10 kişinin yaşamına mâl olan selden bir ay sonra Araklı’daki aynı vadiye yeni HES projesi

Trabzon’un Araklı ilçesine bağlı Çamlıktepe mahallesinde 18 Haziran’da gerçekleşen, 10 kişinin yaşamını kaybettiği ve bir HES borusunun zarar gördüğü selin ardından Araklı’ya yapılacak yeni HES projesinin ÇED raporu onaylandı

18 Haziran'da gerçekleşen selde sekiz kişi öldü, geçen 37 günde kayıp iki kişinin bedenine ulaşılamadı. Fotoğraf: İHA 

Haziran ayındaki yoğun sağanak nedeniyle can ve mal kaybının yaşandığı, bir hidroelektrik santral (HES) borusunun patladığı selin izlerini hâlâ silmeye çalışan Trabzon’un Araklı ilçesinde yeni bir HES projesi onaylandı. 

18 Haziran 2019’da Çamlıktepe mahallesinde yaşanan sel ve heyelanda sekiz kişi yaşamını yitirmişti. Selde kaybolan iki kişinin bedenine hâlen ulaşılamadı. Yağışın etkisiyle Araklı 3 Hidroelektrik Santrali’nin borusu da hasar görmüştü. 

Yaşanan felaket sonrası iklim değişikliği, dere yataklarına yapılan müdahaleler ve HES projeleri bir kez daha gündeme gelmişti.

Araklı
Selden bir ay sonra hazırlanan raporda dere yatağına yapılan yapıların felaketin boyutunu artırdığına vurgu yapıldı. Fotoğraf: İHA


Aynı vadiye "Karadere Regülatörü ve HES Projesi”

Araklı’da yaşanan felaketin üstünden henüz bir ay geçmişken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aynı vadi üzerinde yeni bir HES projesine onay verdi.  

Taşgeçit Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından, Araklı sınırları içinde Çatma Deresi ve Karadere üzerinde gerçekleştirilmesi planlanan “Karadere Regülatörü ve HES Projesi”ne bakanlık tarafından “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” raporu verildi.

Yerleşim yerleri santral alanına 100 metre mesafede 

Projenin iletim tüneli, cebri boru ve santral sahası orman alanı içerisinde kalırken, santral alanına 100 metre mesafede, regülatör alanına 120 metre mesafede ve havuz alanına 70 metre mesafede yerleşim yerleri bulunuyor. 

Şirket, HES’in erozyon bölgesinde olduğunu kabul ediyor 

ÇED raporuna göre yapılması planlanan Karadere HES projesi, erozyon riski olan arazi tipinde yer alıyor.

Raporda, “Regülatör, üst toprak depolama alanı, yükleme havuzu, iletim tüneli çok hafif; cebri boru ve santralin orta ve çok şiddetli erozyon potansiyeline sahip topraklar üzerinde bulunmaktadır” ifadesi yer alıyor. 

TMMOB’dan “erozyon ve heyelana” uyarısı 

Araklı’da yaşanan sel sonrası TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan raporda, bölgenin yüksek erozyon ve heyelanlı arazi yapısına sahip olduğu belirtilmişti. 
 
TMMOB ayrıca bölgenin iklim ve arazi özelliklerinin büyük ölçüde erozyonun şiddetini artıracak bir karaktere sahip olduğuna ve şiddetli yağışların hem akarsu tabanında hem de arazide büyük miktarda ve oldukça iri boyuttaki (iri çakıl, taş ve kaya) katı maddelerin yerinden sökülüp akım hızının az olduğu akarsu kesitlerinde birikmesine yol açtığına vurgu yapmıştı. 
 
“DSİ, HES’lerin plansız yapıldığını kabul etti” 

Devlet Su İşleri’nin HES’lerin plansız yapıldığını kabul ettiğini vurgulayan Çevre Mühendisleri Odası Genel Merkez Yöneticisi Vildan Özmen, Independent Türkçe’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi: 

“Bu yanlış kabul edilmişken artık bakanlık yeni HES projelerine onay vermemeli. İklim değişikliği ile ilgili eylem planının açıklandığı bir dönemde daha hassas davranılması gerekiyor. AFAD kaynaklarına göre Türkiye’nin en fazla heyelan olan yeri Trabzon. Bunlar göz önüne alınarak yapılacak projelere dikkat edilmeli ve doğru planlanmalı. HES gibi projeler sadece dere yatağını değil, çok geniş alanları etkiliyor.” 

Araklı seli sonrası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından açıklanan Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planı’na dikkat çeken Karadeniz İsyandadır Platformu’ndan Deniz Öztürk felaketlerden ders çıkarılmadığını söyleyerek şöyle konuştu: 

Ne yazık ki açıklanan plan iklim kriziyle mücadeleden çok uzaktaydı. Yık ve yeniden yap modeliyle iklim kriziyle, bölgemizdeki sel ve heyelanlarla mücadele edemeyiz. Eğer sel ve heyelanlarla mücadele etmek istiyorsak, dere yataklarına yapılan müdahalelerden vazgeçilmesi gerekiyor. Bu sadece HES’ler değil, aynı zamanda dere ıslahı adı altında dereleri duvarlara hapseden uygulamalardan da vazgeçilmesi gerekiyor. Görünen o ki felaketlerden ders çıkarılmıyor. Eğer çıkarılsa aynı vadi üzerinde yeni bir HES projesine izin verilmezdi. Ne yazık ki yeni felaketlere davetiye çıkarıyorlar.


Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli: HES, selin doğuş sebebi değil 

Haziran ayında meydana gelen sel ve heyelanın ardından Araklı Belediye Başkanı Recep Çebi, HES borusunda arıza olduğunu söyleyerek ““Daha önce de aynı bölgede sel felaketi olmuştu. Yine aynı alana yoğun şekilde yağmur yağdı ve HES borusunda da arıza olunca bölgede felaket oldu. Araçlarımız da daha önceden burada çalışıyorlardı. Onlar da sular altında kaldı” ifadelerini kullanmıştı. 

Araklı
Fotoğraf: İHA


Olay sonrası bölgeye gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli olayın HES kaynaklı olmadığını söylemişti. 

Bakan Soylu, "HES aşağıda, olay yukarıda. Onun için yukardan, çok tepeden kopan bir parçanın sonucu gelmiş bir heyelan" değerlendirmesini yaparken, Bekir Pakdemirli, "HES bunun doğuş sebebi değil. HES bunun kurbanı olmuş, aşağıda. Yani tamamen doğal bir olay" ifadelerini kullanmıştı. 

Selin nedenini açıklayan rapor 

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim üyeleri Prof. Dr. Ömer Yüksek, Doç. Dr. Erol Şadoğlu ve Dr. Osman Üçüncü ve TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Trabzon Şubesi Başkanı İnş. Müh. Muzaffer Aydın tarafından hazırlanan, ölü sayısını 10 olarak açıklayan ve 18 Temmuz’da yayınlanan raporda selin nasıl oluştuğu şöyle açıklandı: 

Afet bölgesinde, 13 Haziran Perşembe günü orta şiddette birkaç saat süren bir yağış yağmış, bu yağış sonucunda Yüceyurt Mahallesi’nde heyelan meydana gelerek akan malzemenin bir kısmı Çamlıktepe Deresi’ne ulaşıp akarsu kesitinde birikmiştir. 

13-18 Haziran tarihleri arasında belli aralıklarla yağmur yağarak zemini kısmen suya doygun hale getirmiş ve heyelan oluşumuna yardımcı olmuştur.

Son olarak, 18 Haziran Salı günü saat 14 sıralarında başlayan çok şiddetli yağmur sonucunda, oluşan göl aniden yıkılarak çok büyük bir debide ve çok yüksek hızla akarak Çamlıktepe Mahallesi’nde binaların yıkılmasına ve arazi araçlarında çalışan kişilerin zarar görmesine sebep olmuştur.

Ayrıca, Çamlıktepe Deresi üzerinde yol geçişleri maksadıyla dere yatağına yapılan yapıların (büz, menfez vb), taşkın sularının taşıdığı teressübat, dal ve ağaç parçaları ile tıkanması da su seviyesinin yükselmesine ve hasarın büyümesine sebep olmuştur.

Çamlıktepe Deresi’nin Karadere ile birleştiği yerde, önemli ölçüde sediment birikmesi sonucu akarsu kesitinin daraldığı, akarsu kesitinde taşkın olması sonucu yolun trafiğe kapandığı ve bazı binaların bodrum katlarına su bastığı gözlenmiştir. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU