Beyoğlu Belediyesi'nden el konulan tarihi yetimhane hakkında açıklama: Arazi Fransa'ya ait değil, 56 yıldır kira verilmiyordu, envanter çalışmasının ardından akıbeti belli olacak

Dolmabahçe'den Huber Köşkü'ne kadar onlarca tarihi yapının kartonpiyerlerinin yapıldığı atölye, 56 yıldır bulundukları Fransız Yetimhanesi binasından çıkarılmıştı. Beyoğlu Belediye Başkanı ve beraberindeki heyet, tahliyeden sonra incelemelerde bulundu

İstanbul'un Beyoğlu ilçesine bağlı Tomtom Mahallesi'nde yer alan 156 yıllık Fransız Yetimhanesi binası ve içerisinde onlarca meyve ağacının olduğu 5 bin 275 metrekarelik yeşil alan, 1 Haziran 2022 tarihinde Beyoğlu Belediyesi ekiplerince boşaltıldı. Alanda yer alan kafe ve atölyeye ait malzemeler çıkarıldı. Kafenin dekorasyonları ve müştemilatı hafta içerisinde yıkıldı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yetimhane binasında kartonpiyer ve marangoz atölyesi bulunan, hatta bu baba mesleğini 1940'lardan beri sürdüren Cinbiz ailesi, son 56 yıldır burada Fransız Büyükelçiliği'ne ait bir vakfın kiracısı olduklarını, kira sözleşmelerinin ve tapularının tam olduğunu açıklamıştı. 

Beyoğlu Belediyesi'nden yapılan açıklamada ise bölgenin Fransa'ya ait olmadığı ve bir tapu kaydının bulunmadığı, belediyenin bu nedenle "kamuya ait bir binayı işgalden kurtardığını" ve halka açılacağı iddia edildi. 

Son olarak 8 Haziran'da Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ve daha önce mülke atanan kayyum heyeti Fransız Yetimhanesi'ne geldi.

Heyet, bina içinde ve bahçesinde detaylı incelemelerde bulundu. 

İncelemeler sonrası Independent Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Beyoğlu Belediyesi yetkilileri, bölgenin vaktiyle padişah fermanıyla Fransız Yetimhanesi yapılmak üzere tahsis edildiğini doğruladı.

Yetkililer, bugün itibarıyla binanın Fransa'ya ait olduğuna dair bir tapu kaydı olmadığını aktardı.

Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: 
 

Burası Fransızlara tahsis edilmiş ve tapu verilmiş olsa Fransa toprağı olurdu. Örneğin, hemen yan tarafında İtalyan Konsolosluğu, müştemilatı ve İtalyan Lisesi var. Orası İtalyan toprağı. 

Burası öyle değil ve tapu kaydının olmadığı için yeni yeni ortaya çıktı. Basında yer alan tapu belgesi, öylesine yazılıp konulmuş. 

Abdülaziz döneminde bir fermanla buranın Fransız Yetimhanesi olarak kullanılmasına dair bir ferman var. 

Sadece geçici olarak bir tahsis mi bir tapu devri yapılmış mı bunların hiçbiri yok. Böyle bir belge yok. Şu an Vakıflar Genel Müdürlüğü o tarafını inceliyor. Eski hakannamelerin tamamı taranıyor. Bu bilgiler ortaya çıkınca tekrar açıklama yapılacak. 


"Müze tescilli değil, bir envanter çalışması olacak" 

Cinbiz ailesinin 56 yıldır kira vermediğini, işgal durumu olduğunu ve bir kira sözleşmelerinin de bulunmadığını söyleyen yetkililer, bina içerisindeki kartonpiyer müzesinin de tescilli bir müze olmadığını ifade etti. 

1866'da inşa edilen bina, öncelikle Fransız Yetimhanesi olarak kullanılmış, sonrasında yetimhane Bebek'e taşınınca tütün deposu olarak kullanılmıştı. 
 

Fransız Yetimhanesi müze
Dünyanın ilk kartonpiyer müzesi, 2015'te 14. İstanbul Bienali'ne de konu olmuştu / Fotoğraf: YouTube / Zanaat Atelye


Cinbiz ailesinin ustası Garabet Cezayirliyan, 20'inci yüzyılın ortalarında bir kartonpiyer ve çimento atölyesi kurmuş, yıllar içerisinde Dolmabahçe Sarayı, Huber Köşkü, Pera Müzesi, Adile Sultan Sarayı, Sait Halim Paşa Konağı, Markiz Pastanesi, Emek Sineması'nın yer aldığı Grand Pera Cercle D'orient binası, Fitaş sinemasının tavan süslemeleri ve kartonpiyer işlemelerine imzasını atmıştı. 

Cezayirliyan'ın ölümünden sonra atölye Kemal Cinbiz'e geçmiş, Cinbiz de atölyesini Fransız Yetimhanesi binasına taşımıştı. Bu bina da yukarıda belirtilen yapıların kartonpiyerlerinin 200 yıllık kalıpları da sergileniyordu. Alt katlarda ise Kemal Cinbiz'den sonra işi devralan Cemal Cinbiz ve ailesi kartonpiyer ve marangozluk işlerine devam ediyordu. 

Beyoğlu Belediyesi yetkililerine göre tescilli olmayan müzede ve atölyede de bir envanter çalışması olacak. 

Beyoğlu Belediye Başkanı'nın envanter çıkarılması konusuna özellikle dikkat ettiğini söyleyen yetkililer, hangi kalıbın hangi saray ya da yapıya ait olduğunun sözel olarak bilindiğinin ancak yazılı kaydığının olmadığını ifade etti. 
 

Beyoğlu Belediyesi denetim
Beyoğlu Belediyesi Başkanı Haydar Ali Yıldız ve beraberindeki kayyum heyeti bölgede incelemelerde bulundu/ Fotoğraf: Gökçen Tuncer


Yetkililer, envanter çalışması bitince nasıl değerlendirileceğine karar verileceğini aktardı. 

Binanın dış cephesinde yer alan dükkanların kirası kayyum üzerinden yenilendi

Bunun yanı sıra Fransız Yetimhanesi'nin Boğazkesen Caddesi'ne bakan cephesinde binaya bağlı simitçi ve kafeler olduğunu da hatırlatan yetkililer, "Bu dükkanlar da bu binalara ait. Kira sözleşmeleri kayyum üzerinden yenilendi ve kirayı kayyuma ödemeye devam ediyorlar" dedi. 

"Cinbiz ailesine de benzer bir kira uygulaması olup olmayacağı" sorusuna ise Beyoğlu Belediyesi temsilcileri, "Bu karşılıklı görüşme ve rızaya bağlı bir şey. Burada ne yapılacağına karar verildiğinde, müze ve envanter kararı verildiğinde, onlara verilebilir" ifadelerini kullandı. 
 

Ekran Resmi 2022-06-08 16 (1).jpg
Fransız Yetimhanesi'nin dış cephesine dayalı pek çok dükkan bulunuyor. 


Ne olmuştu?

İlk kez Duvar Gazetesi'nin gündeme taşıdığı olayın geçmişi yaklaşık yedi ay öncesine dayanıyor. 

Habere göre Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ve ekibi, 7 ay önce Zanaat Atelyesi'ne bir ziyarette bulundu. 

Bahçeyi ve binayı çok beğenen Yıldız, mülkün kiracısı Cemal Cinbiz'dan burayı belediyeye devretmesini istedi. 

Mülkün Fransız Büyükelçiliği'ne ait olduğunu, kendilerinin kiracı olduğunu söyleyen Cinbiz, devretmeyi reddetti. 

Duvar'a konuşan Cemal Cinbiz olayı şöyle anlattı:  
 
 

Fransızlarla görüşmeleri gerektiğini söyledim. Bunun üzerine bana, 'Sen vermezsen biz almasını biliriz' dedi gitti. Bir ay sonra 30 kişi ile geri geldi. Dolaştı, 'Cemal Bey biz buraları ele geçireceğiz' dedi.

'Nasıl yani?' dedim. 'Sıkıntı yok. Alacağız' dedi. Ben de durumu Fransızlara bildirdim. Konu onların çabaları ve Milli Emlak kanalıyla yargıya taşındı.

Bana, 'Biz girelim de çıkartabiliyorlarsa çıkartsınlar. Kimsenin bize gücü yetmez' diyor belediye.

Sonra bize bir yazı gönderildi. 'Sen işgalcisin, geriye dönük 5 yıl ödeme yapman gerekiyor' denildi.



Independent Türkçe'ye konuşan kaynaklar da 1 Haziran'a kadar ki süreçte ruhsata el konulmaya, atölye ve kafenin kapatılmaya çalışıldığını, son olarak işgalci damgası vurulduğunu söyledi. Kaynaklar ayrıca, kiranın Fransız Büyükelçiliği'ne bağlı bir vakfa verildiğini, bu paranın da Lape Hastanesi'ne bağışlandığını aktardı. 

"Yürütmeyi durdurma kararına rağmen tahliye edildi"

Cemal Cinbiz'in açıklamasına göre kaymakamlık, 22 Mayıs 2022'de atölyeye bir heyet gönderdi. 

Öğlen saatlerine kadar ifadeler alındıktan çok kısa bir süre sonra "tahliye edin" kararı çıktı.
 

Cemal Cinbiz
Cemal Cinbiz (solda) ve 2018'de hayatını kaybeden ünlü foto muhabiri Ara Güler/ Fotoğraf: Facebook​​​​​​​


"Nasıl oluyor da bir saat içerisinde buradan çıkıp kaymakamlığa gidiliyor, bu ifadeler okunuyor ve karar veriliyor. Bir hafta sonra yine bir kâğıt gönderip çıkın dediler" diyen Cinbiz, mahkemeye başvurduklarını ve "son saniyede" yürütmenin durdurulması kararı çıktığını söyledi. 

İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararına rağmen 1 Haziran 2022'de Beyoğlu Belediyesi ekipleri, tahliye için Zanaat Atölyesi'ne geldi. 

Tanıklar: En az 50 kişi geldi, orantısız güç kullandılar

Zanaat Atelye'nin bahçesindeki kafenin müdavimlerinden olan ve 1 Haziran'daki tahliyeye tanıklık eden bir mahalleli, çarşamba sabahı belediye ve zabıta ekiplerinden en az 50 kişinin geldiğini ifade etti. 

Independent Türkçe ve diğer basın mensuplarına konuşan mahalleli, “8-9 kamyonla birlikte gelip girdiler. El koymaya çalıştılar. Cemal Cinbiz bir süre direndi. Ardından kendini asmaya çalıştı. Zabıtalar bıçakla ipi kestiler. Zabıtalar sonrasında birkaç yumruk attı ve küfretti baya. Çok orantısız bir şekilde” dedi. 

Cemal Cinbiz'in Duvar Gazetesi'ndeki açıklamasına göre konuyu yargıya taşıyan Fransız avukatların da “Öyle bir güçle geliyorlar ki, aklımız almıyor. Baş edemiyoruz. Bir şeyler dönüyor” dediklerini savundu. 

Fransız Yetimhanesi'nin hikayesi

Zanaat Atölyesi'nin yer aldığı Fransız Yetimhanesi binası ve bahçesi, Boğazkesen Caddesi üzerinde yer alıyor. Binayla ilgili çok fazla kaynak yok. 

Ancak olaylar başladığından beri atölyeye daha çok gidip gelen, 20 yıldır da bu bina üzerinde araştırmalar yapan akademisyen Jean François Perouse, binanın tarihini basın mensuplarıyla paylaştı. 

Toulouse Üniversitesi Öğretim Üyesi Perouse, hikayenin 1866'da başladığını söylüyor. 
 

Fransız Yetimhanesi ferman
Duvar'ın Devlet Arşiv Başkanlığı aracılığıyla ulaştığı, mülkün "yetimhane kurulması için" Fransa'ya verildiğini gösteren ferman


Dönemin padişahı Abdülaziz, Fransız Yetimhanesi arsasını 1866'da, bir katolik topluluk olan Daughters of Charity of Saint Vincent de Paul'e (Aziz Vincent de Paul'un Hayırsever Kızları) veriyor. 

Zira bu topluluk birkaç yıl önce baş gösteren kolera salgınında halka çok yardım ediyor. Abdülaziz de kendilerine teşekkür mahiyetinde bir fermanla araziyi kendilerine hediye ediyor. Şart olarak da yetimhane kurulması isteniyor. 

O dönem arazide aynı zamanda bir de ortaokul var. Bu okulun binası bir süre yetimhanenin yönetim binası olarak da kullanılıyor. 

Yetimhanenin 1957'ye kadar faal olduğunu söyleyen Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü Eski Müdürü Jean François Perouse, binanın bu tarihten sonra Bebek'e taşındığını hatırlatıyor. 
 

Jean François Perouse.jpg
Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü Eski Müdürü Jean François Perouse/ Fotoğraf: Gökçen Tuncer


Perouse'un aktardığına göre bugünkü sorunun gerekçesi o dönemki kayıtlar. 

Beyoğlu Belediyesi'nin 1992'den beri bina ve bahçesiyle ilgilendiğini belirten Perouse, "O dönem kiralar, Osmanlı tarzında elden, resmi olmayan şekilde veriliyordu. Bugün ise Beyoğlu 
Belediyesi vergiyi gerekçe gösteriyor. Osmanlı'dan kalma hukuki bir boşluk var. Mülkiyet, Sultan Abdülaziz tarafından bir fermanla sağlanmış ve  Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmıyor" dedi. 

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Fransa Dışişleri Bakanlığı ve tapu kadastro temsilcilerinin 2015'te bir çözüm bulmak için bir araya geldiğini ancak sürecin devam ettiğini söyleyen Fransız akademisyen şöyle devam etti:
 
 

Devam eden hukuki sürece güvenmemiz gerekiyor. Tarihinin iyi araştırılması gerekiyor. O günkü müdahale çok orantısızdı. 

Geçmişten kalma hukuki durumlar doğrultusunda hareket edilmeli. Fiili güçle olmaz.

Bugün kadastroya bakıldığında arsanın Fransa Büyükelçiliği'ne ait olduğu görülüyor. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU