İmamoğlu: Bugün milletinin iradesine ‘hayır’ diyen bir anlayışa, millet yarın ‘hayır’ der

İBB Başkanı, “Milli iradeyi yok sayanı, millet de yok saydı” hatırlatmasında bulundu

Fotoğraf: ANKA

Türkiye’nin 81 ilinde faaliyet gösteren hemşeri dernekleri, vakıfları, federasyonları ve konfederasyonlarına üye yaklaşık 400 vatandaş, hakkında hapis ve siyasi yasak kararı verilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek ziyaretinde bulundu.

İmamoğlu, destek ziyaretine gelen vatandaşları, İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde bulunan Meclis Salonu’nda kabul etti.

“Verdiğiniz mücadele, ortaya koyduğunuz destek kutsaldır” diyen İmamoğlu, “Bu kutsal mücadele, memleketin her neresinde olursa olsun, hangi koşullar altında olursa olsun, milletin iradesine set konulmaya çalışılan ya da bir kayyum ortaya koyulması ortamına karşı da bir duruştur aynı zamanda. Kendi milletini yok sayanı, millet yok sayar. Bugün milletinin iradesine ‘hayır’ diyen bir anlayışa, millet yarın ‘hayır’ der. Bu, bugün Ekrem İmamoğlu'na yapılıyor, dün Sayın Cumhurbaşkanı'na yapılmıştı” ifadesini kullandı.

İBB Başkanı şunları kaydetti:

İstanbul, bu kentin 16 milyon insanına aittir. Türkiye’mizin tapusu da bu ülkenin 86 milyon vatandaşına aittir. Ve tabiri caizse, bir evden bahsediliyorsa Türkiye, 86 milyon insanımızın evidir, hiçbirisini birinden ayırt etmeksizin. Ve bu tapu, bize aittir. Dolayısıyla ne bir kişiye ait olabilir ne bir gruba ne bir zümreye ne bir siyasi düşünceye. Böyle bir şeyin mümkünü olmaz. İhtimalini bile kimse aklından geçiremez. Bugün burada bulunan kıymetli dostlarımız, hanımefendiler, beyefendiler, Türkiye'mizin her noktasından, hatta geçmişine baktığımızda, şu anki coğrafyanın dışına taşan alanlardan bu ülkeyi yurt edinmiş, yüzyıllardır burada yaşayan insanlarımızın karma bir biçimde oluşturduğu bir kentten bahsediyoruz; kadim İstanbul'dan. Ve bu İstanbul, sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın, dünyanın en önemli kentlerinden birisidir. Bize göre birincisidir. Ama diyelim ki, dünyanın en önemli üç kentinden birisidir, diyelim. Bu sözümüzde yanılmayız. Bu şehrin sahibi olan siz kıymetli hemşerilerimizin. Kendi yörelerinin, kendi yaşam biçimlerini, kültürlerinin yaşatılması, yaşanması ve kendi yörelerine katkı sunulması noktasında özenli bir emek ortaya koyan dernekleri, federasyonları, vakıfları ve onların yöneticilerisiniz. Gerçekten bu demokrasi adına verilen mücadelede sizi yanı başımızda görmek, sizi bizimle birlikte hissetmek, açıkçası Türkiye'ye verdiğimiz bu mesajın aslında Ekrem İmamoğlu'nun yanında olma meselesi değil, memleketin haysiyet mücadelesi olduğunun altını çizmek demektir. Çünkü, bir şahsı makamından hukuksuzca, usulsüzce alma çabası değildir bu. Milletin iradesini yok sayma çabasıdır. Bunun adına ister, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün o veciz cümlesini temel prensip olarak alalım, ister adına milli irade diyelim; buna hiç kimsenin dokunmaması ve bir şekilde buna saygı duymak zorunda olduğunu hissettirmemiz gerekir.

“Bu anlamda verdiğiniz mücadele kutsaldır, ortaya koyduğunuz destek kutsaldır” şeklinde konuşan İmamoğlu, “Bu kutsal mücadele, memleketin her neresinde olursa olsun, hangi koşullar altında olursa olsun, milletin iradesine set konulmaya çalışılan ya da bir kayyum ortaya koyulması ortamına karşı da bir duruştur aynı zamanda. Kendi milletini yok sayanı, millet yok sayar. Bugün milletinin iradesine ‘hayır’ diyen bir anlayışa, millet yarın ‘hayır’ der. Bu, bugün Ekrem İmamoğlu'na yapılıyor, dün Sayın Cumhurbaşkanı'na yapılmıştı. Yani biz onun yanlış olduğunu yıllardır konuşmadık mı, söylemedik mi? Hala söylemiyor muyuz? Söyledik, söylüyoruz. Dolayısıyla bugün yapılan bu yanlışın yapılmaması da şarttır, elzemdir” dedi.

İmamoğlu şöyle devam etti:

İlk günden itibaren, şahsım adına tek bir an bile üzüntü duymadım. Bunu şöyle örnekliyorum: Malumunuz 31 Mart 2019’da tarihi bir seçim yaşadık İstanbul'da. Hafızalarımızı taze ve diri tutmalıyız. 31 Mart'ta yaşadığımız seçimden sonra, muhtelif iddialarla seçimimizi karalamaya, lekelemeye çalıştılar. Çıktı bir bakan, ‘700 terörist veya terörle iltisaklı insan tespit ettik’ dedi. Sayı verdi. Televizyonda kayıtları var, açar bulursunuz. Bu iddialar, 30-40 kişinin yargılanmasına kadar gitti. O yargılamadan da o 30-40 kişi de beraat etti. Günün sonunda, elde var kocaman bir sıfır. Peki ne oldu? Bir zarfın içine atılan 3 oydan birisi geçersiz, ikisi geçerli oldu. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir insanına bunu tarif edemezsiniz. Peki ne oldu? Seçim iptal edildi. Bana arkadaşlar diyordu ki o zaman, ‘Başkanım, seçimi iptal ederler mi?’ ‘İnşallah etmezler’ dedim. ‘Ederlerse ne olur?’ ‘Fark atarız, ama bu beni mutsuz eder’ dedim. ‘Çünkü, bu gerçekten demokrasiye büyük bir ihanettir. Milli iradeye, milletin iradesine büyük bir ihanettir. Yapılmasını katiyen arzu etmem, istemem’ dedim. Ve gerçekten iptal edildiği akşam, çok üzgündüm. Ama aynı zamanda oradan sıçramamız gerektiğini, milletimizin ayağa kalkması gerektiğini de biliyordum. Ve neticede ne oldu? İstanbul tarihinin en yüksek oy oranıyla milletimiz bizi seçti. Ne oldu? Milli iradeyi yok sayanı, millet de yok saydı.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU