Dünya liderleri ne zaman özür diler?

Irkçılık, pervasızlık ve cinsel taciz suçlamaları onları, ‘bağışlanma’ dilemeye sevk ediyor

Güney Kore’nin başkenti Seul’de, ağlayan Kuzey Kore liderinin karikatürü. Fotoğraf: AP

Geçtiğimiz haftalarda İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ‘Partygate’ skandalı çerçevesinde Haziran 2020’de Kovid pandemisiyle mücadele kısıtlamalarını ihlal ettiği için parlamentodan özür diledi. 10 Downing Street’taki hükümet binasında 56. doğum günü münasebetiyle düzenlenen bir toplantıya katılmasının ardından bile kural ihlali yaptığının aklına gelmediğini dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, İngiltere’de görevdeyken yasaları çiğnediği için cezalandırılan ilk başbakan olan Johnson, kamuoyu önünde özür dilemek zorunda kalan ilk lider değil. Devletlerin arşivleri, liderlerin kendilerini pişmanlık duymaya ve kitlelerden af ​​dilemeye mecbur hissettikleri birçok benzer olayı saklıyor. Peki bunların başında hangileri geliyor?

Barack Obama

Temmuz 2009’da Harvard Profesörü Henry Louis Gates, anahtarlarını unuttuğu için Cambridge’teki evinin kapısını sökmek zorunda kalmasının ardından şehir polisi eve girmeye çalışan bir hırsız olduğunu düşünerek onu gözaltına aldı.

Bu tutuklama, Afrika kökenli Gates’in bir arkadaşı olan Barack Obama’yı öfkelendirdi ve polisin davranışını ‘aptalca’ olarak nitelendirmesine neden oldu. Ancak o dönemde bir ABD Başkanı tarafından yapılan bu açıklama, dikkatlerden kaçmadı ve ABD’de bazı bölgelerde tırmanan ırkçı bir tartışmayı alevlendirdi. 

Durumu düzeltmek ve toplumu sakinleştirmek için Obama, Massachusetts Eyaleti’ndeki Cambridge polis memuru ve tutuklamayı gerçekleştiren Çavuş James Crowley’i aradı ve kendisinden özür diledi. Obama, daha sonra “Talihsiz biçimde Cambridge Polis Müdürlüğü ya da Çavuş Crowley’yi kötülüyormuşum izlenimi veren sözlerime açıklık getirmek istiyorum. O kelimeleri daha iyi ayarlayabilirdim” açıklaması yaptı.

536641-1086839051.jpeg

Aktris Heather Lind, aktör Seth Numrich ve eski ABD Başkanı George HW Bush, TURN serisinin özel sunumunda bir fotoğraf için poz veriyor (AP)

​​​​​​



George HW Bush

Aktris Jordana Grolnick, eski Başkan George HW Bush’u 2016 yılında katıldığı bir tiyatro gösterisinin aralarındaki görüşmeleri sonrasında vücuduna dokunmakla suçladı. Aynı suçlama, ‘kendisine arkadan dokunduğunu’ belirten aktris Heather Lind tarafından da yöneltildi.

Bu iki suçlama, eski ABD Başkanının Ekim 2017’de ‘kendisini kötüleyen herkesten’ özür dilemesine neden oldu. Öyle ki medya organlarına konuşan Baba Bush’un Sözcüsü, “Başkan Bush 93 yaşında ve yaklaşık beş yıldır tekerlekli sandalye kullanıyor. Yani kolu, birlikte fotoğraf çekildiği kişilerin vücudunun alt kısmına kalıyor. Bazıları bu durumu masum görüyor, diğerleri uygunsuz buluyor. Başkan Bush, kendisini kötüleyen herkesten içtenlikle özür diliyor” açıklamasında bulundu.
 

536646-1361653034.jpeg

Güney Koreli yaşlı kadınlar, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon İmparatorluk Ordusu için köle olarak hizmet etmeye zorlandıkları gerekçesiyle Japonya hükümetinden tazminat ve resmi bir özür talep etmek üzere 22 Nisan’da gösteri düzenledi (AFP)

 

İspanya Kralı Juan Carlos

2012 yılında İspanya’da, aynı yılın Nisan ayında Botsvana’da yaptığı bir balık avı gezisi sırasında Kral Juan Carlos’un fotoğraflarıyla bir gürültü koptu. Zira Kral, elinde bir tüfekle, avlanma nedeniyle nesli tükenmekte olan ölü bir filin yanında görünüyordu.

Uçuş sırasında kalça kırığı nedeniyle hastaneye kaldırılan Carlos’a çok sayıda eleştiri yapıldı. Bazı taraflar, kanunlara ve hayvan haklarına aykırı davranmasının dışında ülkesinin durgunluk içinde olduğu ve işsizlik oranının yüzde 23’e yükseldiği bir dönemde Kral’ın rahat bir hayat sürdüğünü belirtti.

Hastaneden çıkar çıkmaz Kral Carlos, vatandaşlardan alışılmadık bir özür dileyerek, ava gitmekle ‘hata yaptığını’ dile getirdi. Halk, özrü sonrasında biraz sakinleşti, ancak ekonomik krizin kaosu ülkeyi sararken, Kral’ın ‘nesli tükenmekte olan hayvanları’ avlamaya gittiğini ise asla unutmadı.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Güney Kore lideri

Eylül 2020’de Güney Kore’de meydana gelen bir olayda, Balıkçılık Bakanlığı’nda görevli bir yetkili, Kuzey Kore sularında kaybolduktan sonra Kuzey Kore kuvvetleri tarafından öldürüldü. Bu talihsiz olay, Güney Koreliler arasında o kadar çok şok ve öfkeye yol açtı ki, Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-in, söz konusu yetkiliyi koruyamadığı için vatandaşlardan özür dilemek zorunda kaldı. Üst düzey yardımcılarıyla gerçekleştirdiği bir toplantı sırasında Moon Jae-in, “Kurbanın nasıl Kuzey Kore sularına gitmiş olduğuna bakmaksızın, yakınlarını kaybeden aile üyelerine en içten taziyelerimi ve başsağlığı dileklerimi sunuyorum” dedi. Cumhurbaşkanı ayrıca, “Hükümet, gerekçe göstermeksizin, vatandaşlarının güvenliğini korumaktan sorumludur” şeklinde konuştu.

 

Kuzey Kore lideri

Güney Kore yetkilisinin öldüğü bu olay, Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un’un güney komşusundan özür dilemesine neden oldu. Bu özür, birçok kişi tarafından ‘nadir’ olarak nitelendiriliyor. Bu çerçevede Pyongyang, yaşananların ‘kusurlu ve beklenmedik’ olduğunu dile getirdi. Ancak Kuzey Kore askerlerinin ‘yasadışı yollardan Kore sularına giren’ bir adama ateş açtığını belirtti.

Kimsenin bir gün kendi halkından özür dileyebileceğine pek inanmadığı Kim Jong-un’dan sürpriz bir özür daha geldi. Bu özür, Ekim 2020’de başkent Pyongyang’da Kuzey Kore İşçi Partisi’nin kuruluşunun 75. yıldönümünü kutlamak için düzenlenen büyük bir askerî geçit törenine katılımı sırasında gerçekleşti.

Jong-un, o dönemde ağladığını gören herkesi şaşkına uğrattı. Öyle ki ülkesini etkileyen ekonomik baskılar ortasında zor koşullarda yaşamak zorunda kaldıkları için halkından özür diledi. Beklenen ekonomik ilerlemeye ilişkin vaatlerinin yerine gelmemesi nedeniyle üzüntüsünü dile getiren Kim Jong-un, kasırgaların yanı sıra koronavirüs pandemisinin ve uluslararası yaptırımların bunun nedeni olduğunu savundu.

Kuzey Kore lideri, “Hayatlarınızı iyileştiremediğim ve büyük güveninizi yeterince ödüllendiremediğim için utanıyorum. Halkımızı zor yaşam koşullarından kurtarmak için gösterdiğim çaba ve özveri her şeyin üstünde değildi. Sağlığı yerinde olan tüm vatandaşlarımıza minnettarım” dedi.

536656-486607383.jpeg

Güney Koreli kadınlar, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 50. yıl dönümünde Japon sömürgeciliği sırasında cinsel sömürünün kurbanı oldular (AFP)


Justin Trudeau

2019 yılında Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 21 Ekim 2019’da yeniden seçilmesi için kampanya yürütürken, ‘özür dilemesine ve düşüncesiz davranışından dolayı pişmanlığını dile getirmesine’ neden olan bir fotoğraf ortaya çıktı.

Fotoğraf, daha önce öğretmenlik yaptığı okul tarafından 2001 yılında 29 yaşındayken düzenlenen bir partide çekilmişti. Sarık takmış ve siyahi bir adam kılığına bürünmek için ellerine, yüzüne ve boynuna koyu renk makyaj yapmıştı.

Time dergisinin fotoğrafı yayınlaması sonrasında Trudeau, ırkçılık suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Medya organlarına Kanada Başbakanı, “Vancouver’da öğretmendim. Binbir Gece Masalları adlı yılsonu partisine katıldım. O dönemde Alaaddin kılığına girdim. Bir hata yaptım ve daha dikkatli olmalıydım. Ama bunun tam tersi oldu ve son derece üzgünüm” açıklamasında bulundu.

Trudeau, “Seçimimin ve davranışımın sorumluluğunu üstleniyorum. O dönemde bunun ırkçı görüneceğini düşünmemiştim. Ama şimdi bunun ırkçı bir şey olduğunu kabul ediyorum ve özür diliyorum” dedi.

 

Diğer halklara özürler

Bazı çağdaş liderler, onlarca yıl geriye dönüp ülkelerinin diğer ülkelere karşı işlediği suiistimaller için özür dilemeyi seçti. Bunların arasında, İtalya’nın 1940’ta Almanya’nın müttefiki olarak savaşa girmesi sonrasında Kanada’nın İkinci Dünya Savaşı’nda 600’den fazla İtalyan’ı tutuklaması nedeniyle İtalya’dan özür dileyen Justin Trudeau da bulunuyor.

Trudeau, Temsilciler Meclisi’nde Kanada Hükümeti adına resmi özrünü sundu. Mevcut belgelere göre İtalyan kökenli yaklaşık 31 bin Kanadalının, ‘düşman bir devletin vatandaşları’ olarak kabul edildiğini ve bunun onlara karşı zarara ve ayrımcılığa yol açtığını açıkladı.

Aynı şekilde İkinci Dünya Savaşı sırasında ve Japonya’nın Güney Kore’yi sömürgeleştirdiği 1910’dan bu yana on binlerce Koreli kadın, Japon ordusunun mensuplarıyla seks yapmaya zorlandı. Japonya’nın bu suçu yıllarca inkâr etmesinin ardından, Kabine Baş Sekreteri Yohei Kono, 1993’te Japon askerlerinin uğrak yeri olan genelevlerde çalışmaya zorlanan kadınların varlığını kabul etti ve özür diledi.

Ayrıca aynı dönemde Japonya Başbakanı Kiichi Miyazawa, bu ihlaller nedeniyle birçok vesileyle özür diledi. Güney Kore Ulusal Meclisi huzurunda yaptığı konuşmada Miyazawa, “Son günlerde, Japon İmparatorluk Ordusu’na hizmet eden ‘zevk kadınları’ konusu gündeme geldi” dedi.

Zarar gören kurbanlarını tazmin etmek isteyen Güney Kore açısından önceki iki özür yeterli değildi. Bu durum, 2015 yılında Japonya Başbakanı Şinzo Abe’yi, ‘Japon hükümetinin askeri yetkililerinin, yarımadanın sömürgeleştirilmesi döneminde kadınları seks kölesine dönüştürmekte rol oynadıklarını itiraf ederek’ bu kadınlardan özür dilemek zorunda kaldı. Ayrıca iki ülke, Japonya’nın hayatta kalan kadınlara, maruz kaldıkları zararlardan dolayı yasal sorumluluklarını kabul ederek yaklaşık 9 milyon dolar tazminat ödediği bir anlaşma imzaladı.

536651-1285226132.jpeg
Fransa’daki Harkiler tarafından kendilerine saygı duyulması talebiyle düzenlenen bir gösteri (Sosyal medya organları)



Önceki yıllardan bir başka mesele, tartışma masasına koyulana kadar asla durulmadı. Bu; 1954 ve 1962 yılları arasında Cezayir kurtuluş savaşı sırasında Fransız güçleriyle eski Cezayir işbirlikçisi olan Cezayirli Harkiler meselesi. 18 Mart 1962’de Fransa ile Cezayir arasında Evian Anlaşmaları imzalanır imzalanmaz Fransa hükümeti, Harkilerin çoğunu kabul etmeyi reddetti ve onları, silahsızlandırdıktan sonra Cezayir’de kendi kaderlerine terk etti. Kabul ettiği 42 bin Harki’yi bile, derme çatma kamplara yerleştirdi ve en basit tabirle insanlık dışı, zalim ve sefil koşullarda yaşamaya zorladı.

Ağustos 2001’de Fransa, 25 Eylül gününü Harkiler için ulusal bir gün ilan etti. Ardından 25 Eylül 2016’da eski Cumhurbaşkanı François Hollande, Fransız devletinin Harkileri kaderine terk ederek, savaş sırasında ve sonrasında katledilmelerine yol açan sorumluluğunu tanıdığını açıkladı. Bu ifade, üstü kapalı bir özür olarak sayılıyor.

Fransız cumhurbaşkanları arasında bu konuyla ilgili ilk özür ise, 20 Eylül 2020’de Elysee Sarayı’nda yaptığı konuşmada Harkilerden resmi ve alenen ‘bağışlanma’ isteyen Emmanuel Macron’dan geldi.

Macron’un girişimi temelinde Fransa parlamentosu, özür yasasını tartıştı ve yasa, bu yılın Şubat ayında oy çokluğu ile kabul edildi. Yasa ayrıca, Harkilerin aileleri için ‘tazminat’ öngörmesinin yanı sıra sembolik ve pratik adımlar da içeriyor. 2022 taslak bütçesinde tazminatın ödenmesi için 50 milyon Euro tahsis edildi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU