Trump, Kushner ve Netanyahu Filistin'de iki devletli çözümü imha etme konusunda fazlasıyla kararlı, AB buna izin vermemeli

Tipik Trump tarzındaki Kushner İsrail-Filistin sorununu çözmek için Ortadoğu'da 50 milyar dolarlık bir "yüzyılın anlaşması"nı zorluyor. Bu işe yaramayacak: Avrupa Birliği devreye girmeli

Trump yönetimi, İsrail yanlısı tutumu nedeniyle ABD'nin İsrail-Filistin müzakerelerindeki "tarafsız" rolünü zayıflatmakla eleştiriliyor (Reuters) 

Bu hafta Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ekibi geçen ay Bahreyn'de tanıtılan 50 milyar dolarlık yeni ekonomik plana destek aramak için Ortadoğu'yu gezdi. Öneriler, Batı Şeria ve Gazze'yi bölgesel ve küresel piyasaya açarak Filistin ekonomisini geliştirmeyi amaçlıyor. ABD yönetimi bu stratejinin 10 yıl içinde Filistin'in ekonomik çıktısını iki katına çıkaracağını iddia ediyor.

ABD planın başarılı bir şekilde hayata geçirildiğini söylerken, plan basında çokça eleştirildi ve uluslararası kamuoyunca benimsenmedi. En önemlisi de, ne Filistin Ulusal Yönetimi (FUY) ne de İsrail hükümeti temsil edildi ve AB, Mısır ve Ürdün gibi diğer önemli oyuncular da yalnızca düşük seviyeli delegasyonlar gönderdi.

Trump, İsrail-Filistin sorununu çözmek için “yüzyılın anlaşmasını” vaat etmişti ancak şimdiye kadar ortaya çıkan tek şey Kushner'ın ekonomik planı oldu. Politik bir anlaşmanın ana hatlarını göz önünde bulundurmadığı sürece, Kushner'ın önerilerinin hiçbiri işlemeyecektir. Planı, İsrail’in Batı Şeria’yı işgalini veya Gazze ablukasından söz etmiyor, gerçekleri kasten görmezden geliyor.

İsrail'in işgali Filistin’in ekonomik kalkınmasının önündeki en büyük engeli oluşturuyor. 2013'te Dünya Bankası, İsrail kontrolünde bulunan Batı Şeria’daki kısıtlamaların Filistin ekonomisine yılda 3,4 milyar dolara (yaklaşık 19 milyar TL.) mal olduğunu, bunun Filistin'in 2011’deki gayri safi milli hasılasının yüzde 35’ine denk geldiğini tespit etti. O günden bu yana çok az şey değişti. Gazze ablukası bölgeyi kalıcı bir insani krize soktu.

ABD'nin politikasıysa birçok BM kararında yerini alan iki devletli çözüme dair umutları şimdiden aşındırıyor. Kushner ve Trump'ın Ortadoğu barış elçisi Jason Greenblatt uluslararası uzlaşmaya bağlı olmadıklarını açıkça belirtti. Uzlaşmanın yerine Trump kontrolündeki ABD politikası Filistinliler üzerindeki ağırlığını artırırken İsrail'i açıkça destekledi: ABD işgal altındaki Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini ve büyükelçiliğini Tel Aviv'e taşıyarak Kudüs'ün tamamını, İsrail'in başkenti olarak tanıdı.

Trump aynı zamanda BM'nin Filistinli mülteciler üzerine çalışan ajansına (UNRW) ABD desteğini kesip Filistin Ulusal Yönetimi'ne geri ödemesiz yardımı kaldırırken Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Washington şubesini de kapattı. Sonuç olarak ABD, Filistinlilerin gözünde tarafsız bir arabulucu olabileceğine dair itibarını yitirdi.

ABD'nin Batı Şeria'da inşaatı süren İsrail yerleşimleri konusundaki sessizliği, İsrailli sağ kanat politikacıları yüreklendirerek Batı Şeria'nın ek bölgelerini ilhak etmeye itebilir. İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu aşırı sağdan destek almak için ilhak politikalarını sürdüreceğine dair şimdiden söz verdi. Bu, Filistin topraklarını kalıcı bir biçimde parçalayarak, dolayısıyla uygulanabilir, toprak bütünlüğü olan bir Filistin devletini imkansız hale getirerek bölge genelindeki gerilimleri alevlendiriyor ve hem Batı Şeria hem de Gazze'de aşırılık yanlısı hareketleri teşvik ediyor.

 

 

AB, Kushner'ın ekonomik paketinin çatışmanın en gerçekçi ve karşılıklı olarak kabul edilebilir çözümü olan iki devletli çözümü daha da zayıflatma ihtimalini kontrol altına almalı. AB, İsrail’e yönelik bir “ayırt etme” politikası yürütüyor: yerleşim birimleri araştırma programlarının dışında tutulurken üye devletlerin yerleşim bölgelerinde üretilen ürünleri etiketlemesi gerekiyor. Ancak bu önlemler güçsüz kalıyor ve yeterince uygulanmıyor. Netanyahu'nun ilhak tehdidi, Avrupalı bankaların işgal altındaki bölgelerdeki insanlar veya işyerleriyle finansal işlem yapmalarını yasaklamak gibi örneklerle, AB'yi bu ayırt etme yöntemlerini güçlendirmeye teşvik etmeli.

AB Gazze'deki ablukayı sona erdirmek için de çabalamalıdır. Abluka, umutsuzluğu, radikalizmi ve şiddeti besliyor ve Filistin topraklarında siyasi, sosyal ve ekonomik ayrılıkları sağlamlaştırıyor. Gazze Şeridi AB'nin terör örgütü saydığı Hamas'ın kontrolünde ve İsrail'in insanların ve malların hareketini; deniz, ekilebilir arazi ve açık deniz gazına erişimi engelleme konusundaki ciddi kısıtlamaları devam ediyor.

Gelecekte, Avrupa’nın Gazze'ye mali desteği, İsrail ve Mısır’ın ablukalarını hafifletmesi çağrılarıyla el ele gitmeli. AB, Gazze ve Mısır arasındaki Rafah geçitinde gözlemci olarak bulunma teklifini yenileyerek İsrail ve Mısır'ın erişimin kolaylaştırılması konusundaki güvenlik endişelerini dindirmeye çalışmalı.

Ablukayı hafifletme çabasının yanı sıra AB, Batı Şeria'daki Filistin yönetimiyle Gazze'deki Hamas arasında uzlaşma sağlamalıdır. Birleşik bir liderlik olmadan, uygulanabilir bir Filistin devleti olamaz. AB, Filistin kamu hizmetlerinin tekrar birleştirilmesi gibi maliyetlere destekte bulunarak bazı teşvikler yaratabilir.

AB, Hamas'a yönelik sürdürdüğü temassızlık politikasından da kurtulup iki Filistin yönetimi arasındaki diyalog için gizli bir kanal sunmayı önerebilir. Birlik, Hamas'ın antisemitik görüşlerini düzenleyen ve İsrail'in imhasına çağrıda bulunan 1988 tarihli bildirgesinin iptalini veya değiştirilmesini talep etmeli. AB, Hamas'ın terör örgütleri listesinden çıkarılmasını nihai hedef haline getirmeli ve net hedefler koyup (şiddeti reddetmek ve İsrail’in tanınması gibi) başarılan her hedef için Gazze'ye yönelik kalkınma yardımı sağlamalı.

Her geçen gün Netanyahu ve Trump iki devletli çözümü aşındırıyor. AB gerginlikleri hafifleterek çözümü korumaya çalışabilir. Ancak bunu yapmak için Avrupalıların pasifliklerinden kurtulması gerekiyor.

Beth Oppenheim Avrupa Reform Merkezi'nde bir araştırmacı, Luigi Scazzieri ise bir araştırma görevlisi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

 Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU