DSP Genel Başkanı Aksakal: HDP hariç her partiyle ittifak konuşulabilir

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal her partiyle ittifak konusunda görüşebileceklerini kaydetti. Aksakal HDP ile görüşme şartını ise "'PKK terör örgütüdür, PKK’yı reddediyoruz, silahları bırakıp teslim olmalıdır' derse olabilir" ifadeleriyle açıkladı

Fotoğraf: AA

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, AK Parti ve MHP'nin ortak hazırlayarak Meclis'e getirdiği seçim kanunu teklifini "hâkim" partilerin ittifakları belirlediği bir yapı yaratıldı" ifadeleriyle değerlendirdi.

Cumhur ya da Millet İttifakı'ndan kendilerine "İttifaka katıl" önerisinin gelmediğini belirten Aksakal, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı üyeleriyle oturup konuşabileceklerini ancak HDP ile bunun mümkün olmadığını söyledi.

Gazete Duvar'dan Serkan Alan'a konuşan Aksakal'ın açıklamalarından bir kısmı şöyle:

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Cumhur İttifakı’nın seçim kanununda değişiklikler öngören teklifi Meclis’e geldi ve Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi. Siz teklifi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda bir açıklama yapmıştım ve "Dağ fare doğurdu" demiştim. Yaklaşık bir buçuk senedir gündemde olan bu konuda çalışma yaparak önerilerimizi Adalet Bakanı, Meclis Başkanı, Meclis’teki siyasi partilerin genel başkanlarına vermiştik. HDP’ye vermemiştik. Sonrasında randevu talebimize olumlu yanıt veren Sayın Cumhurbaşkanı’na da götürmüştük.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, seçim barajı denilen kavramın ortaya konulmasındaki gerekçelerden birisi olan yönetimde istikrar konusunu ya da sıkıntısını ortadan kaldırmış oldu. Yönetim bir kişi tarafından oluşturuluyor. Cumhurbaşkanı hükümeti kuruyor. Dolayısıyla bir istikrarsızlık söz konusu değil. Yani hükümet güven alır mı, almaz mı? Ya da güvensizlik oyu ile düşürülür mü, düşürülmez mi? Bu hususlar tamamen ortadan kalkmış durumda. Bu yönetimde istikrarın varlığına işaret eden göstergeler. Geriye ne kaldı? Temsilde adalet…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Cumhurbaşkanı'nın seçimi ilk turda kazanması, seçmenin yüzde 50’sinden bir kişi fazlasının oyunu alması şartına bağlandı. Ancak görüldü ki bu anayasa değişikliği yapıldıktan sonra, hiçbir siyasi yapı ilk turda böyle bir sayıya ulaşamayacak. O zaman bunu nasıl aşabiliriz? İttifak kanunu denilen kanunu hazırladılar. Her siyasi partinin Meclis’e girebilmesine olanak sağlama karşılığında Cumhurbaşkanlığına oy almayı hesaplayarak ittifak yasası çıkarıldı. Bu da bir hâkim parti dominantlığını ortaya çıkardı. Hâkim parti, hangi siyasi partiyi o yapı içerisinde görmek isterse, orada olabiliyorsunuz. Şimdi bu manzara karşısında bir seçim kanunu getirdiler ve "barajı yüzde 7’ye indireceğiz" dediler. Oysa parlamentodaki partilerin, AK Parti’nin "seçim barajını sıfıra indireceğiz" diye taahhütleri var. O zaman neden yüzde 7? Yüzde 7'ninbir nedeni olmalı.

Sizin bir çıkarımınız var mı bu aşamada?

Bu kanun değişikliği teklifi, seçime tek başına girdiklerinde parlamentoya katılamayacaklarını bilen partilerin bir ittifaka mecbur edilmesi amacı taşıyor. Hâkim partiler, diğer partileri kendi ittifaklarına katılmaları noktasında mahkûm hissettirmek için söz konusu yasal düzenlemeyi bu noktada tutuyorlar.

Seçim kanununda değişiklik yapılmasına dair önerilerinizi Cumhurbaşkanı, bakanlar ve siyasi partilere sunmuştunuz. Bu önerileriniz karşılık buldu mu?

Bunun üzerine çalışacaklarını söylemişlerdi. Mesela bizim önerilerimiz içerisinde, 20 milletvekilinin bir araya gelip bir partide grup kurup, o partinin seçime girme yeterliliğini sağlaması kuralının kaldırılması vardı. Bu hakkaniyetsizlikti. Bunun önlenmesi lazım diye de önerimiz vardı. Bugünkü teklifte bunu getirdiler ve bu önerimiz gerçekleşmiş oldu. Bu doğru bir adım ama hazine yardımının hakça paylaşımı konusuna hiç dokunulmadı. Buna yönelik adımları da önermiştik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeniz ses getirmişti. "DSP Cumhur İttifakı’na mı dahil oluyor" sorusu gündeme gelmişti.

Cumhurbaşkanı ile görüşmemizden önce Kemal Bey, Meral Hanım ile de görüştük. Sayın Mustafa Destici, Gültekin Uysal, Karamollaoğlu ile de görüştük… Hiçbirisinde, "DSP’nin bir ittifak içerisinde veya kendilerine ait bir ittifak içerisinde yer alıp almayacağı hususu" ya da "İttifakta yer alır mısınız? Almaz mısınız?" konusu ima yolu ile dahi konuşulmadı.

"Hâkim partiler" dediniz. Bu sıfatı hangi kritere göre söylüyorsunuz?

Bugün itibariyle eğer baraj yüzde 7’ye inerse, yüzde 7 oyu garanti edebilecek partiler hâkim partidir. Bugün itibariyle kamuoyu araştırmalarına göre AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ve HDP hâkim parti pozisyonuna girmiş bulunuyor.

DSP’ye bu zamana kadar hiç “ittifakımıza katılın” çağrısı gelmedi mi?

Hayır hiç olmadı. Zaten ortada bir seçim yok. Seçimler 2023 yılında yapılacak savını ortaya atan bir iktidar var. Erken seçimlerin yapılabilmesi için 360 milletvekilinin Meclis’te el kaldırması gerekiyor. Bu karar alındıktan sonra partiler bir ittifak içerisinde yer alacak mı, almak isteyecek mi bu konuşulabilir.

Peki ittifak amacıyla masaya otururken kırmızı çizgileriniz neler?

Bizim kırmızı çizgimiz çok net. Anayasanın ilk üç maddesinde yazılan kriterler bizim kırmızı çizgimiz. Bu kriterlerle sorunu olan bir siyasi yapıyla bizim yan yana durmamız ya da birlikte hareket etmemiz söz konusu olmaz. Çok açık ifade ediyoruz, HDP gibi bir partiyle herhangi bir ittifak içerisinde asla olmayız. Bu kendimizi inkâr anlamına gelir. Ama bunun dışındakilerle politikalarımızdaki farklılıklar üzerinde tartışılabilir.

AK Parti ve MHP’yle ittifak çerçevesinde oturup konuşabilirsiniz değil mi?

Evet. CHP’yle de İYİ Parti’yle de görüşürüz. Bunlar siyasetin doğası içerisindeki hadiseler. HDP’yle niye görüşmeyiz? Bu da çok net. HDP bugün çıkar, "PKK terör örgütüdür, biz bunu anladık. Kürt sorunun çözümü parlamentoda karşılık bulacaktır. PKK’yı reddediyoruz, silahları bırakıp teslim olmalıdır" derse olabilir. HDP bugün legal bir partidir ama işleyişi itibariyle meşruiyetini kaybetmiş bir partidir.  

 

 

 

Gazete Duvar

DAHA FAZLA HABER OKU