Gezi davası... Mahkeme, oy çokluğuyla Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi

Kavala, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi hakkında yaptığı açıklamada "Soros artığı" ifadesini kullanmasının ardından duruşmaya katılmayacağını duyurmuştu. Duruşmaya gelmeyen Kavala, SEGBİS'le katılmayı da reddetti

Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala / Fotoğraf: Twitter

İstinaf mahkemesinin bozma kararıyla birlikte Yargıtay'ın bozduğu Çarşı davasıyla birleştirilen Gezi Parkı davasının ikinci duruşması, İstanbul Adliyesi'nde görüldü. Mahkeme, oy çokluğuyla Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın tek tutuklu sanığı, iş insanı Osman Kavala, SEGBİS'le bağlanması beklenen duruşmaya katılmadı. 

Kavala, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi hakkında yaptığı açıklamada "Soros artığı" ifadesini kullanmasının ardından duruşmaya katılmayacağını duyurmuştu.

Duruşmayı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekilleri ile demokratik kitle örgütleri ile uluslararası kuruluşların temsilcileri takip etti.

"Gezi umuttur, yargılanamaz"

Duruşma öncesinde Taksim Dayanışması adına adliye önünde yapılan basın açıklamasında, şu ifadeler kullanıldı:

"Osman Kavala bir kez daha yargılanmak isteniyor. Yeryüzündeki tüm renklerine sahip çıkan, siyah ve beyazı olan Çarşı ailesi bir kez daha yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz. Çünkü haklıyız, dayanışma, paylaşma, emek yargılanamaz. Bu akıl ve hukuk dışı dava derhal geri çekilmeli, kurgu ithamlarla yargılanmak istenen arkadaşlarımız hakkındaki iddialar düşürülmeli, somut hiçbir delil olmadığı halde 1487 gündür siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala serbest bırakılmalıdır. Biliyor ve inanıyoruz ki Gezi hep haklı. Gezi umuttur, umut yargılanamaz." 

Duruşma, sanıkların ve avukatlarının beyanlarıyla başladı. Savunma yapan sanıkların tamamı beraatini istedi. 

"Beşiktaş emniyeti bize plaket verdi"

Savunma yapan sanıklardan Ayhan Güner, Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı'yı temsilen Gezi Parkı eylemleri sırasında  Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürü'nün kendisini aradığını belirterek, "Eylemler boyunca emniyetle irtibat halindeydik. Eylemler sırasında Beşiktaş'ta kimse hayatını kaybetmedi. Hatta bu nedenle Beşiktaş Emniyet Müdürü bize plaket verdi. Ortada bir suç varsa dönemin Beşiktaş Emniyet Müdürü de sanık olmalı" dedi

"Gezi'yi savunacağız"

Taksim Dayanışması üyelerinden Can Atalay, Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman ise, bir sonraki duruşmada beyanlarını vereceklerini belirterek, Gezi Parkı eylemlerini savunma yapacaklarını ifade etti.

Kavala'nın avukatı Aytöre: Beraatten sonra apar topar suç üretildi

Çarşı üyelerinini ve avukatlarının savunmalarından sonra, davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala'nın avukatı Deniz Tolga Aytöre söz aldı. "Öncelikle müvekkilimizin duruşmalara katılmama hakkını desteliyoruz. Çünkü masumiyet karinesi açıkça ihlal edildi." diyerek söze başlayan Aytöre, Kavala'nın beraatinden sonra apar topar bir suç türetilerek tutuklandığını ifade etti. 

"İddianame buram buram suç kokuyor, mahkemeye yalan söyleniyor"

Aytöre, Kavala hakkındaki iddianameye yönelik "Buram buram suç kokuyor bu iddianame. İddianame, mahkemeye yalan söylüyor. İddianamede baz istasyonlarının verilerine göre aynı yerde sinyal verdiği belirtiliyor. Ama bir görüşme içeriği yok. İddianamedeki baz istasyonları verileri, Osman Kavala'nın lehine delildir aslında." dedi.

"Kamu yetkisi kötüye kullanılıyor"

Kavala ile Henri Barkey'in arasında görüşme olmadığına dair Emniyet Genel Müdürlüğü'nün raporu olduğunu belirten Aytöre, müvekkilinin tutuklu yargılanmasının artık adil yargılanma hakkının ihlalinden de öteye geçerek, kamu yetkisinin kötüye kullanılması boyutuna geldiğini ifade etti. 

Prof. Bayraktar: AİHM kararını uygulamamak anayasayı ihlaldir

Kavala'nın bir diğer avukatı Prof. Köksal Bayraktar ise, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Osman Kavala hakkındaki ihlal kararının Türkiye'de uygulanmasının zorunlu olduğunu ve bunun anayasal bir kural olduğuna işaret etti. Prof. Bayraktar, AİHM kararının uygulanmamasının anayasa ihlali olduğunu belirterek, "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kanun hükmündedir. Türkiye'deki yargı organları buna uymak ve saygı duymak zorundadır." dedi.

"Müvekkilimiz ve bizler siyasi baskı altındayız"

Bayraktar, "Eğer Türkiye AİHS'e imza atmışsa ve AİHM bir ihlal kararı vermişse ve de Osman Kavala 4 yıldır tutukluysa, Türkiye'de mahkemeler anayasa ihlali suçu işliyor." dedi ve ekledi:

Uzun süren bu tutukluluk hali, bizi suçlamalarla ilgili savunmamızı yapamama haline getirmiştir. Çünkü biz sürekli tutukluluk hali tartışıyoruz ve esasa giremiyoruz. Müvekkilim ve bizler, siyasi baskı altındayız. Hiçbir siyaset adamının müvekkilimizle ilgili 'Şunun artığıdır' deme hakkı yok. Hiçbir siyasetçi, müvekkilimiz hakkında 'Mahkum olacaktır. Daha sonra da Türkiye'den dışarı çıkarılacaktır' deme hakkı yoktur.

"Vereceğiniz kararla, Avrupa'ya 'Türkiye çağdaş bir ülkedir' mesajı vereceksiniz" diyen Prof. Bayraktar, "Sizden talebimiz, vereceğiniz kararla bunu herkese ilan etmenizdir" ifadesini kullandı.

Savcılık: Tutukluluk halinin devamına karar verilsin

Bayraktar'ın ardından mahkeme, savcılıktan mütalaasını sordu. Savcılık, Kavala'nın tutukluluk halinin devamını talep etti.

Duruşmaya, karar için ara verildi.

Tutukluluk halinin devamına karar verildi

Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Kavala'nın tutukluluk incelemesi 21 Aralık'ta yapılacak. Bir sonraki duruşma ise 23 Ocak'ta görülecek.

Büyükelçi krizi ve "Soros artığı"

ABD, Almanya ve Fransa'nın da dahil olduğu 10 ülkenin büyükelçilerinin, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasına yönelik yaptığı çağrı kriz yaratmıştı. Dışişleri Bakanlığı'na çağrılan büyükelçilerin, Türkiye'nin içişlerine karıştığı gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 'istenmeyen kişi/persona non grata' ilan edileceği duyurulmuştu. 

Konuyla ilgili yürütülen diplomasi trafiğinden sonra, önce ABD Büyükelçiliği sonra da açıklamaya katılan diğer büyükelçilikler, Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine atıf yapmış ve kriz çözülmüştü.

Kriz sırasında kendisinden söz ederken "Soros artığı" ifadesini kullanan Erdoğan'a yanıt veren Kavala ise, "Bundan sonra duruşmalara katılmam ve savunma yapmam anlamsız." demişti. 

 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU