10 yıldır evli olan ve Musul'da yaşayan Alya Abdurrezzak'ın hayatı cehenneme döndü.
Resmi kimlik ve belge alamama nedeniyle mağdur olan yaklaşık bir milyon Iraklı gibi, Alya'nın da bir evlilik sözleşmesi veya doğum belgesi yok.
BM Yüksek Komiserliği tarafından hazırlanan bir rapora göre, bu resmi belgelerin bulunmaması eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik yardımları gibi temel hizmetlere erişimi ve seyahat özgürlüğünü engelliyor ve tutuklanma ve gözaltı riskini artırıyor.
Bu belgelere sahip olmayanlar, kendilerini karmaşık bürokrasi işlerinin ve ciddi maddi zorluklar nedeniyle bitmek bilmeyen adli savaşların içinde buluyorlar.
Alya Abdurrezzak, durumunu düzeltmek için Uluslararası Kurtarma Komitesi'ndeki bir avukattan ücretsiz yardım alıyor.
30'zlu yaşlarındaki kadın yaşadığı sıkıntıyı şu sözlerle anlattı:
Ne yapayım? Özel avukat 700 bin veya 800 bin dinar (yaklaşık 500 dolar) istiyor. Benim yiyecek içecek alacak gücüm yok. Nereden verebilirim?
Abdurrazzak'ın Musul'daki dairesinin zemininin betondan olması ve halıların ince, pencerelerinin kırık ve kartonla kaplı olması, kadının yaşadığı kötü koşulları gözler önüne seriyor.
Küçük zafer: Kızı Nazik okula gitmeye başladı
Alya, 2012 yılında Kuzey Irak'ta Musul yakınlarındaki bir kasabada evlendi. 2013 yılında ilk kızını dünyaya getirdi.
Bir yıl sonra aşırılık yanlısı gruplar bölgeyi işgal ederek Musul'u kendi "başkentleri" ilan etti ve orada kendi yönetimlerini kurarak hükümet kurumlarını tasfiye etti.
Çocukları okula göndermek, bugün Alya için ciddi bir sorun oluyor. Ayrıca ihtiyaç duyduğu karne olmadığı için ailesini devlet gıda yardımı için kaydettiremiyor.
Avukatı, evliliğinin ve çocuklarının resmen tanınması için yasal işlem başlattı. Mahkeme, ocak ayında davasıyla ilgili karar verecek.
Bu sırada kadın "küçük bir zafer" elde etti. Yakında 10 yaşına girecek olan büyük kızı Nazik okula gitmeye başladı.
Çaresiz kadın kendisinin ve ailesinin sicil kayıtlarına istihbarat servisinin mührünü alabilmek için üç kez uğraştı.
Alya Abdurrazzak'ın sicilinde şu anda cezaevinde olan erkek kardeşinin DEAŞ üyesi olmakla suçlandığı yazıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
2019 ile 2022 arasında 150 bin resmi belge verildi
BM tarafından yayımlanan istatistiklere göre, beş yıl sonra savaşın yaralarını sarmaya devam eden bir ülkede yaklaşık bir milyon insan en az bir resmi belge olmadan yaşıyor.
IŞİD kontrolü altında kıyılan birçok nikah var ve bunların resmileştirilmesi gerekiyor.
Irak Göç Bakanlığı Sözcüsü Ali Abbas Cihangir, bu evliliklerden doğan ve hala resmi olarak tanınmayan çocukların olduğunu, resmi kurumların ofislerinin aşırılık yanlısı örgütlerin saldırıları nedeniyle yıkıldığını açıkladı.
Cihangir, İçişleri Bakanlığı'na bağlı gezici ekiplerin, kendi bakanlığıyla koordineli olarak kampları dolaşarak yerinden edilmiş kişilere kimlik belgeleri verme prosedürlerini başlatmalarında yardımcı olduğunu bildirdi.
IRC sözcüsü Jordan Lesser-Roy, bu prosedürleri kolaylaştırmak ve hızlandırmak için her düzeyde devlet kurumuyla çalışan STK'ların önemini vurguladı ve Sivil İşler Genel Müdürlüğü bütçesinin artırılması ve gezici ekiplerin görevlerinin yoğunlaştırılması çağrısında bulundu.
UNHCR ve ortaklarının desteği sayesinde, 2019 ile 2022 arasında 150 bin resmi belge sonuçlandırıldı.
IŞİD mirası
Birkaç sivil toplum kuruluşu tarafından ekim ayında yayımlanan bir rapor, "IŞİD örgütüne ait olduklarından şüphelenilen" ailelerin karşılaştığı karmaşıklıklara işaret etti.
Doğum belgesi almak için annenin bazen kayıp veya ölen babanın birkaç akrabasına DNA testi yapması gerekiyor ki bu analizler yalnızca Bağdat'ta yapılabiliyor.
Hüseyin Adnan, 2017'de Musul'daki çatışmalardan IŞİD yüzünden kaçarken kimliğini kaybetti. Ardından güvenlik güçleri tarafından tutuklandı ve beş ay hapis yattıktan sonra beraat etti.
Hüseyin, örgütün, yaşadıkları bölgenin kontrolünü ele geçirdiği zamanda evlendi ve bir oğlu oldu.
Uluslararası Kurtarma Komitesi avukatının yardımıyla, evliliğini ve henüz doğum belgesi olmayan altı yaşındaki oğlunu kaydettirerek boşanmasını yasal hale getirebildi.
Prosedürler, eski eşinin evliliği ve hamileliği nedeniyle daha da karmaşık hale geldi.
Ayrıca yeni bir kimlik kartı almak için işlemlere başladı. Hüseyin, "Kimlik kartımı alana kadar evde kalacağım" diyerek yaşadığı sorunun boyutunu gözler önüne serdi.
Ailevi ve mali baskılara rağmen, Hüseyin işsiz bir şekilde evinde oturuyor. Geçmişte garsonluk yapan 23 yaşındaki genç adam, cezaevinde 'dövüldüğünü ve işkence gördüğünü' anlattı.
Hüseyin, hala yeniden tutuklanmaktan korktuğunu şu sözlerle dile getirdi:
Dışarı çıkamam. Bir kontrol noktasında durdurup kimliğimi soracaklar ve başıma gelenler tekrar olacak diye korkuyorum.
Independent Türkçe, AFP
© The Independentturkish