Uzmanlar 'uyuz' vakalarına karşı uyardı: Tedbir alınmazsa durum vahim olacak!

Diyarbakır'da önceki yıllarda görülen uyuz vakalarında, depremle birlikte artış yaşanmasından endişe ediliyor. Uyuz vakalarının deprem öncesi görüldüğünü belirten Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü'nden Dr. Murat Can "durumun kontrol altında" olduğunu söyledi

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen ve Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde yıkıma sebebiyet veren 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki iki depremde bilanço her geçen ağırlaşıyor. 

Resmi verilere göre Diyarbakır'da enkazlarda yaklaşık 400 kişinin cesedi çıkartıldı.
 

Diyarbakır Ofis semtinde yıkılan 8 katlı Sözel Apartmanı enkaz çalışmaları.jpg
Diyarbakır Ofis semtinde yıkılan 8 katlı Sözel Apartmanı'ndaki enkaz çalışmaları / Fotoğraf: Gülbahar Altaş-Independent Türkçe

 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın son verilerine göre, Diyarbakır'da 520 binada yer alan 6 bin 69 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olarak tespit edildiği tespit edildi.

Bakanlık depremden etkilenen bölgelerde hasar tespit çalışmalarına dair şu bilgilere yer verdi: 

Diyarbakır'da toplam 24 bin 314 binada 262 bin 702 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. 520 binada yer alan 6 bin 69 bağımsız birimin acil yıkılması gereken ağır hasarlı ve yıkık olarak tespit edildi. 611 binadaki 9 bin 199 bağımsız birimin orta hasarlı, 5 bin 367 binada bulunan 76 bin 498 bağımsız birimin az hasarlı, 15 bin 471 binadaki 159 bin 827 bağımsız birimin ise hasarsız olduğu tespit edildi.


Depremzedelerin bir kısmı yakınlarının yanına veya şehir dışına, büyük bir bölümü de kentte kurulan okul, spor kompleksleri gibi farklı yerleşim yerlerine yerleştirildi.

Diyarbakır'da depremin ilk gününden itibaren aşamalı yedi çadırkent kuruldu. Sekizinci çadır kent de 2 bin 200 civarında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kuruluyor.
 

TSK'nın kurduğu çadırkent Adalet Bakanlığı Sitesi.jpg
TSK'nın kurduğu çadırkent / Fotoğraf: Adalet Bakanlığı sitesi

 

Her çadır yerleşim alanında yaklaşık 1500 ila 1700 arasında kişi kalırken, her çadırda 5 ila 15 kişi kalıyor. 

Kentteki barındırma faaliyetleri kalıcı bir barındırma merkezine dönüştürülmesi konusunda da çalışmalar sürerken, kentteki okul, spor kompleksleri, cami ve benzer yerleşim alanlarında oran tam olarak bilinmiyor. Bununla birlikte bu çadırların bir kısmında Diyarbakır dışından gelen depremzedeler de kalıyor.
 

Diyarbakır (5).jpeg
Fotoğraf: Gülbahar Altaş-Independent Türkçe

 

Bulaşıcı hastalıklar uyarısı

Türkiye'de halk arasında "uyuz" olarak bilinen scabies hastalığı bilimsel verilere göre son 2017-2018 yılından bu yana artış yaşandı. 

Diyarbakır'da ise son 2 yılda uyuz vakalarında artış gösterirken Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Hamza Aktaş, uyuz vakalarında 5 yıl önceki vakalara bakıldığında son yıllarda bunun 4 kat arttığını aktardı.

Kentte, 3 veya 5 yıl önce haftada bir-iki vaka görebiliyorken, geçen yıl günde 3 ya da 5 vaka görmeye başlandı.

Meydana gelen depremle birlikte ise toplu yaşam alanlarında "uyuz" gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmasından korkuluyor. 

Türk Tabipler Birliği (TTB), depremin ilk günü "6 Şubat Depremi Bilgi Notu-10: Uyuz Hastalığının Önlenmesi" başlığıyla uyarıda bulundu. 

Independent Türkçe'ye konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Doktor Halis Yerlikaya, "Özellikle afet bölgeleri için bir tedavi protokolü var. Ayrıca Sağlık Bakanlığına birçok yazı yazıldı ve Türk Tabipler Birliği sitesinde de bulaşıcı hastalıklara dair bilgiler ve uyarılar paylaşıldı" dedi.
 

Diyarbakır (6).jpeg
Fotoğraf: Gülbahar Altaş/Independent Türkçe

 

Diyarbakır'da bazı toplu alanlarda uyuz vakalarına rastlandı

Independent Türkçe'ye konuşan ve güvenlik nedeniyle ismini açıklamak istemeyen bir okul görevlisi, depremden sonra kapılarını çok sayıda vatandaşa açtıklarını belirterek, "Okul personelinin uyuz hastalığından şüphelenmesi üzerine yetkililere ilettik. İl Sağlık Müdürlüğü bilgilendirildi. Akabinde bir sağlık ekibi okula gelerek, depremzedeleri muayene yaptı" dedi.

Yapılan muayene sonucunda yaklaşık 20 nüfuslu dört ailede uyuz teşhisinin konulduğu bilgisini veren kaynak, sözlerine şunları ekledi:

Ön tedavi sonucunda iki aile kendi evlerine gitmek istedi, iki aile de İl Sağlık Müdürlüğü tarafından karantinaya alındı.


Olayın salı günü ortaya çıktığını ancak dün çözüldüğünü dile getiren kaynak, "Vakalara iç çamaşırına kadar tüm kıyafetleri karşılandı" dedi.

Independent Türkçe'ye konuşan bir hemşire de görev yaptığı sağlık merkezinde önceki bir hastanın geldiğini söyledi. 

İsminin açıklanmasını istemeyen hemşire, şöyle konuştu:

Dün kaşıntı rahatsızlığıyla gelen bir hastada uyuz teşhisi yapıldı. Görevlileri aradık buradan götürdüler. Karantinaya alacaklarını ve yakınlarında bulaşıp bulaşmadıklarına bakacaklarını söylediler.


Uyuz teşhisi konulan hastaların nerede tedavi göreceklerine dair ise kaynak, "Bildiğim kadarıyla Bağlar ilçesinde bir çadır alanında karantinaya alınacaklar. Bu sadece bizim tesadüfen karşımıza çıkan vaka. Sağlıkçılarda ne yapsın? Bizler de tehlikedeyiz…Şartlar kötü. Önlem alınmazsa durum daha vahim olacak" sözlerini kullandı.
 

Diyarbakır (3).jpeg
Fotoğraf: Gülbahar Altaş/Independent Türkçe

 

Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü: Vakalar önceki vakalar, deprem sonrası bir artış yok

Konu hakkında Independent Türkçe'ye konuşan Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü görevlisi Doktor Murat Can, kentte görülen uyuz vakaların deprem öncesi görülen vakalar olduğunu belirterek, "Her şey kontrolümüz altındadır. Görülen vakalar da deprem öncesi vakalar ve depremden sonra bir artış söz konusu değil. İlaç tedariki anlamında da şimdilik bir sıkıntımız yok. Hastalarımızla da ilgili herhangi bir sıkıntımız yok. Durum da bundan ibarettir" dedi. 

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Şerif Demir de resmi bir başvuru olmamakla birlikte toplu yerleşimlerde vakaların görüldüğüne dair duyumlar aldıklarını anlattı. 
 

Mehmet Şerif Demir.jpg
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Şerif Demir 

 

Dr. Mehmet Şerif Demir, "Bize iletilen sayı çok olmasa bile Diyarbakır'da uyuz vakaları yavaş yavaş yükseliyor. Son bir yıldır biliyorsunuz Diyarbakır'da uyuz vakaları var zaten. Ama mevcut durumda ister istemez toplu yerlerde, herkesin bir arada olmadan kaynaklı, uyuz vakalarında maalesef tekrar görülebilir. Bununla birlikte artacak gibi görünüyor" ifadelerini kullandı.


TTB Merkez Konsey Üyesi Yerlikaya: Hastalığın yayılmaması için tedbirler alınmalı

Uyuz hastalığının belirtilerine ilişkin ise TTB Merkez Konseyi Üyesi Doktor Halis Yerlikaya, şu bilgileri verdi:

Bir ile dört gün içinde genelde el parmak aralarında, koltuk altlarında, dirseklerde ve kasıklarda görülen şiddetli gece kaşıntısı ile başlıyor. Bu noktalarda gri beyaz renkli tünellerin gözlemleniyor.


Hastalığın yayılmaması için hijyenin önemine dikkat çeken Dr. Yerlikaya, "Bu hastalarla mümkünse temas edilmemesi gerekiyor. Ortam temizliğine mümkün olduğunca dikkat edilmesi gerekiyor. Bir de vücutta doğrudan temas eden eşyaları, yani ortak eşyaları kullanmamak gerekiyor. Kişisel eşyaların yıkanıp ütülenmesi gerekiyor ancak ne yazık ki mevcut durumda bu ortam da yok. Bu nedenle mevcut durumda temastan kaçınmak gerekiyor" dedi.
 

Halis Yelikaya.jpg
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Doktor Halis Yerlikaya

 

Tedavisi için bir ilaç ve losyonun olduğunu dile getiren Halis Yerlikaya, "Özellikle afet bölgeleri için bir tedavi protokolü de var. Türk Tabipler Birliği sitesinde de bulaşıcı hastalıklara dair bilgiler ve uyarılar paylaşıldı" dedi.

Özellikle temiz içme suyu, duş ve lavaboya ulaşımın zorlaşmasıyla toplu alanlarda, dikkatli olunması gerektiğini kaydeden Yerlikaya, ilgili makamların gerekli koşulları sağlaması gerektiğini, barınma, beslenme, tuvalet, temiz içme suyu ve hijyen konularında yaşanan sorunların bulaşıcı hastalıklara zemin hazırladığını söyledi.
 

Diyarbakır.jpg
Fotoğraf: Gülbahar Altaş/Independent Türkçe

 

Dr. Halis Yerlikaya ayrıca, hijyenin sağlanmadığı ortamlarda sadece uyuzun değil, üst solunum yolu enfeksiyonları, kızamık, bit ve mantar gibi temasla bulaşan hastalıkların veya ishalle sonuçlanan hastalıkların da görülebileceği konusunda şu uyarılarda bulundu:

Çöplerin uygun bir biçimde toplanması, yaşam alanlarından atıkların bertaraf edilmesi gerekiyor. Deprem bölgelerinde konteynerlerin hızlıca oluşturulması, çadır kentlerde temizlik, ısınma ve barınmayla ilgili gerekli koşulların bir an önce oluşturulmasında yarar var.
 

Naife K.jpg
Naife K. / Fotoğraf: Gülbahar Altaş-Independent Türkçe

 

Depremzede: "Bu bize reva mı?"

Sümer Park'ta kurulan çadırlardan birinde kalan depremzedelerden Naife K. 58, elini başındaki tülbentte atarak, şunları söyledi:

Bak bir bak, bu bize reva mı? 11 gündür başımı yıkamadım, kıyafetlerimizi değiştiremedik. Nereye gidelim? Yine şükür diyoruz. Yaşanan bu felaketten kurtulduğumuza şükrediyoruz. Ama halimizi de görüyorsunuz. Çocuk ve torunlarımla bir çadırda kalıyoruz. İki çocuğumda evli, bir çadırda 10 kişi kalıyoruz. Binamızın yıkılacağını söylediler. Çok kötü oldu çok…Kokuyoruz artık. Lavabo kötü, bu durumda nasıl temiz kalabiliriz? Hastalıklar, bulaşıcı hastalıklar yayılmasında ne olsun?

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU