İsrail arşiv belgeleri: İsrail Dimona’yı denetlemek isteyen ABD’yi oyalamış

Kennedy, Dimona'nın askeri bir reaktöre dönüşmediğinden emin olmak için tesisi izlemek istedi ancak bu isteği reddedildi

Dimona Nükleer Reaktörü / Fotoğraf: Reuters

Washington’ın, İsrail’in güneyinde yer alan Dimona Nükleer Reaktörü’nün askeri reaktöre dönüştürülmesini önlemek amacıyla denetleme çabalarına ışık tutan yeni bir belge daha ortaya çıktı.

İsrail Devlet Arşivleri’nde yer alan ve kamuoyu ile paylaşılan yeni belgelere göre Washington, ABD vatandaşı Yahudi fizikçi Prof. Dr. Isidor Isaac Rabi'nin Dimona’ya inceleme ve izleme ziyaretine gönderilmesini önerdi. Ancak İsrail, Başkan John F. Kennedy suikastına kadar bu talebi bekletti. Böylece ABD'nin ısrarı azaldı ve reaktör üzerindeki çalışmalar planlandığı gibi devam etti.

Prof. Dr. Rabi o zamanlar ünlü bir bilim insanıydı ve aralarında lazerlerin ve radar ağının keşfinin de bulunduğu bilimsel buluşlarıyla 1944 yılında Nobel Ödülü'nü kazandı. Başkan Kennedy, ABD'ye göç eden ailelerden gelen Polonyalı/Macar bir Yahudi olduğu ve Yahudi topluluklarıyla iyi ilişkiler sürdürdüğü için İsrail'in reaktör inceleme sürecinde Rabi’yi kabul edeceğini düşünmüştü.

Ancak İsrail, nükleer silahların geliştirilmesine karşı küresel mücadelenin liderlerinden biri olması ve İkinci Dünya Savaşı sırasında nükleer bombanın geliştirilmesine ortak olmayı kabul etmemesi nedeniyle Rabi’yi özellikle reddetti.

Yeni açıklanan 21 Mayıs 1963 tarihli belge, ABD Dışişleri Bakanlığı Başsavcısı Abram Chase tarafından imzalanmış ve İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan Teddy Kollek'e hitaben yazılmıştı. Belgede Profesör Rabi'nin reaktörü ziyaret etmesi için gönderilmesi öneriliyor ve Kollek'in 3 hafta sonraki cevabından İsrail'in Rabi'nin değil başkalarının ziyaretini kabul etmeye hazır olduğu açıkça anlaşılıyordu.

Kollek, ret gerekçesini yazamayacağını belirterek konuyu kapalı oturumda, yani kendi aralarında doğrudan görüşmede konuşmak istediğini ifade etti. Mesajı anlayan ABD’liler öfkelerini gizlemediler ve baskılarına son vermediler. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kasım 1963'te Kennedy suikasta kurban gitti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Söz konusu belge, İsrail arşivinin dört yıl önce ortaya çıkardığı diğer belgelere bilgi eklemek için geldi. Belgede, İsrail nükleer programının başlatılmasının arka planında eski ABD Başkanı John F. Kennedy ile yönetimi arasındaki ve 1960’lı yılların başlarında İsrail hükümetinin birbirini izleyen başkanları David Ben Gurion ve Levi Eşkol arasındaki keskin siyasi çatışmanın boyutu ve gücü ilk kez mercek altına alındı.

O dönemde iki araştırmacı (nükleer silahların yayılmasını önleme çalışmaları alanında öğretim görevlisi olan İsrailli Profesör Avner Cohen ve George Washington Üniversitesi Ulusal Güvenlik Arşivleri Nükleer Dokümantasyon Projesi Direktörü William Barr), iki ülkenin liderleri arasında paylaşılan mesajları ve ABD’li müfettişlerin 1964 yılında Dimona nükleer reaktörüne yaptığı ziyaretleri belgeleyen protokolleri içeren 50'ye yakın gizli belge yayınladı. Belgeler, ABD yönetimindeki yetkililerin İsrail başbakanıyla yapılan görüşmelere ilişkin hazırladığı notlar ve ABD istihbaratının reaktörde gerçekte neler olup bittiği, nükleer silah yapımına uygunluğu, özellikle de plütonyum izolasyon tesisi içerip içermediği konusunda yaptığı tahminleri içeriyordu.

Şarku’l Avsat’ın aktardığı belgelerden biri, söz konusu gizli yazışmalara aşina olan İsrail Nükleer Merkezi'nin bilimsel direktörü ve sağcı hükümetlerden birinin bakanı Prof. Dr. Yuval Neeman'ın, Cohen ve Barr'a “25 yıl önce, İsraillilerin o dönemde durumu bir kriz olarak gördüğü” bilgisini verdiğini gösteriyor. Söz konusu belgede Neeman, “Kennedy'nin Dimona'ya bir paraşütçü kuvvetinin çıkarılması emrini vermesinden gerçekten korkan Tümgeneral Dan Tolkovsky'nin de aralarında bulunduğu İsrailli yetkililer vardı” diyor.

İsrail'in nükleer reaktörü 1958 yılında Fransızların yardımıyla inşa ettiği biliniyor. Kennedy araştırmacılar tarafından ‘Ortadoğu'da nükleer silahların yayılmasını engellemeye en kararlı ABD Başkanı’ olarak görülüyordu. Zira Kennedy, İsrail'in nükleer silah üretmesini engellemek için elinden geleni yaptı.

Ancak Ben Gurion ve daha sonra Eşkol, Dimona nükleer projesinin tamamlanması konusunda da aynı derecede ısrar etti. Onlar, İsrail'in nükleer kapasitesinin “İsrail'in karşı karşıya olduğu varoluşsal tehditlere karşı bir sigorta poliçesi” olduğunu düşünüyorlardı. 1963'te Kennedy, Ben Gurion ve Eşkol arasında yazılan mektuplar her iki tarafın ısrarını yansıtıyordu ve İsrail'in ısrarının boyutunu ve Tel Aviv'in nihayet amacına ulaşana kadar izlediği diplomatik oyunları ortaya koyuyordu.

Belgeler, ABD'nin Başkan Dwight D. Eisenhower'ın yönetimi sırasında Dimona reaktörünü ortaya çıkardığını gösteriyor. 1960 yılı sonlarında ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı, Dimona reaktörünü kurmanın “silah yapımı için plütonyum üretmenin en az ana hedeflerden biri olduğu” yönünde tahminler yayınladı. Eğer Arap dünyası İsrail'in nükleer kapasiteye sahip olduğuna inanırsa, bu durum şaşkınlıkla karşılanacak ve bu projeye verdikleri destek nedeniyle suç doğrudan ABD ve Fransa'ya çevrilecektir. Kennedy'nin seçilmesi üzerine Ocak 1961'de Eisenhower ona İsrail ve Hindistan'ın nükleer silah geliştirmeyi amaçladığını söyledi. Eisenhower'ın Dışişleri Bakanı Christian Hurter, “iki yıl içinde nükleer bombaya yetecek düzeyde 90 kilogram plütonyum üretebilecek” Dimona reaktörünün yakın zamanda keşfedildiğini söyledi. Bunun üzerine Kennedy, müfettişlerin reaktöre gönderilmesini istedi.

Kennedy, görev süresinin başlangıcından bu yana, iki ülke arasındaki atmosferin iyileştirilmesi ve aralarında bir zirve toplantısı yapılmasının koşulu olarak Ben Gurion'dan ABD müfettişlerini Dimona'ya getirmesini talep etti. Ancak Ben Gurion bunu kabul etmedi.

Ben Gurion'un Nisan 1961'de bir sonraki hükümetini kurmasının ardından İsrail, ABD yönetimine müfettişlerin Dimona reaktörüne ziyaretini kabul ettiğini bildirdi. Dimona'ya gelen iki müfettiş baş mühendisle görüştü ve bu ziyaret 40 dakika sürdü.

O dönemde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Talbott'a hitaben yazılan bir notta, reaktöre misafir olarak mı, ev sahibi bilim insanı olarak mı yoksa müfettiş olarak mı geldiklerinden emin olmadıklarını ifade ettiler.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın.

DAHA FAZLA HABER OKU