İsrail'deki hükumet karşıtı protesto eylemleri dördüncü ayına girdi. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun diktatörce ihtirasları ülkeyi bölünmenin eşiğine getiriyor.
Devlete en sadık kesim sayılan ordu, emniyet ve istihbarat yetkilileri bile uçurumun eşiğine gelindiğine dair uyarılarda bulunuyor.
Esasında ırkçı-Siyonist geleneğin mirasçısı olan başbakanın daha ırkçı-şeriatçı partilerle koalisyon hükumeti kurması, damlayı taşıran son damla oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Koalisyon ortaklarından radikal Siyonist Milli Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir'in denetiminde kurulan "Milli Muhafızlar", 1948 yılından bu yana İsrail hükmü altında yaşamakta olan Filistinli ve Yahudi sivilleri hedef alan silahlı faaliyetlere başladılar.
İki halkın insanları, bu yeni vurucu timleri "Milli Muhafızlar" olarak değil, "ölüm timleri" veya "cehennem zebanileri" diye adlandırıyorlar.
Çünkü bu tetikçi milisler, bilhassa Filistinliler ile Yahudilerin karışık yaşadıkları Hayfa, Yafa, Akka, Nasıra, Ramle, Lud gibi şehirlerdeki siyasi hareketlenmeleri ve muhtemel kitle başkaldırılarını ezmek için kullanılacak.
Bu işi kotaran diktatör Netanyahu ile iki aşırı dinci Siyonist ortağı Ben-Gvir ile Bezalel Smotriç, Hitler'e benzetiliyor; yeni kurulan fanatik milisler için de "Nazilerin SS birlikleri" deniliyor.
Soru şudur:
Hitler ve Naziler tarafından soykırıma uğratılan Yahudilerin, onca nefret ettikleri bu iki ismi birbirlerine karşı kullanmaları yeni bir anlayış mı?
El Cevap:
Kesinlikle hayır!
Çünkü devletin kurucu babaları da İsrail henüz resmen kurulmadan önce birbirlerini yıllar boyunca "Hitler" ve "Nazi" olmakla suçlamışlardı.
Somut örneklerimizi okuyucuyla paylaşmanın yeri ve zamanıdır.
İsrail devletinin kurucu önderi David Ben Gorion (1886-1973) Polonya doğumlu.
1906'da dini ve Siyonist güdülerle Filistin'e (bugünkü İsrail'e) göç ederek burada Yahudi sosyalist hareketini kurdu.
1920'de Dünya Siyonist Örgütü yürütme kurulunda yer aldı. 1921-1933 arasında Siyonist İşçi Sendikası Federasyonu (HİSTADRUT) ve sosyalist eğilimli Mapai Partisi'nin genel sekreterliğini yaptı.
1948-1953 yılları arasında HİSTADRUT ve Mapai desteğiyle yeni kurulan İsrail devletinin/hükumetinin ilk yöneticisi oldu ve savunma bakanlığını üstlendi.
Vladimir Ze'ev (Zeiv) Jabonstky (1880-1940) ise Odessa/Rusya doğumlu olup Siyonist ideolog ve önder diye bilinir.
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz ordusu saflarında çarpışan gönüllü Yahudiler birliğinin (Yahudi Lejyonu veya Levi birliklerinin) kurulmasına katkıda bulundu.
Jabonstky, 1921'de Siyonist hareketin yöneticileri arasına girdi. Filistin'de manda (sömürge) yönetimi kurmuş olan İngiltere'nin, Yahudilere vaat edilen devletin sınırlarını tüm Filistin topraklarını kapsayacak biçimde değil de Batı Şeria ve Gazze dışında kalan bölgelerle sınırlaması üzerine Siyonist harekette üstlendiği görevden ayrıldı.
Zira o, kurulan Siyonist hareketin İngiltere ile işbirliğini ilerletip İngiliz yetkililerin suyunda gitmesine karşıydı.
Ona göre Siyonist hareket, bütün Filistinlileri yurtlarından sürgün edip toprakların tamamında bir İsrail devleti kurulabilmesi için icabında kendisini engelleyen İngilizlere karşı da sert tavır almalıydı.
Jabonstky, 1925 yılında Revizyonist Siyonistler Dünya Birliği ile bir gençlik hareketi olan Betar örgütünü oluşturdu.
Radikal olmasıyla tanınan her iki hareketin de ana amacı, Filistin topraklarının hepsini işgal edip üzerinde bir Yahudi devleti kurmaktı.
Bunu yaparken de sömürgeci İngilizleri yöreden kovup çıkarmaya yönelik eylemler gerçekleştirilecekti.
Bu amaçla 1937'de ırkçı-faşist nitelikli İrgun örgütü kurularak faaliyete geçirildi.
Siyonist siyasi hareket ile İsrail devletinin kuruluşunda önemli roller üstlenmiş olan yukarıda isimleri geçen iki lider, "Filistin'de bir Yahudi devleti" kurulması konusunda mutabıktılar. Fakat bunun yol ve yöntemleri noktasında farklı düşünüyorlardı.
David Ben Gorion daha gerçekçi, ortama uygun ve İngilizlerin desteğinden azami ölçüde yararlanmayı düşünen bir siyasetçiyken, Jabonstky radikal olduğu kadar fanatik militan bir eylemci ve Filistinlileri imha etmeyi planlayan ırkçı bir Siyonist idi.
Her ikisi, devletin kurulabilmesi için güç birliği yapabilmek adına, Eylül-Ekim 1937 yılında 16 kez bir araya gelip tartıştılar.
Görüşmeler, 26 Ekim'de "Londra Mutabakatı" olarak bilinen anlaşmaya sonuçlandı.
Ancak Ben Gorion'un da bağlantılı olduğu HİSTADRUT mutabakat metnini kabul etmeyince, Ben Gorion ile Jabonstky'nin başını çektiği iki ana akım yıllar boyunca birbirleriyle didişip durdular. Karşılıklı suçlamaların ardı arkası kesilmedi.
1940'da New York'ta ölen Jabonstky'nin yerini, 1970'lerde başbakanlık makamına oturan Menahim Begin (1913-1992) aldı.
Bu dönemde iki rakip taraf arasındaki fraksiyon çatışmaları silahlı vuruşmalara dönüştü.
Son çatışmalardan biri de Al Taliya Gemisi olayı münasebetiyle Haziran 1948'de gerçekleşti.
Ben Gorion, o dönemde yanında yer alan ve Hagana isimli örgütün özel birim komutanı olan İzak Rabin (sonradan bakanlık ve başbakanlık yaptı) ve Yegail Alon'a (izleyen yıllarda çok kez bakanlık makamında görev almıştı) Begin'in adamlarıyla çatışma emri verdi.
Çünkü Begin, karşı taraftaki örgüte haber vermeden Al Taliya gemisi aracılığıyla Fransa'dan gizlice silah getirtiyordu.
Yasadışı ve dehşet saçan İrgun örgütünün kurucusularından olan Begin'in adamları kaçak yollarla denizde seyrederken bunu haber alan Ben Gorion, Rabin ve Alon ikilisine, "mortar (havan) ve roketlerle gemiye saldırın" talimatını gönderdi.
İrgun militanları yapılan uyarılara ve "teslim olun" çağrısına aldırmadılar; gemide mevzilenerek çatışmaya başladılar. Sonuçta her iki fraksiyondan 20 kadar insan katledildi.
Bu bilgiyi militan ve ırkçı Siyonist lider Jabonstky'nin biyografisini kaleme alan Şmuel Katz'ın kitabında da görüyoruz. Katz, 1970'lerde başbakanlık yapan Begin'in müsteşarlığını yapmıştı.
Ona göre: Ben Gorion'un Hagana örgütü militanları sadece gemiyi ele geçirmekle yetinmeyecek, bizzat Begin'i de öldürüp bertaraf edeceklerdi.
İhtilaf ve çekişme o kadar büyüktü ki; Ben Gorion, açık ortamlarda ve çeşitli münasebetlerle baş rakibi Jabonstky'nin Rusça ön adı olan Vladimir'den hareketle onu "Vladimir Hitler" sıfatıyla anıyordu.
Jabonstky'nin tılmizi ve mirasçısı sayılan Begin için ise "Hitler kılıklı adam" ibaresini kullanıyordu.
Mesela İsrail'in "bağımsızlık" yıldönümü münasebetiyle İsrailli şair Hayim Gori'ye (Chaim Gouri) ilettiği 15 Mayıs 1968 tarihli mesajında kendisine paye biçmiş, buna karşılık Jabonstky'nin siyasi geleneğini ve mirasını devam ettiren aşırı sağcı Likud partisi kurucu başkanı Begin'e veryansın etmişti.
Başbakanlık yetkisini kullanan Ben Gorion, Jabonstky ve benzeri gözü dönmüş Siyonistlerin Filistin (İsrail) topraklarında fiziksel olarak kalmasına bile izin vermeyeceğini de beyan etmişti.
Ben Gorion'un partisi sayılan Siyonist sol eğilimli Mapai partisi yetkilileri (mesela Levi Eşkol) ise hasım hareketin sembollerini "gamalı haç"a benzeterek onların "Nazi kılıklı, Nazi niyetli" olduklarına işaret etmişlerdi.
Bu suçlamalar ara sıra kanlı çatışmalara yol açabiliyordu. Aralarındaki bu rekabet, "iç savaş çıkabilir" türünden endişeler doğurabiliyordu.
Zira çatışan her iki fraksiyon da birbirlerinin militanlarını veya taraftarlarını tutukluyor, kaçırıyor, üzerlerine ateş açabiliyordu.
Radikal ırkçı Siyonist bir örgüt olan İrgun tetikçileri, bu tür eylemleri "av mevsimi" diye tanımlayarak adeta av partisi düzenler gibi silahlarıyla karşı tarafın yaşam alanlarına müdahale edip icabında operasyon veya baskın yaparak rakiplerini dövüp kaçırıyor, yaralayıp öldürebiliyorlardı.
Vurma kırma noktasında gemi azıya alan köktenci Siyonistler, Kasım 1944'te İngiliz temsilci Lord (Walter Edward Guinness) Moyne'e suikast düzenlediler.
Suikastçılar, Eliyahu Bet-Zuri ve Eliyahu Hakim olup her ikisi de İngilizlerce terörist sayılan "Lehi" isimli illegal Yahudi örgütünün militanıydılar.
Lorn Moyne'nun öldürülme gerekçesi ise o tarihteki Arap dünyasının hassasiyetleri nedeniyle Ortadoğu bölgesinde özel Yahudi birlikleri kurulmasına karşı çıkmasıydı.
Temmuz-Ağustos 1940'ta Londra merkezli Yahudi Ajansı isimli siyasi-toplumsal kuruluş, köktenci Siyonist önder Jabonstky'nin (New York'taki) ölümü vesilesiyle bir "taziye merasimi" düzenledi.
Bu münasebetle görüşünü belirten Ben Gorion, "Jabonstky ve Siyonist hareketin trajedisi"nden bahisle şöyle dedi:
Sonucun böyle olacağını biliyordum. Zira gayesini gerçekleştirmek için uygun araç ve yöntemlere başvurmamıştı. Korkarım ki böyle giderse mevcut olan da elden gidecek ve yüce Siyonizm'in gidişatını dumura uğratacaktı.
Aslında Ben Gorion, Filistin toprakları üzerinde kimi zaman da Tevrat'ta vaat edildiği ileri sürülen kutsal Yahudi yurdunda Siyonist bir devlet kurmaya yönelik ana hedef konusunda Jabonstky ile aynı fikirdeydi.
Fakat bu hedefe ulaşmak için izlenecek yol ve yöntemlerde ayrılık vardı.
Siyonizm'in tarihi amaçlarını gerçekleştirme sürecinde siyasi ortamın ve uygun tarihi zamanın ne olduğunda yoğunlaşmıştı tartışma.
Filistin'de Yahudi yerleşimi hususu ve bu merhalenin nasıl yönetileceği noktasında iki zıt çizgi vardı.
Örneğin sonradan İsrail'in ilk cumhurbaşkanı sıfatıyla anılacak olan Hayim Waizman (Chaim Weizmann), 1916'da şöyle bir tespit yapmıştı:
Kutsal ateşle yanıp tutuşan Jabonstky, bir an önce ve mümkünse derhal diasporadaki Yahudileri zorla veya ikna ederek getirip Filistin'e yerleştirmek için acele kararlar alıp uygulamaya koyarken önünde birçok engel vardı. Bu yüzden Jabonstky'nin çizgisinin mi yoksa Dünya Siyonist Örgütü yönteminin mi doğru olduğuna tarih karar verecektir.
İstenen plan ve programın uygulanması için vakit çok kısaydı. Dolayısıyla doğru yahut yanlış, meydana gelen irade dışı olaylar Yahudi halkının arzusunun yerine getirilmesinin önüne olmadık zorluklar çıkarmıştı ve süreç oldukça yavaş ilerliyordu.
Doğru bulduğumuz bu gözlemin eksik yanı ise şuydu:
Sırtını dönemin en büyük sömürge imparatorluğu olan İngiltere'ye dayamış olan Siyonist öncüler, yerleşilecek Filistin topraklarında bir devlet kurma projesinin sadece kendileri tarafından hayata geçirilebileceğini tasavvur ediyorlardı.
Siyonist önderler Birinci Dünya Savaşı'nda galip gelen İngiltere, Fransa ve İtalya'nın da Ortadoğu'ya yönelik emperyalist projeleri olduğunu göz ardı ediyorlardı.
Bu yanıyla bakıldığında Arap dünyası ile büyük Ortadoğu bölgesindeki uluslararası dengelerin niteliği iyi kavranabilmiş değildi. Bu yüzden de başta Jabonstky ve Ben Gorion'a bağlı yasal veya illegal örgütler olmak üzere farklı Siyonist fraksiyonlar arasında derin bir ihtilaf vardı.
Şartları gerçekçi bir gözle görebilen Ben Gorion sivil yerleşim yerleri ile kamplar kurmanın sadece ve sadece batılılarla sıkı bir işbirliğiyle ve emperyalist projelerinin gerçekleşmesine hizmet etmekle mümkün olacağını öngörebildi.
Onun bu projesi zamanla, 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasıyla taçlandı. Jabonstky'nin projesi ise fiyaskoyla sonuçlanmış oldu.
Günümüze gelince…
Filistin halkını yok sayan ve topraklarının tümünü yeniden ele geçirmeye çalışan Başbakan Netanyahu, Jabontsky ile onun siyasi mirasçısı Menahim Begin'in yarım kalan projesini şimdi hayata geçirmek istiyor.
İlerici, sol, demokrat, liberal veya daha az fanatik siyasi partilerin gerileyip aşırı sağcı, ırkçı ve Yahudi şeriatçısı kesimlerin yükselişe geçtiği bu dönemde "zaman bu zamandır" diyerek Jabonstky-Begin projesini tamamlamak üzere işbaşı yapıyor.
Son dönemlerde sıkça tekrarlanan ve ABD eski Başkanı D. Trump'tan onaylı "Yahudi İsrail devleti" kavramı; 1948'de işgal edilen topraklardan göçmeyip İsrail hükmü altındaki Hayfa, Yafa, Nasıra, Ramle, Lût, Akka gibi şehirlerde Yahudi vatandaşlarla birlikte yaşamak zorunda kalan Filistinlilerin tümüyle o bölgelerden çıkarılmasını veya kendilerine ikinci derecede vatandaş muamelesi yapılmasını öngörmektedir...
Keza "ata yurduna dönüş" sloganı da Filistin diye bir yurt olmadığını, aslında antik dönemden beri buranın Yahudi halkının mülkü sayıldığını varsayıyor.
Tarihe, demografik yapıya ve hayatın gerçekliğine aykırı olan bu "ölümcül proje" Filistinlilerin imhasını-tehcirini, özel mülkleri dâhil üzerinde yaşadıkları toprakların tümüyle Yahudi yerleşimcilerin eline geçmesini hedefliyor.
Kadim şehir Kudüs, bunun tipik örneğidir. 1967'de işgal edilen Kudüs'ün doğu kesiminde (tarihi kadim kent) çoğunluğu teşkil eden Filistinlilerin bütün mahalleleri, Batı Kudüs'te yaşayan Yahudilerin planları doğrultusunda istilaya uğramış vaziyettedir.
50 yıldır uygulanan imar faaliyetleri ve inşa edilen uydu kentler sonucunda dört bir yandan kuşatılıp küçülen Doğu Kudüs, imar deryasında bir adacık kadar yer tutmaya başladı.
Batı Şeria'daki köy ve beldeler, yeni köy-kent projeleriyle kuşatılmış durumda.
Bununla da yetinmeyen fanatik yerleşimcilerce Müslümanlarca kutsal sayılan Mescid-i Aksa, "bizim ata mirasımız" diye işgal ediliyor.
Mevcut hükumette (Maliye ve savunmadan sorumlu devlet bakanlığı gibi) önemli bir mevkideki Dinci Siyonist Partisi lideri ırkçı ve Siyonist şeriatçı Bezalel Smotriç, Filistin'in Huvara beldesine kendi militanlarını saldırtıp belde ve çevresini ateşe verdikten sonra, "Filistinliler defedilmeli, Huvara viraneye çevrilmeli!" diye açıkça demeç verdi.
Bu gidişatı tehlikeli gören İsrail devletinin farklı kurumlarında görevli asker, emniyet ve istihbarat mensupları, başta Netanyahu olmak üzere Ben-Gvir ile Smotriç güruhunu "Hitler'in Nazi birlikleri" olarak tanımlıyorlar.
İçeride ve dışarıda olabilecek tehlikeleri iyi gören isyan halindeki İsrail toplumunun bir kısmı, uyarı üzerine uyarı yapıp protesto için sokağa çıkmayı sürdürüyor.
Arap ve Türkiye dâhil bazı İslam ülke yetkilileri ise, "kınama ve eleştiri" türünden tepkilerle yetiniyorlar.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen El Safadi, geçen hafta önemli bir belirlemede bulundu:
Filistinlilere rahat yüzü göstermeyen İsrail içeride ve dışarıda rahata kavuşamayacaktır.
Doğru söze ne denir ki?
Kaynaklar:
1. https://www.al-akhbar.com/Opinion/361007/, 7 Nisan 2023.
2. Rick Richman. 2018. "Racing Against History: The 1940 Campaign for a Jewish Army to Fight Hitler". Encounter Books.
3. A. L. Tibawi. "The Destruction of an Islamic Heritage in Jerusalem". Arab Studies Quarterly, Spring 1980, Vol. 2, No. 2 (Spring 1980), pp. 180-189.
4. Edward Said. "Zionism from the Standpoint of Its Victims". Social Text, Winter, 1979, No. 1 (Winter, 1979), pp. 7-58 Published by: Duke University Press.
5. Israel Shahak, «Arab Villages Destroyed by Israel: A Report, 12/2/1973,» in Documents from Israel, 1967- 1973: Readings for a Critique of Zionism, ed. Uri Davis and Norton Mezvinsky (London: Ithaca Press, 1975), p. 44.
6. Gershon Shafir, "Zionism and Colonialism: A Comparative Approach," in The Israel/Palestine Question, ed. Ilan Pappe ́ (London, 1999), pp. 81.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish