris ilişkilerinin bozulmasıyla birlikte mevcut Nijer kriziyle başa çıkmak için birkaç olası senaryo olduğuna inanıyor.

İsmail, "Bunlardan en önemlisi Batı Afrika ülkelerinden (ECOWAS) gelen askeri müdahale tehdidinin, ülke içinde askeri gücü bulunan Fransa'nın desteğiyle hayata geçirilmesidir. Ancak bu durum, bölgeyi daha fazla istikrarsızlığa götürebilir ve Afrika topraklarında uluslararası güçler arasında açık bir savaşa yol açabilir. Bunun yansımaları Fransa'ya da sıçrayabilir" diye konuştu.

Beklenen diğer senaryoya gelince, Afrika işleri uzmanına göre bu senaryo, bir yandan Niamey ile ECOWAS ülkeleri arasında, diğer yandan da Niamey ile Paris arasında müzakere yapacak üçüncü bir tarafa işaret ediyor.

Bu senaryonun amacı Fransa'nın Nijer'den güvenli bir şekilde çıkmasını ve statükonun tanınması karşılığında ekonomik ilişkilerin sürdürülmesini sağlayacak mutabakata ulaşmaktır.

Siyaset bilimi araştırmacısı Muhammed Ag İsmail, ECOWAS ile Niamey arasında diyalog pencerelerinin açılacağına dair emarelerin olduğuna dikkat çekti.

İsmail, askeri konsey tarafından atanan başbakan Ali Muhammed el-Emin Zeyn son basın toplantısında Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu ile temasların bulunduğunu ve birkaç gün içinde ülkeyi askeri müdahalenin kötülüklerinden kurtaracak anlaşmalara varılacağını umduğunu söyledi.

Muhammed Ag İsmail, sözlerini şöyle sürdürdü:

ECOWAS'ın askeri müdahale tehditlerine rağmen Başkan Muhammed Bazoum'un iktidara dönmemesi durumunda, yerel ve bölgesel koşullar, özellikle Burkina Faso, Mali ve Gine gibi bazı üyelerin askeri müdahale fikrini reddetmesi, grubu farklı şekilde davranmaya itebilir. Çin'in Nijer'de çıkarları darbecilerle de yakın ilişkileri var, bu da Pekin’i askeri müdahale planını geçersiz kılmak için önemli çabalar göstermeye sevk edebilir. Şartlar mevcutsa Çin'in arabuluculuğu başarılı olabilir, ancak şu ana kadar arabuluculuk yeterince netlik kazanmadı.


Paris krizi

Muhammed Ag İsmail, Fransa'nın darbecilere yönelik katı tutumunu şöyle okuyor:

Paris, askeri konseyin başta askeri anlaşmalar olmak üzere iki ülke arasındaki anlaşmaları iptal etmesi ve hayati çıkarlarını tehlikeye atması nedeniyle, darbeyi reddeden tutumuna bağlı kalıyor. Nijer uranyumu Paris endüstrileri için büyük önem taşıyor ve ayrıca temsil ettiği jeostratejik konum göz önüne alındığında Paris’in özellikle Mali ve Burkina Faso'dan ayrıldıktan sonra Nijer'den de çıkışı büyük bir kayıp anlamına gelecek.


Paris'in veto hakkından sonraki en büyük gücünün Afrika kıtasındaki rolünde yatmakta olduğunu söyleyen İsmail, "Eğer Paris Afrika kıtasındaki rolünü kaybederse, insan hakları ve iyi yönetimin savunucusu olarak uluslararası konumunu ve itibarını da kaybedecek" dedi. 

Nijeryalı siyaset bilimi uzmanı Muhammed Ayat ise, "ECOWAS'ın krizin başlangıcında benimsediği pozisyonda bir gerileme olduğunu" söyledi.

Yeni bir meydan okumayı temsil eden Gabon darbesinden sonra bölgesel düzeyde yaşanan gelişmeler arasında bir bağlantı olduğunu ileri süren Ayat, "Afrika kıtasında büyüyen askeri darbe olgusu ile mücadelede, uluslararası pozisyonlarda açık bir tutarsızlık var" dedi.
 

 
Gabon gölgesi

Ayat, "Gabon'daki durumun, farklı siyasi bağlamına rağmen Nijer'deki siyasi krizin ele alınmasına gölge düşürdüğüne" inanıyor.

Ayat, "Başta Cezayir olmak üzere bölgesel düzeyde askeri müdahaleyi reddeden önemli ve dengeli seslerin ortaya çıkmasıyla birlikte, ECOWAS grubu üye ülkelerindeki popüler baskıları da gözden geçiriyor. ECOWAS'ın vizyonuna meydan okuyan sadece Burkina Faso ve Mali değil, bu bölgedeki iki önemli ülke olan Cezayir ve Gine de grubun vizyonuna meydan okuyor. Öte yandan Paris, stratejik çıkarlarını koruyan bir çıkış yolu arayabilir. Ordunun, iktidarı seçilmiş bir hükümete tekrar devretmek için belirli bir takvime uyması şartıyla Bazoum'un geri dönüşü talebinden vazgeçerek ekonomik ve askeri anlaşmaların geçerliliğini sağlayabilir" ifadelerini kullandı.

Nijeryalı uzman, askeri konseyin iki yıl veya daha uzun bir süre içinde iktidarın sivil bir hükümete devredilmesi konusunda "ECOWAS" ülkeleri ve Paris ile varılan anlaşmaları kabul edeceğine inanıyor. Ancak konseyin, Nijer’de Fransız askeri varlığının sona erdirilmesi ve Paris'in mevcut Niamey büyükelçisinin gönderilmesi konusunda ısrar etmesi ‘düğümün’ askeri açıdan bağlı kalmasına yol açabilir" şeklinde konuştu.

 
Pekin arabuluculuğu

Çin girişimiyle ilgili olarak Ayat, "Konsey'i Pekin'e bağlayabilecek yakın ilişkilere rağmen, Pekin'in Paris için tercih edilen arabulucu olmayacağını" belirten Ayat, "Çin-Fransız rekabeti özellikle de Cumhurbaşkanı Emmanuel yönetiminin Batı Afrika ülkelerini kendi etki alanı olarak görmesi nedeniyle krizin bir parçası olarak kabul ediliyor. Çin'i bu bölgedeki krizlerde arabulucu olarak kabul etmek, sembolik olarak Fransa'nın bölgedeki rolüne alternatif olarak Pekin'i geçirmek anlamına gelebilir. Paris'e Pekin'den daha yakın görünen Cezayir arabuluculuğu gibi diğer arabuluculukların da bu rolü oynaması muhtemel" dedi.

Ayat, sözlerini şöyle tamamladı:

Fransa'nın Çin'in arabuluculuğunu kabul etmesi aynı zamanda şu ya da bu şekilde Rusya'nın varlığının güçlenmesini de simgeleyecektir. Bu genel olarak Avrupa ve Batı politikalarıyla tamamen tutarsızdır. Dolayısıyla Paris, Pekin'in Niamey Büyükelçisi tarafından açıklanan bu girişimin başarısını engellemek için ECOWAS ülkelerine baskı uygulayabilir. Paris'in ECOWAS ile Niamey arasındaki müzakereleri doğrudan veya başka bir taraf aracılığıyla desteklemesi ve barışçıl bir çözüme ulaşılamaması durumunda Fransa ile iktidardaki askeri konsey silahlı çatışmaya girebilir.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU