ÇHD davası... Davanın iki tanığı FETÖ mensubu polisler tarafından Ergenekon ve Selam Tevhid kumpaslarında da kullanılmış

Binlerce sayfadan oluşan Hollanda/Belçika belgeleri denilen dijitallerin, FETÖ hükümlüsü eski polis şefi Akyürek tarafından imzalanarak arşive alındığı ortaya çıktı. Belgeler, incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderildi

Çağdaş Hukukçular Derneği'ne yapılan operasyonlar, avukatlar tarafından protesto edilmişti / Fotoğraf: Twitter

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, ÇHD üyesi Barkın Timtik, Özgür Yılmaz ve Oya Aslan'ın tutuklu yargılandığı dava, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme, Kozağaçlı, Timtik, Aslan ve Yılmaz'ın tutukluluk halininde devamına karar verdi.

2007 yılından beri bulunamayan Hollanda/Belçika belgeleri denilen dijitallerin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderildikten sonra görülen ilk duruşmaya, Kozağaçlı, Timtik, Yılmaz ve Aslan katıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2007'den beri bulunamayan belgeler dosyaya girdi, Adli Tıp'a gönderildi

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Türkiye'den ve uluslararası kuruluşlardan çok sayıda avukatın takip ettiği davanın bir önceki duruşmasında mahkeme, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün gönderdiği dijitallerin Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek incelenmesi istemişti. 

Avukatlar, "resmi belgede sahtecilik" ve "resmi belgeyi yok etmek" suçlarından hapis cezasına çarptırılan FETÖ hükümlüsü eski polis şefi Ramazan Akyürek tarafından imzalanarak Emniyet Genel Müdürlüğü arşivine alınan Hollanda/Belçika belgelerinin dikkatli bir şekilde incelenmesini talep ediyordu. 

İnceleme sürüyor

Duruşma, mahkeme Başkanı Ali İhsan Horasan'ın, binlerce sayfadan oluşan belgelerin Adli Tıp'ta incelenmesinin devam ettiğini belirtmesiyle başladı. 

Savcı, tutukluluk halinin devamını istedi

Savcılık, delil durumunu ve belgelerin incelenmesini devam etmesini gerekçe göstererek sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesini talep etti. 

Avukat Aydın: Tanık olarak kullanılan kişiler başka kumpas davalarında da yer aldı

Savcılığın talebinin ardından sanık avukatlarından Derviş Aydın söz aldı. Aydın, dosyayı hazırlayan emniyet personelinin Selam Tevhidde Kumpas davasında yargılandığını belirterek söze başladı. Selam Tevhidde Kumpas dosyasında Yargılanan eski emniyet personellerinin sahte ifade üretimi ve dijital materyaller ürettiği gerekçesiyle suçlandığını belirten Aydın, ÇHD dosyasında tanık olarak gösterilen Selçuk Aymaz ve İsmet Özdemir'in FETÖ mensubu polisler tarafından Ergenekon ve diğer kumpas davalarında kullanıldığını da ifade etti. 

"Dosyanın ilk savcısı, soruşturmayı yürütten polisler kaçak, avukatlar tutuklu"

Demir'in ardından, avukat Oğuzhan Topalkara, dosyaya giren Hollanda/Belçika belgelerinin yaklaşık 20 yıllık aradan sonra 'bulunduğunu' vurguladı. "Fethullahçı polis ve savcıların defalarca gördüğü bu belgelerin biz ne olduğunu bilmiyoruz" diyen Topalkara, tutuklu avukatların tahliyesini talep etti. 

Topalkara ayrıca, dosyada yargılanan avukatların kaçak konumunda olmadığını belirtti ve "Dolayısıyla bu dosyada bizden yana kaçak yok. Ama dosyanın kaçağı var. Bu dosyanın kaçağı, soruşturma - iddianame savcısı Adem Özcan" dedi. Soruşturmayı yürüten kolluk güçlerinin de kaçak olduğuna vurgu yapan Topalkara, "Bu dosyanın soruşturmasını yürüten kolluk kaçak. Ve siz bu kaçakların topladığı, 'oluşturduğu' deliller ile yazılan iddianame üzerinden 6 yıldır meslektaşlarımızı yargılıyorsunuz." diye konuştu. 

Kozaçağlı: Akyürek'in bize yaptıklarına değil, Cumhurbaşkanı'na yaptıklarına karşısınız

Avukatların beyanlarının ardından ÇHD'nin tutuklu Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı söz aldı. Kozağaçlı, FETÖ hükümlüsü eski polis şefi Ramazan Akyürek imzalı Hollanda/Belçika belgelerinin mahkeme tarafından kabul edilmesine değindi ve "Ben size hak veriyorum. Size siyaseten hak veriyorum. Çünkü Ramazan Akyürek'in bize yapmış olduğu şeyleri değil, sayın Cumhurbaşkanı'na, iktidar partisine karşı yaptıklarına karşısınız" dedi.

"Hakkımdaki soruşturmanın kumpas olduğuna yönelik dava var"

Kozağaçlı, kendisiyle ilgili ilk resmi işlemin 6 Kasım 2012'de yapıldığını ifade ederek, şunları söyledi:

30 Ekim 2012'de gözaltına alınan Selçuk Aymaz adındaki bir şahıs, 'Ben örgüt üyesiyim. Selçuk Kozağaçlı da ben gözaltına alındığımda avukatım olarak geliyor' demiş. Ama o sırada Süleyman Taçbaş adında başka bir avukat ifadeye giriyor. Savcı Adem Özcan da bundan sonra benim hakkımda 6 Kasım'da soruşturmayı başlatıyor. Ama İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılmış bir davada, hakkımdaki soruşturmanın kumpas olduğuna dair bir dava var. Savcı Adem Özcan kumpasçı olduğu için yargılanıyor ve hüküm giydi. Süleyman Taçbaş hüküm giydi, avukatlıktan atıldı.

"Bizi jandarma-polis dayağıyla terbiye olmayız"

Selçuk Kozağaçlı, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

Bizi terbiye etmek için tutuyorsanız biz hapisle terbiye olmayız, biz jandarma-polis dayağıyla terbiye olmayız, açlıkla terbiye olmayız.

Bu işler bizi terbiye etmek içinse terbiye olmayız. Tutuklama tedbirse, altı yıllık tutukluluğun tedbir değeri olmaz, ayıptır. Diyorsanız ki, ‘Ben seni bırakırsam bu yargılamayı bana yaptırtmazlar’ o başka. Beni daha önce bırakan yargıçlara devam ettirmediler. Herkesin çoluğu çocuğu var.

Yıllardır tutuklu tutulan insanlar hakkında açılan soruşturmanın usulsüzlüğü var, soruşturma ve yargılama sürecinde görev yapan kolluğun yargılandığı ve hüküm kurulduğu bir durum var. Bunlar çok büyük delillerdir. Daha ne olsun?

Timtik: Bu gidişle bizim sonumuz da ablam Ebru Timtik'le aynı olacak

Kozağaçlı'nın ardından duruşma, tutuklu avukatlar Oya Aslan, Özgür Yılmaz ve Barkın Timtik'in beyanlarıyla devam etti. Timtik, "Ben adil yargılanma talebi karşılanmadığı için ablamı, Ebru Timtik'i kaybettim. Bu gidişle, bu adaletsizlikle bizim sonumuz da aynı olacak" dedi.

Tutukluluk halinin devamına karar verildi

Tutuklu avukatların beyanlarının ardından mahkeme karar için ara verdi.

Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Kozağaçlı, Timtik, Aslan ve Yılmaz'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 1 Haziran'da görülecek.

Dava ne aşamada?

Yargıtay'ın 2020 Eylül'de almış olduğu kararında, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada yargılanan 14 avukat hakkındaki mahkumiyet hükmünü onanmış, Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Ezgi Çakır'e verilen ceza bozulmuştu. Yargıtay'ın kararında Ebru Timtik'le ilgili verilen karar, adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucu eyleminde hayatını kaybettiği için düşmüştü.

Yüksek mahkeme kararında, Kozağaçlı'ya örgüt üyeliği suçlamasıyla 10 yıl 15 ay hapis cezasını bozmuştu. Kararda, Kozağaçlı'nın 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde örgüt yöneticiliğinden yargılandığına işaret edilmişti. Kozağaçlı'nın yargılaması bu nedenle 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde değil, 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılıyor.

Yargıtay, diğer tutuklu sanık Barkın Timtik'e örgüt yöneticiliği suçundan verilen 18 yıl 9 aylık hapis cezasını da bozmuş, Timtik'in örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanması gerektiğini belirterek hakkında yöneltilen suçlamanın somut delillere dayanmadığı belirtilmişti.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU