Futbol ekonomisti ve akademisyenlerden "Türk Futbolu Manifestosu": Tarihe bir not düşmek, geleceğe ışık tutmak istedik

Futbol ekonomisti Tuğrul Akşar, akademisyen Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu ve Eski TFF Başkan Adayı Erdal Alkış, Türk futbolunun kurtuluşu için bir manifesto yayımladı

Fotoğraf: AA

Türk futbolu ekonomik problemler, hakem tartışmaları, yayıncı kuruluşun belirsizliği, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleri, altyapı yetersizliği gibi sorunlarla boğuşurken esas olan futbol, birçok kez saf dışı kalarak gündemin dışına çıkıyor.

Futbol ekonomisi alanındaki çalışmalarıyla tanınan Tuğrul Akşar, Eski TFF Başkan Adayı Erdal Alkış ve akademisyen Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu, Türk futbolunun sorunlarına değinerek kurtuluş reçetesi hazırladı.

"Türk Futbolu Manifestosu" adıyla yayımlanan bildiride futbolun ekonomik, finansal, örgütsel, yönetsel ve yasal sorunları olduğuna vurgu yapılarak çözüm önerileri futbolun paydaşlarının bilgisine sunuldu.

"Futbol yönetiminin sağlıklı yürümediğini, farklı mecralara evrildiğini görebiliyoruz"

Deklerasyonu hazırlayanlardan akademisyen Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu, Independent Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede 1998'den bu yana futbolda yönetim ve organizasyon, sportif, ekonomik, kurumsal ve yasal düzenlemelerle ilgili çalışmalar yürüttüğünü söyledi. 

Devecioğlu,  "Türkiye'deki futbol yönetiminin sağlıklı yürümediğini, farklı mecralara evrildiğini görebiliyoruz. Son dönemlerde yaşanan problemleri de gördüğümüz için bu şekilde olmayacağını; FIFA, UEFA, diğer federasyonlar ve liglerin önemli mesafeler kat ettiğini gördük. Futbol yönetiminin yeni gelişen ekonomiye ve dijitalleşmeyle ilgili gelişmeleri takip etmediğini gördük" dedi.

"Tarihe bir not düşmek, geleceğe ışık tutmak istedik"

Objektif olarak hiçbir kaygı olmadan Türk futboluna katkı sağlama amacında olduklarını aktaran Devecioğlu, "Önümüzde bir TFF seçim süreci var. Bu seçimle ilgili bir takım adaylar, yapmış oldukları hiçbir proje olmadan ortaya çıkıyor ve tamamen TFF'nin makamını kullanmaya yöneliyor görünüyor. Bunun böyle olmayacağını söylemek istedik" dedi. 

Avrupa'da 55 futbol federasyonu olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu, şöyle devam etti:
 

Bize 'Herhangi bir ülkenin federasyon başkanı kim?' diye sorsalar ismini bile bilemeyiz. Ama liglerini, çok önemli gelirlere sahip olduklarını biliyoruz.

Bizde de bir potansiyelin, futbol sevgisinin olduğunu, genç bir nesile sahip olduğumuzu, ülkenin futbola elverişli olduğunu, özellikleri itibarıyla rekabet edebilmek adına artık bir takım yapıların yapısal olarak değişmesi gerektiğine inanıyorum.

Böyle bir ihtiyaçtan dolayı bir deklarasyon yazdık. Tarihe bir not düşmek, geleceğe ışık tutmak istedik.


Manifestoda ne denildi?

Akşar, Devecioğlu ve Alkış'ın yayımladığı "Türk Futbolu Manifestosu"nun bir kısmı şöyle:

"Futbol her geçen gün gelişmelere açık olan, profesyonel bir uğraşı, bilimsel bir araştırma konusu, seyredenler açısından heyecan verici bir gösteri, toplum bilimi açısından tüm dünyada olağanüstü boyutlara ulaşan ticari bir uğraş durumundadır.

Toplumsal gelişmede küçümsenmeyecek bir yere sahip bulunan futbol, sektörel anlamda da önemli sayılabilecek bir yapı sergilemektedir. Bütün bu gelişmelere karşın, futbolu herkesin aktif olarak katılımda bulunabildiği bir spor dalı haline getirebilmek için var olan potansiyeli, dengeli bir düzeyde geliştirip benimsetmek futbol yönetimi ile ilgilidir.

Son yıllarda, TFF'nin problemli olarak sunmuş olduğu futbol hizmetlerinde, siyasi ve bürokratik egemenlik gibi şekillerde kendini gösteren idari tıkanıklıklar dikkat çekmektedir. Dolayısıyla hızlı bir değişimin yaşandığı günümüz ortamında futbola katılımın ve faaliyetlerin ülke düzeyine optimal biçimde sunulmasını sağlayacak yeni bir yapılanmaya ihtiyaç olduğu sık sık vurgulanmaktadır.

Bugün Türk futbolunun yapısal nitelikli önemli sorunları bulunmaktadır. Bu bağlamda Türk futbolundaki temel problemleri ana başlıklar olarak, "Ekonomik", "Finansal", "Örgütsel", "Yönetsel" ve "Yasal" sorunlar bulunmaktadır.

Son 20 yılda, futbolumuz parasal büyümesini artırırken, sportif performansta geride kalmıştır. Bunun ana nedeni ise yukarıda sayılan sorunlardır. Bu dönemde futbolumuzdaki parasal büyümeyi yönetecek bir idari ve örgütsel yapılanma gerçekleştirilememiştir.

Bunun kaçınılmaz sonucu ise; Türk futbolu, 2000’deki UEFA ve FIFA sıralamasının gerisine düşmüş olmasıdır.

Dünya futbolunun yöneticiler kuruluşu olan FIFA futbolda kuralların uygulanması, değiştirilmesi, uluslararası maçların ve turnuvaların düzenlenmesi konusunda en yetkili organdır.

UEFA ise “Avrupa futbolunun sorunlarım incelemek, birlik üyelerinin sportif ilişkilerini geliştirmek, pekiştirmek ve karşılıklı menfaatlerini korumayı” amaçlamaktadır. Birlik üyeleri arasında çıkabilecek muhtelif problemleri ve ihtilafları önlemek, organizasyonlar düzenleyerek, başarılı olanları ödüllendirmek ve bu yolla üyeleri arasında rekabet ortamı yaratarak, Avrupa futbolunun ilerlemesine katkıda bulunmaktadır.  

Dünyadaki gelişim ve değişimlerin gerisinde kalan TFF, başarıyı yakalamakta gecikmiş ve diğer tüm kurumların bağımlısı haline gelmiştir. TFF, siyasi çekişmelerden uzak tutulmalı ve hiçbir siyasi parti veya hükümetin etkisi altında kalmamalıdır. 

TFF, Türkiye’nin federasyonu olmalıdır, futbol sevgisinin tohumlarını Anadolu’ya ekerek futbolu yeniden yeşertmelidir.

Özetle;

Türk futbolunun temel sorunları olarak:

- Kurumsal yönetim yetersizliğini,

- Yanlış şirketleşme ve halka arzın yarattığı sorunları,

 -Örgütlenme sorunlarını

- Devletin futbola sponsorluğunun artarak devam etmesinin neden olduğu sorunları,

- Kontrolsüz transfer harcamalarını,

- Ölçüsüz ücret, maaş ve prim personel harcamalarının astronomik artışı,

- Kulüplerin artan borçlarını,

- Ekonomik konjonktürün olumsuz etkisiyle artan finansman maliyetlerini,

- Faaliyetlerinden kar yaratamayan kulüplerin giderek artan zararları sonucu, öz kaynaklarını yitirdiklerini,

- Futbol yayınlarındaki gelir düşüşlerini,

- Finansal sorunların giderek derinleştiğini,

Hep birlikte görüyoruz.

Türk futbol pastası hızla büyürken, bu geliri sevk ve idare edecek yönetsel yapıyı gerçekleştiremedik. Bu nedenle Türk futbolunun temel sorunu bir üst yapı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk futbolu sahip olduğu potansiyelleri itibariyle Avrupa futbolunda hak ettiği yere gelebilir. Yeter ki, bu potansiyeli harekete geçirebilecek yönetsel ve organizasyonel yapıları; rekabeti ve kaliteyi sağlayacak, sürdürülebilir ve sağlıklı bir mali yapıyı oluşturacak kapsayıcı kurumları inşa etmeliyiz. Toplum ve kültür olarak bunu yapabilecek yetkinliklere sahibiz."

Akşar, Devecioğlu ve Alkış’ın yayınladığı “Türk Futbolu Manifestosu”nun tam metnine linkten ulaşılabiliyor.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU