Edebiyatçıların mezarlarını ziyaret merakı, onu mezar taşı araştırmacısı yaptı… Osmanlı mezar taşlarının sırlarını anlatıyor

Geçmişte kimi mezar taşlarına sadece ölenin adı değil aynı zamanda dönemine ve yaşamına dair kısa bilgiler de yazılıyordu. O günlere ışık tutan bu yazıları yıllardır mezarlık mezarlık dolaşarak inceleyen edebiyat öğretmeni Fatih Çavuş'tan dinledik

Fatih Çavuş, Ressam Müfide Hanım'ın mezar taşının başında / Fotoğraf: Independent Türkçe

İnsanların ölen yakınlarının mezar taşlarına kimi zaman ona dair duygularını içeren bir cümle de yazdırmaları geçmişten günümüze devam eden bir alışkanlık.

Oysa yakın geçmişe kadar sadece bununla yetinmedi bazı insanlar. Kimi zaman yaşanan sıkıntı veya başarılarına dair notlar da düşülüyor mezar taşlarına.

Özellikle Osmanlı'nın son dönemlerinde yaygınlaşan bu tür mezar yazıları günümüzde araştırmacıların ilgisini çekiyor.

Çünkü bu yazılar kimi zaman ait olduğu döneme dair insani sosyal ilişkilere hatta ekonomik duruma dair de ipuçları veriyor.

Bu tür mezar taşı yazılarından biri geçtiğimiz günlerde açıklandı.

 

izmirjpg.jpg
Doç. Dr. Ertan Daş, pahalılıktan şikayet edilen mezar taşını okurken / Fotoğraf: Efe Press

 

Pahalılıktan şikayet etti

İzmir'in Konak ilçesindeki 144 yıllık bir mezar taşında, o dönemin domates ve et fiyatlarının yanında, pahalılık nedeniyle mezar sahibinin sürekli bamya yediğini yazdırdığı ortaya çıktı.

Ege Press'te yer alan habere göre, Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Türk ve İslam Sanatları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertan Daş, o mezar yazısını Konak'taki Aliağa Camisi'nin bahçesinde bulunan mezarlıkta araştırma yaptıkları sırada keşfettiklerini belirtti.

Farklı bir amaç için yapılan araştırmada benzer objelerin dışında sadece mezar taşlarını ve buradaki yazıları inceleyerek çalışma yürüten kişiler de bulunuyor.

 

fatihçavuş.jpg
Çavuş çalışmalarını 2018'de kitaplaştırdı 

 

Binlerce mezarı inceledi

Edebiyat öğretmeni Fatih Çavuş bu alanda son dönemlerde kendinden söz ettiren isimlerden. Çavuş, 20 yıldır İstanbul'da öğretmenlik yapıyor.

Üniversite yıllarında arkadaşlarıyla birlikte edebiyatçıların mezarlarını ziyaretleri sırasında karşılarına Osmanlı mezar taşlarının çıktığını söyleyen Çavuş, "Arkadaşlar kulaktan dolma bilgilerle bu taşlar hakkında bildiklerini söylerdi. Özellikle 'kadın mezar taşlarındaki çiçekler kadının çocuk sayısını anlatır' cümlesi dikkatimi çekmişti. Çiçekli bir taşı okuduğumda 10 yaşında vefat ettiğini gördüğüm kızın çocuğu olamazdı. Bu tür yanlış bilgilerin düzeltilmesi gerektiği fikri oluştu" diye anlattı o günlerini.

Osmanlıca bilmeyenler için mezar taşı şekillerinin Türk-İslam geleneğindeki yeri ve önemini anlatan bir kitap kaleme almaya karar verdiğini söyleyen Çavuş, bu hedefine "Osmanlı Mezar Taşlarının Sırları" adlı eserini Kasım 2018'de yayınlayarak ulaştı.

Sosyal mesaj veren mezar taşları bulunabiliyor

Bugüne kadar binlerce mezar taşını inceleyerek görsellerini arşivleyen Çavuş, İzmir'de bulunan mezar taşı yazısına kimi okurların inanmamasına şaşırdığını ifade etti.

"Haberin altına mezar taşında böyle şeyler yazar mı diye yorum yapanlar oldu" diye Çavuş, "Bu tamamen mezar taşı geleneğini, özelliklerini bilmemekten kaynaklı bir durum olarak ortaya çıkıyor. Sosyal mesaj veren bu tür farklı yazılar tabii ki karşımıza çıkıyor" diye konuştu.

Mezar taşlarındaki mesajlar arasında özellikle eşleriyle ilgili şikayetler de görülüyor. Daha önce medyanın gündemine gelen İstanbul Merkezefendi Mezarlığı'nda bulunan "Karı dırıltısından vefat eden Seyyid Ağa'nın mezar taşı ile 'Zalim avrat elinden mevtine sebep olan" yazılı Kazancı el-Hac Muhammed'in Davutağa Mezarlığı'ndaki mezar taşı bunlardan en bilinen ikisi.

Genç yaşta ölümlerin acısı yazıya döküldü

Tabii ki mezar taşlarında en yaygın yazılar ölenin arkasından yakınlarınca ona dair duygularını ifade eden metinler oluyor.

Genç yaşında vefat edenlerin mezar taşlarını okurken insanının hüzünlendiğini söyleyen Çavuş, şunları kaydetti:

Karacaahmet Mezarlığı'nda bulunan Müfide Hanım'ın mezar taşında resim öğretmeni olduğu ve 19 yaşında vefat ettiği yazmaktadır. Mezar taşındaki palet ve fırça kabartmasının da eşine az rastlanır. Bir diğer mezar taşı da Topkapı Mezarlığı'nda karşımıza çıkmakta. Mezar taşında ilk kadın doktorlarımızdan olduğu Haseki Kadın Hastanesi asistanlarından olduğu, çok sevdiği hastalarından ve kitaplarından ayrı kaldığı belirtilmiş. Ayrıca 19 yaşında tıbbiyeye girdi, 24 yaşında doktor oldu ve 25 yaşında vefat etti bilgisi bulunmaktadır.

 

93 çocuklu mustafa ağa.JPG
Mustafa Ağa'nın mezar taşında 99 çocuğu olduğu, öldüğünde 24'ünün hala hayatta olduğu yazılmış / Görsel: Fatih Çavuş

 

99 çocuğu olduğu notu düşüldü

Çavuş, Eyüpsultan Mihrişah Valide Sultan Türbesi haziresinde bulunan Mustafa Ağa'nın mezar taşında da "Dedeleri fetih askerlerinden olup 99 çocuğu olmasıyla meşhur olan ve vefat ettiğinde 22 evladı hayattaydı" yazıldığını belirti.

Çavuş'un verdiği bir diğer örnek de Osmanlı'ya karşı ayaklandığı gerekçesiyle 1822 yılında kafası kesilerek kesik başı Arnavutluk'tan İstanbul'a gönderilen Tepedenli Ali Paşa'nın mezarına dair.

"Tepedelenli Ali Paşa'nın mezar taşında da 'ser-i maktu' ifadesini görmekteyiz" diyen Çavuş, "Bu ifade bize Tepedelenli Ali Paşa'nın başının Yanya'da kesildiği, kesik başının İstanbul'a getirilerek dönemin padişahına gösterildikten sonra gömüldüğünü hatırlatır" bilgisini paylaştı

En çok da ölüm nedenlerine dair notlar düşüldü

Çavuş, kadın mezar taşlarına dair örneklerinde genellikle ölüm nedenlerinden sıklıkla bahsedildiği görülüyor. İşte bunlardan bazıları..

11 aylık gelinken, memesinin üstünde çıkan yaradan, doğum esnasında ve kocasının vefatına üzülerek ertesi günü ölen ile süt emen kızını arkasında bırakan ifadeleri yer alıyor. 

 

çatlcada bulgarı mahv eden topçu.JPG
Çatalca'da Bulgarlara karşı savaşırken şehit olan askerin ardından mezar taşına nasıl öldüğü yazıldı / Görsel: Fatih Çavuş

 

Şehidin ağzından nasıl öldüğünü yazdılar

Mezar taşlarında siyasi bilgilerin de olabildiğini kaydeden Çavuş, "Mesela bir mezar taşında Çanakkale'de ilk düşman denizaltısını batıran Kıdemli Yüzbaşı Kemal Efendi yazmaktadır. Bu askerin hemen yanında da kardeşinin Japonya'da batan Ertuğrul Fırkateyni'nde şehit olduğu ve isteği üzerine de bir makam taşı dikildiği yazmaktadır" dedikten sonra bir diğer örneği şöyle anlattı:

Sakızağacı şehitliğinde mezarın top şeklinde olmasından orada topçu bir askerin yattığını anladığımız mezar taşında da Çatalca'da toplarımla Bulgarları mahvvettim fakat alnıma isabet eden bir şarapnel parçasıyla şehit oldum yazmaktadır.

 

ibrahimhakkıkonyalı.jpg
1984 yılında vefat eden tarihçi, gazeteci, müzeci İsmail Hakkı Konyalı, kendi mezar taşını ölmeden hazırlatmıştı

 

Vefat etmeden önce kendi mezar taşını hazırlatıp, 40 kitap yazdığını hatırlattı

Bu tür taşlara Osmanlı'nın son yüzyıllarında daha çok rastlandığını ancak böyle bir gelenek vardır denemeyeceğini de ekleyen Çavuş, "Daha çok arkada kalanların bilinmesini istedikleri şeyleri yazdırdıklarını düşüyoruz. Bunlardan kimisi de vasiyet olabilir" ifadelerini kullandı.

Ancak  gelenek olmasa dahi bu alışkanlık Osmanlı'yla bitmedi. Cumhuriyet yıllarında da mezar taşlarında hayatından bahsetme kısmen devam etti. Çavuş, buna örnek olarak Merkezefendi'de bulunan bir mezar taşında 31 çocuk annesi olduğu yazan bir mezar taşı olduğunu hatırlatarak, "Vefat etmeden önce İbrahim Hakkı Konyalı da kendi mezar taşını hazırlatmış ve 40 kitap yazdığını hatırlatmıştır" diye konuştu.

Sahipsiz kalarak unutulan mezarlar da yeniden hatırlanıyor

Çavuş, araştırması sırasında tanınmış kişilere ait zamanla unutulan mezarları da bulduğunu kaydederek, şunları anlattı:

Hattat Ahmet Rakım'ın mezar taşını tespit ettim. Yani burada olduğu net olarak bilinmeyen bu büyük hattatının mezarı ortaya çıkmış oldu.

Özellikle fotoğrafı elimizde olan fakat kaybolmuş olan bir mezarı da ortaya çıkardım.

Bu mezarla ilgili tarihi olaylar da anlatıldığını biliyoruz. Mezar taşında meşhur, yevmiyye (günlük) elli dirhem sülümen ve afyon ekl eden, yüz otuz dört yaşında fevt olan (ölen) Urfalı seyyid Hacı Ahmed Efendi yazmaktadır.

Bu taş, tespitim sonrası toprak altından çıkarılmış ve temizlenerek yerine yetkililerce koyulmuştur.

halilinalcık.jpg
2016'da vefat eden tarihçi profesör Halil İnalcık'ın mezarı da Osmanlı mezar taşı geleneğine uygun olarak yapıldı

 

Tanınmış tarihçilerin mezarlarında Osmanlı mezar taşı geleneği sürdürülüyor

Fatih Çavuş son olarak günümüzde de Osmanlı mezar taşı geleneğine uygun taşlar yapıldığının görüldüğünü söyleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

Özellikle Halil İnalcık, Kemal Karpat, Fuat Sezgin gibi hocalarımızın taşları geleneksel formlarda yapılmış ve Osmanlı Türkçesiyle de yazılmıştır. Belirttiğiniz gibi bazı tarikat mensubu kişilerin mezar taşları da geleneksel olarak karşımıza çıkmaktadır.

   

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU