"Taçsız Kral" Metin Oktay, ölümünün 30. yıldönümünde anılıyor... Çakır: Farkı tepeden tırnağa kral oluşu

Türk futbolu ve Galatasaray'ın unutulmaz futbolcularından Metin Oktay, vefatının 30. yılında anılıyor. "Taçlı Kral Metin Oktay" kitabının yazarı Ahmet Çakır, efsane ismi Independent Türkçe'ye anlattı

Metin Oktay, 13 Eylül 1991'de geçirdiği trafik kazası sonrası yaşamını yitirdi / Fotoğraf: galatasaray.org

Taçsız Kral Metin Oktay, tek aşkıydı Galatasaray 

Senin gibi Cimbomluyu unutur mu bu taraftar...

Galatasaray tribünlerinin diline pelesenk olan bu tezahürat, Türk futbolunun efsane isimlerinden Metin Oktay için hala milyonlarca kişi tarafından söyleniyor.

1955'te kapısından girdiği sarı-kırmızılı kulübün en büyük efsaneleri arasına giren Oktay, henüz 15 yaşındayken İzmir'de Damlacık Kulübü'nde futbola başladığında belki o bile Türk futbol tarihinde böylesi bir iz bırakabileceğini tahmin etmiyordu.

Lefter Küçükandonyadis, Can Bartu, Turgay Şeren, Gündüz Kılıç, Hakkı Yeten, Şeref Bey, Cemil Turan, Özkan Sümer ve niceleri gibi Türk futboluna damga vuran Oktay, taraflı tarafsız hemen herkesin beğenisini ve takdirini kazandı. 

Öyle ki yeni doğan çocuklara bile onun ismi verildi, heykelleri dikildi.

13 Eylül 1991'de trafik kazasında hayatını kaybeden Metin Oktay, aradan geçen 30 yıldan sonra dahi hafızalardaki yerini koruyor ve iyilikle anılıyor.

 

 

Sait Altınordu'nun mirası olan 8 numaralı forma ile futbola başlayan Oktay, sonrasında sırasıyla Yün Mensucat ve İzmirspor'un ardından 1955'te Gündüz Kılıç'ın vasıtasıyla Galatasaray'a transfer oldu. 

Oktay'ın İstanbul'a gelişi Türk futbolunun iki devini karşı karşıya getirmişti.

Dönemin Fenerbahçe yöneticisi Müslüm Bağcılar'ın o yıllardaki transfer teklifini "Bizi sevenleri üzmeyelim baba" sözleriyle geri çeviren Oktay, çocukluğundan beri hayalini kurduğu Galatasaray'a Chevrolet marka bir otomobil karşılığında 5 yıllık sözleşmeye imza atmıştı.

Oktay, Galatasaray'a olan sevdasını şöyle anlatmıştı:

Sarı-kırmızılı renklere küçükten beri hayrandım. Galatasaray, İzmir'e geldiğinde okuldan kaçar, maça giderdim. Bence Galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım.

 

Metin Oktay-Gündüz Kılıç-Galatasaray.jpg
Metin Oktay, Gündüz Kılıç ile birlikte / Fotoğraf: galatasaray.org

 

Galatasaray'daki ilk golü Beyoğluspor'a

Çocukluğundan beri hayali olan Galatasaray'a transferi tamamlanan Oktay, yeni takımındaki ilk maçında ilk golünü attı.

Tarihler 28 Ağustos 1955'i gösterdiğinde "parçalı" ile ilk kez sahaya inen Oktay, Beyoğluspor ile oynanan müsabakada ilk kez fileleri havalandırmayı başardı.

10 Haziran 1959: Ağları delen gol

Sarı-kırmızılı formayla başarılı yıllardan geçen Oktay, 10 Haziran 1959'da Süper Lig finalinin ilk maçında Fenerbahçe'ye attığı golle hala hafızalarda. 

Galatasaray ve Fenerbahçe 10 Haziran 1959'da Dolmabahçe Stadı'nda oynanan Süper Lig'in final maçında karşı karşıya geldi. 

Müsabakanın 37. dakikasında önüne gelen topu kaleye yönlendiren Oktay, Fenerbahçe kalecisi Özcan Arkoç'u geçmeyi başarır ve top ağlara giderken kalenin arkasından dışarı çıkar.

Pozisyonun gol mü aut mu olduğu belirsizliğini korurken topun ağları delerek dışarıya çıktığı anlaşılır.

Galatasaray, Metin Oktay'ın golüyle maçı 1-0 kazansa da rövanşı 4-0 kaybetti.

Sarı-kırmızılılar sezonu şampiyon olarak tamamlayamadı ancak Metin Oktay o sezonu 11 golle gol kralı olarak tamamladı. 

 

Metin Oktay-Galatasaray2.jpg
Metin Oktay'ın fileleri deldiği gol / Fotoğraf: galatasaray.org

 

Metin Oktay, sarı-kırmızılı formayla geçirdiği başarılı yılların ardından 1961'de İtalya'nın Palermo Kulübü'ne transfer oldu. 

Çizme'de bir sezon forma giyen ve istediği formu yakalayamayan Oktay, 12 maçta 3 gol üretti ve Galatasaray'a geri döndü.

Sadece oynadığı futbolla değil kişiliği, efendiliği ve karakteriyle birçok insanın takdirini kazanan Oktay, 1965 yılında Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini üstlendiği "Taçsız Kral" filminde oynadı. 

Oktay, sinema deneyiminin ardından "Taçsız Kral" adıyla anıldı.

 

Metin Oktay-Can Bartu-Galatasaray.jpg
Metin Oktay ile Can Bartu, forma değiştiriyor / Fotoğraf: galatasaray.org

 

Jübilesinde Fenerbahçe forması giydi

Palermo macerasının ardından yeniden Galatasaray'a dönen ve kariyerini Galatasaray'da sonlandıran Oktay'ın jübilesi de diğer oyunculardan farklı olacaktı.

23 Ağustos 1969'ta oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçıyla jübilesini yapan Oktay, "Sinyor" lakabıyla tanınan Can Bartu ile formalarını değiştirdi ve kısa süre sahada sarı-lacivertli formayla oynadı.

17 yıllık futbol kariyerinde Galatasaray ve Palermo formaları giyen Oktay, 10 dakika kadar da sarı-lacivertli forma ile mücadele etti.

İkinci yarıda yeniden sarı-kırmızılı forma ile sahaya çıkan Metin Oktay maçın 55. dakikasında arkadaşlarının omuzlarında sahayı terk ederek jübilesini yaptı. 

Kariyerinde 608 gole imza atan, 6 kez gol kralı olan Metin Oktay, futbolculuğunun ardından teknik direktörlük ve köşe yazarlığı yaptı.

Oktay, 1991 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi.

"Taçsız Kral"ın en yakınlarından Turgay Şeren, verdiği röportajda kazadan önce yaşananları şöyle anlatmıştı:

Galatasaray'ın bir galibiyetinden sonra arkadaşlarla gece Kuruçeşme'deki Galatasaray Adası'nda yemek yiyorduk. Metin ilerleyen saatlerde ‘ben kalkıyorum' deyince masadaki arkadaşlar karşı çıktı. Hep birlikte ‘buradan başka bir gazinoya gideceğiz' diyerek, bizden ayrılmaması için çok çalıştık. O kadar diretmemize rağmen bizleri dinlemedi. 'Gitmem lazım' dedi. Ve gitti... Arkasından Metin Oktay'ın köprüden geçerken trafik kazası yaptığı haberi geldi. O gece tüm ısrarımıza rağmen aramızdan ayrılmayıp bizimle diğer gazinoya gitmiş olsaydı, belki bugün bile aramızda olacaktı...

 

Metin Oktay-Galatasaray1.jpg
Metin Oktay, Galatasaray tribünlerinde / Fotoğraf: galatasaray.org

 

Çakır: Metin Oktay'ın farkı tepeden tırnağa kral oluşu

"Taçlı Kral Metin Oktay" kitabının yazarı Ahmet Çakır, efsane ismi Independent Türkçe'ye anlattı. 

"Metin Oktay'ın farkı tepeden tırnağa kral oluşu" diyen Çakır, Oktay'ı diğerlerinden ayıran özellikleri şöyle aktardı:

Sadece sahada attığı gollerle değil bunun dışında saha içi ve dışındaki davranışları ve insanlığıyla tam bir kral oluşudur. Bu futbolu bırakmasından sonra da sürmüştür. Etrafındakilere yardımı, akıl almaz cömertliği inanılmaz boyutlarda sürüp gitmiştir. Bu çok belirleyici bir noktadır. 

"Akıl almaz bir gol sayısına ulaşması onun en ikinci önemli yanı"

Oktay'ın attığı gollerin sayısını tam tespit edilemediğini kendi yazdığı kitapta 608 olarak belirlendiğini ve bu sayı üzerinde birleşildiğini aktaran Çakır, şu ifadeleri kullandı:

Benim çalışmamda üzerinde birleşilen 608 gol var. Mesleğimizin duayeni sayılan üstadımız Cem Atabeyoğlu bu sayıyı 632'ye kadar çıkarır. 'Ligde attığı goller 217 olduğuna göre bu sayıya nasıl ulaşılıyor' demesi beni de şaşırtmıştı araştırma yaparken. Ama gördüm ki pek dikkate alınmayan, bilinmesi mümkün olmayan dünya kadar maç var. Avrupa maçlarının az olduğu dönemde çok fazla hazırlık maçı yapılıyordu. 3-5 günlüğüne Kıbrıs'a gidiliyor ve orada iki maç oynuyor Galatasaray. Metin Oktay orada 5 gol atıyor. Bunlar, kayıtlarda bulunması pek kolay olmayan ama gazeteleri gün gün taradığınızda ele geçirebileceğiniz rakamlar. Dolayısıyla akıl almaz bir gol sayısına ulaşması onun en ikinci önemli yanıdır. 

"Oktay, eşini değil Galatasaray'ı seçti, bu da onların gözünde çok büyümesine yol açtı"

Oktay'ın Galatasaray'a bağlılığını "çok belirleyici" olarak nitelendiren Çakır, yıldız futbolcunun evliliğinin bitmesine sarı-kırmızılı kulübün etken olduğunu şöyle anlattı:

1959 yılın ocak ayında Oya Hanım ile evlendi. Kabul etmek gerekir ki bu ikisi için de erken bir evliliktir. Metin Oktay 2 Şubat 1936 doğumlu, henüz 23 yaşına bile gelmemiş. Oya Hanım ise daha da genç. İzmirli zengin bir ailenin kızı. Dolayısıyla Metin Oktay'ın futbol oynamaması ve İzmir'e giderek işlerin başına geçmesi gibi öneriler hep gündemde olur. Ama bu, işin bir karar noktasına geldiğinde ki bu 1960 yazıdır. 1960 yazında Galatasaray, Rusya'ya turneye gitmiştir. O arada Oktay, transfer hakları kaybolmasın diye eşine bir belge vermiştir. Bundan dolayı bir dünya karambol doğar. Metin Oktay Galatasaray'dan ayrılıyor, İzmir'e gidecek ve Oya Hanım'ın da elinde bunu sağlayabileceği bir belge vardır. Sonrasında işler öyle gelişmez ve ayrılmak zorunda kalır. Yani Metin Oktay eşini değil Galatasaray'ı seçer. Bu Galatasaraylıların gözünde çok büyümesine yol açan bir olaydır. 

 

Metin Oktay-Galatasaray3.jpg
Metin Oktay omuzlarda / Fotoğraf: galatasaray.org

 

"Fenerbahçe'nin teklifine 'Bizi sevenleri üzmeyelim baba' demesi, tarihe geçmiş bir yanıttır" 

Oktay'ın tarihe geçen "Bizi sevenleri üzmeyelim" sözüne de açıklık getiren Çakır, "Buna benzer bir olay daha Fenerbahçe Kulübü'nün o dönemki yöneticilerinden Müslüm Bağcılar'ın açık çek teklif etmesi. Bu teklife Oktay'ın da 'Bizi sevenleri üzmeyelim baba' demesidir. Bu tarihe geçmiş bir yanıttır. Bunun dışında da elbette Metin Oktay'ın önemini ortaya koyan pek çok şey vardır. 

"Galatasaray'ı binlerin takımı olmaktan çıkarıp milyonların takımı olmaya götüren kişi Metin Oktay'dır"

"Rahmetli İslam Çupi, bunu çok özlü şekilde anlatmıştır" diyen Çakır, Çupi'nin Metin Oktay tanımını şu sözlerle aktardı:

'Metin Oktay öncesinde Galatasaray taraftarları Ali Sami Yen'de iki direk arasına sığan 1500-2000 kişi' civarında ifade eder Çupi. 'Metin Oktay bıraktığında ise iş artık milyonlara varır ve büyümenin temelini oluşturur. Galatasaray'ı binlerin takımı olmaktan çıkarıp milyonların takımı olmaya götüren kişi Metin Oktay'dır' der. Bunun gibi bir çırpıda akla gelmeyecek yığınla niteliği olan bir insandır. 

 

 

Oktay'ın Galatasaray sevgisi, yardımseverliği ve centilmenliğinin yanı sıra kişisel güzelliğinin de çok sevilmesinde etkili olduğunu aktaran Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü:

Hepsiyle birlikte şu da söylenmeli: Metin Oktay aynı zamanda bir erkek güzeli. Çok yakışıklı bir adamdır. Bu da insanların onu gördüklerinde futbolla ilgilisi yoksa bile ona sempati duymalarına yol açabilecek bir etkendir. Attila Gökçe ağabey anlatır. Annesi Metin Oktay'dan 10 yaş daha büyük biridir ama 'Annem bile aşıktı Metin Oktay'a' der. Onu tanıyıp da bu güzelliğine, efendiliğine, adamlığına hayran olmamak, aşık olmamak elde değildir. Nitekim biraz da bu nedenle 1965'te 'Taçsız Kral' filmi yapıldı Atıf Yılmaz tarafından. Dolayısıyla bütün bunlar Metin Oktay'ın neden bu kadar önemli olduğunu aydınlatan parametrelerden biridir.

"2013'te Metin Oktay Ödülü verildi ve bir Fenerbahçeli kazandı, o günden bugüne bir daha bu ödülle ilgili bir şey yapılmadı" 

Metin Oktay'ın günümüzde değerinin bilindiğini ancak bazı eksik noktalar olduğunu belirten Çakır, gördüğü aksaklıları sıralayarak sözlerini noktaladı:

Değerinin bilindiğini görebiliyoruz ama aksaklığı çok somut söyleyebilecek kişi de benim. Tribünlerde hala dalgalanması, çeşitli yerlerde hatırlanması, hatırlatılması önemli ama şöyle bir durum var: 2013'te Metin Oktay Ödülü verildi ve bunu da bir Fenerbahçeli kazandı. Centilmenlik ödülü olarak verildi ama o gün bugündür bir daha bu ödülle ilgili bir şey yapılmadı. Ödüllendirmek uygarlıktır. Ne yazık ki spor uygarlığından çok uzağız. Galatasaray bu konuda öncü olabilir. Bu ödül düpedüz unutuldu ve 2013'ten bu yana çırpınışlarım var, dile getiriyorum ancak kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bu Metin Oktay'a saygı konusunda da eksikliği gösteren bir yaklaşım. Metin Oktay'a saygının tam olarak yerine oturmuş, yerli yerine müesseseleşmiş, tam olarak ritüeliyle yapılabildiğini söylemek zor. Bugün mezar ziyareti oluyor, ihmal edilmiyor ona denilecek bir şey yok. Ama Metin Oktay Ödülleri çok eksikliğini duyduğumuz, spor kültürünün yerleşmesi konusunda katkısı olabilecek bir etkinlik. Beşiktaşlılar 'Bizim niye bir Baba Hakkı ödülümüz yok, Fenerbahçeliler 'Niye Büyük Fikret ödülümüz yok' diye özlem duymalılar. Bu ödüller, ödüllendirmeler, hoşluk, güzellik yaratır, spor kültürü yolunda da birtakım adımlar olur. Sadece centilmenlik ödülü olarak değil bir ödüller bütünü şeklinde kamuoyu ilgisi çekilebilir. Bu bence Metin Oktay ile ilgili en büyük eksikliktir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU