Bitcoin: Kirli para birimi

Henüz net olmayansa şu; bu savaşın olumsuz etkisi Bitcoin'in fiyatını düşürmeye devam mı edecek, yoksa talep karşısında arzın (madencilik) azalmasından sonra ters bir etki yaratarak fiyatları yükseltecek mi?

Fotoğraf: Reuters

Hükümetler 'Bitcoin' başta olmak üzere kripto para birimleri üzerinde baskı oluşturmaya geri döndüler, ama bu sefer yeni bir bahaneyle; kripto para birimleri madenciliğinin dünyadaki enerjiyi tükettiği, dolayısıyla çevreyi kirlettiği.

Bu bahane, Elon Musk'ın Tesla araçlarının Bitcoin para birimiyle satın alınabilmesi kararından geri adım atmasına neden oldu.

Çinlilerin - inanın ya da inanmayın - dijital para birimlerine savaş açmak için kullandıkları bahane de bu.

Bu savaş, bir dizi geleneksel ve dijital bankanın dijital para ticareti yapmasını engellemenin yanı sıra arabuluculuk operasyonlarını izlemekle somutlaştı.

Musk'ın çevreye verdiği destek inanılır olsa bile, dünyanın karbon emisyonlarının dörtte birinden fazlasından tek başına sorumlu olan Çin'in çevreye bu kadar düşkün olması mümkün mü?


Bitcoin, her yıl, küresel elektrik üretiminin yüzde 0,55'ini (yaklaşık yüzde yarım), yani yaklaşık 110 terawatt saat tüketiyor.

Bu oran, Malezya, İsveç ve Finlandiya gibi ülkelerin tüm elektrik tüketimlerine denk ve 23 kömüre dayalı tesisin ürettiği enerjiye yakın.

Bu, uzmanlardan birinin -İrlanda'nın Trinity Üniversitesi'nden Profesör Brian Lucey- neden olduğu kirlilik yüzünden Bitcoin'i 'kirli para birimi' olarak nitelendirmesine yol açtı.

Bu tüketimin yarısı veya daha fazlası, dünyadaki Bitcoin madenciliğinin yüzde 65'ini oluşturan Çin'de gerçekleşiyor.

Elektronik para destekçileri, endüstriyel sektörlerde bu tüketimin normal olduğunu düşünüyor.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Diğer taraf ise, endüstriyel sektörlerin genellikle tek bir coğrafi konumda bulundukları ve yakınlarda yer alan elektrik jeneratörleri ile donatıldığı, bunun da elektrik şebekeleri üzerindeki baskıyı azalttığı düşüncesinde.

Oysa kripto para madenciliği bölgeleri geniş bir coğrafi alana dağılıyor ve bu da, elektrik tüketimini şebeke üzerinde bir yüke dönüştürüyor.


Ancak konu sadece elektrik tüketimi ile ilgili değil, elektrik tüketimi tek başına herhangi bir endüstrinin durması için bir gerekçe oluşturmuyor.

Bitcoin, tükettiği elektriğin karbon yayan kaynaklardan gelmesiyle suçlanıyor ki bunu kanıtlamak zor.

Dijital para birimleriyle ilgili işlemlerin çoğu bildirilmiyor ve hiç kimse Bitcoin'in neden olduğu karbon emisyonlarının yüzdesini doğru bir şekilde belirleyemez.

Bu konudaki hatalı değerlendirmelerin boyutu, iki rapor arasında yapılan karşılaştırmayla bilinebilir.

Bunlardan ilki 2019 yılında yayınlandı ve bu raporda, Bitcoin madenciliğinde kullanılan enerjinin yüzde 73'ünün karbon emisyonlarına neden olduğu değerlendirmesi yer aldı.

Bu yılki rapor ise bu oranı yüzde 39'a düşürüyor. İkisi arasındaki fark epey büyük.

Elektrik tarifeleri ve üretilme şekli, madencileri (kripto para madenciliği yapanları) su türbinlerinin kullanıldığı nehirler, şelaleler ve barajlar gibi yenilenebilir enerji üreten alanlara kaydırdı.

Çin'de kripto para madenciliğinin üretim hacmi yağış mevsimlerine göre değişiyor. Daha fazla yağmur yağıp su türbinleri daha fazla enerji ürettiklerinde madencilik de onlarla birlikte artıyor.

Bu nedenle, İngiltere'nin Cambridge Üniversitesi'nden yayınlanan bir rapor, Bitcoin madenciliğinde kullanılan enerjinin yaklaşık yüzde 62'sinin su türbinlerinden geldiğini öngörüyor.


Tüm bunlardan Bitcoin'in -yüksek elektrik tüketimine rağmen- özellikle karbon emisyonlarındaki rolüyle ilgili bilgilerin yanlış olması nedeniyle çevre için gerçek bir tehlike oluşturmadığı açığa çıkıyor.

Bu tüketimi haklı göstermek ise tamamen dijital para birimlerinin bir finansal sistem mi yoksa bir dolandırıcılık ve kara para aklama sistemi mi olduğu konusundaki görüşlere bağlı.

Bir finansal sistem ise, Bitcoin'in elektrik tüketimi dünyada elektrik tüketen birçok araçtan biri olan ATM'lerin tüketiminden çok daha düşük.

Fakat bir dolandırıcılık ve kara para aklama sistemi ise, hakkında verilecek karar elektrik tüketiminin yüksek veya düşük olmasına bağlı olmayacaktır.


Görünüşe göre -doğru ya da yanlış- kripto paralara karşı mevzide yer alanlar, bu para birimleriyle savaşmanın bir yolunu bulmuşlar.

Çin hükümeti, finansal sistemin küçük bir oranda da olsa kontrolünden çıkmasını kabul etmeyecektir.

Aynı zamanda sürekli olarak kripto para birimleri kullanılarak gerçekleştirilen kara para aklama operasyonlarını da -ki bunu hiç kimse inkar edemez- kabullenmeyecektir.

Ancak bunlar yerine, bu savaşı 2060 net sıfır emisyon stratejisi kapsamında yürüttüğünü açıklamayı tercih ediyor.

Böylece madencilerin ekipman ve teçhizatları ile Çin dışına göç etmelerine ve ABD gibi diğer bölgelerde faaliyetlerini artırmalarına neden oluyor.

Henüz net olmayansa şu; bu savaşın olumsuz etkisi Bitcoin'in fiyatını düşürmeye devam mı edecek, yoksa talep karşısında arzın (madencilik) azalmasından sonra ters bir etki yaratarak fiyatları yükseltecek mi?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU