Yeni Şafak yazarı Kılıçarslan: Geçim derdi

“Orta sınıf dolce vitanın bittiğini kabul edip ayağını yorganına göre uzatmayı öğrenecek”

Fotoğraf: Twitter

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Türkiye’de halkın pahalılığı iliklerinde hissettiğini söyledi. Orta sınıf masalı olarak adlandırdığı olgunun bütün dünyada bittiği görüşünü dile getiren Kılıçarslan, “Orta sınıf dolce vitanın bittiğini kabul edip ayağını yorganına göre uzatmayı öğrenecek” dedi.

Kılıçarslan, bugünkü köşe yazısında “Ekonomik olarak Türkiye’nin önünün daha açık olduğu bir dönem hatırlamıyorum” görüşünü dile getirdi.

Yazısının devamında giderek pahalılaşan hayata değinen Yeni Şafak yazarı, şunları yazdı:

Net şekilde ifade etmem gerekir ki “geçim derdi” bütün bunların önüne, hatta tam önüne geçmiş durumda Türkiye’de. Hatırlayanlarınız olacaktır. Döviz krizinde bazı ürünlerin değil zamlanması, fiyatları bile oluşmadı. Esnaf, malını satmaktan yana olmadı çünkü. Döviz yüzde 30 aşağı gelmesine rağmen o krizde oluşan fiyatlar yerli yerinde duruyor. Aksi yönde bir hareketlilik görmüş değiliz.

Diğer yandan, yüksek döviz kuruyla ihracata yönelen üretici, iç piyasaya mal tedariki konusunda ya gönülsüz davranıyor ya da çok yüksek fiyatlar öne sürüyor. Bu da iç piyasaya mal tedariki işini o ya da bu oranda ya sekteye uğratıyor ya da olmayacak fiyatlarla karşılaşıyorsunuz. Bu işin iç piyasaya bakan bir cephesi. Öteki cephe ise doğrudan “geçim derdi” içerisindeki halkın iliklerinde hissettiği pahalılık.

“Orta sınıf”a dair eleştirilerini dile getiren Kılıçarslan, şunları kaydetti:

Hep söyledim, yine söyleyeceğim. Gereğinden fazla desteklenmiş, gereğinden fazla şımartıldığını düşündüğüm ve benim de bir mensubu olduğum orta sınıfın “öldük bittik” kampanyalarına dün itibar etmediğim gibi bugün de itibar etmiyorum. “Vaatlerle kuşatılmış orta sınıf masalı” dünyanın her yerinde bitiyor, Türkiye’de de bitecek o ya da bu şekilde. Orta sınıf, gerçekten orta sınıf olduğunu hatırlayıp kabullenene kadar da sürecek bu bitiş. Çünkü “vaatlerle kuşatılmış orta sınıf masalı” sürdürülebilir değil. Bunu dediğimde doğrudan iktidarı savunduğumun düşünüleceğini bilsem de diyeceğim: “Orta sınıf dolce vitanın bittiğini kabul edip ayağını yorganına göre uzatmayı öğrenecek.”

Durum, alt sınıflar ve prekarya için zor asıl. Elektrik, doğalgaz, su, ekmek, gıda ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını döndürebilecek bir “minimum ekonomik düzen” kuramadı çünkü alt sınıflar. Geride bıraktığımız döviz krizin kargaşasının en mühim yarası alt sınıflarda açılmış oldu böylece.

“Köklü müdahale yapılmalı”

Buraya çok köklü bir müdahale yapılmalı. Elektrik ve doğalgazda hükümetin bir düzenleme çalışması yaptığı geliyor kulağımıza. Bu iyi bir haber ama yetmez. Alt sınıflar ve prekaryanın geçim derdinin “minimum ekonomik düzen”e bağlanması şartı var. Sübvansiyonla mı olur, başka yöntemlerle mi bilemem.

Tabii, şimdi bana bir dünya eleştiri sıralayacaksınız. Sıralayın, fark etmez. “Sosyal adaletin temin edilmediği toplumsal düzlem, toplumsal da olmaz düzlem de” diyeyim de eleştirirseniz eleştirin. Bizimki gibi ülkelerin en büyük sorunu, romantik hülyalara dalmış “idealistler”le çıkarından başkasını tanımayan “Makyavelciler” arasına sıkışıp kalmaktır.

İdealistlere kötü haberim şu: Artık alt sınıfların orta sınıflaşacağı, herkesin müreffeh şekilde yaşayacağı bir ekonomik düzlemi kalmadı dünyanın. Yeni hedef “toplumun bütün kesimlerinin hayatta kalması”dır. Kapitalizmin gelip dayandığı lanetli yer burasıdır. Makyavelistlere kötü haberim ise şudur: Sadece kendini düşündüğün bir toplumsal zemin inşa etmeye devam edersen leşini ayrı, başını ayrı sererler yere. Ona göre.

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU