CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Eğer orman yangınlarının yüzde 42'sinin çıkış nedeni bilinemiyorsa siz sorunu çözemezsiniz

Kılıçdaroğlu, “Orman yangınları konusunda siz Türk Hava Kurumunu yok sayarsanız, yetişmiş bir durumu yok sayarsanız bugünkü tablo ortaya çıkar” dedi

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2. Orman Çalıştayı'na katıldı. Orman yangınlarını söndürmek için herkesin mücadele etmek istediğini ancak koordinasyonun gerektiği gibi yapılamadığını söyleyen CHP Genel Başkanı, "Ormanın, denizdeki balığın, akar suyun partisi olur mu?" diye sordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kılıçdaroğlu, "Varsa bir yanlışlık hep beraber gitmeliyiz üzerine, beraber düzeltmeliyiz. Orman bizim ormanımız, su bizim suyumuz, ormanda yaşayan canlılar bizim canlılarımız. Kısır çekişmelerin ve tartışmaların hiç kimseye fayda getirmediğini hepimizin bilmesi lazım. Biz büyük bir sorumluluk içinde hareket ediyoruz. Ama bunlar yapılırken bir koordinasyonun olması lazım, birisinin koordine etmesi lazım" dedi.

“Önlem alması gereken devleti yönetenlerdir”

Orman çalışanları, orman köylüleri, polisler, askerler, muhtarlar, herkese teşekkür eden Kılıçdaroğlu, kim orman yangınlarının bir an önce sonlandırılması için çaba harcamışsa, emek harcamışsa alın teri dökmüşse hepsine şükran borçlu olduklarını vurguladı. Bir felaket karşısında, nasıl önlem alınacağının önceden düşünülmesi gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

Eğer bir sel her yıl oluyorsa bu yıl da olacak, 'O selden en az zararla nasıl çıkabilirim?' diye hepimiz çalışırız, kafa yorarız. İklim değişikliği konusu yıllardır tartışılır. Sadece Türkiye'de değil bütün dünyada, bütün uluslararası kurumlarda, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere. Bir iklim değişikliği olacak Akdeniz havzasında büyük orman yangınları olacak, bunlar yazıldı çizildi. Bizim Türkiye'de görev yapan akademik dünyada bu konuda yazılar yazdı. Gazetelere makaleler yazıldı, iklim değişikliğinin hangi sonuçları doğuracağı ifade edildi. Önlem alınması gerektiği söylendi. Peki bunlar yazılır çizilirken, önlem alması gereken kim? Bu da bir soru olarak hafızanızın bir yerinde dursun. Önlem alması gereken devleti yönetenlerdir. Onlar görecekler bir felaket geliyor, iklim değişikliği... Nitekim orman yangınları nereden başladı, sadece Türkiye'de mi? Hayır. Akdeniz havzasında İspanya’dan Türkiye’ye kadar her yerde orman yangınları oldu. Büyük kayıplar Türkiye'ye özgü mü olmalı, biz mi büyük kayıplar vermeliyiz? Bizde mi çok fazla sayıda orman yanmalı, diğerlerinde daha az yanmalı? Böyle bir amaca mı kilitlendik, hayır. Gönül ister ki hiçbir ağaç yanmasın, nerede olursa olsun dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun bu mücadelenin yapılması lazım. Bu uyarılar yapılmasına karşın bu uyarıların hiçbirisi dinlenmedi. Bugün bizler çocuklarımıza, evlatlarımıza, torunlarımıza, gelecek kuşaklara güzel bir Türkiye bırakmak zorundayız.

3 Ağustos 2021'de bir basın toplantı yaptığını ve toplantıda "Bilim insanlarımızı dinlemeye başlamanın tam zamanıdır" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Konunun uzmanları, bilim insanlarımızdan hemen destek isteyeceğiz, bunun içinde bir birim çalıştayının yapılması şarttır demiştim. Daha önce 2019'da Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, orman yangınları ile ilgili bir çalıştay yapılmıştı. Şimdi ikinci çalıştayı yapıyoruz. Normalde bu çalıştayı yapması gerekenler devleti yönetenler" dedi.

Çıkış nedeni bilinmeyen bir yangının söndürülemeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "1. çalıştayda çıkan sonuca göre, 2007 ile 2018 arasında orman yangınlarının yüzde 34'ünün ihmal ve dikkatsizlikten, yüzde 7'si kasıtlı, yüzde 5'i kaza sonucu, yüzde 12'si yıldırım nedeniyle, yüzde 42'sinin nedeni ise belli değil" diye konuştu.

“Personeli olmayan bir kurum orman yangınlarını söndürebilir mi?”

Orman yangınlarıyla ilgili nitelikli personelin yetiştirilemediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

Eğer orman yangınlarının yüzde 42'si bilinemiyorsa siz sorunu çözemezsiniz. Çünkü bir sorunu çözmeniz için o sorunun nereden kaynaklandığını bilmeniz lazım. Tıpkı bir doktorun insanı muayene etmesi gibi. Önce sorunu tespit edeceksin. Sağlıklı bir yangın söndürme filosu oluşturmazsanız yangını söndürebilir misiniz? Yangını söndürmek için hazır mısınız? Yeterli uçağınız, helikopteriniz var mı? Eğer yangın filonuz yoksa siz yangını söndüremezsiniz.

"Personeli yeterli olmayan bir kurum orman yangınlarını söndürebilir mi, söndüremez." diyen Kılıçdaroğlu, "Herkes orman yangınlarını söndüremez, bu konuda bilgi lazım, birikim, eğitim lazım tecrübeli olacak, nereye nasıl müdahale edeceğini bilecek, hangi ağaçların nerede kesilmesi gerektiğini bilecek, karşı ateşin nereden yakılması gerektiğini bilecek, alanı daraltacak ve olabildiğince orman yangınlarını kontrol altına kısa sürede alacak. Bunu yapacak olan eğitimli personeldir" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, yangın eğitim ve uygulama merkezlerinin oluşması gerektiğine dikkati çekti.

Çanakkale, Adana, İzmir, Kahramanmaraş'ta yangın söndürme filolarının konuşlandırılması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğluşöyle konuştu:

Bu merkezlerde mutlaka yangın eğitim ve uygulama merkezleri olması lazım, yetişmiş personelin orada olması lazım. Yangın olsun olmasın, belediyelerin itfaiyesi var mı var, o itfaiyede görev yapan personel var mı, var. O personel bir yangın çıktığında 'nasıl söndürülecek' bu konuda eğitim alıyor mu, alıyor. Yangın çıkmasa 'Yangın çıkmadı, biz de itfaiyeyi kapatalım.' diyor muyuz? Demiyoruz. Orman yangınları konusunda siz Türk Hava Kurumunu yok sayarsanız, yetişmiş bir durumu yok sayarsanız bugünkü tablo ortaya çıkar.

“Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz”

İzmir'deki orman yangınları işçi eğitim merkezinin kapatıldığını belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Sanki hiç orman yangınları olmayacak, bunun garantisi alınmış, siz bu merkezi kapatıyorsunuz. Oysa yeni merkezler açmamız lazım. Bu konuda kesinlikle orman köylüleriyle işbirliği yapılması lazım. Orman Genel Müdürlüğü’nün bu iş birliğini yapması lazım. Çünkü alanı en iyi bilen orman köylüsü, vadiyi en iyi bilen yamacı dağı tepeyi en iyi bilen, nerede su var en iyi bilen o. Onlarla da işbirliği yapılması lazım. Dördüncü soru aklıma takılan, yanan orman alanlarının yapılaşmaya açılması orman yangınlarını nasıl etkiler? Garip bir soru. Orman yangınları oluyor, burayı yapılaşmayı açarsanız orman yangınlarını lehe mi aleyhe mi büyütür? Hepimizin aklı başında, hepimiz biliyoruz ki yapılaşmayı açarsanız orman yangınları artar.

Ormanların yakılıp yerine beş yıldızlı oteller yapıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Kim izin verir? İktidarda oturanlar. Orman yargılarının hemen öncesinde bir düzenleme yapıldı ve Resmi Gazete'de yayınlandı. Orman vasfını Hazine taşınmazlarının turizme açılmasında Turizm Bakanı'na yetki verildi. Bu ne demektir? 'Ben Anayasa'yı da takmıyorum, madem burası orman vasfı niteliğini kaybetti o zaman ben burayı turizme açacağım.' Biz buna tepki gösterdik, hepimizin tepki göstermesi lazım. Bunu ayrıca Anayasa Mahkemesine götüreceğiz" diye konuştu.

"Buradan yargıçlara da sesleniyorum, Anayasa Mahkemesinde görev yapan yargıçlara da sesleniyorum." diyen Kılıçdaroğlu, "Ormanı korumak sadece benim yetkimde ve benim arzum değil. Hepimizin ortak arzusu. Orman Genel Müdürlüğünü, Orman Bakanlığını devre dışı bırakıp, yetkiyi Turizm Bakanı'na verirseniz farklı bir tablo çıkar ortaya. Bu düzenlemenin iptal edilmesi lazım, biz götüreceğiz. Ve hep beraber izleyeceğiz" açıklamasını yaptı.

“Uluslararası işbirliği yapmamız lazım”

Sayıştay'ın Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan bir kurum olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

2019 tarihli raporun bir bölümünü okuyorum. 'Mevcut sistemle yani bugün içinde bulunduğumuz sistemle orman örtüsünde meydana gelen değişikliklerin, sayısal olarak tespit edilmesi oldukça zordur, yok böyle bir sistem, zordur.' diyor. Hangi yıldan bahsediyor? 2019, 2020, 2021, 2022. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde hala biz ormandaki değişiklikleri izleyemiyorsak sorun varsa orman yangınlarını önleyemezsiniz. Fırsatçıları önleyemezsiniz. Alan açıp orada otel yapmak isteyenleri önleyemezsiniz. İklim değişikliğinin yarattığı sorunlar karşısında, bir uluslararası işbirliğine gerek var mı? Dünyanın ortak sorunu mu? Evet, dünyanın ortak sorunu. En çok etkilenen bölge neresi? Akdeniz havzası. İspanya'dan Türkiye'ye kadar. İklim değişikliğinden etkileniyoruz. O zaman bizim bir uluslararası işbirliği yapmamız lazım. Ve bunun için bir çağrı yapmamız. Bu çağrıyı yapmak en çok Türkiye'ye yakışır. Türkiye yönetenlerin böyle bir hedefi var mı? Yok. Böyle bir amacı var mı? yok. Böyle bir şey akıllarına gelir mi? Emin olun akıllarına da gelmez ama biz, sorunlu bir siyasi parti olarak bu çağrıyı yapmasını istiyoruz. Orman Genel Müdürlüğü bu çağrıyı yapmalı. Orman alanlarına karşı işbirliği konferansı düzenlemeli. Orman yangınlarına karşı Türkiye'nin bir işbirliği konferansı düzenlenmesini lazım.

"3 Ağustos'ta orman yangınlarının başladığı dönemde bir basın toplantısı yapmıştım, o basın toplantısını şu cümlelerle bitirmiştim" diyen Kılıçdaroğlu, "Aynısını okuyarak sözlerimi bitirmiş olayım. Sevgili halkım, emin olun hızla saracağız yaralarımızı ve hiç kimseyi, ardımızda bırakmayacağız. Aç açıkta bırakmayacağız. 'Sesimi duyan yok mu?' dedirtmeyeceğiz milletimize. El ele verip ormanı daha yeşil, gökyüzünü daha mavi, denizlerimizi daha berrak yapacağız. Kendimizi de güzel ülkemizi de iyileştireceğiz. Ana hedefimiz bu" dedi.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU