Enflasyonist ortam, tüketici stokçuluğunu artırdı… Prof. Ökten: Unutulan depolama alışkanlığı geri geldi

TBF'nin araştırmasına göre 14 aydır ilk defa mayısta marketlerde fiyatlar geriledi. Ancak TBF Başkanı Deniz'e göre fiyatlar tekrar yükselişe geçecek. Ekonomist Ökten ise "yarın artar" duygusunun erken alımı hızlandırdığını söyledi

Mayıs ayında marketlerde fiyat artışının gerilediği iddia edildi / Fotoğraf: AA

Hayat pahalılığı vatandaşın belini bükmeye devam ediyor. Birçok insan sürekli artan fiyatlardan dolayı her geçen gün daha fazla zorlanıyor.

Mayıs 2023 dönemi Market Endeksi araştırmasına dair verilerini açıklayan Tüketici Birliği Federasyonu Market Endeksi Çalışma Grubu Başkanı Bingül Ceviz, "Geçen yılın mart ayından bu yana market fiyatları ilk kez geriledi" dedi.

Ceviz'in açıklamasına göre geçen ay, 350 ürüne ilişkin fiyat ortalamalarındaki değişim yüzde - 0,56 olarak gerçekleşti.

Açıklamadaki ifadelere göre aylık bazda market ürünlerindeki fiyat gerilemesi en son bundan 14 ay önce Mart 2022 döneminde gerçekleşti.

O dönemde Market Endeksi'nin aylık bazda yüzde 0,32 azaldığı hatırlatılarak, "Bu durum, gıda ürünlerinde KDV indiriminin yapıldığı Mart 2022 döneminden 14 ay sonra ilk kez Market Endeksi'nde gerilemeye işaret etmektedir" denildi.

 

bülentdeniz.jpg
Bülent Deniz / Fotoğraf: Bakırköy gazetesi

 

"Fiyatlardaki gerilemenin nedeni siyasi baskı"

Tüketici Birliği Federasyonu (TBF) Başkanı Bülent Deniz, market ürünlerindeki düşüşün nedenini değerlendirdi.

Deniz'e göre fiyatların düşme nedeni, seçim öncesi zincir marketlere yapılan dolaylı siyasi baskı.

Zincir marketlerde satılan ürünlerle piyasadaki farklı ürünlerin fiyatları arasında çok ciddi farklar oluştuğunu öne süren Deniz, "Tüketicinin market dışında aldığı ürünler zamlanırken büyük marketlerde paketlenmiş gıda ve temizlik malzemeleri fiyatlarında oynama yok. Bu seçim öncesi dolaylı siyasi baskının olduğunu gösteriyor. Ancak bu baskı muhtemelen seçim sonrası kalkacaktır. Önümüzdeki birkaç haftadan sonra fiyatlar yükselişe geçecektir" dedi.

"'Yarın daha pahalı olur' endişesiyle alım, talep patlamasına yol açıyor"

Deniz, yüksek enflasyon dönemlerinde vatandaşların 'yarın daha fazla para ödemek zorunda kalırım' düşüncesiyle alışverişi artırdığını, bunun da talep patlamasına yol açtığını belirterek, "Ancak bunun da bir limiti var. Çünkü vatandaşın sürekli alım yapabilecek bir maddi kaynağının olması gerekir. Kredi kartlarındaki sıkıntı zaten baş göstermeye başladı. Nakit para da tüketici için geçerli değil. Muhtemelen bir süre sonra tüketici talebinde çok ciddi bir azalma söz konusu olacak. Bu azalma enflasyon için de durgunluk anlamına gelecektir. Arz fazlası da oluşacaktır" diye konuştu.

 

zeynepökten.jpg
Prof. Dr. Zeynep Ökten / Fotoğraf: Twitter

 

"Enflasyonist ortamda evlerimiz birer market haline dönüşüyor"

Ekonomist Prof. Dr. Zeynep Ökten de Deniz'in dile getirdiği gibi enflasyonist ortamda insanların 'yarın daha pahalı olur" kaygısıyla ihtiyacından fazla alıma yöneldiğini söyledi.

"Aynı duygu bende de var" diyen Ökten, "Mesela eskiden gidince bir peynir alıyorsam bakıyorum kaşar uygun ise 'yarın artabilir' düşüncesiyle bir kaşar daha alıyorum. Enflasyonist ortamlara geldiğimiz zaman evlerimiz birer market haline dönüşüyor. Evlerde depolamaya yöneliyoruz. Fiyatı artar korkusuyla pek çok üründe talebi öne çekiyoruz" ifadelerini kullandı. 

"Enflasyonun azalmasıyla unutulan depolama alışkanlığına geri dönüldü"

Bu durumun bir kısır döngüye dönüştüğünü kaydeden Ökten, "Türkiye'de eskiden çok ciddi bir çeyiz hazırlama faslı vardı. Çünkü Türkiye hep enflasyonla yaşamaya alışkındı. Buzdolapları, çamaşır makinaları bile önceden alınırdı. 'Çocuk evlenene bunların fiyatı artar' denilerek ev eşyaları alınarak evin bir köşesinde bekletilirdi. Sonra enflasyonun nispeten azaldığı dönemlerde Türkiye'de bundan vazgeçildi" değerlendirmesinde bulundu.

Geçmişte kalan alışkanlığına geri dönüldüğünü anımsatan Ökten, "En azından etimizi, bulgurumuzu, bilmem nemizi öne alıyoruz" denildiğini vurguladı. 

Prof. Dr. Zeynep Ökten, bu konuda da yolun sonuna yaklaşılmaya başlandığını dile getirerek şunları kaydetti:

Taleple büyümek hiçbir zaman bizim gibi enflasyonist bir ülkede istenilen bir şey değildir. Onun için bu sınıra çok yaklaştık. Artık mal, hizmet alımını bile yavaşlatmış vaziyetteyim. Çünkü gelirim artık kimi ürünleri hizmetleri karşılar durumda değil. Ücretlinin gelirindeki enflasyon karşısındaki aşırı düşüş o mal talebini de azaltma yönünde hareket ediyor. Kullanabileceğimiz herhangi bir kredi kalmadı çünkü."

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU