Hürriyet yazarı Fırat: Enes’in ardından

“Anne babalar, ahlak ve din öğretmek için çocukları bu yapılara teslim etmeyi artık bıraksınlar”

Fotoğraf: Twitter

Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat, cemaatin “yurt” adı altındaki bir evinde kalan ve gördüğü baskılar sonucu yaşamına son veren Enes Kara’yı köşesine taşıdı.

Fırat, bugünkü köşe yazısında “Sessizliği tercih edenlerden değilim... Sadece bu konudaki yazım gündem nedeniyle bugüne kaldı. Üstelik sessizliğin karşısında mümkün olduğunca ses çıkarıp Enes Kara’nın ölümünün unutulmamasını, unutturulmamasını, başka Enes’lerin intiharlarının engellenmesini, birilerinin eğitim kurumlarından ya da yurtlardan başlayarak adeta robot yetiştirip yeniden devlete sızmasının önüne geçilmesini savunuyorum” dedi.

Hatanın bir kere yapıldığını, ikincisinde bunun isminin “hata” olmadığını ifade eden Fırat, “FETÖ’nün yapılanmasını, devlete nasıl sızdığını ve sonra nasıl yerleştiğini, darbe girişimini A’dan Z’ye hepimiz biliyoruz” ifadesini kullandı. Darbe girişiminin ardından üst düzey bir devlet yetkilisi ile yaptığı görüşmeyi anlatan Fırat, şunları yazdı:

Enes’in ölümü bana o darbe girişiminden yaklaşık iki yıl sonra görüştüğüm üst düzey bir güvenlik görevlisinin çok dikkat çeken sözlerini hatırlattı. Üst düzey güvenlik görevlisi, “Devlette başka cemaat ya da tarikatlar için benzer bir tehlike var mı? FETÖ’nün boşluğunu doldurmaya çalışanlar var mı?” sorusuna şu yanıtı vermişti:

“Siyaset adına hassas, devlet adına gerekli konu. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde bu yapılar, legal görünümlü illegal yapılar olarak tarif ediliyor. Tarikatlar artık bürokratik örgütlenme derdinde olmamalı. Zaten AK Parti sayesinde din ve devlet barışı sağlandı. Eğer tarikatlar örgütlenmek istiyorlarsa bunun yolu belli; siyasi parti kursunlar. Ne yazık ki bazı aktörlerde bir boşluk doldurma fikir ve güdülenmesi var. Ancak ortada bir boşluk yok. Yine de dikkat edilmesi lazım. Bunlara dikkat edilmezse 10 yıl sonrası için bir başkası yine tehlikeli bir noktaya gelebilir.”

Fırat konu hakkındaki kendi görüşlerini de şöyle anlattı:

Siyaset adına hassas bir konu olduğunu neredeyse hiçbir siyasi partinin gerçek anlamda topa girmediğinden anladık. Oysa mutlaka girmeleri, uyarılarda bulunmaları gerekiyordu. Devlet ise önlemini almak, 10 yıl sonra aynı tehlikeyi yaşama olasılığına karşı mücadelesini yürütmek zorunda. Gelelim ana-babalara... Bilim ve teknoloji çağında üstelik tüm dünya cebimizdeyken hem baskı yapmayı hem de ahlak ve din öğretmek için çocukları bu yapılara teslim etmeyi artık bıraksınlar.

 

Hürriyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU